Yalnız Mesajı Göster

Tarihde Türk Devletleri

Eski 08-30-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihde Türk Devletleri



Memlüklar

Her neferin en yüksek mevkie çıkması mümkün olan bu Türk Devleti, Arapça kaynaklarda daima Türkiye Devleti (=ed-Devletü't-Türkiyye) olarak zikredilmektedir Memlük Devleti teşkilâtında en kabiliyetli gençlerin sivrilmeleri, idare tarzının esasını teşkil ettiği cihetle, ancak fevkalâde hasletlere sâhip kimseler işbaşına geçebilirdi Bu yüzden akranları arasında en mümtaz olanlardan seçildikleri gibi, gayet itinalı bir askerî terbiyeye tâbi tutulmak suretiyle yetişen emîrlerin, Bahriye Memlükları'ndan ayrı olarak teşkil ettikleri gruplar sayesinde, devleti merkezîleştirerek, teşkil ettikleri ordular, yakın-Doğu tarihinde mühim bir rol oynamağa muvaffak olmuş, Mısır ise, her türlü tecavüzden masun kalarak iktisaden ve fikren mütemadî bir surette inkişâf etmiştir


Bununla beraber, başlangıçta ufak iktâlara sahip olan onlar, yüzler emirlerinin, hârici tehlikeler karşısında birleşmelerine rağmen, birbirleri ile olan rekabetleri sebebiyle ayrı ayrı hususî Memlük grupları teşkil etmeleri, kuvvetleri gittikçe azalan Bahriye Memlükları'nın zararına oldu


Bahriye Memlükleri'nin ilk sultanı olup el-Melikü's-Sâlih'in Türk asıllı dul zevcesi Şeceretü'd-Dürr ile evlenerek iş başına geçen Aybey et-Türkmânî (1250-1257), başlangıçta Bahriye Memlükleri'nin muhâlefeti ile karşılaştı Zira el-Melikü's-Sâlih âilesine sâdık kalan bu grup, Aybey'in Atabey olarak kalacağını, devletin başına da Eyyübiler'den bir melikin getirileceğini ümid ediyor idi Oğuz-Türkmen grubu ile Bahriye Memlükları arasında çıkan anlaşmazlık dikkate şayandır Aybey'in yeni bir Memlük Grubu (=el-Muizzî) teşkil etmesinin, bu muhâlefeti arttırdığı söylenebilir Nitekim, karşı koyup şiddetle cezalandırılan Bahriyeliler'den bir kısmı, Suriye'deki feodal Eyyübî meliklerinin yanına gittiği gibi, diğer bir kısmı da Kerak, Dımaşk (Şam) ve Filistin'e yayılmış, yüz otuz Bahriyeli de Anadolu Selçuklu Sultanına ilticâ etmiştir


İşte bu Bahriyeliler'den Dımaşk'a sığınanlar Eyyübîler'den el-Melikü's-Sâlih İsmail (1202-1251)'i Atabey'e karşı teşvik etmişlerdi Fakat Oğuz-Türkmenlerin yardımını sağlayan Aybey, kendisine karşı harekete geçen Eyyübî meliklerini Abbâse'de mağlup etmeğe muvaffak oldu Fakat çok geçmeden, Aybey'in Kıpçak veya Harezmli kölesi, Saltanat Nâibi Kutuz, Muizzîler'le birlikte hareket ederek, Aybey'i bertaraf etti ve Bahriyeliler'in Mısır'a gelmelerini sağladı


Bu suretle Bağdad'ı alıp Abbasî Hilâfetine son veren Moğollar'ın sebep oldukları siyasî buhran sırasında Muizzî ve Sâlihîler'in gayretleriyle iş başına geçen Kutuz (öl 1260), Bahriyeliler'i kendi tarafına çektiği gibi, mühim bir mânevî nüfüz kazanarak, Gürcü ve Ermeni süvarileri tarafından desteklenen Moğollar'ı Ayn Câlüt'ta müthiş bir hezimete uğrattı (1260) Memlükler gibi İslâm âlemi için Ayn Câlüt savaşının maddî ve manevî sonuçları büyük oldu


Moğollar'ın Suriye'den sonra Mısır' da elde ederek, Franklar ile işbirliği yapmaları önlendiği gibi, yerli halkın Memlükler'e karşı itimadı arttı; Mısır, Türkler sayesinde, İslâmiyetin ve Moğollar önünden kaçan halkın yegâne melcei (sığınağı) hâline geldi Fakat, Kutuz'un da yeni bir Memlük grubu kurması aleyhine oldu Kendi soyundan Borlular'ın desteklerini sağlayan Baybars, Kutuz'u öldürüp (22 Ekim 1260) Bahriyeliler'in yeniden iş başına geçmelerini sağladı


