Yalnız Mesajı Göster

Çeviri Nasıl Yapılır

Eski 09-01-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çeviri Nasıl Yapılır



YARDIMCI YÜKLEMLER

1 Tanım

Bu bölümde ele alınan yüklemler birer yardımcı yüklemdir Tek başlarına kullanıldıklarında yüklem olarak taşıdıkları anlamı taşımazlar ("Yes, I can" gibi kısa yanıt durumları dışında) Bu nedenle, kimi yardımcı yüklemlerin isim ya da yüklem olarak taşıdıkları anlama (can (n) = teneke kutu, have (v) = sahip olmak, May (n) = Mayıs, must (n) = gereklilik, will (n) = irade; vasiyetname) dikkat etmek gerekebilir

2 Kullanım ve Çeviri

Yardımcı yüklemler alfabe sırasına göre ele alınmıştır

21 be (am / is / are) able to

"Bir şeyi yapabilmek" anlamını taşır

- I am able to run a mile

Bir mil koşabilirim

- They will be able to complete the project on time

Projeyi zamanında tamamlayabilecekler

- She was able to say a few words

Birkaç kelime söyleyebildi

- We haven't been able to understand it

Onu anlayabilmiş değiliz

Bu yapı Türkçe'ye "yüklem + - EbIl- " ile aktarılır Gerekli zaman takısı eklenir22 can

a) bir şeyi yapabilmek

- Can you speak German ?

Almanca konuşabilir misin ?

b) olasılık

- He can be here any moment

Her an gelebilir

c) izin, rica

- Can I leave early ?

Erken çıkabilir miyim ?

- Can you turn the volume down ?

Sesi kısabilir misin ?

Bu kullanımlar (a-c) Türkçe'ye "yüklem + - EbIl- ile aktarılır

d) Olumsuz sonuç çıkarma

- It can't be her She is much taller

Bu o olamaz O daha uzun boylu

e) Geçmişe ait olumsuz sonuç çıkarma

- She can't have left earlier

Daha erken çıkmış olamaz

23 could

a) Geçmişte bir şeyi yapabilmek

- I could swim across the lake then

O zamanlar gölü yüzerek geçebilirdim

b) olasılık

- Perhaps she could answer all the questions

Belki de tüm sorulara yanıt verebilir

c) izin, rica

- Could you do me a favour ?

Bana bir iyilik yapar mısın ?

d) teklif

- Could we meet at around 12 tomorrow ?

Yarın saat 12 civarında buluşabilir miyiz ?

e) Sonuç çıkarma

- He could be at home He could be sleeping

Evde olabilir Uyuyor olabilir

f) Gerçekleşmemiş, geçmişe ait olasılık

- I could have passed the test

Sınavı geçebilirdim

24 dare

a) Cesaret etmek

- She daren't do it

Yapmaya cesaret edemez

b) Sadece I daresay yapısı ile, olasılık

- I daresay you are tired

Sanırım yorgunsun

25 had better

Tercih, "olsa iyi olur"

- Hadn't we better start rightaway ?

Hemen başlamak/başlamamız iyi olmaz mı ?

- I'd better keep it in a box

Onu bir kutuda saklasak iyi olur

26 have (got) to

a) Konuşmacının gerçeklere dayanarak ilettiği zorunluluk

- She has to leave immediately There is a phone call

Hemen çıkması gerek Telefon var

b) Gerekmezlik (= needn't )

- You don't have to study at all

Hiç çalışman gerekmez

- She won't have to go

Gitmesi gerekmeyecek

- We didn't have to buy anything

Hiçbirşey satın almamız gerekmedi

Kimi zaman have = sahip olmak yüklemi, have to yardımcı yükleminin kullanımına benzer bir çekilde kullanılıyor olabilir Cümlenin anlamını yanlış anlamamak için dikkat etmek gerekir

- This book has a lot to say

(= This book has a lot of things to say)

27 may

a) Olasılık

- We may never see that comet again

Bu kuyruklu yıldızı bir daha hiç göremeyebiliriz

b) İzin, rica

- You may go

Gidebilirsin

c) Gelecekte tamamlanması olası eylem

- Many species may have died out by then

O zamana kadar pek çok tür tükenmiş olabilir

d) Geçmişe ait olası eylem

- He may have missed the bus

Otobüsü kaçırmış olabilir / Belki de otobüsü kaçırdı

e) Geçmişte gerçekleşmemiş olasılık

- They may have won the match They played terribly

Maçı kazanabilirlerdi

f) may as well = had better

"may well" kullanımına dikkat ! Bu yapıda well kelimesi pekala, neden olmasın anlamını taşır

g) Dualar "may" ile olur "May" yardımcı yüklemi özneden önce gelir

- May God be with you

Tanrı seninle olsun

h) "Rağmen" anlamı veren cümlelerde, devrik yapıda "may" kullanılabilir

28 might

a) zayıf olasılık

- This medicine might have some side effects

Bu ilacın bazı yan etkileri olabilir

b) izin isteme

- Might we suggest something ?

