09-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Müctehid-İ Mutlak:
Müctehid-i Mutlak:
Dînî hükümleri, Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden ve diğer dînî delillerden (kaynaklardan) istinbât ederken, çıkarırken kendine mahsûs kâide ve usûl koyan müctehid Buna, müctehid fiş-şer' ve müctehid-i müstekıl de denir
Dört mezhebin imâmları, müctehid-i mutlaktır Bu dört imâmdan sonra müctehid-i mutlak yetişmedi Hiçbir âlim müctehid-i mutlak olduğunu iddiâ etmedi Yalnız,Muhammed Cerîr-i Taberî bu iddiâda bulundu ise de, hiçbir âlim bu sözünü kabûl etmedi (İmâm-ı Şa'rânî)
Hicretin dört yüz senesi geçtikten sonra müctehid-i mutlak yetişmediği için, bu târihten sonra gelen âlimleri taklîd etmek câiz değildir Bu târihten evvel yetişmiş olan bir müctehidin mezhebini öğrenmek için, âlimlerin sözbirliği ile kabûl ettikleri İslâmî hükümleri bildiren fıkıh kitablarını okumak lâzımdır (İmâm-ı Menâvî)
Nisâ sûresinin, elli sekizinci âyetinde meâlen; "Uyuşamadığınız din işlerinde, Kitâba (Kur'ân-ı kerîme) ve Sünnete (Hadîs-i şerîflere) mürâcaat edin" buyrulmaktadır Bu emir, müctehid-i mutlak olan âlime uymak için emirdir (Mahmûd bin Abdülgayyûr Pişâvûrî)
|
|
|