08-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bu Bir Mesaj Değil Gülüm
bu bir mesaj değil, bağışla gülüm!
bilsen seni nasıl özlüyorum  
canımın cankuşusun sen! 
çakırdikenimsin yüreğimde; acısına alıştığım,
hep orada kalmasını istediğim  
elimi uzatmaya çekindiğim 
çıkmasından korktuğum  
İltihapsın sen! ama ilaç sürmüyorum  
iyileşme sakın!
kana dur yaralarımı, kurtlan istersen!
irinlerinde düşeyim hasretine  
varsın uykularım kaçsın,
varsın artsın sayıklamalarım ,
varsın tavanlar yıkılsın üstüme,
gök boşalsın  
duydun mu?
'mayısta kar yağmış' diyorlar,
'don çalmış' diyorlar yaprakları birde  
oysa mayıs nerde, ben nerde! 
ben hazandayım; ekimde yani
karın yağması daha muhtemel mevsiminde! 
bak!
göçü yarıladı kuşlar  
ben,
arta kalan kanatlarına takılıyorum  
sana geliyorum onlarla,
uzak mı yolların? 
bence değil! 
yol yok ki aslında! 
biziz onu kıvrım kıvrım dağlara dayayan,
biziz onu ovalar boyu toprağa uzatan,
biziz onu dar geçitlerde bitiren,
dehlizlere süren,
barikatlerde düğümleyen  
hasreti de biz yarattık aslında!
kayıverdi yüreğimiz arka sokak sevdasına  
arka sokakta bir ıhlamur ağacı
yaydı kokularını, gençlik geldi aklımıza
çok özlemiştik değil mi?
geçtik altından  
bir rüzgardı işte esiveren
düştü taç yaprakları topraklara, sulara   
hayır!
onları biz serptik avuçlarımızla 
beyaz bir nilüfer gibi nazlanır dururlar dalgalarda 
uzan kıyılarıma!
buradayım işte! 
tükettim yolları hasreti bitirdim  
gel yanıma!
sana mesaj yazmıyorum
bağışla beni gülüm!
çünkü
cümle kurma özürlüsüyüm 
nerede büyür harfler, nerede küçülür
nerede nokta,
nerede virgül,
nerede üç nokta düzülür  
kelimelerse kırlangıç; tutamıyorum  
hecelerimi kurtların yedi bitirdi, beni de özlemin  
bırakıp gidemiyorum 
bu bir mesaj değil gülüm!
açmamıştım daha kalem uçlarını,
defter yapraklarını  
‘alo! ’ diyemeden sana
kontörü bitti telefonumun,
süresi geçti net bağlantımın,
çoktan unuttum mektup yazmasını  
açma televizyonu!
haberler sansür  (!)
bu bir mesaj değil gülüm!
ağzım söz öksüzü,
tenim yitik zaman  
‘beni sev’ demek kuşlara özgüydü,
onlar da gitti buradan  
artık resmimi çekiyor toprak,
baş ucunda bir mermer olacak, karadan  
yada tahta bir perde
iki tarih yazacak üstünde, (parantez içi)
ilki seninle doğduğum gün,
ikincisi;
öldüğüm gün sensizlikte!  
yani,
beşinci mevsim sadece  
gerisi;
ne çiçek açmış ıhlamur ağaçları  
ne yaşanmış arka sokak sevdası  
ne de
‘beni sev! ’ demiş minik serçe  
bitmiş mesaj,
bitmiş mevsimlerin seninle başlayanı,
bir resim kalmış yalnızca
dört yanı taş çerçeve 
|
|
|