Prof. Dr. Sinsi
|
Korku Ne Zaman Belâ Olur?
Korku ne zaman belâ olur?
Korku lügatte tehlike ânında duyulan endişe, kaygı, tasa, ürküntü ve dehşet alma hali olarak açıklanmıştır Korku ile küfrü özdeşleştirmek doğru değildir Korku çok yersiz ve gereksiz olsa bile, küfür sayılmaz Çünkü küfür, Allah’ı ve Allah’a ait değerleri “inkârdan” başka bir şey değildir
Korkunun insan fıtratına yerleştirilmiş bir duygudan ibaret olduğunu beyan eden Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, korkuyu yöneldiği makam itibariyle iki gurupta inceler: Bedîüzzaman’a göre korku ya halka, ya da Hâlık’a dönük olarak yaşanır Yani insan ya Allah’ın yarattıklarından korkar, ya da Allah’tan Üçüncü bir ihtimal yoktur
Kur’ân insanları Allah korkusuna çağırır Rabb’inden “korkan” kimseye “iki Cennet” vaad eden 1 Cenâb-ı Hak başka bir âyette, “Benden korkun!” 2 buyurur Bir başka âyette ise, “Allah Kendisinden korkmanızı emrediyor ” 3 buyurulur
Peygamber Efendimiz de (asm) bizi Allah korkusuna çağırıyor: “Bir mü’minin kalbinde korku ile ümit birlikte bulunursa, muhakkak Aziz ve Celil olan Allah ona umduğunu verir, korktuğundan da emin kılar ” 4 buyuran Allah Resulü (asm), bir hadis-i kudsîde de, Allah’ın şu sözünü naklediyor: “İzzetime ve celâlime yemin ederim ki, bir kuluma iki emniyeti ve iki korkuyu birden vermem: Kulum dünyada azabımdan emin olursa, kullarımı topladığım Kıyâmet Gününde ona korku veririm Kulum dünyada Benden korkarsa, kullarımı topladığım gün onu azabımdan emin kılarım ” 5
Allah’tan korkmanın, O’nun rahmetinin şefkatine yol bulup sığınmak demek olduğunu kaydeden Üstad Saîd Nursî Hazretleri, korkunun bir kamçı olduğunu ve kişiyi Allah’ın rahmet kucağına attığını beyan eder Bedîüzzaman’a göre, Allah korkusu ile Allah’ın merhametine, mağfiretine, affına, sevgisine, şefkatin, rahmetine ve re’fetine mazhar olunur Bir anne yavrusunu korkutmakla, nasıl ki, onu şefkat sinesine çekmiş olur Öyle ki, anne korkusu yavru için gayet lezzetlidir Çünkü bu korku kendisini annesinin sıcak kucağına çekiyor İşte, bütün annelerin şefkatlerini toplasanız, Allah’ın rahmetinin sadece bir pırıltısından ibaret kalır Öyleyse sonsuz şefkat ve hadsiz merhamet Sahibi olan Allah’tan korkmakta büyük bir “lezzet” olduğu böylece ortaya çıkmış oluyor Üstelik Allah’tan korkan, Allah’tan başkasının çirkin, neticesiz, musîbetli ve belâlı korkularından da kurtulur
Allah korkusu olmadığında, kişi, korku duygusunu mutlaka kullanacaktır ve bu defa Allah’tan başka şeylerden korkmaya mecbur ve mahkûm olacaktır Hatta öyle şeylerden korkacaktır ki, o korku sonuçta hiçbir işe yaramayacağı gibi, korkulan şeyin ne merhameti, ne acıması ve ne de şefkati söz konusu olmayacaktır Bilâkis böyle korkular insan ruhuna elem verici belâlar, ıztırap verici acılar ve yürek yakıcı hüzünler dolduracaktır Böylece insan, yüreğinde Allah’tan başka şeylerin korkusunu taşımanın cezasını “ivedilikle” görmüş olacaktır 6
Yaratıklara karşı duyulan korkunun aşırı boyutu, yani “korkaklık” derecesi için dalâlet olduğu söylense de; küfrü gerektirdiğini söylemek ölçüsüzlük olur ve aklî bir hüküm olmaz Çünkü korku damarı zaten normal ölçülerde hayatı korumak için verilmiştir Beş altı ihtimalden bir ihtimal ile korkmak ihtiyattandır, meşrûdur, vücudun kendisini savunduğu bir mekanizmadır Otuz, kırk ihtimalden bir ihtimal ile korkmak ise en fazla evhamdır, korkaklıktır, hayat için azaptır 7 Ama hangi derecesi olursa olsun, korku ile küfrü ve inkârı bütünleştirmenin sağlıklı bir izah biçimi olamaz
Korkaklığın altında en fazla, psikolojik bir rahatsızlık arayabiliriz Aşırı titizlik, aşırı duyarlılık, aşırı hassasiyet ve aşırı cesaretsizlik halleri ise, hayatın ve imtihanın bir cilvesi olarak yer yer kendimizi kurtaramadığımız birer günübirlik tavırlardan ibarettir Her zaman cesaretsiz değilizdir Mutlaka cesaretli olduğumuz günler ve konular da vardır Öyleyse kendimizi bir yönümüzle değil; her yönümüzle ele alalım ve kendimize haksızlık etmeyelim
Beğenmediğimiz huylarımız vardır elbet, olmalıdır da Unutmayalım ki, beğenmediğimiz huylarımızı “görmek ve itiraf etmek” bir kemaldir, bir olgunluktur, bir iyi huydur Islâhı için ilk adımı attığımızın işaretidir
Hiç şüphesiz, kendimizi beğenmemeye gayret edeceğiz Bilelim ki, bu ince tecessüslerimiz, Kur’ân’ın bizde görmek istediği “nefsi levm etmekten ve kınamaktan” 8 öte bir şey değildir Kur’ân’ın övdüğü ve teşvik ettiği şey ise, ancak hayırdır, hayır getirir
|