| 
Prof. Dr. Sinsi
 | 
				  Paragrafta Anlam Test Soruları 
 
            
 
 
 
 Paragrafta Anlam Test Soruları
 1
  Belirli bir spor dalı için gereken eğitimin niteliği, yarışma kuralları ve eğitiminden yönetimine kadar her bilgi, spor zekasının durumu için temel ihtiyaçlardır  Belirttiğimiz bu faktörle ilgili olarak, sporcuların sadece ilgili spor dalında değil, aynı zamanda kendi vücutları, teknik kurallar, becerileri şekillendirme metotları ve antreman prensipleri, organizasyonu ve performans hakkında da bilgiye ihtiyaçları vardır  Yapılan sporun kendine özgü bilgisi yanında diğer spor dalları ve özellikle benzer sporlar hakkında bir şeyler öğrenmek de gereklidir  Bu, sporcuyu, ilgili olduğu sporu ve zekasının yaratıcılık etkinliğini daha iyi öğrenmeye iten temel öğedir  
 Bu parçada aşağıdaki yargıların hangisine değinilmemiştir?
 
 A) Sporcu, kendi spor dalı ile ilgili her türlü bilgiyle donatılmalıdır
  
 B) Sporcu, teknik kurallar hakkında bilgiye sahip olmalıdır
  
 C) Sporcu, seçtiği spor dalının gerektirdiği eğitimden geçirilmelidir
  
 D) Sporcu, aynı zamanda yaratıcı bir zekâya sahip olmalıdır
  
 E) Sporcu, kendi antrenörünün seçiminde etkili olmalıdır
  
 
 2
  Çok çalışmak beni yormaz da sonuç yorar  Ulaştığımı beğenmediğim için yorulurum  Bazen de çalıştığım için dinlenirim  Elde ettiğimden duyduğum hazdan dolayı  Her ikisi de güzel  Yorgunluk, dinlenmek için beni zorlar  Dinlenince de daha çok çalışmak isteği duyarım  Sonuçta       
 Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
 
 A) yorgunluk beni emrine alır, istediği gibi kullanır
  
 B) hiçbirinden zevk alamadığımı anlarım
  
 C) ne yaptığımı bilmez hale gelirim
  
 D) tüm çalışma isteğimi iyice yitiririm
  
 E) yorgunluğa yenilmeden çalışmaya devam ederim
  
 
 3
  Aşağıdaki cümlelerin hangisi, bir paragrafın giriş cümlesi olamaz? 
 A) Bir toplumun çağdaşlığa açık olması, ilerlemenin ön koşuludur
  
 B) Böyle bir kültürün biçimlendirdiği kişilik modelinde temel karakter çekingenliktir
  
 C) Dışa kapalı toplumlar, yaratıcılıktan ve üreticilikten yoksun kalır
  
 D) Doğada ve dünyada durağanlık yoktur
  
 E) Kültürler, toplumun temel gereksinimlerine bağlı olarak, kişilik modelleri oluşturur
  
 
 4
  “Gençken gösteriş olsun diye okurdum; sonradan, biraz da kendimi yetiştirmek için okumaya, incelemeye başladım; şimdi ise vakit geçirmek, oyalanmak için yapıyorum bu işi, çıkarımı sağlamak aklımdan bile geçmedi  Kitaba karşı içimde, beni baştan çıkartan aşırı bir sevgi vardı; yalnız kendi ihtiyacımı karşılamak için değil; üç adım uzaktaki çevremi doldurmak, süslemek içindi bu sevgi  
 Parçada anlatılanlardan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
 
