Yalnız Mesajı Göster

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar

Eski 08-30-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cumhuriyet Dönemi Kadına Tanınan Sosyal Ve Siyasal Haklar



Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan bir kesimin temsilcisi olarak Meclis’e giren kadınlar, temsilcisi oldukları hemcinslerinin oldukça üstünde bir eğitim ve kültür seviyesine sahip seçkin kimselerdi Bu açıdan bakıldığında söz konusu kadınların diğer kadınları- özellikle kırsal kesimdekileri- ne dereceye kadar temsil ettikleri ya da onların sorunlarıyla nereye kadar ilgilenebilecekleri sorusu akla gelmektedir ki,bu ise ayrı bir inceleme konusunu teşkil etmektedir

IIIİlk Kadın MilletvekillerininVDönem(1935-39) TBMM’deki Çalışmaları

Milletvekili seçilen kadınların Meclis’teki çalışmalarının tesbit edilmesi,onların siyasal haklarını nasıl ve ne şekilde kullandıklarının ortaya konması açısından önemlidirBu tesbiti yapabilmek için ise,kadınların Meclis’teki çalışmalarına geçmeden, konuya ışık tutması açısından ;onların milletvekili seçilmeleri hakkındaki kanaatlerini,nasıl seçildiklerini ve daha da önemlisi milletvekili olarak kendilerini hangi konumda gördüklerini ortaya koymak yararlı olacaktır

Bu konudaki bilgileri daha önce kendileri ile görüşülerek yapılan bir araştırmadan ve dönemin basınından öğrenmek mümkündürBu araştırma Tekeli’ye aittirTekeli araştırmasında ,milletvekili seçilen kadınların bazısının ,kendi iradelerinden ziyade Atatürk’ün isteği ile bu hakkın kendilerine verildiğini ve yine onun tercihi ziyade Atatürk’ün isteği ile bu hakkın kendilerine verildiğini ve yine onun tercihi üzerine Meclis’e girdiklerini, bazılarının ise seçilmelerini sürpriz olarak karşıladıklarını ortaya çıkarmıştırAyrıca kadınların çoğunluğunun kendilerinr milletin temsilcileri olarak görürken,çok azının ise, kadınların temsilcileri olduklarını ifade ettiklerini vurgulamaktadır[22] Dönemin basın mensuplarının gözlemlerine göre ise, 1 Mart 1935’te çalışmalarına başlayan VDönem TBMM’ne katılan kadınların oldukça heyecanlı oldukları,Meclis’in arka sıralarına doğru oturdukları ve hepsinin gayet şık, başları açık, tayyörlü olarak geldikleri belirtilmektedir[23]

