Prof. Dr. Sinsi
|
Maide Suresinin Meali Açıklaması
53 – Onların içyüzlerini ancak o zaman keşfeden müminler de birbirlerine:
“Hayret doğrusu! Onlar değil miydi, siz müminlerle beraber olduklarına dair vargüçleriyle yemin edip duranlar!” Ama sonunda ne oldu? Gösteriş için yaptıkları bütün işleri boşa gitti, dünyada da, âhirette de ziyan edenlerden oldular
54 – Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse dönsün:
Allah onların yerine öyle bir topluluk getirecek ki, Allah onları sever, onlar Allahı severler
Onlar müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorludurlar
Allah yolunda mücahede eder ve bu hususta dil uzatan hiçbir kimsenin ayıplamasından korkmazlar
İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfudur ki dilediğine verir Allah vâsi ve alîmdir (ihsanı boldur, her şeyi hakkıyla bilir) [47,38; 4,133; 14,19-20; 48, 29; 58,21-22]
İslâm tarihinin başlangıcında üçü Hz Peygamber (a s )’ın vefatından önce olmak üzere on bir toplu irtidad vak’ası olmuştur Geriye kalanı Hz Ebû Bekir (r a ) devrinde yer almıştır
Allah’ın dinine sahip çıkacak topluluk kavramı da çok geniştir Çeşitli zaman ve mekânlarda İslâm tarihi boyunca, bu evsafta topluluklar Allah’ın lütfu ile eksik olmamıştır
55 – Sizin dostunuz ancak Allah’tır, O’nun Resulüdür ve Allah’a tam boyun eğerek namazlarını hakkıyla ifa eden, zekâtlarını veren müminlerdir
56 – Kim Allah’ı, Resulünü ve iman edenleri dost edinirse bilsin ki, bunların teşkil ettiği Allah tarafı, mutlaka galip gelecektir
57 – Ey iman edenler! Ne dininizi alay ve eğlence konusu yapan sizden önce, kendilerine kitap verilenleri, ne de diğer kâfirleri dost (ve üzerinize yönetici) edinmeyin
Mümin iseniz, Allah’ın bu buyruklarına karşı gelmekten sakının [3,28]
58 – Siz ezan okuyarak namaza dâvet edince, bunu alay ve eğlence konusu yaparlar
Onların böyle yapmalarının sebebi, akıllarını kullanmayıp bu güzelliği anlamamalarıdır
Bu âyet, ezanın dayanağıdır Ayrıca ezanla alay edip hafife almanın küfür olduğuna delalet eder
59 – De ki: “Ey Ehl-i kitap! Sizin bizden hoşlanmayışınızın tek sebebi galiba şudur: Biz Allah’a iman ettiğimiz gibi, hem kendimize indirilen kitaba, hem de daha önce indirilen ilâhî kitaplara iman etmekteyiz Sizin ise ekseriniz yoldan çıkmış fâsıksınız ”
60 – De ki: “Allah katında bir ceza olarak bundan daha beterini bildireyim mi?
O kimseler ki Allah onlara lanet etmiş, gazabına uğratmış, içlerinden bir kısmını maymun, domuz ve tâgut’a tapan kimseler yapmıştır Yerleri en fena olanlar, doğru yoldan büsbütün sapanlar, işte onlardır ” [2,65; 85,8; 9,74]
İnsanların hayvan haline getirilmesine mesh denir Bu da surî ve manevî olarak iki türlü olabilir Manevî olunca ahlâkî düşüklük doğuran bir dönüştürme olur Surî ve manevî olursa ahlâkî düşüklüğün yanında hayatî düşüklük de gerçekleşir Bu durumda nesilleri devam etmez Allah dilediğini yapar
61 – Sizin yanınıza geldikleri zaman: “Biz mü’miniz” derler Halbuki gerçekte onlar kâfir olarak girmişler, yine kâfir olarak çıkmışlardır Onların içlerinde gizledikleri nifakı Allah pek iyi bilir
62 – Onlardan birçoğunun günaha, başkasının hakkına tecavüz etmeye, haram yemeye yarışırcasına koştuklarını görürsün Yaptıkları şey ne kadar kötü!
