Prof. Dr. Sinsi
|
Olay Çevresinde Oluşan Edebi Metinler
Romanın Ögeleri
a Kişiler: Romanda anlatılan olayları gerçekleştiren kişilerdir Kişilerin olağanüstü nitelikleri yoktur; gerçek yaşamda gördüğümüz kişilere ya tip ya da karakter olarak benzemelidir Bunlardan belirli bir sosyal sınıfı ya da eğilimin özelliklerini üstünde taşıyan kişiye tip denir Cimri tip, içe dönük tip, sevecen tip vb Karakter ise kendine özgü tutum ve davranışları olan kişidir Romanda betimlemelerle kişilerin iç ve
dış yönleri tanıtılır, çevre ile bağlantıları ortaya konur
b Olay: Roman kişilerinin yaptığı eylemlere olay denir Romanda ana olay çerçevesinde pek çok küçük çapta olaylar gelişir Bu olayların her biri roman kişilerinin bir yönünü tanıtır Romanda gereksiz olaylara yer verilmemelidir Gereksiz olay ve ayrıntılar eserin değerini düşürür
c Zaman: Romanda işlenen olaylar belli bir zaman diliminde geçer Olayların başlaması ile bitmesi arasında bir süreç vardır Bu sürece zaman denir
ç Yer: Olayın veya olayların geçtiği, kahramanların yaşamlarını sürdürdüğü yerdir Romanda yer, olayın kavranmasına, sunulmasına yardımcı olmalıdır Romanda çevre betimlemeleri, olayla ve olayın kişileriyle ilgili önemli bilgiler verir
d Dil ve anlatım: Roman yazarının, kendine özgü dili kullanma becerisi vardır Kimi uzun cümleler kurar, kimi de kısa cümleleri benimseyebilir Kimi de devrik tümcenin ya da atasözü ve deyimlerin anlatım gücünden yararlanır Bu anlatım biçimine üslup denir
Olaylar ya roman başkişisinin ya da üçüncü kişinin ağzından anlatılır ilk durumda yazar olayları yaşarken ikinci durumda yazar olaylar karşısında gözlemcidir, tanıktır
Yazarlar roman yazarken anılarından, kişisel gözlemlerinden ve alınan küçük notlardan yararlanır
Romanda Plan: Romanda ele alınan olayların mantıksal bir gelişimi yapılır Temel olay çevresinde pek çok küçük olaylar işlendiğinden, kişiler ile olaylar arasındaki ilişkinin kurulabilmesi iyi bir planlama ile olasıdır
Romanda da hikâyede olduğu gibi serim, düğüm ve çözüm bölümleri bulunur
Serim bölümü: Romana konu olan olaylar ile yer, çevre ve kişilerin tanıtıldığı bölümdür Bu bölümde olayın geçtiği zaman ile olay kişileri ve çevre betimlemesi yapılır
Düğüm bölümü: Romanda olayların karmaşık bir hâl aldığı, okuyucunun merakının ve heyecanının yoğunlaştığı bölümdür Romanda birden fazla düğüm bölümü bulunabilir ve en uzun bölüm bu kısımdır
Çözüm bölümü: Düğüm bölümündeki olayların çözümlendiği, merak ve heyecanın giderildiği bölümdür Bazı romanlarda sonuç, okuyucunun hayal gücüne bırakılabilir
Masal: Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başlarından geçen olayları anlatan eserlere masal denir Masallarda genelde olayların geçtiği yer ve zaman belli değildir Masal bir ana olay çevresinde daha küçük çaplı olaylar ve çatışmalar ile gelişir Anlatımda iç uyaklara (seci) yer verilir Abartılı olaylarla süslenir
Masallar kişilerin özellikle çocukların hayal dünyalarını geliştirir, güçlendirir Kişilerinden bir kısmı; devler, periler, cinler, ejderhalar vb doğaüstü yaratıklardır
