Prof. Dr. Sinsi
|
Al-İ İmran Suresinin Meali Ve Açıklaması
83 – Göklerde ve yerde bulunan kim varsa, gerek isteyerek, gerek istemeyerek Allah’a itaat ederken,
Hepsi döndürülüp O’na götürülürken,
Onlar kalkıp Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar?
84 – De ki: “Biz Allah’a iman ettik
Bize indirilen vahye, İbrâhim’e, İsmâil’e İshak’a, Yâkub’a ve torunlarına indirilen
keza Mûsâ’ya, Îsâ’ya, hasılı bütün peygamberlere Rableri tarafından verilen vahiylere de iman ettik
(Peygamberlikleri noktasında) onlar arasında hiçbir ayrım yapmayız ve biz yalnız Allah’a teslim oluruz [2,136]
85 – Kim İslâm’dan başka bir din ararsa,
Bilsin ki bu din asla ondan kabul edilmeyecek
Ve o âhirette ziyan edenlerden olacaktır
86 – Kendilerine kesin ve açık deliller gelmiş ve Resulün hak peygamber olduğuna şehadet etmiş iken,
imanlarından sonra küfre sapan bir topluluğu hiç Allah hidâyete erdirir mi?
Yok, yok! Allah, zalimler güruhunu cennete giden yola koymaz, emellerine kavuşturmaz
Zalimler, iradeleriyle küfrü tercih ettikleri müddetçe, Allah onlara hidâyet vermez Yahut “Onlar kâfir olarak ölürlerse Allah onları, cennete giden yola koymaz” demektir (Nesefi)
87 – Böylelerinin cezası, Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların lânetine uğramaktır
88 – Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır
Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır
89 – Ancak daha sonra tövbe edip nefislerini ıslah edenler, bu hükmün dışındadır Çünkü Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)
90 – İmanlarından sonra küfre sapanların, sonra inkârda daha da ileri gidenlerin
Tövbeleri asla kabul edilmez
İşte asıl sapıklar bunlardır [4,18]
91 – İnkâr yoluna sapan ve kâfir olarak can veren kimseler, kurtuluş fidyesi olarak dünya dolusunca altın verseler de,
Mümkün değil, hiçbirinden kabul edilmeyecektir
Bunların hakkı, çok acı bir azaptır ve kendilerini bundan kurtaracak olan da yoktur [2,123; 14,31; 5,36]
92 – Sevdiğiniz mallarınızdan Allah yolunda harcamadıkça “fazilet” mertebesine ulaşamazsınız
Bununla beraber her ne infak ederseniz, Allah mutlaka onu bilir
Birr: “fazilet, iyilik, hayır” demektir Bu vasfı haiz olan kimseye berr (çoğulu: ebrar) denir Müminin ibadetinin özünde Allah sevgisi olup O’nun rızasını her şeyden üstün tutmalıdır Ebrar defterine kaydedilmek için, kişinin sevdiği şeyleri Allah yolunda harcaması gerekir Yoksa takvâ, bazı şeklî tarafları tamamlamakla elde edilmez
93 – Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in (yani Yâkub’un) kendi nefsine haram kıldığı hariç, diğer bütün yiyecekler İsrailoğullarına helâl idi
De ki: İşte meydan! İddianızda samimi iseniz Tevrat’ı getirip okuyun!
94 – Artık kim bundan sonra Allah adına yalan söylerse, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir
95 – Sen: “Sadakallah: Allah sözün doğrusunu söyledi ” de
Haydi bakalım Allah’ı bir tanıyarak İbrâhimin dinine uyun
Pek iyi bilirsiniz ki o, asla müşriklerden olmamıştı
96 – İbadet yeri olarak yeryüzünde yapılan ilk bina Mekkedeki Kâbe olup, pek feyizlidir, insanlar için hidâyet rehberidir [2,125]
Kıble ilkin Mescid-i Aksa iken, hicretten bir buçuk yıl sonra Kâbe olarak değiştirilmişti Yahudiler “peygamberlerin kıblesi değiştirildi” diye itiraz ettiler Bu âyet Hz İbrâhim tarafından Mekkede bina edilen Kâbenin daha kıdemli bir kıble olduğunu hatırlatarak itirazlarını cevaplandırmaktadır Hz Süleyman tarafından, M Ö bin yıllarında yaptırılan Mescid-i Aksa ile Kâbe arasında yaklaşık bin yıl kadar bir zaman vardır
97 – Orada apaçık alametler ve deliller, İbrâhimin makamı vardır Kim Beytullaha girerse korkudan emin olur
Ziyarete gücü yeten herkese Beytullahı ziyaret etmek, Allah’ın onun üzerindeki hakkıdır
Nankörlük edip bu hakkı tanımayana Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur, o bütün âlemlerden müstağnidir [29,67; 106,3-4]
Kâbede karşılaşılan birçok işaret ve makbuliyet delili vardır Verimsiz bir yerde olmasına rağmen, orada rızık sıkıntısı çekilmemesi, her taraftan ziyaretçi gelmesi, bütün Arap yarımadasında 2500 yıl kadar öncesinden beri etrafta anarşi sürerken yılda dört ay Kâbe ve çevresinde tam güvenliğin hakim olması, M S 571 yılında Kâbeyi yıkmaya gelen Ebrehe ordusunun perişan olması gibi mûcizevi durumlar hatırlatılıyor
98 – De ki: Ey Ehl-i Kitap, niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? Halbuki Allah yaptığınız her şeyi görmektedir {KM, Yeremya 29,23}
99 – De ki: Ey Ehl-i Kitap! Siz gerçeği görüp bildiğiniz halde, niçin Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek iman edenleri Allah yolundan menediyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir
100 – Ey iman edenler! Eğer Ehl-i Kitaptan bir kısmına uyacak olursanız, iyi bilin ki onlar sizi imanınızdan sonra küfre çevirmek isterler [2, 109; 4,89; 3,72]
|