Prof. Dr. Sinsi
|
La Tahzen..İnnallahe Meana
"Lâ Tahzen! İnnALLAHe Meanâ"
La tahzen innAllahe meana  (üzülme   ALLAH bizimle )
Asırlar öncesinden, hicretin en can alıcı noktasında, sevr mağarasından tüm
insanlığa bir teselli mesajı yükseldi :
La Tahzen! İnnALLAHe-l meana!"
"Üzülme, Allah bizimle beraberdir "
Pekiyi, sadece Hz Ebu Bekir’e miydi bu teselli? Sadece müşriklerin şerrinden
sığınmaya mıydı? 
Hayatın, imtihan ekseninde, bazı kırılma noktalarında vardır Bu noktalarda,
sonsuz bir kudrete dayanma arzusu, zirveye çıkar Sebepler sükût ettiğinde,
çaresizlik tüm çareleri tükettiğinde, artık O’ndan (c c ) başka hiçbir yardımcının
kalmadığını hissettiğinde, bu teselli, rahmetin kucağına sevkin başlangıcı olur 
İşte hicret sahnelerinden birinde ve en birincisinde, Allah (c c ) tam emniyet ve
tevekkül ile kendisini, Kendine emanet edene, yardımını nasıl yetiştiriyordu,
eskimeyen levhalardan bir kez daha izleyelim 
En güzel’in (s a v ) hayatı, hayata da en güzel örnekti Çünkü Alemlerin Rabbi,
O’nu alemlere rahmet göndermişti Hayat seyrinde, itaatten ibadete, ahlaktan
tevekküle her şeyde “zirve” olduğu gibi, Rahmetin de tecessüm etmiş bir
timsali olan Efendimiz (s a v ), sebeplerin sükûta yaklaştığı son noktada, sadık
dostuna işte böyle teselli vermişti  
Eğilseler ayaklarını görecekleri kadar yaklaşan müşrikleri gören Ebu Bekir
(r a ) Kâinatın efendisine zarar verirler endişesi ile :
"-Yâ Resûlallah!" dedi "-Beni öldürseler de gam çekmem Ben nihâyet bir
ferdim Amma, Allah göstermesin, sana bir zarar ve ziyan eriştirecek olurlarsa
bu, bütün ümmetin helâkine sebep olur "
Rasulullah endişesiz ve mütebessimdi Çünkü öyle birine inanmış güvenmişti
ki, O (C C ) kendisini bırakmazdı Asılardır, hassas kulaklarda ve kalblerde
yankı bulan şu cümle ile teselli verdi son peygamber arkadaşına:
"Üzülme, Allah bizimle beraberdir "
Hz Ebû Bekir:
"-Yâ Resûlallah" dedi
"-Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür "
İki cihanın mefhari olan Efendimiz, yine emîn ve tam tevekkül ile şunları
demişti:
"-Yâ Ebâ Bekir, iki kişinin üçüncüsü Allah olursa,
sen âkibetin ne olacağını zannediyorsun?
Yakalanacağımızı mı sanırsın?"
Allah’a tam tevekkül edene yardım, işte böyle yetişiyordu Hem hiç umulmadık
yardımcılarla…
Müşriklerin rehber olarak yanlarına aldıkları iz sürücü, kavminin en iyisiydi
Adeta havadaki kokudan iz sürebiliyordu 
O kadar eminler ki kendilerinden; bu sefer yakalayacaklar ve başına büyük
ödül konulan Allah rasulünü öldüreceklerdi Ama unuttukları bir şey vardı
O’nun (s a v ) öyle bir gözeteni, koruyanı vardı ki; O’nu (s a v ) en güçsüz bir
örümceğin ağı ile kibirli o müşriklerin gözlerinden ve şerrinden muhafaza
edebilirdi ve etti 
İz sürücü kendinden emindi : “-İşte buradalar” dedi Fahr-i Kâinat Efendimizle
Sıddık-ı Ekber, konuşulanları duyuyorlardı
Ve ezelde vazife almış nöbetçiler işbaşındaydı İki yabani güvercin, bir de
örümcek 
Mağaranın dibine kadar giden o müşrik, bu nöbetçilere takılmış ve geri
dönmüştü :
"Mağaranın ağzında iki yabanî güvercinin yuva kurduğunu gördüm Orada
olduklarına asla ihtimal vermem" demişti
Azılı müşrik Ümeyye bin Halef ise, arkadaşlarına hiddetli hiddetli şöyle
seslenmişti:
"Hâlâ mağaranın orada ne dolaşıp duruyorsunuz Orada örümceğin ağ
bağladığını görmüyor musunuz? Vallahi ben, bu ağın Muhammed doğmadan
önce gerilmiş olduğu kanaâtındayım "
Hak; batıla bir kez daha üstün gelmişti Ve Cenâb-ı Hak, nöbetçi tayin ettiği bir
örümcek ve iki yabanî güvercin ile Sevgili Resûlünü bütün Kureyş'e karşı
korumuş oluyordu
Kul tam emniyetle Rabbine teslim olsun da, Rabbi onu rahmeti ile kuşatıp,
koruması altına almasın, mümkün müydü bu? Tüm dizginler elinde bulunan
Allah (c c ), “Rabbim benimle beraber; beni görüyor, biliyor” teslimiyetine
kayıtsız kalır mıydı hiç? Elbette kalmazdı, kalmadı ve kalmayacak da…
İmtihan dünyasının senaryolarında bazen,“sıkıntılar” başrol oynar Hakîm ve
Rahîm olan Rabb, hikmeti ve rahmeti ile vazifelendirir, musibeti Değil mi ki,
başımıza her ne gelse O’ndan (c c) gelir Bu noktada “Bela vereni” bulana,
bela; rahmetin kâşifidir 
Günah kirlerini, ateşe bırakmak istemeyen, rahmeti ile bu dünyada, geçici
sıkıntılarla kulunu temizlemek isteyen Allah (c c ) bununla, kuluna yakınlığını
hissettirir 
Kendisine kendinden daha yakın; kendinden daha şefkatli olanı bulan, daha
neyi arar ki?
Madem bizimle beraberdir Allah (c c ), o zaman telaşa gerek yok Her
musibette, her çaresizlikte, ümmetinin derdi ile dertlenen Allah rasulü, şefkati
ile başımızı okşar, ve fısıldar kulağımıza :
“Korkma, üzülme, Allah seninle beraberdir!”
|