Prof. Dr. Sinsi
|
Kalem Sûresi/Kalem Suresi
KALEM SÛRESİ/Kalem Suresi
Mekke döneminde inmiştir 52 âyettir Sûre, adını birinci âyette geçen
Bismillahirrahmânirrahîm
1, 2 Nûn (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin
3 Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır
4 Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin
5, 6 Hanginizin deli olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler
7 Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir O, hidayete erenleri de daha iyi bilir
8 O halde yalanlayanlara boyun eğme
9 İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar
10, 11, 12, 13, 14 Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme
15 Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Öncekilerin masalları!" der
16 Yakında biz onun burnunu damgalayacağız
17 Şüphesiz biz, vaktiyle "bahçe sahipleri"ne belâ verdiğimiz gibi, onlara (Mekkeli inkarcılara) da belâ verdik Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi
18 (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı ("İnşaallah" demiyorlardı )
19 Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı
20 Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü
21, 22 Derken, sabahleyin birbirlerine, "Haydi, eğer ürününüzü devşirecekseniz erkenden gidin" diye seslendiler
23, 24 Bunun üzerine, "Sakın, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın" diye fısıldaşarak yola koyuldular
25 (Yoksullara yardım etmeğe) güçleri yettiği halde (böyle söyleyerek) erkenden yola çıktılar
26 Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler
27 (Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler
28 Onların en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?" dedi
29 Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz) Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler
30 Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar
31 Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!"
32 "Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız "
33 İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!
34 Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm cennetleri vardır
35 Biz müslümanları suçlular gibi kılar mıyız?
36 Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
37 Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz?
38 Onda, "Seçip beğendiğiniz her şey mutlaka sizindir" (diye mi yazılı?)
39 Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız?
40 Sor onlara: "Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?"
41 Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını!
42, 43 Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı
44 (Ey Muhammed!) Bu sözü (Kur'an'ı) yalanlayanlarla beni başbaşa bırak Biz onları bilemeyecekleri biçimde adım adım helaka yaklaştıracağız
45 Onlara mühlet veriyorum Şüphesiz benim tuzağım sağlamdır
46 Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir?
47 Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar?
48 Sen, Rabbinin hükmüne sabret Balık sahibi (Yûnus) gibi olma Hani o, (balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı
49 Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir halde ıssız bir yere atılacaktı
50 (Fakat böyle olmadı ) Rabbi onu (peygamber olarak) seçti ve salih kimselerden kıldı
51 Şüphesiz inkar edenler Zikr'i (Kur'-an'ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler (Senin için,) "Hiç şüphe yok o bir delidir" diyorlar
52 Halbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür
|