08-31-2012
|
#4
|
Prof. Dr. Sinsi
|
T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Ders Notları
TBMM’nin Açılması (23 Nisan 1920)
TBMM 23 Nisan 1920’de Ankara’da kurulmuştur
Bu meclisin temeli Erzurum kongresinde atılmış, Sivas kongresinde de Milli Meclis kurulması yolunda karar alınmıştır
Meclisin açılmasıyla Temsil Kurulunun görevi sona ermiştir
Kapatılan Meclis-i Mebusan’ın üyelerinden bir kısmı da yeni meclise üye olarak kabul edilmişlerdir
Meclis başkanlığına Mustafa Kemal seçilmiş, onun teklifiyle Meclis aşağıdaki kararları almıştır
1-Hükümet kurmak gereklidir
2-Geçici bir hükümet başkanı tanımak ya da padişah vekili atamak doğru değildir
3-Mecliste beliren milli iradenin yurdun alın yazısına doğrudan doğruya el koymasını kabul etmek temel ilkedir TBMM’nin üzerinde bir kuvvet yoktur
4-Yasama ve yürütme görevleri TBMM’ye aittir
5-Meclis içerisinden seçilecek olan bir kurul, hükümet görevi görür Meclis Başkanı da hükümet başkanıdır
6-Padişah ve halife, baskı ve zordan kurtarıldığı zaman, meclisin koyacağı yasal kurallar uyarınca durumunu alır
Kararların önemi:
1-“Hükümet kurmak gereklidir ” maddesi ile Meclis kuruculuk niteliğinin bulunduğunu göstermiştir
2-İkinci madde ile devamlılığını belirtmiştir
3-“TBMM üstünde bir kuvvet yoktur ” maddesi ile İstanbul hükümetinin hukuken yık saymış, millet iradesi hakim kılınmıştır
4-TBMM önce yasama ve yürütme sonra da “gaflet, hıyanet” içinde bulunanlara karşı çıkarılan Hıyaneti-i Vataniye Kanunu ile yargı gücünü aldı Buna “Güçler Birliği” ilkesi denir
5-Bir ihtilal meclisidir Millet iradesine dayandığı ve milli egemenlik ilkesini esas aldığı için demokratik karakterde ve yapıdadır
6-İlk zamanlarda, ulusal birliğin bozulmasını önlemek, padişah ve halife yanlılarını da mücadeleye çekmek amacıyla TBMM bu kurumların durumlarını askıya almış ve her türlü tartışmanın dışında tutmuştur
7-23 Nisan 1920’de açılıp, 1 Nisan 1923’te seçimlerin yenilenmesine kadar görev yapan meclise I TBMM denir Hem millet egemenliğini geliştirmiş hem de Kurtuluş savaşını yönetmiştir
I Meclis inkılap olarak sadece saltanatı kaldırmıştır
TBMM ile İstanbul Hükümeti Arasındaki Mücadele
TBMM ve Anadolu’da kurulan düzeni yıkmak isteyen Damat Ferit, amacına ulaşmak için her türlü yola başvurmuştur Bunlardan birincisi halkı ayaklandırarak TBMM’yi güçsüz ve yetkisiz bir duruma düşürmek ve etkisiz kılmaktı İkincisi ise, işgalci devletlerle hemen bir antlaşma yapmaktı Böylece savaş hali sona ermiş sayılacak, halk yeni bir savaş için uğraşan Mustafa Kemal’i Takip etmeyecek ve çabaları boşa gidecekti
TBMM’ye Karşı Ayaklanmalar
Doğrudan İstanbul Hükümetince Yürütülen Ayaklanmalar
Anzavur ayaklanması
Kuvayi İnzibatiye ayaklanması
İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletlerinin Kışkırtmasıyla Çıkan Ayaklanmalar
Bolu, Düzce, Hendek; Adapazarı ayaklanmaları
Yozgat ayaklanması
Afyon ayaklanması
Konya ayaklanması
Milli Aşireti ayaklanması
Azınlıkların çıkardığı ayaklanmalar
Kuvayi Milliye yanlısı olup saha sonra ayaklananlar
TBMM’nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Tedbirler
TBMM’nin Ayaklanmalara Karşı Aldığı Tedbirler
TBMM varlığını tehdit eden bu ayaklanmaların İstanbul hükümeti ve işgal devletleri tarafından çıkarıldığını biliyordu Bu nedenle de önlemleri de bunlara yönelik almıştır