Masallar üç bölümden oluşur Genelde bir varmış bir yokmuş diye başlayan bölüme döşeme adı verilir Asıl olayın anlatıldığı bölüm de kendi arasında giriş, gelişme ve sonuç olmak üzere üçe ayrılır Masalda her şeyin güzel bir sonucu bağlandığı bölüm dilek bölümüdür Bu bölüm genellikle "Gökten üç elma düştü " diye bir tekerleme ile biter forumsinsi net
Masallarda genelde iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin savaşımı işlenir ve sonuçta iyiler kazanır, kötüler cezalandırılır
Masallar genelde duyulan geçmiş zamanla anlatılır Başında, ortasında ve sonunda söylenen kalıplaşmış sözlere tekerleme adı verilir
Masallarda gençliğe toplumun düşünüş tarzı, zevki kuşaktan kuşağa aktarılır Bölgeden bölgeye yayılır Her bölgede farklı bir kimlik kazanır
Edebiyatımızda; Binbir Gece Masalları, Keloğlan Masalları, Kül Kedisi gibi pek çok masal örneklerine rastlanır Türk masalları, Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney vb başka yazarlarca derlenmiştir
DESTAN: İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın en yaygın türüdür Destanların bir kısmı evrenin, Dünya’nın, insanın nasıl oluştuğunu anlatır Bir kısmı ise, konularını tarihten, toplumu derinden etkileyen olaylardan alır Türk edebiyatında olduğu gibi dünya edebiyatında da ilk edebi verimler olarak destanlar karşımıza çıkar
Destanlar henüz aklın ve bilimin toplum hayatına tam anlamıyla hâkim olmadığı ilk çağlarda ortaya çıkmış sözlü edebiyat ürünleridir Milletleri derinden etkileyen tarihî ve sosyal olayları anlatan manzum ve mensur, edebî eserlere destan adı verilir Bu tür edebî eserler tabiî afetler (deprem, bulaşıcı hastalık, kuraklık, kıtlık, yangın vb ), göçler, savaşlar ve istilâlar gibi önemli olayların etkisiyle tarihin eski çağlarında meydana gelmiştir
Destanlar üç safhada oluşur:
a) Doğuş safhası: Bu safhada milletin hayatında iz bırakan önemli tarihî ve sosyal olaylar, bu olaylar içinde yüceltilmiş efsanevî kahramanlar görülür
b) Yayılma safhası: Bu safhada, söz konusu olay ve kahramanlıklar, sözlü gelenek yoluyla yayılır Böylece bölgeden bölgeye ve nesilden nesle geçer
c) Derleme (yazıya geçirme) safhası: Bu safhada, sözlü gelenekte yaşayan destanı, güçlü bir şair, bir bütün hâlinde derleyip manzum olarak yazıya geçirir Çoğu zaman bu destanların kim tarafından derlendiği ve yazıya geçirildiği belli değildir
Destanların genel özellikleri:
1 Anonimdirler
2 Genellikle manzumdurlar Az olmakla beraber nazım-nesir karışık olan destanlar da vardır Bazıları, manzum şekilleri unutularak günümüze nesir hâlinde ulaşmıştır
3 Olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir
4 Destan kahramanları olağanüstü özelliklere sahiptir
5 Destanlar, tarihî ve sosyal olaylardan doğarlar Bu eserlerde genellikle, yiğitlik, aşk, dostluk, ölüm ve yurt sevgisi gibi temalar işlenir
