09-01-2012
|
#7
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Çeviri Nasıl Yapılır
COMPARISON CLAUSE
1 EŞİTSİZLİK
1 1 "  than" yapıları ( = Comparative)
Sıfata "daha" niteliği kazandıran "-er" ve "more" eklenmesi ile oluşan yapılardır
sıfat + -er / more + sıfat + than
- She is more intelligent than she looks
(O) göründüğünden daha zeki(dir)
Bu yapı Türkçe'ye "  -dEn daha + sıfat" şeklinde aktarılır
1 2 rather than + sıfat / isim
Bir kıyaslama cümlesi olmamasına karşın bu kullanım sık sık karıştırılmasından ötürü bu bölümde ele alınmaktadır
- I'd call her hair chestnut rather than brown
Ben onun saçına kahverengiden çok/ziyade kestane diyeceğim/derdim
Bu yapı Türkçe'ye "-dEn çok/ziyade" yapısı ile aktarılır
1 3 more and more / -er   -er
"Gitgide", "daha da" anlamını katmak amacı ile kıyaslama yapısının tekrarlanması gerekmektedir
- It is getting colder and colder
Hava gitgide soğuyor
- She is becoming more and more aggressive
Gitgide saldırganlaşıyor
1 4 more + isim
"More" kelimesi her zaman bir sıfatı nitelemez Bazan bir ismin niceliğinin belirtilmesinde de kullanılabilir
- More people than ever leave their villages for a major city
Şimdiye kadar olduğundan daha fazla / Görülmedik sayıda insan büyük şehirde yaşamak için köyünü terkediyor
1 5 "most" ve "-est" yapıları ( = Superlative )
Sıfata "en" niteliği kazandıran "most" ya da "-est" yapılarının eklen-mesi ile oluşturulur
the/my/ + isim + sıfat + -est / most + sıfat
- My biggest contribution is this monument
Benim en büyük katkım bu anıt(dır)
Bu yapı Türkçe'ye "en + sıfat + isim" şeklinde aktarılır
1 6 most + isim
İsim ile kullanıldığı zaman "most" kelimesi bir kıyaslama niteliği getirmemektedir
- Most people do not care about the dangers of pollution
Çoğu insan kirliliğin tehlikelerine aldırış etmemekte
Bu yapı Türkçe'ye "çoğu + isim" şeklinde aktarılır
1 7 The + comparative, the + comparative
- The sooner you come the better (it is)
Ne kadar erken gelirsen o kadar iyi (olur)
Bu yapı Türkçe'ye "ne kadar   o kadar" ile aktarılır
2 EŞİTLİK
2 1 as + sıfat / zarf + as
- He is as tall as I am / me
(O) benim kadar uzun boylu(dur)
Bu yapı Türkçe'ye "kadar" kullanılarak aktarılabilir
"As" yapısı birden fazla anlam için kullanılabilir Ayrıntılı bilgi için parantez içinde verilen bölüme bakılması gerekmektedir
as well as - He can't dance as well as me ("Comparison")
- She is clever as well as (being) beautiful [=yanısıra]
as long as - My hair is as long as his ("Comparison")
- I'll work as long as I live ("Time")
- He can come as long as he is sober ("Condition")
as soon as - I'll come in as soon as five minutes ("Comparison")
- As soon as she saw him, she fainted ("Time")
as far as - I went as far as Istanbul ("Comparison")
- As far as I know, she is a vet ("Comment")
2 2 the same + isim + as
- He earns the same (money) as me / I do
Benimle aynı parayı kazanıyor / Benim kadar kazanıyor
3 YETERLİLİK VE FAZLALIK
3 1 Sıfat / zarf + enough (for so ) to + yüklem
- The water is acidic enough to scare people
Su insanları kaçırtacak kadar asitli
Bu yapı Türkçe'ye "- EcEk / - EbIlEcEk" ile aktarılır
3 2 too + sıfat / zarf (for so ) to + yüklem
- It is too heavy for me to lift
O benim kaldıramayacağım kadar ağır
Bu yapı Türkçe'ye "yüklem + - EmEyEcEk kadar" ya da "yüklem + - EbIlEcEğIndEn çok / fazla" yapıları ile aktarılabilir
4 MUCH/EVEN/FAR/A LOT/A LITTLE/ A BIT/ALL THE + COMPARATIVE
İngilizce'de kıyaslamayı güçlendirmek amacı ile comparative yapının önüne çok ya da biraz anlamı ta??yan kelimeler yerleştirilebilir
Bu yapılar kendi başlarına kıyas oluşturamazlar
Yani,
* He is much experienced than the rest of the applicants
cümlesi hatalıdır Doğru cümlenin
- He is much more experienced than the rest of the applicants
şeklinde olması gerekir
Bu yapılardan much, far, a lot, even, all the Türkçe'ye çok ile, a little ve a bit ise biraz/ bir parça ile aktarılabilir
5 SO   THAT / SUCH   THAT
So   that İngilizce'de
so + sıfat + (that) [1]
so + zarf + (that) [2]
so + sıfat + a(n) + isim + (that) [3]
so + many/much/few/little + isim + (that) [4]
such   that ise
such + sıfat + isim + (that) [5]
şeklinde oluşturulur
- The problem was so difficult that we couldn't solve it [1]
Problem o kadar zordu ki çözemedik
- He spoke so eloquently that everybody congragulated him [2]
O kadar etkili konuştu ki kendisini herkes kutladı
- It was so difficult a problem that we couldn't solve it [3]
- He has so many books that he can't remember how many [4]
O kadar çok kitabı var ki sayısını hatırlayamıyor
- He gave such a wonderful speech that we were astounded [5]
O kadar güzel bir konuşma yaptı ki ağzımız açık kaldı
Bu yapılar Türkçe'ye "o   kadar ki" şeklinde aktarılır
|
|
|