Prof. Dr. Sinsi
|
Müstakil Solo
saçlarıma bakarlar sonra ; Güneş yanığı saçlarıma, kızıl sularıma değmek için yaparlar bunu çünkü her sabah suya değdiğim yerde kan ağlar Güneş; kızıllar batar bir yerlere ve saçlarıma değmek için Güneş yanığı saçlarımda dövünmeye bakarlar, bakarlar 
Müstakil yalnız; tüm sokak
Gece çöker; soğuk yorganı altında tüm sokak; derin uykulara yatarken sokakta iri bir gece ve gece liğini giyer sokak, iğne atsan yankı yapacak kadar yalnız kaldırım taşları, türlü geometrik şekillerle şimdi o da uyku süslü  
Uyumayan sokak lambalarıdır; mum kafeslenmiş gibi içinde zengin ışıksal oyunlarla gözlerimde ince bıyıkları uzayıp kısalmalarda  
Evimin bir yerlerinde, başım ağrıyor; odada hiç uyumayan pencerem açık ağzıyla kuru havayı üstüme üflüyor  
Pencerem, demir parmaklıklarla çevrili evim; haritada Dünya, meridyen ve paralelleriyle nasılsa öyle çevrilmiş; hapsoluyorum bir Dünya
Pencereme tüneyip ayaklarımı salıyorum sokağa  
Evim; her odası balkon her balkon dört duvar evim; demirden parmaklıklarıyla kemiklerimi kırar gibi üstüme abanır, uyku yakar 
Saat geceyi geçmiş; odamda kırmızı ampule dolanmış krem rengi bir abajur yanar, içimde kuru hava, pembe beyaz duvarlarımda mor hareler dans mı eder? Gölgemi duvarlara iri figürler, iri figürler  
Yudum kahve, soğuk şekerli bir koku; bayat bir tat; akar ağzıma işte  
Saçlarım kızıl cık sopası; değdiği yeri yakıyor; omuzlarımdan aşağı ağlar gibi salıyor bildiği her şeyi tepetaklak  
Odamda odam boyu bir halı; solumda komodin, üstü türlü kadınsı çocukluklarla dolu objeleri taşıyor
Yapayalnız soluğum, elimde izmarit sızısı; kahvem tok serin; içimi doldurmakta  
Ucu, sonu, dibi, sesi olmayan bir arazide pusulamı arar gibi arıyorum; s e n_i  
Saat pusulayı çoktan geçmiş ; kokunu andıran renkler? Dilime koysam, damağımda eriyecek tatlar?
Dilemekteyim  
Evimin bekçi kulübesi; çardak, şu çardakta seni dilemekteyim;
sen multihacminle üzüm kuvvetinde asılı dururken, seni toplamak,toparlamak niyetindeyim  
Gece boynundan öper; ben ayak parmaklarımı sayıyorum, annem sayardı 
Gece kalbinden öper; ben dans ediyorum penceremde görüş saatlerinde odama aldığım gecenin kollarında;
Bu evden öpüyorum seni; oturuyorsun hani öyleyse şu andan öperim ben seni  
Önünde tok bir fincan, yudumladığın yerden öpenim seni  
İzmarit kokusu parmakların ve gözlerin; kapana sıkışmış fareler gibi can çekişmelerde, uyuşuk bedeninde can bulmalardayım  
İyi geceler öpüyorum seni
Uyumuyordum hani ben, o geldiğin günden beri; yatakta uyuşur sana uyanır kaldık; sabahlarım ve ben işte bu yüzden akşam saatlerini daha çok seviyorum şimdilerde; akşam vurulduğu yerden kızıl kan akıtmalarda ufka ; ben yaşadığım ız o akşam saatlerimizi özlüyorum 
İri gözlerinde çocuk nefesleri ve o nefeslerin ince ses telleri ; o kirpiklerden tutardın ya hani beni öyleyse dudaklarından şarap içmekteyim  
Uyku satardık, ellerimizle kalp yapar; bardaklara atardık ve sonra yağmur, bardaktan boşalırcasına kalp saçardı k   Ne de güzeldik biz
Yüzünle güzel oldum; gözlerim yeşil saçlarım kızıl, yüzünden öperim seni 
Ben o sessiz yürekte akmayı özledim söylediğim gibi; aka aka özlerim, damar damar özlerim, sus olsan da aksan da özlerim  
''Gittiğimi mi sandın, oysa hep sendeydi aklım; gün olur çıkargelirim gün olur üç gün sonra ordayım; gitme hep ol''
Sen o uyuttuğun, yemek yedirdiğin, banyo filan yaptırdığın 'sen'e dikkat et,
O'na bana baktığın gibi bak  
Tüm bu geceler, evler biliyorsun evimle, sokağımla başı boş kaldım   Serseri hayvanlarım kol gezerken gecenin koynunda çapak gibi evime battım; Dünya haritada kol gezer, volta atar, ipin ucunu arar; hapsolmuş kafesten hücremde, mum yakarım Mumdan kafesler gibi hücremi de yakarım…
Her hücremde varsın  
Dünya, üstünde yılların ağır izi
altında kalmış sızısıyla kalbine lav pompalar ; söylemiştim 
Müstakil çığlık, sokakta ışık, şık
sokakta başlı başıma bir ev tuttum  
Gecenin soğuk yorganı ılık rüzgar altında üstüme titrer; annem titrer  
Seviyorum seni; gökkubbenin sıcak avcunda uykusunda dönen Dünya gibi; voltadan görüş saatleri atmak gibi; geceler boyu başımda türlü zenginlikte ışık oyunlarım ve ayak parmaklarımla; evimle, başım boş kalarak seviyorum
Dilimin ucunda; soğuk tat, aşırı doymuş şekerli çayda kahveni yudumlar gibi; çardakta, orda, burda ve yarın seviyorum
Müstakil yalnız Dünya, kalbine lav pompalarken seni Dünyam kadar anlayabildim; bir Dünya da özledim  
Saçlarım kızıl cık sopası kızıl bir yalnızlıkta
ve bakarlar
saçlarıma bakarlar sonra; güneş yanığı saçlarıma, kızıl sularıma değmek için yaparlar bunu çünkü her sabah suya değdiğim yerde kan ağlar Güneş; kızıllar batar bir yerlere ve saçlarıma değmek için Güneş yanığı saçlarımda dövünmeye bakarlar, bakarlar 
duvara düşmüş gölgem ve üstünde uyuduğum yatak; yapayalnız iki kişi; bir Dünya bekledim ben seni
Seni çok  
|