Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiyedeki Komünist Partiler
Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB), yasadışı sol örgüt 1979 Şubatında, THKO'dan ayrıldıktan sonra bir kongreyle kurulan örgütün kurucusu Yaşar Ayaşlı, Osman yaşar Yoldaşcan, Mehmet Fatih Öktülmüş, İsmail Cüneyt ve öteki devrimcilerdir Ancak örgütün kökü 68 Olaylarına kadar uzanır
Daha sonraları Devrimci Gençlik Federasyonu'na (Dev-Genç) dönüşecek olan Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) içinde faaliyet gösteren Proleter Devrimci Aydınlık çevresinde olduğu bilinen Aktan İnce, Yaşar Ayaşlı, Aydın Çubukçu Ertan Günçiner, Hikmet Çiçek ve diğerleri 1970 ortasında bu çevreden uzaklaştı Grup elemanları 1971 yılında İzmir'den Denizli'ye para taşıyan Ziraat Bankası aracını soyarak 4 milyon TL'yi aldılar, ama kısa süre sonra yakalandılar
1974 yılındaki genel aftan sonra isimsiz bir grup olarak yaygınlaştılar 1975 sonunda, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) taraftarlarının örgütü yeniden diriltmek için kurdukları THKO-GMK'ye katıldı(BİRLEŞTİ) Bu grubun "Mücadelede Birlik" ve "Halkın Kurtuluşu" hiziplerine ayrılması sırasında Halkın Kurtuluşu grubuyla birlikte hareket etti Mayıs 1977 yılında A Çubukçu ve E Günçiner ayrılmazken, Aktan İnce çevresindeki grup, Arnavutluk Emek Partisi ve Çin Komünist Partisi arasındaki fikir ayrılıkları çerçevesinde sürdürülen tartışmalar sonucu Halkın Kurtuluşu grubunu "sağ oportünist ve tasfiyeci" olmakla suçlayarak örgütten ayrıldılar A İnce önderlik görevini yerine getiremediği ve kariyerist diye nitelendiği için kızağa alındı(1980'de tamamen atıldı)
19 Şubat1979'da, İleri Militanlar Toplantısı(İMT), TİKB yeni baştan yeni bir temel üzerinde kuruldu Arnavutluk çizgisine yakın bir politikayı savunan grup 12 Eylül darbesini faşist olarak nitelendirerek silahlı direniş kararı aldı
12 Eylül darbesi'nin hemen ardından 29 Eylül 1980 günü Merkez Komite üyesi Osman Yaşar Yoldaşcan girdiği silahlı çatışmada öldü Özellikle 12 Eylül darbesi sonrası "işkencede direnme" tavrını örgüt çapında en geniş biçimde uyguladılar 1983 yılında MK üyesi İsmail Cüneyt ve daha sonraki yıllarda da bir çok üyesiişkence ile öldürüldü
İşkence olgusunda, Türkiye Devrimci Hareketinin ciddi bir zaaf içinde olduğunu söyleyen örgüt, aynı zamanda işkencede direnmeyi genellekseltirmenin birçabası olarak TİKB'lilerin gördüğü işkenceleri anlatan Adressiz Sorgular adlı derlemeyi 1989 yılında yayınladılar
Türkiye cezaevlerinde 12 Eylül darbesi sonrası siyasi tutuklu ve hükümlülere uygulanan Tek Tip Elbise (TTE) uygulamasına karşı Dev-Sol ile birlikte 1984 yılında ölüm orucuna katıldılar Bu eylem sonunda diğer bir MK üyesi Mehmet Fatih Öktülmüş hayatını kaybetti
Yurtdışına çıkmama ve direnme kararı alan örgüt mensupları en son 1985 yılında Yaşar Ayaşlı ve arkadaşlarının yakalanmasıyla merkezi kadrolarının çoğu cezaevine girdi Bu nedenle de cezaevi dışında bir dönem etkisini kaybetti
1989 yılında 2 Konferansını yapan örgüt, 1989 bahar eylemlerini "işçi sınıfının yeniden yükselişi" olarak kabul edip, bu sürecin de getirdiği avantajlarıda kullanarak, sözü kabul edilen bir noktaya geldi
1990'ın başlarında Emeğin Kurtuluşu Kurultayını örgütlemeye girişti
1995 yılında "3 Konferans" öncesi örgüt içinde başlayan "demokratik merkeziyetçilik" tartışması çerçevesinde örgütün bürokratikleştiğini ve yozlaştığını ileri süren ve kendilerini "bolşevikler" olarak adlandıran bir grup örgütten ayrılarak Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (Bolşevik) örgütünü kurdular
12 Mart 1995 Gazi Olaylarında "barikatın arkasını" örgütleyen örgütlerden birisi oldu Gazi Olayları'ndan sonraki süreçte "Söz Alınterinin Kurultayı"nı örgütleme girişimleri hem hız hem de kitlesellik kazandı Bunun bir sonucu olarak olaylı 1996 1 Mayıs'ında kürsü işgalini gerçekleştirdiler
1996 Mayıs ayında Türkiye cezaevlerinde başlayan ölüm oruçlarına, cezaevlerinde bulunan tüm üyeleri ile süresiz açlık grevi tanımlaması ile katıldılar 12 kişinin hayatını kaybettiği bu eylemde üyeleriden 3 kişi ( Tahsin Yılmaz, Osman Akgün, Ulaş Hicabi Küçük) hayatını kaybetti