Bir edebiyat türü olan destan, zamanla asıl anlamını yitirmiş, âşık edebiyatında savaşları, ünlü kişileri, gülünç olayları anlatan eserlere de destan denilmiştir
Destan çeşitleri:
Destanlar, oluşum biçimlerine göre ikiye ayrılır:
1 Doğal(Tabiî) Destan: Önce bir şair tarafından söylenen, zamanla şairi unutularak anonimleşen destanlardır Bunlar, dilden dile dolaşırken büyük değişikliklere uğrar Mesela Ergenekon Destanı doğal destandır
2 Yapma (Sunî) Destan: Doğal destandan temel farkı, anonim nitelik taşımamasıdır Bir şair tarafından, doğal destanlara benzetilerek yazılır Tasso’nun Kurtarılmış Kudüs, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Üç Şehitler Destanı adlı eserleri, birer yapma destandır
İlk Türk Destanları
1 Altay-Yakut: Yaradılış Destanı
2 Sakalar Dönemi: a Alp Er Tunga Destanı b Şu Destanı
3 Hun Dönemi: a Oğuz Kağan Destanı b Attila destanı
4 Köktürk Dönemi: a Bozkurt Destanı b Ergenekon Destanı
5 Uygur Dönemi: a Türeyiş Destanı b Göç Destanı
İslamiyet’in Kabulünden Sonraki Türk Destanları
1 Karahanlı Dönemi: Saltuk Buğra Han Destanı
2 Kırgız Manas Destanı
3 Türk-Moğol: Cengiz-name
4 Tatar-Kırım: Timur ve Edige Destanları
5 Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı Dönemleri:
a Seyyid Battal Gazi Destanı
b Danişmend Gazi Destanı
c Köroğlu Destanı
Türklerin Doğal Destanları:
Saka Destanları: Saka Türklerine ait bu destan da, Şu Destanı ve Alp Er Tunga Destanı olmak üzere iki parçadan oluşur Bunlar Şu ve Alp Er Tunga adlarındaki komutanların hayat hikâyeleri üzerine kurulmuştur
Hun Destanları: Oğuz Kağan Destanı ve Attila destanı olmak üzere iki destandan oluşur Oğuz Kağan Destanı Hun hükümdarı Mete’nin hayatını konu alır; ancak onu olağanüstü niteliklere büründürerek anlatır Bu destan, daha sonra değişikliklere uğrayarak İslami bir nitelik kazanmıştır
Köktürk (Göktürk) Destanları: Birbirini tamamlayan Ergenekon Destanı ve Bozkurt Destanı’ndan oluşur Bunlarda Türklerin tarih sahnesine nasıl çıktıkları ve hangi soydan geldikleri üzerine efsaneler anlatılır
Uygur Destanları: Türeyiş Destanı ve Göç Destanı olmak üzere iki destandan oluşur İlki Uygurların var oluşunu; ikincisi yurtlarından göç etmek zorunda kalışlarını anlatır forumsinsi net
Not: Kırgız Türklerinin Manas Destanı XI -XII yüzyıllarda oluşmuş, bir destandır İslâmiyet öncesi Türk kültüründen izler taşımakla birlikte, İslâmî unsurlar daha ağır basmaktadır
Milli Bir Destanın Özellikleri:
a Yazarı bütün toplum, yani anonimdir
b Olaylar bir kahramanın çevresinde gelişir
c Konu toplum hayatıyla ilgilidir
ç Manzumdur
d Destanlar tarihle ilgilidir, fakat tarih değildir
e Destanlarda belli bir coğrafya vardır
f Destan kahramanları soylu insanlardan oluşur
g Destanlarda olağanüstü olaylar görülür
ğ Zaman bakımından uzun atlamalara rastlanır
Mesnevi: Türk edebiyatında anlatı türünde batı tarzı yazılmış hikâye ve roman yoktur Ancak bu türleri karşılayan divan edebiyatında Leyla vü Mecnun, Hüsrev-i Şirin, Yusuf u Züleyha ile Âşık Garip, Arzu ile Kanber, Battal Gazi vb tarzında dinî tasavvufî nitelikli hikâyeler vardır