Böyle bir ortamda Meclis’e gelen kadınların ,buradaki çalışmalarının aynı heyecanla sürdüğünü söylemek abartılı olmaz Bu hallerini Meclis’te çeşitli vesilelerle yaptıkları konuşmalarının içeriğinden öğrenmek mümkündürBu duruma bir örnek olması açısından yeni Hükümet Programının 7 Mart’ta okunmasından sonra,program hakkındaki görüşlerini belirtmek maksadıyla söz alan Erzurum milletvekili Nakiye Elgün’ün konuşması verilebilir Elgün konuşmasında :’’Başbakanımız General İsmet İnönü’ye beyanı itimat eden arkadaşlar arasında bizim de bulunmamız ve bulunma onurunu bize vermiş olmanız itibariyle duyduğumuz heyecanı ifade için buraya gelmiş bulunuyorum(Alkışlar)Bugüne kadar Türk bütün olarak her sahada yan yana ,elele çalışmıştıFakat bugüne kadar Türk milletinin en yüksek, en onurlu bir mevkii olan burada ilk defa yer almış bir kadın saylav olmak itibariyle bunu verenlere karşı duyduğumuz hazzı ifade ederken yine bu büyük onurun içinde Türk Hükümetine itimat beyan eden arkadaşlar arasında bulunmak şerefinin bize verilmiş olmasından dolayı duyduğumuz sevinci ifade etmeye çalışırken belki söz bulamıyorumBize bu güzel günler ve güzel anları yaşatmış olan ta ilk gününden beri bize rehberlik eden Ulu Gazimiz Atatürk Hazretlerine büyük bir heyecan içinde olduğumdan memnu kelimeler kullanıyorumÇünkü şu anda dünyada belki pek nadir olarak hissedilebilecek heyecan duyanlardan biriyim’’[24] diyerek duygularını ifade etmiştirAynı duygu ve heyecanı İzmir Milletvekili Benal Arıman ile Seyhan Milletvekili Esma Nayman’da da görüyoruz Atatürk’ün ölümü üzerine Meclis’te yaptığı konuşmasında Arıman,Türk kadınlarına kazandırdığı haklardan dolayı Atatürk’e olan minnettarlık duygularını belirtirken[25] Nayman da’’ Atatürk yalnız Türk milletini değil, o milleti yetiştiren Türk anasının da şerefini kurtardıTürk kadınlığının ona minnettarlığı sonsuzdurlayık olduğu hakları Atatürk’ün büyük dehası ile kazanmış olan Türk kadını bütün milli görevlerini ifa için hazırdır’’[26]sözleri ile aynı görüşleri paylaşmıştır Bu örneklerden hareketle kadınların Meclis’teki çalışmaları gözden geçirilecek olursa, onların erkeklere oranla Meclis’e daha fazla devam ettikleri ,hemen bütün oturumları takip ettikleri ve en etkin olarak da bazı konularda söz aldıkları görülürDönemin Zabıt Cerideleri incelendiğinde dikkati çeken nokta, kadınların büyük bir çoğunluğunun ilgi alanlarına göre bir komisyonda (encümen) görev almalarıdırBazıları bu komisyonlarda katip üye olarak bulunmuşturKadınların görev aldığı komisyonlar şunlar: Hatı Çırpan Ziraat, Meliha Ulaş Arzuhal (katip üye), Fakihe Öymen Bütçe(katip üye), Sabiha Görkay ile Nakiye Elgün Dahiliye(katip üye), Esma Nayman İktisat, Seniha Hızal ile Türkan Başbuğ Maarif, Huriye Baha Öniz Maliye, Mebrure Gönenç Nafia, Fatma Memik Sıhhat ve İçtimai Muavenet, Ferruh Güpgüp ise Divan-ı Muhasebat komisyonlarında görev almışlardır[27]

Meclis’teki çalışmaları yakından takip eden kadınlar özellikle bütçe görüşmelerinde kanaatlerini belirten konuşmalar yaparlarBunlardan Ferruh Güpgüp ile Esma Nayman 1936 yılı ‘Muvazene-i Umumiye Kanunu’nun görüşülmesi esnasında[28] Meliha Ulaş 1937 yılı Maarif Vekaleti bütçesi ile ilgili olarak[29] , Mihri Bektaş Beden Terbiyesi Kanunu ile ilgili olarak birer konuşma yapmışlar[30] Ayrıca Erzurum Milletvekili Nakiye Elgün 1938 yılı Maarif Bütçesi görüşmeleri esnasında Samsun Milletvekili Seniha Hızal ise Hariciye Vekâleti bütçesi ile ilgili olarak görüşlerini bildirmişlerdir[31] Yine Ankara’da Tıp Fakültesinin kurulması hakkındaki kanun tasarısının görüşülmesi esnasında Huriye Öniz ile DrFatma Memik söz alarak görüşlerini belirten kadınlar arasındadır[32]

