Prof. Dr. Sinsi
|
Malatya Katliamı
Bir Bilanço 17 Nisan 1978 akşamı başlayan saldırı, tahrip ve silahlı çatışma; 20 Nisan akş***** kadar sürdü Ancak üç gün içinde denetim altına alınabildi Bu süre içinde 8 kişi ölmüş, 20’si ağır olmak üzere 100 kişi yaralanmış, 100 işyeri ve konut tamamen olmak üzere, toplam 960 işyeri ve konut tahrip edilmiştir Olaylar sırasında onlarca oto da zarar görmüştür Bazı işyerlerinde yangının halen devam ettiği 20 Nisan günü şehir merkezindeki enkazı kaldırma çalışmaları başlatıldı Cadde ve sokaklar ancak iki günde temizlenebildi Bir yandan enkaz kaldırılıyor, bir yandan da mahkeme kanalıyla hasar tespiti yapılıyordu Hasarın o dönemin değeriyle 100 Milyon TL olduğu belirlenmiştir Ancak devlet 60 Milyon TL ödemiştir Doğu illerine gönderilen bombalarHamit Fendoğlu’na gönderilen bomba dışında, birbirinin benzeri ve ağırlıkları 1 kilo 350’şer gram, ambalajları da aynı olan üç paket daha 7 Nisan’da Ankara’dan postaya verildi Bombalı paketler, Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi CHP İlçe Başkanı Memiş Özdal’a (Alevi), Adıyaman Emniyet Müdür Yardımcısı Abdülkadir Oltu’ya ve Ahmet Akalın adında Adanalı bir işad***** gönderilmiştir Pazarcık’taki alıcı Memiş Özdal kuşkulanır ve paketi almaz Postaneye getirilen paketi burada iki memur açar Açılır açılmaz meydana gelen patlama sonucu, bir memur parçalanarak yaşamını yitirirken, diğeri de ağır yaralanır Adıyaman ve Adana’ya gönderilen paketlere, alıcılarına ulaşmadan İçişleri Bakanlığınca el konulur Uzmanlar tarafından röntgen ışınlarıyla incelenen paketlerde bomba olduğu belirlenir ve paketler imha edilir Yapılan inceleme sonucu, bu paketlerdeki patlayıcıların, daha önce İstanbul Üniversitesi’nde öğrencilerin üzerine atılan bomba ve ADMMA yakınlarında atılarak 5 kişinin yaralanmasına neden olan bombalarda kullanılanla aynı olduğu belirlenmiştir Bombaların dinamit üzerine demir çubuklar ve şarapnel parçaları konduktan sonra telle sarılarak yapıldığı, ateşleme piminin kutunun kapağına bağlandığı saptanmıştır Uzmanlar, herhangi bir yerde yapılmasının mümkün olmadığını belirttikleri bu türden patlayıcıların ancak Atom Enerjisi Araştırma Merkezinde yapılabileceğini belirtmişlerdir Bunun üzerine Ankara Nükleer Araştırma Merkezinde arama yapılmıştır Bu merkezde çalışanların büyük çoğunluğu Ülkü Ocaklıdır Ülkü Ocaklarının eski Genel Başkanı Muharrem Şemsek de burada çalışmaktadır Muharrem Şemsek ve birkaç arkadaşı gözaltına alınır ve Nükleer Araştırma Merkezi de bir süre için kapatılır Muharrem Şemsek ve arkadaşları daha sonra mahkemece serbest bırakılır (22) Bombalı paketler neden Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya gönderilmiştir? Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da feodal yapı (aşiret, şıhlık, tarikat, ağalık) ağırlıktadır Mezhep, Kürt-Türk çelişkisi bulunmaktadır, Bu yapının her an kavgaya hazır olduğu beklentisiyle bu bölgeler seçilmiştir Amaç, bölgede karışıklık çıkarmak, kavga ve çatışma ortamının fitilini ateşlemektir Böylesine profesyonel planlar, PTT organizasyonun kullanılması, sıradan örgütlerin işi değildir Bunlar ancak, deneyimli, çok ilişkili kurum ve örgütlerin yapabileceği eylemlerdir, hazırlıklardır Hamit Fendoğlu’nun ölümüne neden olan bombanın sırrı hâlen çözülmüş değildir “Hamido ile iki torununun ve gelininin katliyle ilgili suikastın, solcuların ve onlarla işbirliği halindeki bölücülerin eseri olduğuna dair bir bant gazetemizce ele geçirilmiştir ” (23) Ortadoğu Gazetesi böyle yazıyordu Ama aradan tam 20 yıl geçmiştir Ortadoğu Gazetesinin ele geçirdiği söylenen bant nerededir? Niçin bu bant alınıp çözülmemiş, olay ortaya çıkarılmamıştır? Gazetenin ele geçirdiği ileri sürülen bant gerçekse, açıklanmasında bir sakınca mı vardır? Bombanın ve katliamların arkasında güçlü örgütler mi var? Bombalar Ankara Nükleer Enerji Araştırma Merkezi’nde mi imal edildi, eğer öyleyse bombalar kimler tarafından imal edildi, kimlere verildi? Birbirini izleyen sorular  kuşkular susan iktidarlar  tartışılan Kontr-Gerilla örgütü ve CIA  Politikacıların söz düellosuBaşbakan Bülent Ecevit: “Malatya olayının rastlantı olmadığı, ülkede kutuplaşmayı körüklemek isteyen güçlerin, örgütlerin payının olduğu söylenmektedir Muhalefet partileri Malatya’daki olaylara tam olarak temas etmemişlerdir, çünkü taraf tutmaktadırlar  Barışa razı olmayanlar vardır  ” (24)Tekin Erer (Son Havadis Gazetesi): “Komünist ve anarşist elbette bomba atacak, elbette yurtta huzursuzluk çıkaracaktır Onun görevi esasen budur Böyle olmazsa zaten biz onlara anarşist ve komünist damgasını vurmayız Komünist ve anarşistlerin yurdu karıştırmak, milleti bölmek sabotajlar yapmak, cinayetler işlemek görevidir Onların işi bu” (25) Yaşar Okuyan (MHP Genel Başkan Yardımcısı): “Komünist alçaklar tarafından hunharca öldürülen Malatya Belediye Başkanı, değerli dava insanı merhum Fendoğlu’nun gerçek katillerini CHP iktidarı himayesine almaktadır Ve milliyetçilere iftira savurmaktadır  ” (26) Süleyman Demirel (AP Genel Başkanı): “Hadiselerin altında komünizm, yıkıcılığın ve bölücülüğün bulunduğunu henüz hükümet hiç dillerine almıyor Türkiye’yi rahatsız eden gerçek sebep budur  Bu olayların gerçek sebebini anlamaktan aciz bulunan hükümetin gaflet uykusundan uyanması için daha kaç vatandaşımız can verecektir? Bu hükümet gaflet uykusundadır  ” (27) Alpaslan Türkeş (MHP Genel Başkanı): “Ecevit ve İçişleri Bakanını, bizim hakkımızda ima yolu ile de olsa öne sürdükleri iddialarını ispata davet ediyorum Bu iddialarını ispat edemedikleri takdirde dünyanın en alçak ve en şerefsiz insanları olacaklardır  ” (28)Görüldüğü gibi, siyasi partilerin lider ve yöneticileri, bu katliamların, olayların neden ve niçinlerini araştırmadan, önleyici çözüm önerileri üretmeden; demagojilerle birbirini suçlamaktadırlar Provokasyon kokusu Malatya’da meydana gelen olaylar sırasında polislerin büyük bölümü müdahale etmemiştir Saldırganlara engel olmaya, maskeli öncülerini yakalamaya çalışan bazı polisler ise diğer