|
Prof. Dr. Sinsi
|
Duhân Sûresi/Duhan Suresi
DUHÂN SÛRESİ/Duhan Suresi
Mekke döneminde inmiştir 59 âyettir Sûre, adını onuncu âyette geçen
Bismillahirrahmânirrahîm
1 Hâ Mîm
2, 3 Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, biz onu mübârek bir gecede2 indirdik Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız
4, 5, 6, 7 Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir
8 Ondan başka hiçbir ilâh yoktur Yaşatır, öldürür O, sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir
9 Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar
10 Göğün açık bir duman3 getireceği günü bekle
11 (O duman) insanları bürür Bu, elem dolu bir azaptır
12 İnsanlar, "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler
13 Nerede onlarda öğüt almak?! Oysa kendilerine (gerçeği) açıklayan bir peygamber gelmişti
14 Sonra ondan yüz çevirdiler ve "Bu bir öğretilmiş, bu bir deli!" dediler
15 Biz bu azabı kısa bir süre kaldıracağız, siz de yine eski halinize döneceksiniz
16 Onları o en şiddetli yakalayışla yakalayacağımız günü hatırla Şüphesiz biz öcümüzü alırız
17 Andolsun, onlardan önce Firavun kavmini sınamıştık Onlara değerli bir peygamber (Mûsâ) gelmişti
18 O şöyle demişti: "Allah'ın kullarını (esaret altındaki İsrailoğullarını) bana teslim edin Çünkü ben güvenilir bir peygamberim "
19 "Allah'a karşı ululuk taslamayın Çünkü ben size apaçık bir delil (mucize) getiriyorum "
20 "Şüphesiz ki ben, beni taşlamanızdan, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım "
21 "Bana inanmadınızsa benden uzak durun "
22 Sonra Mûsâ Rabbine, "Bunlar günahkâr bir toplumdur" diye seslendi
23 Allah da şöyle dedi: "O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz "
24 "Denizi açık halde bırak " Çünkü onlar boğulacak bir ordudur
25 Onlar geride nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar
26 Nice ekinler, nice güzel konaklar!
27 Zevk ve sefasını sürdükleri nice nimetler!
28 İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık
29 Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi
30, 31 Andolsun, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan; Firavun'dan kurtardık Çünkü o, haddi aşanlardan bir zorba idi
32 Andolsun, onları, bir bilgi üzerine (dönemlerinde) âlemlere üstün kıldık
33 Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik
34, 35 Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: "İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur Biz diriltilecek değiliz "
36 "Eğer doğru söyleyenler iseniz atalarımızı getirin "
37 Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları helâk ettik Çünkü onlar suçlu kimselerdi
38 Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için yaratmadık
39 Biz onları ancak hak ve hikmete uygun olarak yarattık Ama onların çoğu bilmiyorlar
40 Şüphesiz, hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı zamandır
41 O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz Kendilerine yardım da edilmez
42 Yalnız, Allah'ın yardım ettiği kimseler bunların dışındadır Şüphesiz O mutlak güç sahibidir, çok merhamet edendir
Kaynak: www yudumla net
43, 44 Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir
45, 46 O, maden eriyiği gibidir Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar
47 (Allah görevli meleklere şöyle der "Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin "
48 "Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün "
49 (Deyin ki "Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?"
50 "İşte bu şüphelenip durduğunuz şeydir!"
51 Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise güvenli bir yerdedirler
52 Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar
53 İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyinerek karşılıklı otururlar
54 İşte böyle Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir
55 Orada güven içinde her türlü meyveyi isterler
56 Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar Allah onları cehennem azabından korumuştur
57 Bunlar Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir İşte bu büyük başarıdır
58 (Ey Muhammed!) Biz Onu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık ki, düşünüp öğüt alsınlar
59 Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler
|