Konu
:
Fas Ülkesi Tarihi
Yalnız Mesajı Göster
Fas Ülkesi Tarihi
09-02-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Fas Ülkesi Tarihi
Fas Tarihi
Fas Tarihçesi
Fas Tarihi
Bugünkü Fas topraklari Islâmi tarih kaynaklarinda "Uzak Bati" olarak adlandirilir
Kuzeybati Afrika ülkelerini içine alan topraklarin tümüne birden Magrib denir
Bu topraklara ilk olarak 686 yilinda Ukbe ibnu Nafi (r
a
) komutasindaki Islâm ordulari gelmislerdir
Tarihte Magrib üzerinde kurulmus olan en önemli Islâm devleti Murabitlar devletidir
1056'da kurulan Murabitlar, zamanla bütün Kuzey Afrika'yi ve Endülüs'ü içine alan 6 milyon km2'lik genis bir bölge üzerinde hâkimiyet kurmus ve buralardaki daginikliga son vererek bir birlik ve merkezi otorite olusturmuslardir
Murabitlar'in merkezi bugün Fas sinirlari içinde kalan Merakes'ti
Islâm'in Kuzeybati ve Bati Afrika ülkelerine yayilmasinda Murabitlar'in önemli etkinligi olmustur
Murabitlar 1147 yilina kadar ayakta kalabildiler
Bu tarihten sonra Muvahhidlerin hâkimiyeti altina girdiler
Muvahhidlerin hâkimiyeti de 1269'a kadar sürdü
Muvahhidlerin dagilmasindan sonra bölgeye yine küçük devletler, emirlikler hâkim oldu
Vattasilerin hüküm sürdükleri dönemde Portekizli ve Ispanyali sömürgeciler Fas topraklarina saldirilar düzenlediler
Bu saldirilar sonunda Portekizliler Fas'in Atlas Okyanusu kiyilarini ele geçirdiler
Sa'di Serifleri Portekizli isgalcilere karsi mücadele ettiler ve 1578'de gerçeklestirilen Vadiyyu'l-Mehazin savasi sonrasinda isgal altindaki topraklari geri aldilar
Filali Serifleri yönetimi daha Sa'di Serifleri'nin Fas'in bir bölümü üzerindeki hâkimiyetleri devam ederken kurulmustur
Filaliler'le Sa'diler arasindaki mücadeleyi sonuçta Filaliler kazandilar ve 1660'ta Sa'dilerin hâkimiyetine tamamen son vererek bütün Fas topraklarini ele geçirdiler
Bugün Fas'ta yönetimi elinde tutan kraliyet ailesi bu Filali sülalesinden gelmektedir
1830'da Cezayir'i isgal eden Fransiz sömürgeciler Fas topraklarini da isgal edebilmek için çesitli girisimlerde bulundular
Ancak bazi çikarlari dolayisiyla Alman sömürgeciler buna engel oldular
Buna ragmen Fransizlar 30 Mart 1912'de imzalanan Fas anlasmasina dayanarak Fas topraklarini isgal ettiler
Öte yandan Ispanya da Fas üzerinde hak iddia etti ve 27 Kasim 1912'de ülkenin kuzeyde Akdeniz kiyisindaki kesimini isgal etti
Fransiz isgali sirasinda Fas'in krali Filali sülalesinden Sultan Abdülhafiz'di
Isgalci Fransizlar 7 Ekim 1912 tarihinde onu kralliktan uzaklastirarak yerine yine Filali sülalesinden Ebu'l-Mehasin Yusuf'u geçirdiler
Ancak asil yönetim Fransizlarin tayin ettigi genel valinin elindeydi
Kral da ona bagli olarak çalismak zorundaydi
Fransizlar Fas Müslümanlarinin birlik ve bütünlügünü bozmak amaciyla bazi Berberi kabilelerini diger Müslümanlardan ayirarak onlara kismi özerklik verdiler
Bir yandan da Berberiler arasinda propaganda yaparak onlari Islâm öncesi geleneklerine döndürmeye ve bu yolla Islâm'dan uzaklastirmaya çalisiyorlardi
27 Ocak 1927'de Ebu'l-Mehasin Yusuf'un vefati üzerine yerine oglu IV
Muhammed geçti
1940'lardan sonra Fas'ta bagimsizlik hareketi güç kazanmaya basladi
Bagimsizlik mücadelesine öncülük etmek amaciyla kurulan Istiklal Partisi 1944'te isgalcilerden ülkelerini terk etmelerini ve Fas'a bagimsizlik vermelerini istediler
Fransiz isgalcilerin bu istege cevabi Istiklal Partisi'nin ileri gelenlerini tutuklamak oldu
Ancak bu olaydan sonra halkin bagimsizlik mücadelesine destegi artti
Sultan IV
