08-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Gölün Gösterdikleri
Gözüm kara görmez dibimdeki parlaklığı
Sırtımda iradesizliğin saldırgan kumaşından yapılma ceketim
Oturuyorum bir göl kenarında
hayatın güzelliği cıvıltıları hala kulağımda,
Sırtımda ceketim oturuyorum bir bankın ucunda
Bir yıkıntı: gölün bana gösterdiği
Savaş, intikam, yenilgi
Kaybedişin tüm resmi argümanları
Ve yoksun diye haykıran
Egemen varlık zaferlerinin ortasında,
Gözyaşı kurumuş sessiz bakan bir çocuğun Kumaşından
sırtı ceketli bir resim
Gölün bana gösterdiği
Oysa yenilirken ve yenildiğinde
Hatırladığın ve bildiğin dünya
İşte hala aynı dünya
Gölde yıkanmaktan bıkmayan
-Ne yapsın adı kara- karabatak da,
Arkamda -babasından habersiz-babasıyla oynaşan çocuk da
“amca dese, gir içeri” beklentisinde
hayatın güzelliği cıvıltıları kulağımda
Sırtımda ceketim oturuyorum bir bankın ucunda
Gözüm kara ve gittikçe kararıyor 
Uzanmak istiyorum banka
Ceket; ağır geliyor bu sıcakta
İntikam hırs aşk ve savaşkanlık
Yeminler yeminler yeminler…
Öğrenilmişliği kazanma ve varolmanın
Bitişik egemenliğini
Gözüm kara ve gittikçe kararmakta
Ağır geliyor sözlerimin anlamı
Göl bir resim gösteriyor bana,
Uzanıyorum banka
Sıcaktan giymediğim ceketi , Üşümeyeyim diye
Üstüme örtüyorum
 
Kendinden nefretin, aşkla kılıç muharebesi
Hayat ve hayata isyanın varoluşcu pratiği
Ve bir ölüm
Düşman,
Hiç olamadığı kadar kendisi
Ve hep nefret ettiği kadar
Sıcak duşun altında saatlerce ağlayanın
Yarım saat sonra buz gibi suda kendisine gelmesi
Ve bir silkiniş,bir isyan,bir nefret
Ve gözün kısılmışlığında görülen kinin
İnsanın yine ta kendisi olduğu gerçeği,
Bu cengin yapıtaşları
Düşman
Gözbebeğinde parlayan o bebeğin,
-O yokedici ve görkemli bebeğin-
Aşkın kalıcı izi olmuş olduğu gerçeğinin,
Katlanılmazlığı
Ve katlanılmazlığı aşkı bu hale getiren bedenin
Varoluşunu aşkla tanımlayan bu ruhla bütünleşemeyeceği gerçeğinin
Düşman hiç olamadığı kadar kendisi
kurulsun cenk meydanı
Bir müzik: hem gölgeyi hem dansı ve hem de kızılı anlatan
Gözalıcı bir yokoluş
Bir görkemli veda
Hakediyor kaybeden
Düşmanın gözünün içine bakıyorlar
Her iki gözde kısık ve kazanacağından emin
Başlasın müzik 
Kendinden nefretin, aşkla kılıç muharebesi
İki tarafta kendisiyle mücadelenin sonunda
Saflar net, kılıçlar keskin
kılıçları incelten:
Aşk ve Karanlıkta gölgelerin dansı
Kendinden nefret
nefretlik bir benin, yaşamın ucuna yolculuğu
Ve dans gölgelerle
Düşmanın gözbebeğinde her ikisi de
Gördükleri yokedici ve gözalıcı bir bebek
Varoloşa yüklenen anlamın
Gözüne değen o iz
Çakmak çakmak çakan
Yokedici ve gözalıcı
O yiten aşk
Aşkı öldürmeye çalışıyor her ikisi de
Her ikiside bir gözbebeğine çekiyor kılıcını
Sanıları ve İstedikleri :
“o gözbebeğinde ki
O bebeğin yapabilecekleri;
şeytanın ta kendisi olduğunu
ispatlamış olma savaşı,
bir kurtuluş savaşı ”
Gerçekten uzak, gerçeğe isyan
Bir dans
Aşkla tanımlanmış varoluşların
Aşkı öldürme hıncı gözbebeklerinde ki şeytan
Hiç bir aşığın gözünde bir gün daha
Yaşamaması gereken o iz :
Katlanılamaz yenilgisi varoluşun
Cervantesin aşkı bu
Bir aşkla varoluşun
Sahte aşkla savaşı
Bir “Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk” diyenin
Ancak Bir varoluşçuda görülebilecek Gerçek Onur savaşı
Ve katlanılamaz gözüne şeytan girmiş bir aşka bir gün daha
Dans devam edecek ve
bir boşluk kaplayacak gökyüzünü
Gözler kısıldıkça artan ellerinin parlaklığıyla
Kılıç savuruyorlar birbirlerine
Gördükleri parlaklığı yok etmek istiyorlar artan hınçlarıyla
Kılıç savuruyorlar birbirlerine
Cervantesin olmayan yılgınlığıyla,
Tutunmayanın evet isyanıyla
Kılıç savuruyorlar birbirlerine
Biliyorlar aşk ölecek
ve varoluş ta
Gözalıcı bir yokoluş
Bir görkemli veda
Hakediyor kaybeden
Gerçekten uzak, gerçeğe isyan
Bir dans
Kılıçlar salınıyor havada
Müzik görkem ve karanlık tam kıvamında
Kılıçlar sallanıyor havada
Aşk ve aşık ve maşuk
Hepsi burada
 
Toparlanıyorum kalkamadığım bankta
Bir sigara yakıyorum
Ceketi katlayıp yanıma oturtuyorum
Çocuk hala çocuk
Ve karabatak sanki hiç suda değilmiş gibi
Suya dalmaya devam ediyor hala
Ceketi bankta unutuyorum
Ağzımda sigara
Boşluğa yürüyorum
|
|
|