Yalnız Mesajı Göster

Maide Suresinin Meali Açıklaması

Eski 09-01-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Maide Suresinin Meali Açıklaması



26 – Buyurdu ki: “O kutsal yer onlara kırk yıl boyunca haram kılındı Oldukları yerde sersem sersem dolaşacaklardır Sen artık o yoldan çıkmış kimseler için kendini üzme!” {KM, Sayılar 14,33; Tesniye 2,7; Yuşa 5,6}

Hz Mûsâ (as)’ın kavmine hitabı, Kızıldenizin kuzeyinde Faran çölünde bulundukları sırada yapılmıştır Hz Mûsâ’yı dinlemeyen, korkak ve isyancı millet terbiye edilsin ve yeni bir nesil yetişsin diye kırk yıl çölde sersem sersem dolaşmaya mahkûm edildiler 38 yılda Faran’dan Ürdüne varabildiler Ürdün’ün fethinden sonra Hz Mûsâ (as) vefat etti Onun halefi Yuşa zamanında İsrailoğulları Filistin’i işgal ettiler Tevrat, Sayılar, 13-20 bölümlerinde çok ayrıntılı olarak bu olaylar anlatılır

27-29 – Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku:

Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti

Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: “Seni öldüreceğim” dedi

O da: “Allah, ancak muttakilerden kabul buyurur, dedi Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım

“Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın Zalimlerin cezası işte budur!” [3,62; 18,13; 19,34] {KM, Tekvin 4,3-12; Makkabe 7,11}

Hz Âdem (as)’ın iki oğlunun kıssası, Hz Muhammed (as)’ın çağdaşı bazı Yahudilerin suikast girişimlerini kınama gayesini de gütmüş olabilir (Mesela 5,11) Benzerlik vecihlerinden en kuvvetlisi kıskançlıktır Kabil Habil’i çekemediği gibi, (Tevrat, Tekvin, bölüm:4) o Yahudiler de Hz Muhammed (as) ile ashabını çekemiyorlar, dîni önderliğin onlara geçmesini hazmedemiyorlardı

30 – Bu sözler Kabil’in hırsını kamçıladı Nefsi, kardeşini öldürmeyi ona kolay bir şey gösterdi O da onu öldürüp ziyan edenlerden oldu

31 – Derken Allah, yeri eşen bir karga gönderdi ki kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin

Kabil: “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar bile olup da kardeşimin cesedini örtemedim!” dedi ve pişmanlığa düşenlerden oldu

Tevrat’ta Kabil’in cesedi gömme işinden bahsedilmez

32 – İşte bundan dolayı İsrail oğullarına kitapta şunu bildirdik:

Kim katil olmayan ve yeryüzünde fesat çıkarmayan bir kişiyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur

Kim de bir adamın hayatını kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış olur

Resullerimiz onlara açık âyetler ve deliller getirmişlerdi

Ne var ki onların çoğu bütün bunlardan sonra, hâla yeryüzünde fesat ve cinayette aşırı gitmektedirler [2,84-85]

Bu âyet insan hayatının kutsallığını vurgulayan en mükemmel bir beyandır Hayatın korunması için, her bir kişi, başkasının hayatının kutsallığını kabul edip onu korumaya çalışmalıdır

Mevdûdi’nin dediğine göre bu hüküm mevcut Tevrat’ta yer almaz Ama onun tefsiri olan Talmud’da değiştirilmiş olarak: “İsrailden tek bir kişiyi öldüren, tüm ırkı öldürmüş gibi cezalandırılacaktır” tarzında yer alır (Tefhim, bu âyetin açıklamasında)

33-34 – Allah ve Resûlüne savaş açanların, (yol keserek terör eylemi yaparak) yeryüzünü ifsad etmek için koşuşanların cezası; öldürülmeleri veya asılmaları yahut sağ elleri ile sol ayaklarının kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz

Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır Âhirette ise onlara başkaca müthiş bir ceza vardır

Ancak kendilerini ele geçirmenizden önce tövbe edenler, bu hükmün dışındadır Biliniz ki Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur) [7,124; 20,71; 26,49]

Bu âyet bir önceki âyetin uygulaması durumundadır Hayatı korumanın yaptırım gücünü ortaya koymak kabilindedir Burada harpten maksat, müslüman toplum içinde, gerek kırsal kesimde, gerek şehirlerde yol kesme, terör estirme, can emniyetini ortadan kaldırma veya mal gasp etmedir

Adam öldürene kısas olarak ölüm cezası uygulanır Öldürmekle beraber mal alan kimse asılır İdareciler duruma göre bu cezalardan birini uygulamada muhayyerdirler Sağ elin kesilmesi, mal gasb etmeleri, sol ayağın kesilmesi ise yol kesme ve terör estirmekle halkın can güvenliğini ortadan kaldırdıkları içindir Sürülme Hanefî mezhebine göre hapis cezasıdır Şafiiye göre sürme, başka bir yere sürgün olarak uygulanır

