Yalnız Mesajı Göster

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Hayatı

Eski 09-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Hayatı



Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Kimdir

Ahmed Ziyaüddin GÜMÜŞHANEVİ

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, dünya çapında bir şöhrete sahip, meşhur bir İslam âlimi 1228/1813 senesinde Gümüşhane’nin Emirler Mahallesi’nde dünyaya geldi Adı Ahmed olup, daha çok Ziyaüddin mahlası ve Gümüşhanevî nisbeti ile meşhur olmuştur

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, künyesinden babasının adının Mustafa ve dedesinin adının Abdurrahman olduğunu öğreniyoruz Babası hayatını ticaretle kazanan salih bir kimse idi İsimlerinin bir mahalleye verilecek kadar nüfuzlu bir sülaleden gelmiş olmaları kaynaklarda zikrediliyor Bu mahallenin ismi emirler mahallesidir

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, gerçek bir zâhid ve hak dostudur Gümüşhane’de hayatının ilk on senesini, yani çocukluk yıllarını geçirdiği biliniyor

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, tarikat silsilelerinde kendi adına özel bir şube teşkil edecek kadar ileri mertebede bir şeyh ve âlim Hadis, kelam, fıkıh ve tasavvuf eserleri kaleme almış çok velud bir müellif; muhaddis, mütekellim, fakih…

Gümüşhânevî’nin çocukluğundan beri ilim tahsiline ayrı bir merakı olduğu ve beş yaşında Kur’ân-ı Kerîm’i hatmettiği, sekiz yaşına geldiğinde Kaside-i Bürde, Delâil-i Hayrât ve Hizb-i A’zâm adlı eserleri hatmedip bu eserlerden icazet aldığı bilinmektedir

Gümüşhane’de ki hocalarının isimlerini kendisinin talebelerine verdiği icazetnamelerden öğrenildiğine göre şöyledir Şeyh Salim, Şeyh Ömer el-Bağdadi, Şeyh Ali el-Vefai ve Şeyh Ali…

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi, on yaşlarına geldiğinde ailesiyle birlikte Trabzon’a göç eder Ağabeyinin askere gitmesiyle yalnız kalan babasına işyerinde yardım etmek onu ilim tahsil etmekten alıkoymamıştır Ahmed, Trabzon’daki âlimlerden sarf, nahiv ve fıkıh dersleri almaya başlar Hem ilim tahsili hem ticari işler altında ezilmesinden endişe eden babası, ağabeyi askerden gelince onu İstanbul’a Dârü’l-Ulûm’a göndermeye söz verir O da bunun sevinciyle bir taraftan derslerine devam eder; hıfzını tamamlar, bir taraftan da eli ile ördüğü para keselerini satarak ileride ihtiyacı olacak parayı biriktirmeye başlar Akranlarının oyunla meşgul olduğu dönemde o, ilim tahsiline devam eder Düşündüğü, hayal ettiği ve en çok arzuladığı şey ise mâsivâdan soyutladığı bedenini yalnızca ilim tahsiline hasretmektir Gümüşhanevî babasının vaat ettiği günün gelişini hasretle bekler Bu duyguların onda gelişmesinde içinde bulunduğu tasavvuf çevresinin etkisi vardır


Alıntı Yaparak Cevapla