 A) Kitap insanı eğitir, yüceltir
  
 B) Okumanın kişiye olduğu kadar, geleceğine de yararı vardır
  
 C) Kitap, boş zamanları değerlendiren en güzel uğraştır
  
 D) İnsan kişisel çıkarını sağlamak için de okumalıdır
  
 E) Kitap bulunduğu yeri ve çevresini doldurur, güzelleştirir
  
 
 5
  “İşlemecilik, insanların süsleme arzusundan doğan çok eski sanatlardan biridir  Memleketimizde işlemeciliğe yüzyıllardan beri önem verildiği bilinmektedir  İşleme, saraylarda, kaftanlardan pabuçlara kadar her eşyaya uygulanmıştır  Eskiden, gelin olacak kızların en kıymetli çeyizlerini el işlemeleri oluştururdu; bunlar bazı şehirlerimizde, düğün günü, bir köşede sergilenirdi: İşlemeyi yapan genç kızın modeli doğadır  Saf ruhlu sanatkar kızımız, çevresindeki her şeyi, elindeki kumaş üstüne, hissettiği, dilediği gibi işler  Bu hissediş ve işleyiş sonucunda her biri bir değer olan olağanüstü çok çeşitli, motifler ortaya çıkar   ” 
 Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
 
 A) Halen Anadolu’nun bazı şehirlerinde, düğün günü sergilenen el işlemelerini görebilirsiniz
  
 B) El işlemeleri yaşamımızdaki her türlü aracı süsler
  
 C) El işlemeciliği için en güzel model doğadır
  
 D) El işlemeciliğinde, iğne, fırça, renkli iplikler ve boya kullanılır
  
 E) İşleme motifleri, diğer sanatkarlarınkinden çok daha güzel ve çeşitlidir
  
 
 6
  (I) Düşünce ve sanat adamları sözleri ve yazılarıyla dile değer kazandırırlar  (II) Bizlerin de dil hazinesi en az onlarınki kadar zengindir  (III) Bu işi, dile yenilikler getirmekten çok onu bükmek, olanaklarını çoğaltmak, gücünü artırmak yoluyla yaparlar  (IV) Yeni sözcükler getiremezler, onları zenginleştirirler, anlamlarını ve kullanımlarını sağlamlaştırırlar  (V) Onlara alışılmamış bir çeşni verirler; ama bunu da dört bir yanı düşünerek, ustalıkla yaparlar   
 Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
 
 A) I
  B) II  C) III  D) IV  E) V  
 
 7
  Çocukları bizden oldukları için severiz  Etlerine etimiz, kemiklerine kemiğimiz karışmıştır; ama bizim dünyaya getirdiğimiz daha başka şeyler de var ki, hiç de çocuklarımızdan aşağı kalmaz  Ruhumuzun, kafamızın, bilgimizin doğurduğu çocuklar da diğerleri kadar değerli ve önemlidir  biri diğerine değil, ikisi de bir arada öncelikli olmalıdır  Anası ya da babası olduğumuz çocukların değerleri bizden çok kendilerinindir; bize sadece onuru, sevinci düşer  Oysa kısaca kafamızın yarattığı çocukların bütün güzellikleri, bütün incelikleri, bütün olgunlukları bizimdir  Öyleyse birine, değerli olsunlar sevinelim diye; diğerine de bizi ruhen doyursun, tümüyle kendimizin olsun diye sahip olalım  
 Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
 
 A) İnsanoğlu için çocukları, sahip olabileceği en değerli varlıklardır
  
 B) Eser sahibi olmak, çocuk sahibi olmak kadar önemsenmelidir
  
 C) Çocuklarımızın sahip olduğu değerler onlara aittir
  
 D) Çocuklarımızla onur duyar, başarılarının sevincini tadarız
  
 E) Eser sahibi olmaya harcanan emek, çocuk yetiştirmeye yoğunlaştırılmalıdır
  
 
 9
  Ben dostlarımın bana sert davranmasını istiyorum  Sen bir budalasın, saçmalıyorsun, desinler bana  Ben dostlar arasında açık, yiğitçe konuşulmasını isterim: dostların düşünceleri neyse sözleri de o olmalı  Kulaklarımızı öyle sert, öyle kaba birer kulak yapmalıyız ki     
 Düşüncelerin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
 
 A) sertçe, erkekçe konuşmalara, tartışmalara hazır olsun
  
 B) dostlar arasında oluşacak sert ve yırtıcı bağlara dayanabilsin
  
 C) salon konuşmalarının yumuşak seslerini her zaman duyabilsin
  
 D) dostluğun kavgacı sağlamlığına duyarlı olabilsin
  
 E) düşünce çatışmalarının doğruyu bulmamızı sağlayan kırıcılığına, yıldırıcılığına dayanabilen
  
 
 10
  Doğanın her güzelliğinde kalbimize gülümseyen bir anlam var  bu kendi halinde, gösteriş düşünmeyen, kendiliğinden bir güzellik  Bir dere içinde, iki taş arasına sıkışmış bir çiçek, gözlerden uzak, kuytu bir köşecikte öylece gelişir  Sanki kendi dünyasında, yalnız kendisi için güzeldir  Ne biz görelim diye doğmuştur, ne de bir başka varlık ona imrensin diye yaşar  
 Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
 
 A) Güzelin gösterişlisini seven
 
 B) İyimser
 
 C) Gözlemci
 
 D) Güzelliklerden zevk alan
 
 E) Doğa hayranı
 
 
 11
  Bencillik her şeyden önce, kendini başkalarının yerine koymamaktır  Sadece kendini düşünmektir  Çıkarını her zaman öne çıkaran, olayları, fikirleri çıkarı açısından değerlendirendir  Çıkarı zedelendiği zaman, ya da zedelenme tehlikesiyle karşılaştığı zaman her türlü kötülüğü yapabilecek bir iç perişanlığına kapılan, gözleri hiçbir şey görmeyen insandır  Başkalarının acıları onları içten yaralamaz, yardım etme ise, onlar için tadılmamış bir zevktir  Acılar, sevinçleri paylaşma niteliğinden yoksun oldukları için, her zaman kendi yalnızlıklarına gömülüdürler  İnsana özgü duyguların çoğundan yoksundurlar, duyguları zengin değildir  
 Aşağıdakilerden hangisi sözü edilen bencil kişilerin bir özelliği değildir?
 
 A) Çıkarını kollamayı her şeyin üstünde tutma
 
 B) Çıkarları baltalandığında kötülüğe yönelme
 
 C) Çevresindekilerle iyi ilişkiler kurmaktan büyük zevk alma
 
 D) Başkalarına yardım etme mutluluğunu yaşamama
 
 E) Başkalarının acılarını, sevinçlerini onlarla paylaşmama
 
 
 12
  Doğruyu hangi elde görsem sevinçle karşılar; uzaktan kokusunu alır almaz silahlarımı atar, teslim olurum  Fazla yukardan ve insafsız olmadıkça yazılarıma çatılmasını hoş görmüş, çok kez karşıdakini kırmamak için yazdıklarıma istenen biçimi verdiğim olmuştur  Zararıma da olsa eleştirmeciye uysal davranmalıyım ki beni her zaman serbestçe uyarsın, kendimi düzeltmeme yardım etsin  Doğrusu çağdaşlarımı böyle bir işten yana çekmek kolay değil, Düzeltmek herkesin ağrına gittiği için kimse kimseyi düzeltmeyi göze alamıyor  Düşüncesini saklayarak konuşuyor çokları  
 Bu parçada sözü edilen yazarın kendisi ile ilgili asıl vurgulanmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
 
 A) Ben her eleştiriye açık değilim
  
 B) Yazdıklarımda okuyucuların isteklerine severek ve özellikle yer verebilirim
  
 C) Başkalarını eleştirmekten ben de hiç mi hiç çekinmem
  
 D) Eleştirmeyi göze alamayanlar, asıl düşüncelerine ters düşer ve biçimde konuşurlar
  
 E) Eleştirilmek, yazılarımın daha iyiye ulaşmasına yardımcı olmaktadır
  
 
 13
  Sanatın bizim istediğimiz gibi olmasını istemek, sanata yapılabilecek en büyük kötülükler, saygısızlıktır  Nasıl olur da sanattan bize bildiklerimizi tekrarlamasını isteriz ki    Bu, aynaya her bakışta kendi yüzümü görmek gibi bir şey  Sanattan aynadaki bize benzemesini beklemek sadece kendimizden hoşlanmaktır, sanattan değil  Öyleyse sanatı kendi haline bırakmalı, eğer onu bir ihtiyaç sayıyorsak  Sanat, nasıl almak istiyorsa öyle olsun, farklı olsun  
 Parçaya göre “sanatı, insan için bir gereksinme kabul etmek” aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?
 
 A) Sanatın hep bizi anlatmasına
 
 B) Sanatın hep özgün olmasına
 
 C) Sanatın bizi bilgilendirecek biçimde olmasına
 
 D) Sanatın istediklerimiz doğrultusunda biçimlenmesine
 
 E) Sanatın kendimizden hoşlanmamıza yardımcı olmasına
 
 
 14
  Ünlü sinema aktörü William Holden, başını mermer masanın köşesine vurup kan kaybından ölmüş de üç gün kimsenin haberi olmamış  Alman gazeteleri isimsiz, ünsüz bir emeklinin tek başına oturduğu evde öldüğünü ve tam üç yıl komşuların bunu fark etmediğini yazdılar  Arkadaşım Celal Sılay, Şişli’deki odasında tek başına öldü  Komşular habersiz  Randevusuna gelmeyince merak eden iki arkadaş, kapısını kırıp içeri girince, şairimizin ölüsü ile karşılaştılar   
 Bu parçanın yazarı özellikle aşağıdakilerin hangisine karşı çıkmaktadır?
 
 A) İnsanların tek başına yaşamak zorunda kalışlarına
 
 B) İnsanların sözlerini tutmamalarına
 
 C) Dostluğun, komşuluk ilişkilerinin yok olmasına
 
 D) İnsanların çıkarlarını ön planda tutmasına
 
 E) Apartmanda dairelerin sayısının çok olmasına
 
 
 15
  “Kimse aramadan bulamaz  ” demeyeceğim, şunu düşünüyorum: Sanatta aramak, bulmak var mıdır? Şair olsun, ressam olsun, bestekar olsun, sanat adamı aramaz, bulmaz, cesaret eder, cüret eder  Aramak, bulmak bilim alanında olur  Bilgin, doğanın yasalarını arar  Birtakım olayları inceleyip onların sebeplerini bulur, bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya kor  Sanat eri ise bunu yapmaz  
 Parçaya göre, sanat için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
 
 A) Doğanın yasası olan aramak, sanat için de geçerlidir
  
 B) Sanat için çok çaba serf etmeye gerek yoktur
  
 C) Sanatın kaynağı güzellik oluşturmak isteyen cürettir
  
 D) Bilimle sanat, olayların sebebini arayarak bulur
  
 E) Sanatın önündeki engelleri kaldırmak gerekir
  
 
 16
  Roman kimlik değiştirdi: Özellikle çok satan romanlar belli bir roman beğenisini tatmin etmiyor  Şimdiki romanların içinde, günümüzün politik sorunlarından, uluslarası çıkar çatışmalarına kadar birçok unsur yer alıyor  Romancının malzemesi geniş bir tabana yerleşince okur dairesi de genişliyor  Okur neyden hoşlanıyorsa romancı da onu yazıyor  
 Parçada asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
 
 A) Günümüzün romanları değişik konuları işliyor
  
 B) Politik sorunlar günümüzün romanlarında malzeme olarak işleniyor
  
 C) Okur eğilimleri beğenileri ile roman içeriği aynı paralelde yürüyor
  
 D) Uluslararası çıkar çatışmaları romanlara konu olabiliyor
  
 E) Romandaki biçim - içerik yenilenmeleri okur çevresini daraltıyor
  
 
 17
  Dükkan sahibi de insafsız bir adamdı  Küçük çırağını dükkanda ve evinde bütün gün işlerde kullanırdı  Küçük çırağından kolay kolay memnun görünmeyen usta, bir gün geldi ki, dükkânını ona bırakarak gitmeye başladı  Cin gibi zeki bir çocuk olan çırak, ustasının yokluğunu hissettirmiyordu  Bu gayretlerden dolayı ustası ona bir kuruşluk gündelik vermeye başladı  Fakat çırağın içinde büyük bir istek, bir boşluk vardı  Gün geçtikçe cahil kalışının acısını seziyor, okuma yazma çareleri arıyordu  forumsinsi  net 
 Bu parçada çırakla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
 
 A) Çıraklık kazancıyla ailesinin geçimini yüklenmesine
 
 B) Dürüst ve çalışkan olmasına,
 
 C) Yanında çalıştığı kişinin güvenini kazanmasına
 
 D) İçinde daima cahil oluşunun ezikliğini duymasına
 
 E) Çalışmanın ona maddi kazanç sağlamasına
 
 
 18
  Ozan kendine özgü bir dil aramaz, kendine özgü bir dili olmalıdır  Ozanın dili, kişiliği demektir  Kişilik nasıl aranmakla bulunmazsa, şiir dili de özentiyle bulunamaz  Ozan, dilini aştıkça dilini bulur; kişiliğini aştıkça kişiliğini bulur   
 Bu paragrafta asıl vurgulamak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
 
 A) Kişiliğini zenginleştirmek isteyen ozan, daha çok yazmalıdır
  
 B) Ozanın kendi kişiliği gibi, özgün bir dili olmalıdır
  
 C) Bir ozan, kendine özgü bir dil yakalayabilmek için, daha büyük ozanlara benzemeye çalışmalıdır
  
 D) Bir ozanın ilk görevi, kendine özgü bir dil ve söyleyişi öncelikle gerçekleştirmektir
  
 E) Ozan olmak isteyen herkesin her şeyden önce güçlü bir dile ihtiyacı vardır
  
 
 19
  Dostluk öyle kolay değildir  Dost her zaman yüze gülmez  Dost, dostunun bir eksiğini, yanlışını gördü mü onu açıkça yüzüne söyler  Gerçek dostlukta dostun hem iyi yönleri hem kötü yönleri konuşulmalı  Dostun bir hatasını düzeltmek için onun hatasını ona söylemek ne kadar erdemli bir davranıştır  Eğer birinin gerçek dostuysanız çekinmeyin olumsuz yönlerini de söyleyin dostunuza  Ona iyilik etmiş olursunuz   
 Yukarıdaki parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?
 
 A) Dostluğun Değeri
 
 B) Sert Davranış
 
 C) Sevginin Değeri
 
 D) Dostluk Nasıl Kurulmalıdır
 
 E) Gerçek Dostluk
 
 
 20
  (I) işte bu nedenle çocuk edebiyatımız, gerçekçi olmak zorundadır  (II) Yarın gerçeğini de anlatmak zorundadır  (II) Ama unutulmamalıdır ki ancak bilinç süzgecinden geçmiş sezgi, yaratıcıdır  (IV) Dolayısıyla, çocuk duyarlığını bir sezgisel güce kavuşturucu nitelikte olmalıdır  (V) Öyleyse, çocuksal bilinç süzgecinden geçmiş bir sezgi gücü yaratacak nitelikte olmalıdır, derim  
 Bu parçanın düşünce akışındaki bozukluğu düzeltmek için hangi cümleler yer değiştirilmelidir?
 
 A) I ile II B) III ile IV C) I ile IV
 
 D) II ile V E) III ile V
 |