63 – Bari, onların mürşitleri ve fakihleri onların günah olan şeyler söylemelerini ve haram yemelerini önleselerdi ya! Ama heyhât, ne gezer! Bunların yaptıkları da, ayrıca bir çirkin!
64 – Yahudiler: “Allah’ın eli bağlıdır” dediler Hay kendi elleri bağlanasılar!
Hay dediklerinden dolayı mel’ûn olası adamlar! Hayır, hiç de öyle değil! Allah’ın iki eli de açıktır Dilediği şekilde infak eder
Rabbinden sana indirilen âyetler, mutlaka onlardan birçoğunun azgınlığını ve gâvurluğunu artıracaktır Bununla beraber, Biz onların aralarına, kıyamete kadar sürüp gidecek bir kin ve nefret bıraktık
Her ne zaman onlar savaş çıkarmak için bir yangın tutuşturdularsa Allah onu söndürdü Sırf fesat çıkarmak için dünyanın her tarafında koşup dururlar Allah müfsitleri sevmez [4,53-54; 2,61; 3,112; 14,34; 41,44; 17,82] {KM, Mezmurlar; 104,27; 145,15-16}
Hicretten Sonra Medine’deki Yahudiler iktisâdi sıkıntı ile imtihan edildiklerinde onlardan bir kısmı tarafından, Allah’ın ihsan ve merhametini itham eden böyle bir söz söylenmişti Hepsi dememiş ise de, diyenlere itiraz etmemek sûretiyle razı olmuş sayıldıklarından, bu söz hepsine izafe edilmiştir
65 – Eğer Ehl-i kitap iman etse ve fesatçılıktan ve diğer fenalıklardan sakınsalardı, elbette Biz onların kötülüklerini örter ve onları naîm cennetlerine yerleştirirdik
66 – Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rab’leri tarafından kendilerine indirilen Kur’ân’ın hükümlerini hakkıyla yerine getirselerdi, muhakkak ki yukarıdan yağmur gibi yağan ve yerden biten nimetler içinde kalır, onlardan yerlerdi
Onlardan mûtedil bir zümre de vardır, ama onların çoğunun yaptıkları şeyler pek çirkin işlerdir [7,96; 30,41; 7,159; 57,27; 35,32-33]
Yukarıdan gelen nimetler ilâhi vahiy, manevi ve ruhanî gıdalar; yerden bitenler ise maddi nimetlerdir
67 – Ey Peygamber! Rabbinden sana indirilen buyrukları tebliğ et!
Eğer bunu yapmazsan risalet vazifesini yapmamış olursun
Allah seni, zarar vermek isteyenlerin şerlerinden koruyacaktır Allah kâfirleri hidâyet etmez, emellerine kavuşturmaz [13,40; 2,272]
Bu âyet, Kur’ân’ın mûcizelerindendir Risâlet görevini yerine getirme süreci içinde Efendimiz (a s m )’ın düşmanları gittikçe artmıştı Mekke müşriklerine, hicretten sonra Medine’deki kalabalık Yahudi kabileleri, Hıristiyanlar ve başka kabîleler de eklenmişti Hele münâfıklar ve onların Yahudilerle işbirliği yaparak kışkırttıkları Medine dışındaki kabileler de hayli fazla idi Bunca düşmanlıkların ve fiilen defalarca suikast girişimlerinin ona zarar vermemesinin, bu âyette müjdelenen ilahî koruma ile olduğunda hiç şüpheye yer yoktur
68 – De ki: “Ey Ehl-i Kitap! Siz Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirilen Kur’ân’ı tatbik etmedikçe, hiçbir temele dayanmış sayılmazsınız, hiçbir dayanağınız yoktur ”
Rabbinden sana indirilen âyetler, mutlaka onlardan birçoğunun azgınlık ve inkârcılığını fazlalaştıracaktır
O halde o kâfirlerden ötürü gam yeme!
Bir kere, Yahudiler ve Hıristiyanlar kutsal kitaplarını koruma imkânı bulamamışlar, metinleri tahrife mâruz kalmıştı Kaldı ki ellerinde kalan şekliyle dahi tam uygulamıyorlardı
69 – İman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar  
Bunlar içinden her kim Allah’a ve âhiret gününe iman edip makbul ve güzel işler yaparsa, onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmezler [2,62]
|