Kadınların Meclis’te yaptıkları konuşmaların içeriği incelendiğinde daha çok eğitim ve sağlık konularının ağırlık taşıdığı dikkati çeker Bu konulardaki önerileri, kızların eğitim seviyelerinin yükseltilmesi , sağlık sorunlarının halledilmesi ve özellikle küçük yaştaki çocukların sağlık, eğitim ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi doğrultusundadır Ele alınan VDönemde en fazla söz alan milletvekilleri arasında DrFatma Memik ile Nakiye Elgün yer alırBenal Arıman,Meliha Ulaş, Huriye Öniz, Esma Nayman, Türkan Baştuğ, Ferruh Güpgüp, Seniha Hızal, Mihri Bektaş ise bir veya birkaç konuşma yapmışlardır

Meclis’in yanısıra, bazı milletvekillerinin kendi seçim bölgelerindeki çalışmaları ve özellikle sahip oldukları meslekleriyle ilgili olarak etkinliklerde bulundukları bilinmektedir Örneğin, Dr Fatma Memik bir yandan seçim bölgesi olan Edirne’nin sorunlarıyla ilgilenirken, diğer yandan da Darülaceze ve Kızılay’ın Polikliniklerinde tıp mesleğinin uygulamalarını sürdürmeye devam ettiği belirtilir [33]

Özetlemek gerekirse, Tekeli’nin de belirttiği gibi bu kadınları “hiç soru sormayan, sorun çıkarmayan uslu kadınlar” olarak nitelendirmek mümkün ise de[34], bunda hem ilk kez böyle bir görevle karşı karşıya gelmeleri ,hem de dönemin muhalefetsiz siyasal yapısı gözönüne alınırsa, onlardan başka türlü bir davranış beklemenin zorluğu kendiliğinden ortaya çıkar

SONUÇ

Osmanlı döneminde başlayıp Cumhuriyet’le devam eden’’batılılaşma” hareketleri çerçevesinde gerçekleştirilen düzenlemelerle; bir taraftan toplumdaki kadın erkek eşitsizliği ortadan kaldırılmaya çalışılırken, diğer taraftan da kadının toplumda layık olduğu yere gelmesi için gayret sarfedildiBu maksatla Cumhuriyet öncesi yapılan düzenlemelere ilave olarak, bu dönemde çıkarılan 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim alanında, 1926 tarihli Medeni Kanun ile sosyal ve hukukî alanlarda ve nihayet 1930 ve 1934 tarihlerindeki düzenlemelerle siyasal alanda getirilen hakların temelinde de sözkonusu çabaların yattığı söylenebilir Zira, her iki dönemde de kadının konumu çağdaşlaşmanın ölçütü olarak görülmüştür Cumhuriyet’le kadınlara tanınan siyasal haklarda, yeni rejimle kabul edilen ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesinin etkisi tartışılmaz Hiç şüphesiz bu demokratikleşmenin de bir gereğiydi ve siyasal katılımın boyutlarını arttırması açısından da önemliydi Burada –iddia edilenin aksine-kadınların siyasal haklarını hiçbir çaba sarfetmeden aldıklarını söylemek sanırız doğru olmaz Batıdaki kadınların verdikleri mücadele örneğinde olmasa bile, Türk kadını siyasal hak talebini her fırsatta dile getirmiş ve sırası geldiğinde bu hakkını elde etmiştir Ancak bu haklarını yeterince kullanamadığı konusu tartışılabilir Bunda da ,toplumda yaygın bir kanaat olarak yerleşen siyasetin ‘erkek işi’ olması düşüncesi ile kadına yüklenen görevlerin daha çok ‘aile içi’ sorumluluklar çerçevesinde kalmasının etkileri fazladır

Kadınların aktif siyasette başarılı olabilmeleri ve siyasal haklarının göstermelik olarak varolmaması ya da bir süs, bir aksesuar olarak Meclis’te yer almamaları için, sözkonusu yaygın kanaatlerin değişmesi ve kadını siyasetten alıkoyan yasal engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir Bunun için de seçilenlerin tümünün bu doğrultuda çaba sarfetmelerinde yarar vardır

Alıntı Yaparak Cevapla