a-İstanbul ile her türlü resmi ilişkilerin ve haberleşmenin kesilmesi
b-İstanbul hükümetinin tüm işlemlerin yok sayılması
c-Şeyhülislamın halkı kışkırtıcı nitelikteki fetvalarına karşılık, Ankara müftüsü (Rıfat Börükçü) nün gerçek vatan hainlerinin İstanbul hükümetinin başında bulunanlar olduğuna ilişkin fetvalarının yayınlanması
d-TBMM ayaklanmaları önlemek ve gücünü artırmak için 29 Nisan 1920’de Hıyanet-, Vataniye kanununu çıkarmıştır
TBMM, ulusu temsil üstün bir güç olduğundan, ona karşı ayaklananlar sözle bile olsa varlığını inkar edenler vatan haini sayılacak ve cezalandırılacaktı
İstanbul’dan gelen hiçbir evrak kabul edilmeyecek ve geri gönderilecektir Buna uymayanlar vatan haini sayılacak ve cezalandırılacaktır
Bütün bunlar, yeni bir devlet düzeninin kurulduğunun işaretleri olduğu gibi, İstanbul’un Ankara üzerindeki yıkıcı etkilerini silmeye yönelik tedbirlerdir
Ayaklananları yargılayıp cezalandırabilmek amacıyla TBMM milletvekilleri arasında seçilecek kişilerin oluşturduğu İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur
Ayaklanmaların bastırılmasında önemli rol oynayan İstiklal Mahkemeleri düzenli ordunun kurulmasında etkili olmuş, Meclis otoritesini sağlanmış, Cumhuriyet ilkelerinin yerleştirilmesinde de çok önemli rol oynamıştır
Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920)
Birinci Dünya Savaşı sona erdiğinde yenen devletler, yenilen devletlere ağır koşullarda antlaşmalar imzalatırken, Osmanlı Devleti ile ateşkes antlaşması imzalamakla yetinmişlerdir Ancak 10 Ağustos 1920’de Sevr Barış Antlaşması imzalanmıştır
İtilaf devletlerinin aralarında anlaşmazlıklar olmasına rağmen bu antlaşmanın imzalanma nedenleri:
1-TBMM’nin açılması Yeni Türk Devletinin kuruluşunun 30 Nisan 1920’de dünyaya duyurulması
2-Anadolu hareketinin güçlenmesi karşısında İstanbul hükümetinin varlığını sürdürebilmek amacıyla anlaşma devletleriyle hemen bir barış anlaşması imzalayarak Anadolu Hareketine son vermek istemesi
3-Anlaşma devletlerinin Anadolu hareketinin güçlenmesi üzerine kendi anlaşmazlıklarının bir kenara bırakmaları
4-İngiltere’nin desteklediği Yunan kuvvetlerinin 22 Haziran 1920’de Bursa-Uşak çizgisini aşarak Batı Anadolu’da işgallere başlaması, Trakya’yı işgal etmeleri üzerine Osmanlı yöneticilerinin telaşa düşmesi
Barış imzalanırsa; savaş sona erecek, halk rahat edecek, Mustafa Kemal de yalnız kalacaktı
Osmanlı tarihinin kara lekesi olan Sevr Barış Antlaşması 10 Ağustos 1920’de Damat Ferit Paşa tarafından imzalandı
Anlaşmanın koşulları
1-Boğazlar bütün devletlere daima açık olacak, Türklerin bulunmadığı bir komisyon tarafından yönetilecekti
2-Ege Bölgesinin büyük bir bölümü ile Doğu Trakya Yunanlılara verilecekti
3-Doğu Anadolu’da Bağımsız Ermenistan ve Kürdistan isimli iki devlet kurulacaktı
4-Antalya ve Konya dahil İç Batı Anadolu İtalya’ya verilecekti
5-Adana’dan Sivas’a kadar İç Anadolu Fransızlara ait olacaktı
6-Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Suriye, Irak, Arabistan Fransızlarla İngilizler arasında paylaşılacaktı
7-İç güvenliği sağlamak için 50 000-70 000 kişilik ordu bulundurulabilecek ancak ağır silahlar olmayacaktı
8-Ekonomik, adli ve mali kapitülasyonlar galip devletlerin çıkarına yeniden düzenlenecek, azınlıklara geniş haklar verilecekti
