Prof. Dr. Sinsi
|
Dünya Edebiyatına Toplu Bakış
İran Edebiyatı
İslâmlığı kabul ettikten sonra yüzyıllar boyunca edebiyatımıza büyük etkileri olmuş olan ve Divan edebiyatımızın başlıca kaynağını meydana getirmiş olan Iran edebiyatı, İslâmlığın kabul edilmesinden önce ve İslâm medeniyetinin etkisi altında olmak üzere başlıca iki bölüme ayrılır
İran’da İslâmlığın kabul edilmesinden önceki devirlere ait dil ve edebiyat hakkında kesin bilgi, hemen yok gibidir, İslâmlığın kabul edilmesine kadar geçen devrede yazılan eserler, bir takım faraziyelerden ibarettir
İslâmlığın kabul edilmesi ile başlayan Iran edebiyatı, başlıca şu bölümlere ayrılabilir:
I - Kahramanlık şiiri devri : (X yüzyıl) : Bu devrin başlıca şairleri, en eski Acem şairi sayılan Rûdegî, Keygâvus, Ulusrî Dakikî ve “Şehname” adlı Acemlerin en büyük kahramanlık destanını yazan Firdevsî'dir
II - Saray şiiri devri (XI Yüzyı)l: Arap medeniyetinin İran’da yer etmeye başlaması üzerine zümre edebiyatı olan yeni bir şiir meydana gelmiştir Bu devrin en ünlü şairleri Anyarî ve Nizamîdir
III - Mistik ve moral devir (XIII yüzyıl): Selçuk devri Iran edebiyatının en parlak devri olan bu yüzyılda, Tasavvuf edebiyatı yolunda şiirler yazan Senasî ve Attar önemli şairlerdendir Lirik ve melânkolik bir şair olan Selman ve “Gülistan” adlı eserin şairi Sadî, bu yüzyılda yetişmiş önemli şairlerdendir
IV - Lirik şiirin parlak devri (XVI yüzyıl) : Bu yüzyıl da Iran saray şiiri, en parlak devrini yaşamış ve Hafız, Vassaf gibi şairler, yalnız Iran edebiyatının değil, dünya edebiyatın da en büyük lirik şairleri olduklarını gösteren eserler meydana getirmişlerdir
V - Duraklama devri (XV - XVI yüzyıllar): Iran şiiri, artık eski parlak devrini kaybetmiştir Bu yüzyılda yetişen Cami, Iran edebiyatının son büyük, şairidir
VI - Yeni devir (XVII XIX yüzyıllar) : Eski önemini kaybetmesine rağmen Iran edebiyatı şiir ve nesir alanında önemli sanatçılar yetiştirmiştir Sadî, Seyyit Yahya, Kelim, Mirza, Sadık yetişen ünlü şairlerdendir Bu devirde-Iran nesiri Hace Abdullahîî Ensarî tarafından kurulmuştur
VII - Çağdaş devir : Bu çağda yetişen Iran sanatçıları, eski geleneği devam ettirmek isteyenler, modern Avrupa edebiyatı yolunda eserler vermek, isteyenler ve bu iki grubun arasında kalanlar olmak üzere başlıca üç ayrı gruba ayrılmış gibidirler Bu bakımdan çağdaş Iran edebiyatında ,eski Fars şiir ve nesir geleneğini devam ettirerek o yolda eser verem sanatçıların yanında; Iran dilini Arapça ve Türkçe kelimelerden kurtararak yalın bir Fars dili meydan getirmek isteyen sanatçılar da eserlerini vermektedirler Bunlar arasında, eski geleneği tamamen yıkmak, Arap yazısını değiştirmek taraftarı olanlar da bulunmakta, İran dilinin ve edebiyatının değişmesi zorunluluğunu savunmaktadırlar Bu İki grubun arasında kalan bazı sanatçılar da eski gelenekleri tamamen muhafaza etmedikleri gibi, yenileşmenin de savunmasını yapmamaktadırlar
Arap Edebiyatı
İslâmlığın doğmasından ve yayılmağa başlamasından sonra çeşitli ülkelere yayılan ve bu ülkelerdeki medeniyete etki ederek İslâm medeniyetinin, doğmasına sebep olan Arap medeniyeti, bu ülkelerin bütün sanat kollarına olduğu gibi, edebiyatlarına da büyük etki yapmıştır Hele Arap medeniyetinin ilk eseri olan Kuran'ın bütün Müslüman ülkelerinde okunmağa başlaması, buralarda Arapçanın konuşulur bir dil haline gelmesi, bu edebiyatın etkisinin bu ülkeler için geniş olmasını sağlamıştır Bu bakımdan Arap medeniyeti, bu ülkeler için nasıl büyük bir önem taşırsa, Arap edebiyatı da bu ülkeler edebiyatları için büyük önem taşır
