|  09-01-2012 | #1 | 
	| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Türkülerimizin Hikayeleri 
 
            
 
 
 
 Türkülerimizin Hikayeleri
 Zahide
 Zahide Kurbanım n'olacak Halim
 Gene bir laf duydum kırıldı belim
 Gelenden gidenden haber sorarım
 Zahidem bu hafta oluyor gelin
 
 Hezeli de deli gönül hezeli
 Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
 Dolaştım alemi gurbet gezeli
 Bulamadım Zahidem'den güzeli
 
 Ay ile doğar da gün ile aşar,
 Zahide’mi görenin tebdili şaşar
 İyinin kaderi kötüye düşer,
 Diken arasında kalmış gül gibi
  
 Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
 Baban anlamadı bizim bu haldan
 Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
 Derdin beni del’ediyor Zahide’m
  
 Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
 Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
 Aslını sorarsan esalet yerden
 Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı
  
 Gurbet ellerinde esinim esir
 Zahide’m kurbanım hep bende kusur
 Eğer baban seni bana verirse
 Nemize yetmiyor el kadar hasır
  
 Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
 Zahide’rn kurbanım hallarım yaman
 Yapamadım şu babayın gönlünü
 Fakir diye bana vermedi baban
  
 Anamdan doğalı çok çektim cefa,
 Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
 Adımı namımı soran olursa,
 Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa
  
 
 Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
 Felek ağu kattı tatlı aşıma
 Sevda çekenlere zor gelir gurbet
 Gece gündüz elim kalkmaz işime
  
 Aşağıda sap kağnısı geliyo
 Derdin beni elik elik eliyo
 Kurbanlar olayım gara Mustafam
 Babam beni yad ellere veriyo
  
 Arapoğlu derler gayeten atik
 Gözleri kara da, kaşları çatık
 Git nazlı y de bir haber getir
 Bastığın yerlere kurbanım Fatik
  
 Ağlayarak yayığımı yayarım
 Yarim gitti günlerini sayarım
 Çıksa Büyüköz’e mendil sallasa
 Islık çalsa ıslığını duyarım
  
 Coşkuna da deli gönül coşkuna
 Aşkından Zahide döndü şaşkına
 Sensiz edemiyom nazlı civanım
 N’olur bir yol görün Allah aşkına
  
 Halk arasında “Zahidem” adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı’na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir
  Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi  İlk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü  
 Arap Mustafa’nın babası düğünlerde, toplantılarda “Koca Oyunu” adı verilen oyunda “Arap” rölünü üstlenirdi
  Bu nedenle Mustafa’ya da “Arap” lakabı takılmıştır  Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler’den Mehmet’e çiftçi durdu  Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide’ye gönlünü kaptırdı  Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı  
 20’sinde askere giden Mustafa’nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide’de kalmıştı
  Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide’den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide’nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğünün’ün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür  Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır  (1) 
 Arapoğlu Mustafa’nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide, Mustafa için şiirler söylemiştir
  forumsinsi  net Bu şiirin üç kıtasını H  Vahit Bulut, 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide’nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik’ten derlemiştir  (2) Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir   | 
	|  |   |