Konu: İstikâmet:
Yalnız Mesajı Göster

İstikâmet:

Eski 09-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstikâmet:




İSTİKÂMET:

Allahü teâlânın beğendiği, doğru, hak yolda bulunma

Kim ki hac eder, kötü söz konuşmaz ve istikâmetten ayrılmazsa, annesinden yeni doğmuş gibi, bütün günâhlarından sıyrılır (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)

Allahü teâlâ kendisine Hûd sûresinde; "Emr olunduğun gibi istikâmet üzere ol!" buyurunca, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, istikâmetin zorluğuna işâretle; "Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı" buyurdu Yâsîn sûresinde; "Ey Resûlüm! Sen elbette istikâmet üzeresin" buyurulunca, Resûlullah efendimiz rahatlamışlardır (Seyyid Tâhâ)

Kıyâmet günü Sırat köprüsünden geçebilmek için istikâmet üzere bulunmak gerekir (Muhammed Hâdimî)

İstikâmet, kerâmetin üstündedir (İmâm-ı Rabbânî)

Lâ ilâhe illallah kelimesini söylemekle kalb düzelir ve o kimsenin hâllerinde ve işlerinde istikâmet hâsıl olur Zâhirin (bedenin) ve bâtının (kalb ile rûhun) istikâmeti ele geçince de, sonsuz seâdete kavuşulmuş olur Zâhirin istikâmette olması demek , dindeki emir ve yasaklara uymaktır Bâtının, kalb ve rûhun istikâmeti ise, hakîkî îmâna kavuşmaktır Yüksek hocamız, hakîki îmânı, kalbi Allahü teâlâdan alıkoyan bütün fayda ve zararlardan temizlemektir, diye açıkladılar (Ya'kûb-i Çerhî)

Alıntı Yaparak Cevapla