35 – Ey iman edenler! Allah’ın hukukunu gözetin, onun hukukunu ihlal etmekten sakının, O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda mücahede edin ki korktuğunuzdan kurtulup umduğunuza kavuşasınız

36 – Kâfirler, kıyamet günü cezaları olan azaptan kurtulmaları için, dünyada olan her şeyi, bir misli fazlasıyla verseler dahi kendilerinden kabul edilmez Onlara can yakıcı bir azap vardır [10,54; 13,18; 39,47; 70,11-14]

37 – Onlar ateşten çıkmak isterler ama oradan çıkacak değiller Onlara devamlı bir azap vardır

38 – Hırsız erkek ile hırsız kadının irtikâb ettikleri suça bir karşılık ve Allah tarafından insanlara ibret verici bir ukubet olmak üzere ellerini kesiniz Allah azîz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir) {KM, Tesniye 25,11-12}

Sirkat: sözlükte hırsızlık demek olup terim olarak: “Akil ve baliğ bir kişinin belirli miktarın üstünde olan bir malı veya parayı, konulup korunduğu yani saklandığı yerden, hiçbir hak ve şüphe sözkonusu olmaksızın, gizlice alıp zimmetine geçirmesidir” Çalındığında el kesme cezası uygulanmayan çok durum vardır: Meyve ve sebzelerin, otlakta otlayan hayvanların, henüz toplanmamış tahılların, eğlence aletlerinin, kamu mallarının vs Bunlar cezasız bırakılmaz, fakat el kesilmez O halde hırsıza: a-Aklî dengesi yerinde olup, erginlik çağında bulunması, b-İmam Ebû Hanîfeye göre çalınan malın 10 dirhem (32 gram) gümüş değerinden az olmaması c-Malın saklandığı yerden çalınması şartı aranır Ceza sağ elin bilekten kesilmesi şeklinde uygulanır

39 – Kim yaptığı zulüm ve haksızlıktan sonra tövbe edip halini ve işini düzeltirse Allah tövbesini kabul eder; Çünkü Allah gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur) {KM, Zekarya 1,3}

Hırsızlık büyük günahlardandır Hırsız tövbe etmezse âhirette büyük azaba uğratılır Ancak dünyada cezasını çekerse veya suçu tesbit edilmediği için ceza çekmez ve fakat çaldığı malı sahibine teslim edip tövbe ederse Allah onu affedeceğini bildiriyor

40 – Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’a aittir

Dilediğini cezalandırır, dilediğini affeder; Çünkü Allah her şeye kadirdir

41 – Ey Peygamber! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla “iman ettik” diyen münafıklarla, Yahudilerden kâfirlikte yarışanlar seni üzmesin

Zira onlar yalancılık etmek için dinlerler Senin yanında olmayan bir grup hesabına casusluk için dinlerler

Kelimeleri konuldukları yerlerden çıkarıp tahrif ederler “Size şu fetva verilirse onu kabul edin, o verilmezse onu kabul etmekten geri durun” derler

Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun lehinde Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın

Onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalplerini arındırmak istememiştir Onların hakkı dünyada rüsvaylık olduğu gibi, âhirette de müthiş bir cezadır [2,75; 4,46] {KM, İşaya 29,13 Matta 15,8; Markos 7,6}

Yahudi bilginleri okur yazar olmayan dindaşlarına, Hz Muhammed’in öğretileri kendilerine uyarsa kabul etmelerini, aksi halde reddetmelerini söylüyorlardı

Fıtratını iyice değiştirmiş kişinin, arınmaya hiç niyeti yoksa Allah da arındırmaz Azıcık isteği olanı Allah elbette ihmal etmez

42 – Yalan dinlemeye çok meraklı, haram yemeye pek düşkündürler Sana gelirlerse ister aralarında hükmet, istersen hükmetmekten geri dur

Geri durursan onlar sana asla bir zarar veremezler Şayet hükmedersen, aralarında adaletle hükmet Çünkü Allah âdilleri sever {KM, Çıkış 23,8; Tesniye 16,19; 27,25}

Haram, yani rüşvet yiyenler, rüşvete göre hüküm veren Yahudi hakim ve fakîhleridir

Hayber Yahudilerinden soylu bir kadınla erkek zina etmişlerdi Tevrata göre (Tesniye, 22, 22-24) recim olan cezayı uygulamak istemediklerinden dâvayı Hz Peygamber (as)’a götürdüler “Recim derse kabul etmeyin, başka ceza verirse kabul edin” dediler Hz Peygamber recme hükmedince itiraz ettiler Zinanın cezası “yüzüne kara çalıp merkeple dolaştırmaktır” diye, ısrar ettiler İbn Suriya hariç, hepsi yeminle tekid ettiler Peygamberimiz çok ağır yemin verdirerek son olarak Tevratın hükmünü sorunca bilginleri İbn Suriya recmi itiraf etti İşte, bu âyet bu olaya işaret etmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla