Yalnız Mesajı Göster

Paragraf Bilgisi Test Soruları Ve Cevapları

Eski 09-01-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Paragraf Bilgisi Test Soruları Ve Cevapları



18 Öykülerimdeki insanlar yürümeli, el sıkışmalı, kavgayı göze alabilmeli, yargılamalı, isyan etmeli; ama yaşamın sihirli güzelliğinden gözlerini ayırmadan yeni sevgiler ve dostluk­lar da edinmeli Kendi özeleştirisini yapabil­meli, dünyaya açık olmalı ve bütün bunları okurlarım iliklerinde hissetmeli Yaşamdan öykülerime, öykülerimden yaşama koşmalı; varlıklarına yeni güzellikler taşımalı Yaşamın her ayrıntısıyla bütünleşmeli, yaşamın sanat ve edebiyatla yoğrulan birer temsilcisi olmalı ve insanlığa mesaj verebilmeli

Bu parçada yazar, öykü kişilerinin ve okurlarının hangi özelliği üzerinde durma­mıştır?

A) Gerektiğinde risk alabilecekleri
B) Söyleyecek sözlerinin olduğu
C) Kendilerini sorgulamaktan çekinmedik­leri
D) Yaşamla ve edebiyatla iç içe oldukları
E) Önyargılı olmaktan kaçındıkları


19 Binlerce yıldır önemli bir ticaret ve yönetim merkezi olan başkent, nedense turistik bir gezi için gelmez aklımıza Oysa Cumhuriyet tarihinin önemli eserleri, camileri, kale için­deki tarihi evleri, eğlence için ünlü caddeleri, birbirinden popüler restoranları, parkları ve alışveriş merkezleriyle hiç de turistik açıdan hayal kırıklığı yaratacak bir şehir değil Ayrı­ca çevresindeki ören yerleri Hattuşaş, Yazılı-kaya, Alacahöyük ve Gordion'la da oldukça turist çekiyor Şehre yaklaşık 100 kilometre mesafedeki Beypazarı ise son zamanlarda yaptığı atakla gezginlerin yeni duraklarından biri olmaya adayforumsinsinet

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağı­dakilerden hangisidir?

A) Son yıllarda en fazla turist çeken illeri­mizden biri de Ankara'dır
B) Ankara sadece siyasetin ve diplomasi­nin merkezi değil, zengin kültüre sahip bir kenttir de
C) Ankara çevresindeki ören yerleri saye­sinde çok sayıda turistin ilgi odağıdır
D) Siyasetin ve yönetimin merkezi olan An­kara turistik açıdan da çok zengin bir ili­mizdir
E) Ankara Cumhuriyet tarihinin şaşırtıcı ter-kipleriyle dolu zengin bir yönetim mer­kezidir


20 "Satılmıyor" gerekçesiyle şiir dizisini yayın­dan kaldıran büyük yayınevlerine her gün yenileri ekleniyor Sayısız şiir dergisinin çıktı­ğı, antolojilerin, yıllıkların peş peşe sökün et­tiği bir dönemde üstelik "Bir antoloji yüz şiir kitabına bedeldir" deniyor adeta Tadımlık olan doyumluk olanın yerine geçer oldu Ancak, şiir kitaplarının yeterince satmıyor oluşu sadece şimdiye özgü bir durum değil Has şiir, her zaman az satılmadı mı? Eskiden de öyleydi; ama medyatik olmak, popüler ol­mak bugün olduğu kadar prim yapmıyordu, göz boyamıyordu

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yeni şiir kitaplarında okurun, aradığı tadı bulamadığına
B) Yayıncıların ticari kaygılarla şiir kitabı yayımlamak istemediğine
C) Antolojilerin, şiir kitaplarına tercih edil­meye başlandığına
D) İyi şiirin her dönemde alıcısının az oldu­ğuna
E) Günümüzde medyatik olana daha çok ilgi duyulduğuna


21 İnsanoğlu bir gün virgülü kaybetti ve söyle­dikleri birbirine karışmaya başladı Noktayı kaybettiğinde düşünceleri uzayıp gitti, onları bir araya getiremedi Bir gün ünlem işaretini kaybetti; sevincini, öfkesini, tüm duygularını yitirdi Bir başka gün soru işaretini kaybetti; soru sormayı unuttu o zaman da Derken bir gün iki noktayı kaybetti ve kimseye bir açık­lama yapamaz oldu Yaşamının sonuna gel­diğinde elinde yalnızca tırnak işareti kalmıştı; içinde de başkalarının düşüncesi vardı yal­nızca

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vur­gulanmaktadır?

A) Bilgi alışverişinde, noktalama işaretleri­nin önemli bir rolü vardır
B) Doğru düşünmede noktalama işaretleri­nin payı büyüktür
C) Noktalama eksikliği, iletişimi güçleştirir
D) Doğru bir anlatım, dilbilgisi kurallarına uymakla mümkündür
E) Noktalama yanlışlığı anlam bulanıklığına yol açar


22 Tarih boyunca, aşağı yukarı her kültürde se­ramik sanatının, toplumsal kimlikle hayati bir bağı olmuştur Yunancadan gelen seramik sözcüğü her biçimdeki kil anlamındadır Bu malzemenin kalitesi sayesinde, müzelerin çoğunda, tarih boyunca sanatçıların kendile­rini toprakla nasıl ifade ettiklerini görebiliriz Seramik sanatında kullanılan teknikler, tarih öncesi dönemlerden günümüze dek, değiş­meden gelmiştir Kuşkusuz bu denli köklü bir geleneğe, zengin ifade olanaklarına ve yenilik potansiyeline sahip bir başka el sana­tı daha yoktur

Bu parçada seramikle ilgili olarak aşağı­dakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Sanatçılara kendilerini ifade etmede ge­niş olanaklar sunduğuna
B) Yeniliklere açık, geleneksel bir el sanatı olduğuna
C) Toplumsal değişmelerden etkilendiğine
D) Toplumsal yapıyı yansıtıcı nitelik taşıdı­ğına
E) Kullanılan tekniklerin her dönemde nite­liğini koruduğuna


23 Klasik roman, kendi içinde dört dörtlük bir dünyadır Onun bu kendi kendine yeterliliği, entelektüel seviyesi birbirinden farklı kitlelerce okunabilmesine olanak verir Oysa mo­dern roman, klasik romanın bu kendi başı-nalığını kırar Oradaki karakterler, olaylar ya da diyaloglar salt kendilerinden kaynaklan­maz Modem roman, birçok farklı anlatıdan esinlenir ve oralardan alınan parçalarla ken­dini var eder Modern roman, dış referansla­rını değersiz olmaktan çıkarıp hayati bir öne­me kavuşturur Okurundan belli bir entelek­tüel yoğunluk ve zihinsel çaba ister; onda bilmece çözme ve oyun oynama isteği uyan­dırır

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Klasik romanla modern roman arasında önemli yapısal farklılıklar olduğu
B) Klasik romanın kendi içerisinde bir bü­tünlüğe sahip olduğu
C) Modern romanın kendi dışındaki anlatı­lardan yararlanma yoluna gittiği
D) Klasik romanların daha kalıcı ve daha kolay okunur olduğu
E) Modern romanları okumanın belli bir zi­hinsel uğraş gerektirdiği


24 Bizim evde yazmak, defter tutmak adeta günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıydı Ba­bam inci gibi bir eski yazı ile Yahya Kemal'in şiirlerini defterine yazardı, sonra da onları bi­ze okurdu Ağabeyim, kilitli bir hatıra defteri­ne eski Türkçe ile anılarını yazardı Bense il­kokul beşinci sınıfta, tarih kitabından özetler çıkarır, bunları özene bezene temize çeker ve sınıfta arkadaşlarıma, çalışmaları için ödünç verirdim Galiba, yazma tutkusu ba­na, ben farkına varmadan, ailem tarafından enjekte edilmişti

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Yazmak size göre yaşamda bir iz bırak­mak mıdır?
B) Sizde yazma düşüncesi ne zaman oluş­maya başladı?
C) Başarılı olmanızda yaşadıklarınızı yaz­manızın rolü var mıdır?
D) Kendi ailenizin romanını yazmayı düşün­dünüz mü?
E) Anı, geçmiş yaşantıları paylaşma ihtiya­cının bir ürünü müdür?

25 (I) Heykel ve heykelciliğin tarihi eski zaman­lara kadar uzanır (II) Ancak, ilk heykelin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinme­mektedir (III) Özellikle mermerden yapılan heykeller, günümüze kadar sanat özellikleri­ni korumuştur (IV) Dünyanın çeşitli yerlerin­de yapılan kazılarda mermer, ağaç, taş, piş­miş toprak, maden gibi çok çeşitli malzeme­den yapılmış heykel ve heykelciklere rastlan-maktadır(V) Bunların büyük bir kısmı, çeşitli kavimlerin ilah saydıkları varlıkları tasvir et­mektedir (VI) Bazı heykellerin de kral ailele­rini, kahramanları ve hayvanları tasvir ettik­leri görülmektedir

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II B) III C) IV D) V E) VI


26 Şairler kitapları satılmadığı ya da az satıldı­ğında bugün olduğu kadar gocunmuyor, ya­yınevleri de bunu bugün olduğu kadar şairin başına kakmıyordu Şiir doğası gereği küçük yayınevlerinde, daha az renkli olduğu İçin az satılan dergilerde hayat buluyordu Şairler daha mutluydu eskiden, hatta birdenbire çok satılmaya başlayanlar kendilerine kuş­kuyla bakıyorlardı Has şiirden, iyi şiirden uzak düştükleri, popüler şeyler yazmaya başladıkları vehmine kapılıyorlardı Bugün öyle değil; ne kadar satarsan o kadar değer­lisin Şiirin doğasına aykırı olsa da böyle bu

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yayınevlerinin, şiir kitaplarının az ya da çok satılmasını bugünkünden farklı de­ğerlendirdiğine
B) Eski şairlerin daha başarılı ve kalıcı şiir­ler yazdığına
C) Günümüzde çok satmamın bir başarı öl­çütü sayıldığına
D) Şiirin, küçük yayınevlerinde ve az satılan dergilerde yer almasının şiirin yapısıyla ilgili olduğuna
E) Eski şairlerin şiirin kalitesi konusunda daha duyarlı olduğuna


27 (I) Dünyanın birçok büyük kenti hayvanat bahçesi ile ünlüdür (II) Ama bu hayvanat bahçeleri birer hayvan hapishanesinden başka bir şey değil (III) Üstelik bu "mah­kumların tek suçu hayvan olmalarıdır (IV) Yeryüzünde sadece insanlar yaşamıyor (V) Hayvanlar kendi doğal ortamlarında yaşa­malı (VI) Hayvanları kendi ortamının ev sa­hipliğinde ziyaret etmek ve gözlemlemek en güzeli

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense, ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başla­ması uygun olur?

A) II B) III C)IV D)V E) VI


28 İnsan, doğduğu saatten öleceği saate kadar severek, kavga ederek, cephelerde çarpışa­rak, hastalanarak yaşar Yaşadıkları, o istese de istemese de varlığındaki derin kuyularda birikir Birikenleri bir sonuca varmak amacıy­la sıraladığında da "yaşam tarihi"nin belirdi­ğini görür Bu insanlardan biri, yüreğinden yükselen fokurtularla, bu fokurtuları değer­lendiren bir yeteneğin itmesiyle yazarlığa so­yunursa, kuyularında birikenlere ve başkala­rının biriktirdiğine uzanmak durumundadır

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağı­dakilerden hangisidir?

A) İnsan düşüncesi, doğumla ölüm arasın­da değişebilen bir özellik taşır
B) Bir sanatçının yapıtlarında anlattığı şey­lerin kaynağı, yaşadıklarından çok, ken­di yaratma gücüdür
C) Yaşamın zenginleşmesi, yüzyıllar boyu oluşan kültür birikimiyle gerçekleşir
D) Her yazar yaşamdan edinilen bilgi ve bi­rikimle beslenir
E) Bir sanatçının başarısı, yaşadığı günlerin hakkını verebilmesine bağlıdır


29 Edebiyat eğitimi ta başından beri yanlış yol­da bizde Yetişme çağındakileri edebiyattan soğutucu, okuma isteklerini kırıcı bir progra­mımız var Genelde edebiyat dersleri, edebi­yat tarihi biçiminde uygulanıyor Türkoloji bölümünde yetişen öğretmenler, Divan ede­biyatı dönemine, "aruz"a takılıp takılıyor Uy­gulama derslerinde, bir türlü Cumhuriyet dö­nemi edebiyatına gelemiyorlar

Bu parçanın bütününde vurgulanmak is­tenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Okullardaki edebiyat programlarının tüm dönemleri kapsamadığı
B) Edebiyat tarihi derslerinin verimsiz ve sı­kıcı geçtiği
C) Gençlerin ilgisini çekmeyen ezberci bir edebiyat eğitimi verildiği
D) Edebiyat eğitimi programlarının dar kap­samlı ve çok klasik olduğu
E) Edebiyat eğitimine gereken önemin ve­rilmediği


30 Cemal Süreya, benim aşağı yukarı bütün öy­külerimde kendi yaşadıklarımı, kendi serüve­nimi anlattığımı söylüyor Onun bu sözlerin­de, bir doğrunun üzerine gidilmesinden çok öykülerimin içeriğine yöneltilmiş bir eleştiri var Bunu da bir kusur gibi göstermek iste­miştir Oysa Tolstoy, Dostoyevski, Gorki, Steinbeck, Kazancakis ve bizden Sait Faik, Orhan Kemal, Tarık Dursun K, Demir Özlü gibi yazarlar, hem yaşadıklarını, hem de ya­şamın geniş havuzunda toplanan insanlığın ortak birikiminden seçtiklerini koymuşlardır roman ve öykülerine Şimdi bunlar kusurlu yazarlar mıdır?

Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangi­sine karşı çıkmaktadır?

A) Roman ve öykünün sadece düş gücüyle oluşturulmasına
B) Yaşamı olduğu gibi ele alan yazarların hor görülmesine
C) Eleştirilerde eserden çok, kişiliğin hedef alınmasına
D) Yaşamını sanatına yansıtan yazarların küçümsenmesine
E) Edebiyat yapıtlarının içeriklerine göre değerlendirilmesine


31 12 yüzyılda, süslenecek metinin içeriğiyle uyumlu minyatürler yapılmaya başlandı Baskı makinesinin bulunuşuna kadar Avru­pa'da çok güzel ve görkemli minyatürler ya­pıldı Bundan sonra minyatür daha çok ma­dalyonların üzerine portre yapmak için kulla­nıldı 17 yüzyıldan sonra fildişi üzerine yapı­lan minyatürler yaygınlaştı Daha sonra min­yatür sanatına karşı ilgi azalmakla birlikte, dar bir sanatçı çevresinde geleneksel bir sa­nat olarak sürdürüldüforumsinsinet

Bu parçada minyatürle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?

A) Her zaman aynı nesneler üzerine yapıl­madığından
B) Nitelik değiştirerek varlığını yüzyıllarca sürdürdüğünden
C) Kendisine duyulan ilginin zamanla azal­dığından
D) Yapıldığı yüzyılı farklı özellikleriyle yan­sıttığından
E) Bir dönem, verilen örneklerin çok etkile­yici olduğundan

32 Ben, toplumsal ve bireysel yaşamlarımızdaki durumları, yaşamın gürültü patırtısını, uğul­tusunu, bulanık ve duru akışlarını atılgan, okuru allak bullak eden, hop oturtup hop kaldırtan bir dille anlatmayı görev edinmiş biriyim Bu nedenle çevreme baktığımda be­ni izleyebilen ya da yaşamın bereketini öyküleştirmek amacıyla benim kadar didinen bir kimseyi göremiyorum Bu yüzden bana yakın hiç kimse yoktur bizde; ama dünyada benim yakınlarında olmak istediğim yazarlar çoktur Bunların en başlarında da Dostoyevski gelir

Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyle­yen sanatçıyla ilgili bir özellik değildir?

A) Dinamik ve çarpıcı bir üslupla yazmayı ilke edinme
B) Değerinin zamanla anlaşılacağını düşün­me
C) Başarılı yabancı yazarlara imrenme
D) Öykülerinde yaşamdan değişik kesitler sunma
E) Kendi alanındaki yazarların uğraşını kü­çümseme


33 Aynı zamanda roman, deneme, şiir ve
makale de okur Yabancı ülkelerdeki okur­larla bizim okurlarımız arasında bir benzerlik vardır "Okuyucu, her şeyi okur" Bütün tür­lerin izleyicisi, seçicisi, yaşatıcısıdır o Ve özel olarak bir öykü okuru yetiştirilmemiştir Ayrıca, yetiştirilebilir mi bilmiyorum Bunu tartışmak gerek

Düşüncenin akışına göre bu parçanın ba­şına aşağıdakilerden hangisi getirilmeli­dir?

A) Öykü okuru, yerli ve yabancı ayrımı yap­maz
B) Öykü okuyucusu benim öykülerime ya­bancı değildir
C) Bizim okurumuz yalnızca düzyazı me­raklısı değildir
D) Bizim okurumuz sadece öykü okuyan bir okur değildir
E) Her öykücü kendi okurunu yetiştirir


34 Kültür yayıncılığımız, piyasa olmaktan çıkıp sektörleşme gayretleri içinde O yüzden me­ta olan yayımlanıyor Satabilecek şairler, ya­yınevi bulmakta zorluk çekmiyorlar Benim durumum ayrı, ben dik başlı olduğum için cezalandırılıyorum Benim ayarımda, hatta çok daha aşağılardaki şairlere teklif geliyor Ama bana Allah'ın bir kulu teklifte bulunmu­yor Benim bundan yakındığım anlaşılmasın Son yıllarda üç ülkede kitabım yayımlandı Gerekirse entelektüel göç yaparım, yine de boyun eğmem

Şairin bu sözlerinden, kendisiyle ilgili ola­rak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Yayıncılık politikalarından memnun ol­madığı
B) Tavır ve davranışlarından ödün vermedi­ği
C) Kendisine yapılan haksızlıklardan şika­yetçi olmadığı
D) Şiirle uğraşmayı her şeyin üstünde tut­tuğu
E) Tutumundan dolayı cezalandırıldığını düşündüğü


35 Edebiyatımızın daha da gelişmesi için sanat­çılar, işçinin, köylünün yaş***** daha çok katılmalı; oradan edinecekleri zengin izle­nimlerle yeni yapıtlar oluşturmalı Köy yaşa­mının verilmesinde son yıllarda bir ölçüde başarılı olunmuş; ancak işçi yaşamı henüz yeteri kadar ele alınmamıştır Genç sanatçı­ların buna yönelmeleri çok yerinde olacaktır Ancak, bu sorunlara eğilecek sanatçıların estetik titizliklerini artırmaları gerekiyor Bu noktada açık verenler, ne topluma ne de edebiyata yararlı olabilirler

Bu parçanın bütününde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?

A) Genç sanatçıların toplumsal sorunlara duyarsız kaldıkları
B) Estetik kaygıdan yoksun eserlerin, kalıcı olamayacağı
C) Emeği anlatma amacı taşımayan eserle­rin edebi değerinin olmadığı
D) Sanat değeri tartışılan eserlerin, toplu­ma yarar sağlamayacağı
E) Edebiyatın, toplumsal sorunları günde­me tutmada önemli bir işlevi olduğu


Cevaplar: 1)C 2)E 3)C 4)E 5)D 6)A 7)D 8)E 9)C 10)E 11)B 12)C 13) B 14)E 15)D 16)C 17)B 18)E 19)D 20)A 21)C 22)C 23)D 24)B 25)B 26)B 27)C 28)D 29)D 30)D 31)D 32)B 33)D 34)D 35)D

Alıntı Yaparak Cevapla