08-27-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Sadri Ertem
1900’de İstanbul’da doğdu Orta öğrenimini Üsküdar Askerî Rüştiyesinde ve Üsküdar Sultânîsinde tamamladı (1914) 1920 yılında Dârülfünûn Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu Anadolu’ya geçerek Millî Mücâdeleye katıldı ve Hakimiyet-i Milliye ile Yeni Gün gazetelerinde yazı işleri müdürlüğü yaptı Cumhûriyetten sonra 1924-1925 yıllarında Son Telgraf’ın başyazarlığını yaparken “Takrir-i Sükûn Kânunu”na aykırı hareketten İstiklâl Mahkemesinde muhâkeme edildi ve beraat etti İstanbul’da çeşitli okullarda felsefe hocalığı yaptı 1927 yılından ölünceye kadar pekçok dergi ve gazetede hikâyeleri, incelemeleri yayınlandı Matbuat Umum Müdürlüğünde Memleket İşleri Müşâviri olarak çalışırken 1939 yılında Kütahya milletvekili seçilerek parlamentoya girdi 12 Kasım 1943’te Ankara’da öldü
Eserleri:
Çıkrıklar Durunca (roman tefrikası ve kitabı, 1931), Silindir Şapka Giyen Köylü (hikâye, 1933), Bacayı İndir, Bacayı Kaldır (hikâye, 1933), Bir Varmış Bir Yokmuş (roman, 1933), Korku (hikâye, 1934), Düşkünler (roman, 1935), Bay Virgül (hikâye, 1935), Bir Şehrin Rûhu (hikâye, 1938), Yol Arkadaşları (gezi türü romanı, 1945)
Ayrıca ikisi gezi notları, biri fıkra-deneme ve altısı inceleme olan başka eserleri de vardır
SADULLAH PAŞA; Tanzimat devri devlet adamı ve şâir 1838’de Erzurum’da doğdu Babası çeşitli illerde vâlilik yapmış Esad Muhlis Paşadır İyi bir tahsil gören Sadullah Paşa, babasının kontrolünde özel hocalardan Arapça, Farsça, Fıkıh, Akaid, Tabiiyye, Kimyâ veFransızca dersleri aldı
1853’te ilk memuriyetine başlayarak mâliye Vâridat Kaleminde vazifelendirildi Üç sene kadar burada çalıştıktan sonra Bâbıâli Tercüme Odasına geçti Kısa zamanda memuriyette derecesi yükseldi ve sırasıyla Mesahib Kalemine (1866), Şûrâ-yı Devlet Maârif Dâiresi Başmuavinliğine (1868) ve ardından da Başkitâbetine (1870) geldi Dîvân-ı Hümâyun Tercümanlığına (1871), Dîvân-ı Hümâyun Amedliğine ve Defter-i Hâkânî Nezâretine (1874), Temyiz MahkemesiReisliğine (1876), Ticâret Nezâretine ve Sultan Murâd’ın tahta geçmesiyle de Mâbeyn Başkâtipliğine (1876) tâyin edildi
Sultan İkinci Abdülhamîd Han zamânında Bulgaristan Meselesini yerinde incelemek üzere Filibe’ye gönderilen komisyona başkanlık yaptı Bu vazîfesini tamamladıktan sonra Berlin’e elçi olarak gönderildi Buradayken Ayastefanos Antlaşması ile Berlin Kongresine ikinci murahhas olarak katıldı Berlin’deki başarılı çalışmalarından dolayı vezirlik rütbesi verildi (1881) 1883’te Viyana Büyükelçiliğine tayin edildi Ölümüne kadar burada kaldı 1891’de Viyana’da intihar etti Cenâzesi İstanbul’a getirilerek Sultan Mahmûd Hanın türbesinin bahçesine gömüldü
Sadullah Paşa, devlet adamlığı yanında edebiyatla da uğraşmıştır Fakat yazdıklarının pek çoğu ele geçmemiştir Yazdıklarının içinde en önemlisi On dokuzuncu Asır manzumesidir Bu manzumede batının ilerlediği müsbet ilimlere, Türklerin de ayak uydurması gerektiğini savunmaktadır Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir Berlin Mektupları, Charlottenbourg Sarayı, Paris Ekspozisyonu, Cevdet Paşaya Mektub bilinen eserleridir Berlin Mektupları, Tanzimat devri seyahat edebiyatının ilk örnekleridir
|
|
|