08-31-2012
|
#2
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Emeviler Döneminde Türk-Arap İlişkileri
Cüneyd'in 734 başlarında ölümü ile, zaten Arap nüfuz ve kudreti iyice kırılmış olan Horasan vilayetinde "siyah bayrak açan" Abbasî taraftarı Haris bin Sureyc'in Belh'i, arkasından valilik merkezi Merv şehrini zaptetmesi Maveraünnehir'de durumu büsbütün karıştırdı Yeni valilerin üç sene (734-737) kendisi ile uğraşmak zorunda kaldıkları Haris sonunda Türgişlere iltica etti Hakan Sulu Maveraünnehir'e karşı son seferinde hayli müttefik bulmuştu: Haris taraftarlanndan başka, Sogd hükümdarı (yani Gürek veya oğlu), Usrüşana hakimi, Şaş (Taçkent bölgesi) hükümdarı, Huttal hükümdarı İslam tarihçisi Et-Taberî'de zikredilen bu liste "Maveraünnehir'deki Arap nüfuzunun nasıl Türklere geçmiş olduğunu" açıkça göstermektedir Ha-kan, Belh'e doğru ilerledi Cuzcan'a girdi Önce Toharistan'ı Araplara karşı ayaklandırarak mahallî bir destek sağlamayı faydalı görüyordu Fakat vali Esed bin 'Abdullah il-Kasrî, hakan ordusunu arkadan vurmaya muvaffak oldu ( 738 San veya Haristan
savaşı) Esasen Sulu, Araplarla birleşen Cuzcan hükümdarının hıyanetine uğramıştı
Memleketine dönen ve doğuda da Çinlilere karşı bazı başarılar kazanmış olan (717, 726) Sulu Kağan, herhalde ömrünü harcadığı bu mücadeleye devam edecekti, fakat kendisi, o zamanlara kadar büyük hizmetlerini gördüğü Kül-çor (Baga Tarkan) tarafından öldürüldü (738) Çin'in, Türk başbuğlarını birbirine düşürme planına dayanan tahrikçi siyaseti bir daha hedefine ulaşmış ve esasen Soko ile Çenu arasındaki anlaşmazlıktan beri (710'larda) Kara ve Sarı olmak üzere ikili teşkilat halinde yaşayan Türgiş boylarını birbirine iyice düşman etmişti Sarı Türgişler üstünlük kazandılar Başbuğları Baga Tarkan (Kül-çor), rakibi Kara Türgiş başbuğu Tumoçe' yi yenerek ve onun "kağan" yapılmasını istediği Sulu' nun oğlunu ortadan kaldırarak kendini "kağan" ilan etti Bu arada, Çin'in On-ok'lar "kağanı" tayin ettiği, Aşına ailesinden, Hin'i mağlup edip öldürmesi (739)529, Çin'i bu defa Kara-Türgişleri desteklemeğe sevk etti 742'deki Türgiş kağanı îl-etmiş Kutluk Bilge bir Kara-Türgiş başbuğu idi 753'de hakan olan ve Uygur hakanı Moyen-çor'un himayesine giren Tanrıda Balmış da bir Kara-Türgiş idi Uzun süren iki taraf arasındaki mücadeleye Karluklar da karışmışlar, böylece, ihtimal Peçeneklere menşe teşkil eden ve bilhassa mühim bir tarihî hadise olarak kalabalık Oğuz kütlelerinin Sır-derya'ya doğru batıya intikalini kolaylaştırmış olan Türgiş iktidarı büsbütün zayıflamıştı Nihayet 20 sene içinde gittikçe kuvvetlenen Karluklar Tolu ve Nuçipilere karşı üstünlük kazanarak, ağırlık merkezi Çu vadisi olmak üzere kendi hakimiyetlerini kurdular (766)
EMEVİLER DÖNEMİNDE TÜRK-ARAP MÜNASEBETLERİ
Peygamberimizin İslâm’ı tebliğiyle birlikte, dünyanın ücra bir köşesinde yaşayan küçük bir kavim, yeni ve büyük bir millet hâline geldi Meçhul, basit bir hayat süren ve hattâ aşağılanarak yaşayan insanlar, bu dinle birlikte birdenbire, tarihin mümtaz kahraman, fatih ve dâhîleri oldular Halife Hazret-i Ömer, emrindeki bir avuç Müslüman gâzisiyle 641'de Suriye ve Mısır'ı fethederek, koca Doğu Roma'nın kanatlarını kırdı 642'de Büyük Sâsânî İmparatorluğunu yıkarak Ceyhun kenarına ulaştı ve Türklerle temasa geçti Edinilen bilgilerin gerçekliği tam olarak kanıtlanmamış olsa da ilk Türk Arap karşılaşması 642 yılında son İran hükümdarı Üçüncü Yezdicerd’in Toharistan’daki yenilgisi neticesinde olmuştur Hazret-i Ömer ve yerine geçen Hazret-i Osman'ın şehit edilmeleri ve sonraki yıllarda başlayan iç mücadeleler, 8 yüzyıl başlarına kadar Türklerle Müslümanların münasebetlerini bir sınır komşuluğundan ileri götürmedi Fakat Dört Halife döneminden sonra başa geçen Emeviler çatışmaları başlatan taraf olmuştur Emevîler tarafından, İslâm İmparatorluğunun bütün doğu bölgelerini içine alan Irak genel valiliğine Haccâc' ın getirilmesi ve bunun da Horasan'a, devrin sayılı kumandanlarından Kuteybe bin Müslim'i tayin etmesi çatışmaları başlattı Emeviler bölgede İslâmiyet'i yaymaktan çok, yeni zaferler peşinde koşmuşlar; Müslüman olmalarına rağmen yerli halka ağır vergiler yüklemişlerdi Bu sebeple ilk karşılaşma pek dostça olmamış ve Türklerle Araplar arasında küçük çapta çarpışmalar cereyan etmiştir Kuteybe bin Müslim'in Maverâünnehir' in doğusuna düzenlediği akınlara karşı Türgeş Beyleri güçlü bir direnme göstermiştir Türgeş Kağanı Şulu Han idaresindeki Türkler, 720 yılından itibaren cephelerdeki hakimiyeti ele alarak Emevî ordularını bozguna uğrattı Böylece Emevîler döneminde Türkler karşısında başlangıçta başarıyla sürdürülen mücadeleler, sonuçta başarısızlıkla son buldu Göktürklerin batı kanadında yer alan Türgeşler, Arapları savunmaya çekilmeye zorlamış ve bu mücadele Göktürklerin yıkılmasına kadar devam etmiştir (745 ) Göktürk hâkimiyetinin sona ermesiyle Türk toprakları doğudan Çinliler, batıdan Arapların ilerlemesine maruz kalmıştır Bu dönemde Maverâünnehir bölgesinin savunmasını, Türgeşlerin yerini alan Karluklar üstlenmiştir Ancak bu mücadeleler, Türklerin İslâmiyet’i yakından tanımalarına ve tetkik etmelerine zemin hazırladı Kısa bir süre sonra da, Türklerin İslâm’ın bayraktarı olarak dünya sahnesine çıkmasına vesile oldu
Sonuç:
Emeviler, Türklere de diğer Arap olmayan milletlere yaptığı gibi ikinci sınıf gibi davranmışlardır ancak bu durum Emevilerin yıkılmasıyla sona ermiştir ve Talas Savaşıyla birlikte Türkler, İslamiyet’i kabul etmiş ve İslamiyet Türkler arasında hızla yayılmaya başlamıştır
|
|
|