9-Osmanlı Devleti anlaşmaya uymazsa, İstanbul elinden alınacaktı
Özellikleri
Osmanlı Devletini fiilen sona erdirmiştir
Osmanlı Devletinin imzaladığı son antlaşmadır
Osmanlı parlamentosunun onayından geçmediği için Kanun-i Esasiye ters düşmüştür Osmanlı Parlamentosu yurdunun parçalanmasına razı olmayarak Misak-ı Milliyi kabul etmişti Padişah anlaşmayı imzalayarak milli iradeye de karşı geliyordu
TBMM ve Türk halkı tarafından kabul edilmediği için yürürlüğe girmemiştir
Sevr’e Karşı Tepkiler
Sevr Barışına TBMM’nin tepkisi çok daha büyük olmuştur
1-TBMM, 19 Ağustos 1920’de yaptığı toplantıda, Sevr Barışını imzalayanları ve onaylayanları vatan haini ilan etmiştir
2-Sevr Barışını kesinlikle tanımadığını tüm ilgili devletlere bildirmiştir
3-Padişah ve Osmanlı yöneticilerinin vatan haini olduklarının anlaşılması halkın direnme gücünü kamçılamış ve ulusal mücadeleye katılım hız kazanmıştır
İstiklal Mahkemelerinin Kurulması
Olağanüstü yetkiler taşıyan İstiklal Mahkemeleri Hıyaneti Vataniye Kanunu ile 18 Eylül 1920’de kurulmuştur
1949’da İstiklal Mahkemelerinin kuruluşunu oluşturan kanun kaldırılmıştır
Düzenli Ordunun Kurulması
Osmanlı İmparatorluğunda ordu gerilemiştir Modern esaslara dayanan ordu II Mahmut tarafından kuruldu Kurulan bu ordu XIX Yüzyıldaki yenilik hareketlerine öncülük etti II Meşrutiyet ordunun eseridir
8 Kasım 1920’de TBMM ile kurulan devletin buyruğunda Ordu, tekrar örgütlendirilmiştir Gücünü ulusal egemenlikten alan ordu Kurtuluş Savaşını başarıyla tamamlayacaktır
Düzenli ordu kurulmasının sebepleri
1-Kuvayi Milliye birliklerinin askerlik yeteneğinden yoksun olması otorite altına alınamaması
2-Olumsuz çalışmaları sonucunda halkın, Kuvayi Milliye birliklerine güven duygusunun azalması
3-Yunan ilerleyişini durdurulamaması Batı Anadolu’nun büyük bir kısmının Yunanlıların eline geçmesi
Mustafa Kemal Paşanın TBMM’de yaptığı konuşmalar sonuç verdi Batı cephesi yeni ordunun ihtiyaçlarına göre Çerkez Ethem birlikleri dışında yeni baştan düzenlendi Güneyde Kuvayi Milliye birlikleri Fransızlara karşı başarılıydı Buradaki birlikler düzen ve disiplin altına alındı
Doğu Cephesi Ermeni Sorunu
1878 Berlin antlaşmasından sonra İngiltere ve Rusya’nın çıkarları doğrultusunda Ermeni ayaklanmaları başladı Birinci Dünya Savaşı başlayınca Ruslar ülkelerinden getirdikleri Ermeni birliklerini Doğu Anadolu’da kullandılar Osmanlı ülkesinde yaşayan Ermeniler de Rusların yanında yer almıştır Doğu Anadolu’nun savunmasını zorlaştırdıkları için hükümet orada yaşayan Ermenileri bir başka yere göç ettirdi (1915 Tehcir Yasası) Ermeniler Suriye ve Lübnan’a yerleştiler Göç ettirilen Ermenilerin bir bölümü savaş hali, salgın hastalık ve asayişsizlik nedeniyle yaşamını yitirmiştir Bu olay Ermeniler tarafından günümüze kadar kullanılmıştır
Wilson ilkelerinden hareketle batılı devletler ABD’nin mandasında Doğu Anadolu’da bir Ermenistan devletinin kurulmasını kararlaştırmışlardı Amerikan senatosunun Ermenilerin Doğu Anadolu’da çoğunlukta bulunup bulunmadığını incelemek üzere gönderdiği General Harbord’un araştırması sonucunda Ermenilerin azınlıkta olduğu ortaya çıktı
Not: Birinci Dünya Savaşı sırasında yayınlanan Wilson ilkeleriyle ilk defa bağımsız bir Ermeni devletinden söz ediliyordu
Sevr antlaşmasında Doğu Anadolu’da Ermeni devleti kurulması maddesi yer almıştır
|
|
|