04-29-2007
|
#1
|
|
angelesdream
|
Lanetli Yalnızlık!

Hayalleri konuşan dilimi kapattım yine bu defa, yalnız ayrılıktan dem vuran dakikalara sitem dolu mektuplar yazdım kırık cümlelerimle
Belki bu nedenle her masumluğumda, ruhum terk ediyor bedenimi
Bir şehre saklanıyor, ya da küçük bir yüreğe…
Ben aramaktayım kendimi gecelerim kaybolduğunda
Cevaplarını bulamadığın sorularla diplere batan ve oralarda bir yere demir atmış umudunun demir alıp geri dönmesine yardım edecek gücün var mı?
Yüreğinin her atışı aldığın her nefes seni hayatta olduğuna inandırmaya çalışıyor oysa
Kalmadı ki artık geride martıların kol gezeceği bir sahil Darmadağın ve yorgunluğunun perçinlediği mevsimler saklı artık
yangınların dinmediği topraklarımda
Sussam ve bir adım dahi geri gelsem kül olacağım biliyorum Seni görmeden sana gelmekte yangın bunu da biliyorum
Ellerimi havaya kaldırıyor, yüzümü iyice yansıtıyorum aynaya
Gözlerim, dalabildiği en son noktaya kadar dalarken, yüreğim başka birini getiriyor bu kırık parçalara
Tanıyamadığım bir parçamı daha  Başka bir "ben"i daha 
Kendimide alıp yok olmak istiyorum buralardan, güneşin ışınları açamaz rengini siyahlarımın
En mavi denizler kollarımda, en beyaz düşler kanatlarında Koca İstanbul ayaklarının altında 
Bir sokak lambası bile bütün sokağı aydınlatmıyor
Akasyaların soyu tükenmeli ben ölene dek yapraklarındaki saçaklar kirpiklerini hatırlatır diye Senin güzelliğini hatırlatacak hiçbir şey istemiyorum
Sadece gözlerimde bakışların kalmalı ve geçmişte kalan tüm hayallerimi süslemeli bir yılbaşı ağacı gibi
Artık göremiyorsun 
Aydınlık yavaş yavaş daralıyor 
Ve karanlık kaplıyor her yeri 
Evet, hala görüyorum seni 
Direnci tükenmiş ruhunun sere serpe halini  
Bu gece yine ihtiyacım var kendime Yanacağım ve yakılana şahid olacağım bu gece
Cehennem gibi yanacak aklımdan geçenler, gördüğüm hayatlar yakılacak hece hece 
|
|
|
|