Mesneviler de halkın anlatı ihtiyacını karşılamak üzere yazılmış eserlerdir
Mesnevi, divan edebiyatı nazım biçimlerindendir Beyitlerle yazılır ve her beyit kendi arasında uyaklıdır Yani beyitler arasında gazelde olduğu gibi uyak birliği yoktur Bu nedenle uzun konuları işleme olanağı vardır Genellikle okuyucuyu sıkmaması için aruz ölçüsünün kısa kalıpları kullanılır
Mesnevi, divan edebiyatında bulunmayan hikâye ve roman türünü karşılamaktadır Beyit sayısı sınırlı değildir
Mesnevi, İran'da kurulmuş ve oradan bize geçmiştir Kurucusu da aslen Türk olan Genceli Nizamî'dir Nizamî arka arkaya beş tane mesnevi yazmıştır Divan edebiyatında beş tane mesneviye "hamse" denir Bütün divan şairleri hamse (beş tane mesnevi) yazmak için uğraşmışlardır Türk edebiyatında da Süleyman Çelebi, Şeyhî, Fuzûlî, Nâbî ve Şeyh Galip gibi sanatçılar mesnevi yazmışlardır Tam bir mesnevide şu bölümler bulunur:
1 Manzum ya da mensur Dibâce (Önsöz)
2 Tevhid
3 Münacat
4 Naat
5 Miraciye
6 Medh-i Cihâr-i Yar-i Güzin (Dört halifeye övgü)
7 Methiye
8 Sebeb-i Telif (Yazılış sebebi)
9 Âgâz-ı Dâsitan (Asıl konunun anlatıldığı bölüm)
10 Hatime (Sonsöz)
Mesneviler işlediği konular bakımından şu türlere ayrılır:
a Cenk destanları mesnevisi: Savaş ve kahramanlık olaylarını şairin duygu ve düşüncesine göre işleyen mesnevilerdir “Gazavatname” denir İran edebiyatında Firdevsî'nin "Şehname" adlı eseri bu tür mesnevidir
b Aşk hikâyeleri mesnevisi: İslâm dünyasının ortak ürünü olan aşk hikâyelerini konu alan mesnevilerdir Şeyyad Hamza'nın "Yusuf u Züleyha", Fuzuli’nin "Leyla vü Mecnun" adlı mesnevileri bu tür eserlerdendir
c Dinî ve tasavvufî konulu mesnevi: Din ve tasavvuf konularını işleyen mesnevilerdir Mevlana'nın "Mesnevi" adlı eseri ile Süleyman Çelebi'nin "Vesiletü'n Necat (Mevlit)" adlı mesnevileri bu türe girmektedir
ç Ahlaki ve didaktik mesnevi: Bilgi ve öğüt vermek amacıyla yazılan mesnevilerdir Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın "Kıyafetname" ile Nabi'nin "Hayriyye-i Nabi" adlı eserleri bu türe girer
d Şehrengiz mesnevi: Padişah ya da devlet büyüklerinden birinin bir şehri ziyaretini veya şairin kendi şehrinin güzelliklerini anlatan mesnevilerdir Lami'nin "Şehrengiz-i Bursa" ile Enderunlu Fazıl’ın “Zenanname” adlı mesnevisi bu tür bir eserdir
e Mizahî konulu mesnevi: Toplumsal sorunları mizahî bir dille eleştiren mesnevilerdir Şeyhî’nin “Harname” adlı mesnevisi bu türe girer
Manzum Hikâye: Nazım şeklinde yazılmış hikâyelere manzum hikâye denir Diğer hikâyede olduğu gibi manzum hikâyede de serim düğüm ve çözüm bölümleri bulunur Meydana gelen bir olay ve olayı yapan kişi ve olayın geçtiği yer ve zaman vardır
Türk edebiyatında Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy bu türde önemli eserler vermişlerdir Orhan Veli Kanık ve bazı başka şairler de çeşitli fabl hikâyeleri ile Nasrettin Hoca fıkralarını manzum hikâye tarzında yazmışlardır
Halk Hikâyeleri