2000 yılında F tipi Cezaevlerine karşı 3 örgüt (DHKP-C,TİKKO, TKİP)tarafından başlatılan ölüm oruçlarına katılmayan örgüt, 19 aralık 2001 hayata dönüş operasyonu ardından 10 Şubat 2001'de ölüm orucuna dahil oldu 28 Mayıs 2002'de 7 örgüt ile birlikte ölüm orucunu sonlandırdılar Bu eylemde de 4 üyesi (Tuncay Günel, Ali Çamyar, Lale Çolak, Okan Külekçi) hayatını kaybetti
Ufuk Çizgisi adlı dergide "Ölüm orucu süreci: Tasfiyeci saldırıya karşı tasfiyeci taktik" adlı yazı dizisi ile 2000 yılında başlayan ve 2004 yılında 104 kişinin hayatını kaybettiği ölüm oruçlarını TDH'nin "tarihsel anlamda tıkandığı" ve "büyük ve eşsiz bir eylem olmasına rağmen,ölüm oruçlarını, bu tıkanıklığın bir göstergesi" olarak tanımladı
1990larda çalışmalarını başlattıkları "Söz Alınterinin Kurultayı"nı 11-12 Mart 2006'da düzenlediler Ancak kurultayın, 1996'da 1 Mayıs'a katılım düzeyi ve kürsü işgali gibi radikal potansiyeli ile karşılaştırıldığında, hem kitleselllk hem de içerik bakımından hedeflerine ulaşma durumu
Devrimci Yol Türkiye 12 Eylül darbesi öncesi devrimci sosyalist hareketlerindendir İlk sayısı 1 Mayıs 1977 yılında yayınlanan Devrimci Yol Dergisi etrafında örgütlenen hareketin başlangıcı bu tarihle anılır Döneminin en etkili ve kitlesel hareketlerinden olmasına rağmen 12 Eylül darbesi sonrası örgütsel anlamda dağılmıştır Günümüzde de bu hareketin bazı temsilcileri çeşitli siyasi parti ve organizasyonlarda politik faaliyetlerine devam etmektedir
Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi DHKP-C DHKP-C 30 Mart 1994 tarihinde Devrimci-Sol örgütünün partileşme kararı alması ile kurulmuştur DHKP-C, Dursun Karataş'ın Genel Sekreterliğini yaptığı ve Marksist-Leninist İdeolojiyi referans alan bir örgüttür Örgütün hedefi silâhlı mücadele ile Türkiye'de Demokratik Halk İktidarı'nı kurmaktır ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği'nin "Terör Örgütleri" listesine girmiştir
1978'de Dursun Karataş tarafından Devrimci Sol (veya Dev-Sol) olarak, Dev-Genç kadrolarından oluşan önceki DHKP-C'den ayrılmış Devrimci Yol'dan ayrılarak kurulmuştur
1994 yılında Dev-Sol içindeki şiddetli anlaşmazlık grubun ikiye ayrılmasıyla sonuçlandı: ana grup Dursun Karataş tarafından yönetilen DHKP-C ismini alan gruptur; diğer grupsa Bedri Yağan tarafından yönetilmiştir ve THKP-C'yi kurmuştur (orjinal THKP-C ile karıştırılmamalı)
Parti-Cephesi isminin anlamı şuradan gelir: "Parti" grubun politik aktiviteleriyle ilgilenirken, "Cephe" de grubun silahlı alandaki faaliyetleriyle ilgilenir Hareketin ideolojisine göre bu ikisi teorik olarak ayrıdır
Grup, Marksist-Leninist kökenli bir ideolojiye sahiptir ve kendisini ABD ve Nato karşıtı olarak gösterir Türkiye hükümetinin Batı emperyalizminin kontrolu altında oduğunu savunur ve bu kontrolü şiddete başvurarak yıkmayı hedefler
Aktivitelerini büyük ölçüde bağışlardan sağlar İlk olarak ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından, Ekim 1997'de terörist bir organizasyon olarak nitelendirilmiştir
Başlıca müttefikleri Uluslararası Dayanışma (Solidarieta Internazionale, İtalya) ve FKHC (Filistin´in Kurtuluşu için Halk Cephesi)'dir
Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP), 10 Eylül 1994'te kurulan komünist bir örgüttür Parti, içinde eylem yapmakta ve örgütlenmekte olduğu sistemlerin ağır baskıları ve yasaklamaları neticesinde kendisini illegal olarak tanımlamakta ve bu çerçevede eylemlerini yürütmektedir
Kuruluş Kongresi (1 Kongre) belgeleri, onun teorik, siyasal ve örgütsel temellerini oluşturur 'Birlik devrimi' olarak ifade edilen bu gelişme, 'komünistlerin birliği' düşüncesine sahip parti önceli örgütlerin, 1989'dan itibaren örgütler içinde ve örgütler arasında yürüttükleri bir mücadelenin sonucudur
1991'de TDKİH ve TKİH birleşir Yıllar süren mücadelenin sonucunda Eylül 1994'te, TKİH ve TKP-ML Hareketi Birlik Kongresini toplar, ve MLKP-K kurulur Eylül 1995'te toplanan 1 Parti ve Birlik Konferansı, MLKP-K ile TKP-ML (YİÖ) arasındaki birliği sağlar ve "Kuruluş" ekini kaldırır Böylece MLKP, dört komünist örgütün birleşmesiyle oluşur
Kaynak: WİKİPEDİA
|