bazı polislerin sert ve küfürlü tepkileriyle karşılaşmışlardır Hatta kendi aralarında kavga edenler de olmuştur Malatya Emniyet Müdürü, polislerin kendi aralarındaki kavgadan dolayı POL-DER Başkanı Komiser Yusuf Değirmenci ile POL-BİR Başkanı Rıza Kaya’yı işten el çektirmiştir Yine adını açıklamak istemeyen bir polis yetkilisi, Milliyet Gazetesi’nin Malatya Muhabiri Erhan Akyıldız’a şu açıklamayı yapmıştır: “Malatya’da olaylar aynı anda, değişik yerlerde patlak vermiştir Cenazenin kaldırılacağı caminin yanında bulunan bir dinamit patlamadan etkisiz hale getirilmiştir Bazı yerlerden ateş açıldığı görülmüştür Bütün bunlar, olayın kökünde bir provokasyon olduğunu işaret etmektedir Dünkü protesto gösterisini yapanların büyük bir çoğunluğunu 15-20 yaşlarındaki gençlerin teşkil etmesi de bunun başka bir kanıtıdır ” (29)Cumhuriyet Gazetesi’nin Malatya muhabiri, aynı zamanda Görüş Gazetesinin de köşe yazarı Raşit Kısacık’a göre; “  Bu gergin hava, Emniyet kadrosunda da geniş ölçüde huzursuzluğa, gerginliğe ve küskünlüğe yol açıyor, polisin olaylar karşısındaki etkinliği kalmıyordu Nitekim 17 Nisan akşamı saat 19 00’da Hamit Fendoğlu’nun evinde açılan bombalı kolinin yolaçtığı olayın nelere gebe olacağı hemen herkes tarafından değerlendiriliyorken; bu değerlendirmenin polis örgütünden neden yapılmadığına dikkat çekiliyordu Aynı gece saat 20 00 sıralarında harekete geçen MSP’li, MHP’li ve AP’li militanların Kışla Caddesi’nde yaptıkları yürüyüş ve bu yürüyüş esnasındaki saldırılar ertesi gün için bir uyarı iken, bir gün sonra cadde ve sokaklarda hiçbir güvenlik görevlisinin görülmemesi çok anlamlıdır “17 Nisan gecesi saldırganlardan hemen sonra Malatya’da bulunan CHP’li senatör, bir basın toplantısı düzenleyerek  ertesi gün olabileceklere yetkililerin dikkatini çekerek önlem alınmasını istiyorlardı Ancak ne yazık ki bu istem yetkilileri harekete geçirmiyordu  ” (30) Malatya’dan Alevi göçü Hamit Fendoğlu’nun öldürülmesinin ardından çıkarılan olaylarda 1000’e yakın işyeri tahrip edildi ve yakıldı Yakılıp yıkılan işyerlerinin yüzde 90’ı demokrat, solcu ve Alevilere aitti Saldırıdan yaralananların da çoğunluğu bu kesimin insanlarıydı Artık Malatya’da demokratların, solcuların ve Alevilerin yaşamlarını sürdürme ve iş yapma olanakları zorlaşmıştı Bu nedenle Malatya’dan göç başladı 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbeden sonra da, demokrat, solcu ve Alevilere yönelik faşist baskılar yoğunlaştı Neredeyse her gün evleri, işyerleri aramadan geçirilen bu insanlar, uyduruk gerekçelerle gözaltına alınıyor, işkencelerden geçiriliyordu Bunca baskıyla karşılaşan demokrat, solcu ve Aleviler, sonunda Malatya’yı terk etmek zorunda kaldılar İş sahibi olanlar, işyerlerini günün değerinin çok altında fiyatlara satarak Mersin, Adana, İstanbul, İzmir gibi kentlere göç etmeye başladılar Ekonomik gücü olmayanlar da köylerine döndüler Böylece Malatya’nın inançsal, etnik ve kültürel mozaiği, siyasal yapısı esaslı bir değişime uğramış oldu 
|