Birşey önerebilir miyiz ?

c) gelecekte tamamlanması olası eylem

- By the year 2000, you might have died

2000 yılına gelindiğinde ölmüş olabilirsin(iz)

d) geçmişe ait olası eylem

- He might have tried to contact you

Sana ulaşmaya çalışmış olabilir

e) geçmişte gerçekleşmemiş olasılık

- They might at least have apologized

En azından özür dileyebilirlerdi [ama dilemediler]

f) might as well = had better

29 must

a) konuşmacının zorunlu gördüğü, kendi fikrine dayalı zorunluluk

- I don't want her here She must go

Onu burada istemiyorum Gitmeli/Gitmesi şart

b) çok kuvvetli olasılık

- There must be a mistake Check it again

Bir hata olmalı/ Mutlaka bir hata vardır Yeniden kontrol et

- He must be sleeping I can hear his snore

Uyuyor olmalı Horultusunu duyabiliyorum

Bu yapının olumsuzu mustn't ile değil can't ile oluşturulur

c) Yasaklama

- You must not take any pictures here

Burada fotoğraf çekmemelisin(iz)

d) Geçmişte gerçekleşmiş olması olası eylem

- He must have missed the bus

Otobüsü kaçırmış olmalı

Bu yapının olumsuzu musn't have ile değil can't have ile oluşturulur

210 need(n't)

a) Gerekmezlik (= don't/doesn't have to)

- You needn't worry

Endişelenmen gerekmez/gereksiz

b) Gereklilik

- Need I sign it ?

İmzalamam gerekir mi ?

c) Geçmişte gerek olmadığı halde yapılmış eylem

- We needn't have brought our tent; his tent is large enough

Çadırımızı getirmemiz gerekmezdi Onun çadırı yeterinde geniş

211 ought to

a) Öğüt, tavsiye

- It ought to be cleaned every two months

İki ayda bir temizlenmesi gerek

b) Geçmişte gerçekleş(me)miş olasılık

- She ought to have been more careful

Daha dikkatli olması gerekirdi

212 shall

a) Gelecek Resmi kullanım

- When shall we announce the results ?

Sonuçları ne zaman açıklayacağız ?

b) Sadece I ve we ile, öneri

- Shall we go out ?

Çıkalım mı ?

c) Will yerine Resmi kullanım

- The accused shall be interrogated

Sanık sorguya çekilecek

213 should

a) Yükümlülük

- He should work harder

Daha fazla çalışması gerek

b) Şu anda gerçekleşmesi gerekirken gerçekleşmeyen - ya da bunun tam tersi - eylem

- You should be at home now You should be studying

Şu anda evde olman gerekirdi Ders çalışıyor olmalıydın

c) Why veya How ile, tedirginlik ve öfke ifadesinde

- How should I know it ?

Ben nereden bileyim ?

d) Olasılık

- He worked hard So, he should succeed

İyi çalıştı Kazanması gerekir / Kazanacaktır

e) Geçmişte gerçekleşmemiş gereklilik

- She should have seen her mistake

Hatasını görmesi gerekirdi

f) Bazı yüklem ve sıfatlarla

- I advise that she should resign

- Was it essential that he should be sacked ?

g) Second conditional yapıda, devrik cümle oluşturmak için

- Should he come, give him my message

214 used to

a) Geçmişte olan ve artık devam etmeyen al??kanlık

- I used to exercise regularly

Düzenli olarak alıştırma yapardım

b) Olumsuz yapıda, geçmişte olmayıp sonradan edinilen al??kanlık

- She didn't use to smoke

Eskiden sigara içmezdi

- He never used to leave the office early

Ofisten asla erken ayrılmazdı

Her ne kadar used to ile doğrudan bir ilgisi olmasa da, karışıklığa çok çabuk neden olabildiği için be used to ve get used to yapılarına da değinmek yerinde olacaktır Be used to "alışkın olmak", get used to ise "alışkanlığı kazanmak" anlamlarını taşırlar ve yardımcı yüklem özellikleri yoktur

- "Your neighbours upstairs are making a lot of noise"

- "I'm used to it"

- When I first moved to Ankara, life was difficult Then I got used to living here

215 will

a) Geleceğe yönelik durum, eylem

- I will come with you

Seninle geleceğim

- Next month, we'll be opening a new branch

Gelecek ay yeni bir şube açıyor olacağız

- Next month, we'll have opened a new branch

Gelecek ay yeni bir şube açmış olacağız

b) Rica, istek

- Will you please leave the door open ?

Lütfen kapıyı açık bırakır mısın ?

c) Geleceğe yönelik kesin ve doğal sonuç

- She is so stubborn She'll refuse it

Çok inatçı Reddeder/Reddedecektir

216 would

a) Geçmişte alışkanlık Used to yapısından farkı, bu alışkanlığın bitmiş olmasının gerekmemesidir

- He would drink a glass of wine after dinner

Akşam yemeğinden sonra bir bardak şrap içerdi

b) Rica, istek

- Would you send the brochures as soon as possible ?

Broşürleri olabildiğince çabuk gönderir misiniz ?

c) Geçmişte zorunluluk, kimi zaman inat taşıyan eylem

- I begged him to help me, but he wouldn't

Bana yardım etmesini istedim ama etmeyeceği tuttu

d) Geçmişte gerçekleşmemiş eylem

- We would have stayed longer but the weather changed

Daha uzun kalırdık ama havalar değişti

e) Second conditional türü kullanımda

- If you had not been so lazy you would be studying at university now

O kadar tembel olmasaydın şimdi üniversitede okuyor olurdun

217 would rather

"Tercih etmek, yeğlemek" anlamını taşır

- I'd rather die keep silent

Sessiz kalmayı yeğlerim / Ben iyisi mi sessiz kalayım

Tercih söz konusu olduğunda than kullanılır

- We'd rather starve to death than eat it

Onu yemektense açlıktan ölmeyi tercih ederiz,

would rather + kişi durumunda bu kişiden sonra gelen yüklem Simple Past Tense ile oluşturulur, ama anlam past değildir

- I'd rather you went first

Senin önce gitmeni tercih ederim

3 Diğer kullanımlar

Bazı yardımcı yüklemler, özellikle Reported Speech yapılarda, birbirlerinin past hali olarak kullanılırlar Bu konudaki yanılgılardan biri, shall yardımcı yükleminin past halinin should olduğudur; shall yapısının past hali sadece would yardımcı yüklemi olabilir

Alıntı Yaparak Cevapla