Kıpçak boylarından Borç-oğlu veya Borlu boyuna mensup olup Ayn Câlüt'ta esas rolü oynayan Baybars et-Türkî (1233-1277), ilk iş olarak, Kutuz'un koymuş olduğu ağır vergileri kaldırdı; Bahriyeliler'e iktâlar verdi Ayrıca irsî reislerinin emir ve idaresi altında yaşayan Türkmen boy ve uluslarını, küçük parçalara ayırarak, ayrı ayrı sahalara iskân etti (1264)


Bütün geçitler, dar boğazlar Türkmenler (sonradan: Halep ve Şam Türkmenleri) tarafından tutulduğu gibi, sahiller de diğer Türkmen gruplarının (Lübnan'da: Kesrivan Türkmenleri) kontroluna geçti Baybars, el-Melikü's-Sâlih gibi Memlük Devletini merkezîleştirmeğe çalışarak, idarî, askerî ve ticarî bakımdan büyük faydalar temin eden bir takım tedbirler aldı; yeni bir teşkilât kurdu; kendi ismine nispetle ez-Zâhirî adını alan ırkdaşlarından mürekkep yeni bir Memlük grubu meydana getirdi


Öte yandan Moğollar'ın istilâsında bulunan yerlerden gelmiş Türkler, Memlük Sultanlığı'na ilticâ ederek, para ve zeâmet karşılığı askerî grupları teşkil ettiler Bu suretle belli-başlı iktâlara sahip olmak suretiyle gitgide çoğalan Memlük grupları, çok geçmeden, kendi beylerinin emrinde, devletin mukadderatına hâkim olmakta geçikmediler


Baybars, bilhassa, Hıristiyanlar ile Ayn Câlüt'un intikamını almak hevesinde olan Moğollar'ın müşterek bir hareketlerini göz önünde tutmuş, kuzeyde Küçük Ermenistan krallığı, sahillerdeki Franklar, Kıbrıs Krallığı, nihayet tâkip ettiği sünnî siyaset yüzünden Suriye ve Mısır'daki İsmâîlîler, Nuseyrîler gibi kuvvetli şiî unsurlarla savaşmak zorunda kalmıştır


Baybars'ın ölümü üzerine (1277), yerine oğlu Berke, sonra da Sülemiş geçmiş ise de, bunları bertaraf eden Kıpçaklı Kalavun (öl 1290), Moğollar ve Franklar'la savaşmış, Kastilya Kralı Alfons ve Sicilyalı Jacob ile bir nevi tedâfüî ittifak yapmıştır Ayrıca Şamamüm emrindeki Nubyalılar ile de savaşan Kalavun, 1290'da Akkâ'yı fethe hazırlanırken vefât etmiştir


Kalavun ve halefleri 1382'ye kadar beş nesil boyunca hüküm süren bir nevi saltanat-hânedânı kurmağa çalışmış ve bunda da muvaffak olmuştur Ancak hânedânını devam ettirmek gayesiyle, el-Melikü's-Sâlih'i taklit ederek, Türk Memlük gruplarının varlığına rağmen, ayrı cinsten olan Çerkesler'den yeni bir Memlük grubu teşkil etmesi neticesinde, hânedânı bu Memlüklara istinad ettiği cihetle, Karadeniz limanlarında kurulmuş olan büyük pazarlardan, Venedik ve Ceneviz gemileri ile Mısır esir pazarlarına sevk edilen Çerkes memlükları gittikçe çoğalarak zamanla Mısır'ın mukadderatını ellerine geçirdiler


Kalavun'un on iki bin Memlük arasında seçerek el-Mukaddem dağından derin bir hendek ile ayrılmış olan Kal'atu'l-Cebel (=dağ kalesi)'e yerleştirdiği üç bin yediyüz Âs ve Çerkes, kale burçlarına nispetle Burcîye Memlükları (=el-Memâlîku'l-Burcîyye) adını aldı Hemen ilâve edelim ki, Çerkesler'in gittikçe çoğalıp diğer Memlüklar'a üstünlük sağlamaları hususu, çok geçmeden Kalavun-oğulları'nın da dikkat nazarlarını çekti

Alıntı Yaparak Cevapla