Konu
:
Bir Masal Artığıdır Aşkı Yaşamak
Yalnız Mesajı Göster
Bir Masal Artığıdır Aşkı Yaşamak
08-26-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Bir Masal Artığıdır Aşkı Yaşamak
Sana kurulmuş saatlerin zembereğine yağmur düştü ıslandı anılar
Yasaklı günlerin prangaları eskidi gülüm yokluğunda neredesin yar
Hicran yüklü gemilerimiz fırtınaya tutuldu alabora oldu bak aşklar
Bir masal artığı oldu aşkı sensiz yaşamak tükeniyor yârim umutlar
Suskun günlerin özlem kokulu yastıklarına düşünce yalnızlığın gölgesi biz ağrılı parçalara verirdik tüm dikkatimizi
İçli dalgalar çarpardı içimizin tortulu kayalarına umarsız bilmecelerde kaybolarak uzaklara gideriz ve çekip giden günlerin arkasından sessiz ağrılarla el sallarız
Yorgun geceler kalır karanlık içimizi yakarken ve dudaklarımızdaki özlem isimsiz bir şarkının adıdır sular kayar gövdemizden ve işte o an bir ateş avuçlarımızdaki kabullenişin tortulu anahtarıdır
Geceler sürüp yanağına uzanınca yokluğumun soğuk yatağına ben kırık bir kürek olurum uzaklarda kendime
Yaşanmışlıkların kirli yataklarına güneşi geç alırsın ellerin yalancı sözcükleri ayıklar günün tepsisinden
İşte öylesi anlarda serseri sözcükler toplarım sana
İçimdeki öfkelere geçmez kadın sözün ve kanar usul usul özün
Savruk bir kaçışa vururum birden ayaklarımı sen suskun bir gemi olup kendini taşırken içinde bir tek kendini
aşk oluruz yeniden avuçlarımızdaki güvenin ateşiyle
Hüzün damlayan kurnalardan tas tas sevinç dökerdin sen bedenine ben imkânsız titreyişlerle seni sararken
Örtüp yalnızlığın yorganını üzerine eskimiş zamanları nefeslerdin içinde
Saçlarından inerek bedenini gezerdi ve mermere dökülürdü sular
Tutkulu inleyişlerinle kabına saklanırdı o muhteşem yapılar
Bir zaman düşünün içinde sen şaşkın bir nidayla bana dönerdin yüzünü inanamazdın gördüklerine
Yaşam kıyaslamaların başlardı ardından bir sevinçle can olurdun şiirlerime
Gecenin öte yakasında değerdi ellerin ellerime işlerdi uzaktaki sesin içime
Ben yüreğimin sesini dinleyerek geceden korkan çocuklar gibi haylaz umutlarımı lime lime ederek okşardım kendi tenimi ve sorgulardım hayatın gerçeğini
Bir iç çekişin asılı umutlarına tutunarak pencereden uzakları gözler yıldız ışıltılarıyla yönünü arayan bir kadının hüzün kıran yalnızlığını izlerdim
Yel okşardı aşkın perdelerini umarsız bir hasretin dalından aşk düşerdi zamansız
Bir gül mevsimi daha geçti gülüm bak geriye dönüp bakınca üzülmek kar etmiyor ah bir kez bile yaşayamadığımız güze
Enginliğini özleyen bir denizin çarşaflarını toplardı gün sorgusuz düşen ayrılık tetiklerini yağmur ıslatırken
Bilmelisin ki aşk bakışlı ?törpü gönülsüz kaldıkça kendini kemirir gönül kırıldıkça aşka törpülenir ve hayat üç vakitte açan güller gibi toprağa yakın bir düş sahnesidir'
Mevsimlerin hovarda geçişleriyle hıçkırık titremelerine tutulduğumuz anlarda zorlu bir düşünüşün sahnesine kurulurduk
Yol yorgunu gövdemizi dayayınca mutluluğun sıvasız duvarına saray olurdu bir karışlık yer
İçimizdeki o argın beklentiler takılırdı bir saatin yelkovanına ve akrep saklanırdı kendi yazgısına umutları alır götürürken yüreğimizdeki ter
Her yalnızlık kendi darağacını kurar umutsuz yaşayanlara yetmez olunca ağlamaktan gözlerden çekilmiş olan fer
?Bir masal artığı belki de aşkı sensizken yaşamak' Biliriz ki her fırtına önce kendi tozunu yutarmış ve her yalnızlık gökyüzünde sığınacağı yerleri bunun için ararmış
Biz ikimiz hüzünle aynı renkten oluşan bir yalnızlığın mevsimlerle demlenişinden döküldük bardaklara yudumladıkça aşkı yoldaş olduk hüzünlerle biçimlenmiş başkaldırılara
Yaşamın merdivenlerini adımladıkça kaygısız düşünüşler ektik ömür ovalarına
?Her fışkın yeni bir umuttur' dedik ve biz o umutlarla sarıldık yine de bir ömrün yaşanası hatıralarına
Islak bir çizginin damarlarında yürürken biz içimizdeki yol haritalarına takılır gözlerimiz
Yırtılıp bir köşeye atılan yaşanmamış günlerin artıklarıyla haykırırız yeniden bir düşe uyanmak için
Her çabamız yaşam gibi gülümser yüzümüze ve defalarca dönerek kendimize aşk süreriz incinmiş yüreğimize
Gölgeler kayboluşların dehlizlerinde yolunu ararken ve anılar hicranlı bir düşünüşün kitaplığında saklanırken aşk dökülür saçaklardan ve sızarak kaybolur gün yanığı topraktan
Sensizken bilmelisin ki yerine konulamayacak hiçbir gece
Sensizken gül yüreklim sallanır göğsümdeki yürek dudağımdaki sözler gibi içten içe
Salınır ruhumun yaralanmış ovaları bir düş yumağı gibi engine dökülür damarlarımdan bu aşkın en hazin gülleri yaprağı döker bilinmez bir menzile
Biliriz ki hep olmazlar çizecek yolumuzu giden ve bir daha gelmeyen günlere açarken biz üşümüş ellerimizi güneşe
Haylaz sorguların vebaline tutunarak hep birbirimizi düşünecek ve aşkın göğsündeki huzuru çaresiz kaldığımız anlarda iksir gibi yudumlayacağız bir nefeste
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul