|  09-01-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Ali Şevni Hakkında Bilgi 
 
             Ali Şevni Kimdir
 Ali Şevni'nin hayatı
 
 Ali Şevnî hazretleri, Mısır velîlerinden olmakla beraber Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretlerinin de hocalarındandır
  1537 (H  944) senesinde Kâhire’de vefât etmiştir  Kâdiriyye Medresesinin kapısında bulunan Kubbe-i mücâvereye defnedildi    Vefâtından sonra Abdülvehhâb-ı Şa’rânî rüyâsında Ali Şevnî’yi gördü  Kabri çok genişti  Üzerinde ipekten yeşil bir yorgan vardı  İki buçuk sene sonra tekrar rüyâsında gördü  Ona; “Beni ört, çünkü çıplağım!” dedi  O gece oğlu vefât etti  Oğlunu Ali Şevnî’nin yanına defnettiler  Defin esnâsında Nûreddîn Şevnî’nin kabrinin bir kısmı açılmıştı  Ali Şevnî’nin bedeninin, toprak üzerinde çıplak durduğunu gördü  Kefeni çürümüştü  Fakat bedeni, nasıl defnedilmişse o hâlde duruyordu  Hâlâ sırtından kan damlıyordu  Onun üzerini bir bez ile örttüler    Ali Şevnî hazretleri, vefat etmeden kısa bir zaman önce oğluna şöyle buyurdu: 
 “Ey oğul! Sana sadâkat, bağlılık iddiasında bulunanların, yaptıkları iyilikleri başına kaktıklarını görürsün
  Çünkü sadâkat ve bağlılık adına yaptıkları az bir iyilik karşılığında ağır, pek fazla bir hizmet ve karşılık beklerler, çok şey ümid ederler  Bu ümitlerine bir defa olsun müsaade etmezsen derhal, gösterdikleri sevgi, sadâkat ve bağlılıklarını bırakırlar  Çok defa onların isteklerinden yakanı kurtaramaz, arzularının hâsıl olması yolunda boşuna dînini ve şerefini fedâ etmiş, yüz suyu dökmüş olursun    
 “NEFSİN SİLAHI TOKLUKTUR!”
 
 Ey oğul! Herkese bilhassa sana karşı olanlara yumuşaklık, alçak gönüllülük, güler yüzlülük ile davranmaya gayret et
  Sana, Rabbinden alıkoyan dünyalığa makam ve mevkiye kalbinin meyletmemesini tavsiye ederim  Çünkü nefs, hevâ, nefsin arzu ve istekleri, şeytan ve dünya, insanın dört düşmanı olup, herbirine karşı kullanılacak harb âletleri vardır  Nefsin silahı tokluk, hapishanesi açlıktır  Hevânın silahı, çok konuşmak; sükût, konuşmamak ise, onun zindanıdır  Dünyânın silahı insanlarla fazla berâber olmak, onlar arasında fazla bulunmak, çâresi yalnızlık ve onlardan uzak kalmaktır  Şeytanın silâhı gaflet yâni Allahü teâlâyı unutmak; ona karşı tedbîr, Allahü teâlâyı anmak ve hatırlamak, O’nun büyüklüğünü düşünmektir  Zikir, Allahü teâlâya kavuşmakta en kısa yoldur    ” 
 
 | 
	|  |   |