09-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
C Harfi 2
cibâl: dağlar
cibillî: yaradılıştan, mayadan, soydan
cibilliyet: yaradılış, maya, soyluluk
Cibrîl: Cebrail aleyhisselâm
cidâl: uğraşma, savaş
cidar: duvar, çeper
cidden: gerçekten
cîfe: leş
cifir: harflere verilen sayılarla mânâlar çıkarma ilmi
cifrî: cifirle ilgili
ciğerpâre: ciğer parçası, sevgili yavru
ciğersûz: ciğer yakan
ciğerşikâf: ciğer parçalayan
cihad: din uğrunda savaş
cihân: dünya, âlem
cihânbahâ: cihan değerinde
cihândeğer: dünya kıymetinde
cihângîr: cihanın büyük bir kısmını elde eden savaşçı
cihânkıymet: dünya kadar değerli
cihânpesendâne: dünyanın beğeneceği şekilde
cihânşümûl: dünya ölçüsünde
cihâr: dört
cihât: yanlar, yönler
cihâz: aygıt, çeyiz
cihâzât: aygıtlar
cihet: yön, yan
cihetiyet: yönlülük, yanlılık
cild: deri, ten
cilve: görünme, belirme, naz
cilveger: cilve eden
cimâ: cinsî münasebet
cimri: kimseye bir şey vermeyen eli sıkı kimse
cin: göz ile görülemeyen ruhani varlıklar
cinân: cennetler
cinas: birçok mânâya gelebilen söz
cinâyet: adam öldürme, ağır suç
cinnet: delilik
cinnî: cinlerden olan
cins: tür, çeşit
cinsî: cinsle ilgili
cinsiyet: cinslik, tür olma
cirm: oylum, yıldız
cisim: uzayda yer dolduran varlık
cism: cisim
cismanî: cisimle ilgili
cismaniyet: cisim olma hâli
cismen: cisimce
cismiyet: cisimlik
civan: yakışıklı genç
civanmert: yüce gönüllü, mert
civâr: yöre, yakın yer
cîz: hurma ağacının kökü
cizye: müslüman olmayanlardan alınan vergi
cûd: cömertlik
Cûdi: bir dağ adı
cumâ: önemli bir namaz
cumhur: topluluk
cumhurî: cumhuriyetle ilgili
cumhuriyet: devlet başkanı yönetilenler tarafından seçilen yönetim biçimi
cumhuriyetperver: cumhuriyeti seven
cûş: coşma, kaynama
cûşuhurûş: coşup taşma
cûyem: ararım
cübbe: namazda giyilen bol elbise
cüdâ: ayrı, ayrılmış
cühelâ: bilgisizler
cühûd: bilerek inkâr etme
cülûs: tahta çıkma
cümle: bütün, hüküm bildiren söz
cümûd: cansız, donuk
cümûdet: cansızlık, donukluk
cümûdiye: buzul
cümûdiyet: donukluk, katılık
cüneyd: askercik
cünûd: askerler
cünûdullah: Allahın askerleri
cünûn: delilik
cünüb: gusletmesi gereken kimse
cüret: ataklık, kendini bilmezlik
cüretkâr: atak, kendini bilmez
cüretkârâne: atakça
cürm: suç
cürmümeşhud: suçüstü
cürüm: suç
cüsse: gövde, kalıp, beden,
cüz: bölüm, parça
cüzî: pek az, ferdi
cüziihtiyar: az bir seçme hürriyeti
cüziirâde: insanın azıcık iradesi
cüziyyât: cüziler
cüziyyet: azlık, küçüklük
|
|
|