Arap edebiyatı başlıca şu bölümlere ayrılabilir :
I - İslâmlıktan önceki edebiyatı : Bu devir, Arap edebiyatı sözlü bir gelenek halinde devam ede gelmiş olan edebiyattır, İslâmlıktan önce Bedeviler arasında yazının kullanılmaması, bu devir edebiyatı hakkında kesin bilgi edinilmesine engel olmuştur Bu devirden kalan eserler sözlü gelenek halinde zamanımıza kadar gelen ve yazarı belli olmayan ve öbür milletler edebiyatlarında olduğu gibi Halk edebiyatı özelliği tanıyan edebiyattır Şiirin konusu, her ulusta olduğu gibi ,hemen hemen yalnızca aşktır
II - Muhammet'ten Emevîler devrine kadar (VII - VIII yüzyıllar) : Arabistan yarımadasında İslâmlığın kurulması ve yayılmağa başlaması ile, Arapların fikir ve hayatlarında çok derinlerin fikir ve hayatlarında çok derin devrimler meydana gelmiştir, ilk halifeler ve Emevîler devrindeki büyük siyasî yayılma Arap şiirinin fazla gelişmesini önlemiştir Fakat bu sebeplere rağmen bu devrin en büyük şairi sayılan Cerir, hıristiyan olan El-Ahtal, Ferezdak, bu devirde ün salmış büyük şairlerdendir
Bu devrin Arap nesrî alanındaki en büyük eseri şüphesiz ki Kur'an'dır Bu devirde nesir alanında bir hayli ilerlemeler olmuş, özellikle hutbelerin okunmağa başlaması ile Arabistan'da hatiplik sanatı gelişmiştir
III - Abbasîler devri (VIII XIII yüzyallar) : Geniş bir alana yayılan İslâm Devleti, Abbasîler devrinde Arap'ların etkisinden kurtularak Iran etkisi altında kalmağa başlamıştır Böylece Arap şiirine, İran zevki etki etmeğe başlamıştır Bu devirde, bütün Arap edebiyatımın en büyük şairleri yetişmiştir Arapların en büyük şairi sayılan Ebû Nûvas, Ebû-Tammâm, Buhturî, İslâm dünyasında çok büyük ün kazanan ve eskilerin yolunda giden Mütenebbî, bu büyük şairler arasında yer almaktadır
Bu devirde nesir, önceki devirlerde kurulmuş esaslar içinde gelişmiştir Bu devirde hatiplik, en olgun sanatçıları yetiştirmiştir Yüksek tabakaya cevap veren bu edebiyat türleri arasında, bu devirde her iki tabakaya da cevap veren “Binbirgece Masalları” yavaş yavaş meydana gelmeğe başlamıştır
IV -XIII - XVII yüzyıllar : Abbasîlerin yıkılmasından sonra Arap şairleri ve öbür sanatçılar, sarayların himayesinden çıkmışlar ve birçok küçük hükümetlerin saraylarına dağılmışlardır İslâm devletlerinin başına Türk hükümdarlarının geçmeğe başlaması ile de Arapça sadece medreselerde öğretilen aşağı yukarı ölü bir dil halime gelmeğe başlamıştır Böylece Arap şiirinin eski kıymeti azalmağa başlamıştır Bu devirde yetişen yüzlerce şair arasında en ünlüsü, Peygamberi övmek için yazdığı Bürde kasidesiyle ünlü olan Bûsîrî'dir
V - Avrupa etkisinde Arap edebiyatı (XIX - XX yüzyıllar) : İlerlemiş olan Batı medeniyeti karşısında geri bir durumda kalmış olan Arap alemi ileri bir toplum olmak için, Batılaşmadan başka çare görememiş, bunun sonucu olarak da Arap edebiyatında etkileri duyulmağa başlamıştır Bu devir Arap edebiyatı bizdeki Tanzimat edebiyatı özeliğini taşır Meydana getirilen eserler, birer sanat eseri olmaktan çok, Fransız edebiyatının kötü birer taklidinden İbrettir Fakat buna karşılık sanatçıları eserlerinde çoklukla yenilik fikirlerini aşılamak amacı gütmüşlerdir, bu toplum için sanat meydana getirmeğe çalışmışlardır
Bu devirde şair, yapmacıktan kurtulmağa başlamış, roman ve hikâye türlerinde Avrupa'daki eserler taklit edilmeğe başlamış, yeni bir gazete dili kurulmuştur Fakat bu devir ,henüz bir deneme ve arama devridir Bu devirde yetişen şairlerden başlıcaları Ahmet Şevki ile Muhammed Hafız İbrahim'dir
Roman türünde en ünlü sanatçı Taba Hüseyin'dir
|