Destanların zaman içinde değişime uğramış biçimleri sayabileceğimiz halk hikâyeleri gerçeğe daha yakın olmaları bakımından destandan ayrılırlar Anonimdirler
Halk hikâyelerinde şiirle düzyazı iç içedir Halk hikâyeleri konuları yönünden iki grupta incelenebilir
Tek olay çevresinde gelişen halk hikayeleri olduğu gibi, kişi ve olay sayısı çok halk hikayeleri de vardır Bu hikayeler âşıklar ve yaşlılar tarafından anlatılır
Halk hikayeleri konularına göre dört çeşittir
a Aşk Hikayeleri: Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Yusuf ile Züleyha, Ercişli Emrah ve Selvi, Tahir ile Zühre, Âşık Garip Hikayesi, Aşık Kerem Hikayesi, Elif ile Mahmut  
b Dini-Tarihi Halk Hikayeleri: Hayber Kalesi, Kan Kalesi, Battal Gazi, Danişmend Gazi, Hz Ali ile ilgili diğer hikayeler  
c Kahramanlık Hikayeleri: Köroğlu Hikayesi
d Destanî Halk Hikâyeleri: Dede Korkut Hikayeleri
NOT: Halk hikayeleri, destan ile roman arasındaki aşamanın ürünüdür
NOT: Destan geleneğinden Halk hikâyeciliğine geçişin ilk ürünü Dede Korkut Hikayeleri’dir Bu nedenle Dede Korkut Hikayeleri özel bir önem taşır
Dede Korkut Hikayelerinin en önemli özellikleri şunlardır:
1) Asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Alâ Lisan-ı Taife-i Oğuzan” şeklindedir
2) 12, 13 ve 14 yy da Doğu Anadolu’da ve Azerbeycan’da yaşayan müslüman Oğuz boylarının geleneklerini, göreneklerini, iç mücadelelerini, doğa üstü güçlerle, yaratıklarla savaşmalarını ele alır
3) 14 ve 15 yy da yazıya geçirilmiştir Bu konudaki yaygın kanaat hikayelerin 14 yy ’da yazıya geçirildiği şeklindedir Hikayelerin kimin tarafından yazıya geçirildiği bilinmemektedir
4) Toplam on iki hikayeden oluşur
5) Şiir ve düzyazı (nazım-nesir) karışık oluşturulmuştur
6) Hikayelerde az da olsa masal ve destan unsurları görülür
7) Çok temiz, güzel ve zengin bir kullanılmıştır
Anlatım açık, yalın ve durudur Kesinlik ifade eder
9) Hikayelerde en önemli meziyet kahramanlıktır
10) Aileye, çoğalmaya, kadına, çocuğa ve çocuk terbiyesine büyük önem verilir Kadınların ailenin en önemli unsuru olduğu vurgulanır Önsözünde dört ayrı tadın tipi çizilir (forumsinsi net)
11) Bütün hikayelerde dini unsurlar (namaz kılma, dua etme, arı sudan abdest alma) görülür
12) Kahramanlar dövüşlerini, Allah ve peygamber sevgisi için yapar
13) Türk milletinin karakteristik özellikleri; doğruluk, adelet, güzellik yüceltilir
14) Misafirperverlik ve cömertlik insanların ortak özelliğidir
15) At, ağaç, su, yeşillik kısaca tabiat çok sevilir
16) Kahramanların en büyük yardımcısı atlardır
17) Kadınlar, eşlerine karşı aşırı saygılı ve itaatkârdır Eşler de kadınlarına önem verir, iyi davranır
18) Hikâyelerde, birçok öğüt vardır Bu nedenle bu hikayeler didaktiktir
19) Hikayelerde yaşanan olayların tarihi bilgilerle ilgisi vardır
20) Hikayelerde geçen ve hikayeler adını veren Dede Korkut; yaşlı, herkesin saygı gösterdiği, hakanların bile akıl danıştığı, çocuklara isim koyan, eğlencelerde kopuz çalıp şiirler söyleyen, kırgınlıkları gidermede aracılık eden kişidir
|