Muhammed de Fransizlara karsi tavir alarak bagimsizlik mücadelesinin yaninda yer alma geregi duydu
Bunun üzerine Fransizlar, 20 Agustos 1953'te IV
Muhammed'i sürgüne göndererek yerine amcasi Muhammed'i tahta geçirdiler
Ancak halk Fransizlarin tayin ettigi krali benimsemedi ve Fransizlar 17 Kasim 1955'te IV
Muhammed'i Fas'a geri getirerek yeniden tahta geçirdiler
Sonuçta 2 Mart 1956'da Fransiz isgalciler Fas'tan çekilerek bu ülkenin bagimsizligini tanimak zorunda kaldilar
29 Ekim 1956'da Ispanyollar kuzeyde isgal altinda tuttuklari bölgelerin bir bölümünden çekildiler
Ispanyollar Fas'in bazi sehirlerini hâlâ isgal altinda tutmaktadirlar
(Bu konuda "Dis problemler" kismina bkz
) Fransizlarin çekilmesinden sonra Sultan IV
Muhammed ülke yönetimiyle ilgili yetkileri ele aldi
Onun yönetimi 26 Subat 1961'e kadar sürmüstür
Bu tarihte onun vefat etmesi üzerine yerine oglu II
Hasan geçti
II
Hasan hem Bati'yla hem de Israil isgal devletiyle yakin iliski içinde olan biriydi
Kendisine yakistirdigi "emiru'l-mü'minin" sifatini degisik sekillerde istismar ediyordu
II
Hasan yönetimi altindaki yahudi azinliga ve Israil'e özel bir muhabbet duyarken Islam Konferansi Örgütü'nün Kudüs Komitesi'ne baskanlik ediyordu
Bu ikisi birbirine ters görünüyor, ama bu, II
Hasan'in sinsi bir ayarinin yansimasiydi
Büyük bir ihtimalle IKÖ Kudüs Komitesi baskanligini, kendisinin ülkesinde yahudi azinlikla olan özel iliskilerini ve siyonist isgal devleti lehine yürüttügü birtakim faaliyetlerini kamufle etmek için üstlenmisti
Israil'i insan gücü yönünden en çok besleyen ülke Fas'tir
Çünkü Israil kurulduktan ve Filistinli Müslümanlarin topraklari siyonistler tarafindan isgal edildikten sonra bu topraklara en fazla yahudi göçü Fas'tan oldu
Çesitli kaynaklarda Fas'tan Filistin topraklarina 600 binden fazla yahudinin göç ettigi ifade edilmektedir
Bu konunun basite alinmamasi gerekir
Çünkü Israil'in kurulus amaci zaten dünyanin degisik yörelerine dagilmis olan yani onlarin deyimleriyle diaspora hayati yasayan yahudileri belli bir bölge üzerinde toplamakti
Hem bu amacin gerçeklesmesi hem de Israil'in insan potansiyeli yönünden desteklenmesi için yahudi göçü büyük önem tasiyor
Yahudi göçü Filistinlilere ise tam tersi bir sekilde etki yapmaktadir
Çünkü göç eden her yeni yahudi için yerlesim birimi insasi, toprak temini, is imkani saglanmasi ve müreffeh hayat imkanlarinin bahsedilmesi gerekiyor
Bu ise Filistinli Müslümanlarin topraklarinin gasp edilmesiyle, is imkanlarinin ve diger dünyevi imkanlarinin ellerinden alinmasiyla oluyor
Bu açidan Kral II
Hasan siyonist isgal devletini sadece insan potansiyeli yönünden desteklemekle kalmamis ayni zamanda dolayli bir sekilde Filistinlilere zulmetmistir
Israil isgalinin mesrulastirilmasina giden ihanetler zincirinde hâlâ en büyük halka olarak göze çarpan Camp David anlasmasinin asil mimari Fas krali II
Hasan'dir
Fikir babaligini Israil'in eski Disisleri bakani ve basbakani Simon Perez'in yaptigi "Ekonomik Yönden Büyük Israil" tezinin pratige geçirilmesi çabalarina da Arap dünyasindan en önce kral II
Hasan yardimci olmustur
Onun öncülügünde Fas'in Kazablanka (ed-Daru'l-Beyza) sehrinde gerçeklestirilen Ortadogu ve Kuzey Afrika Ülkeleri I
Ekonomik Isbirligi Zirvesi söz konusu tezin hayata geçirilmesi yönünde atilmis bir ilk adim niteligi tasiyordu
Kral II
Hasan'in 22 Temmuz 1999'da vefat etmesi üzerine yerine oglu Sidi Muhammed (VI
Muhammed) geçti
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul