Bulut şaşkınca, ama gene de sakince gözlerini açtı Onu korkutacak pek az şey vardı Şaşırtacak daha da az şey Kendi çapında küçük bir tanrıydı o Cisimleri yoktan varedebiliyor, yerlerini değiştirebiliyordu Canlıların zihnini okuyabiliyordu Ama en önemli gücü ateş üzerindeydi Ateşi kullanabiliyordu Ateş onun elinde bir oyuncaktı sanki Ateşle istediği her şeyi yapabiliyordu
Ama tüm bunlara rağmen şimdi kendi iradesi dışında buraya fırlatılmıştı Ve buna öfkelenmeye başlıyordu Tanrı aşkına! Neresiydi burası böyle? Gerçekten Neresiydi burası? Yeni bir merekla etrafı incelemeye başladı Bir çöldeydi, orası kesin Ama hangi gezegenin çölü, nerenin çölü Üstün bir varlık olduğu için evrende dilediğince seyahat ediyordu Ama tam merak ettiği bir nötron yıldızına yaklaşırken buraya fırlatılmıştı işte Gene öfkelendi Önce buradan hızla gitmek istedi Yeniden o sonsuz boşlukta dolaşmaya başlayacaktı Zaman zaman daha insani yönleri uyanıyor ve oksijen sıkıntısı çekiyordu Ama içbir zaman bunun üzerinde durmamıştı Vücuduna gereken enerjiyi beyni veryordu Ama sonra vazgeçti Buraya böyle aniden geldiğine göre bu gezegenin bir özelliği olmalıydı Araştırmalıydı Araştırma
Bulut'un o muhteşem gri gözleri ani bir heyecanla parladı Kendini bildi bileli yaptığı - ve hiç sıkılmadığı- bir şeydi, araştırma Zevkle yerden biraz havalandı ve ilk kum tepesinin ardını görmek için heyecanla havada süzülmeye başladı




Arkadaşlar biraz fantastik bir giriş yaptım, umarım hoşunuza gider Tabii dilerseniz hikâyeyi daha ilginç bir hâle getirebilirsiniz Evet, sıra speed'de Başlayabilirsin sevgili speed