08-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Adı Ayrılık Olsun
Aslında; hiç de güzel olmayan bir manzaraya
Bakıyordu pencere, sıcağı ve gürültüyü taşıyordu
Kimin umurundaydı ki, yangın merdivenine açılması
İkisinden başka kimseler yoktu, belki de vardı  
Yeşili ve maviyi görmenin imkansız olduğu,
Olabildiğince çarpık ve de kirlenmiş binalar doluydu
Az da olsa görüne biliyordu, başlarını kaldırdıklarında gökyüzü
Beyaz bir dolunay ve tüm şehirlerdeki gibi parlamaya devam eden,
Bir dileğin birlikte tutulması için kaymaya hazır bekleyen yıldızlar  
Henüz hava kararmamıştı, onlar için her şey gökkuşağıydı
Onlar ağlayarak girdikleri elma bahçesinden,
Elmaların en güzellerini gülümseyerek sundular
Yüreklerinde tuttular mavilikleri, bir okyanus yarattılar  
Yeşili armağan edip, dans ettiler yunuslarla 
Sokaklar aynı sokaklardı, onlar bambaşkaydı o gece
Şakalaşan, bağıran, şarkılar söyleyen, hatta dans eden
Bizim insanlarımızdı ama onların basmıyordu ayakları yere
Çekmeselerdi kanatlarını, seyre çıkmasalardı,
Bıraksalar kanat takıp uçacaklardı kuleden
Parkta bir kuğuya isim bile koymuşlardı yada koymuştu
Kendilerine gelince koyamadılar adlarını, korktular  
Zaman dilimi yoktu onlar için, hiç de umurlarında değildi zaten
En güzeliydi, dopdolu, yaşanası bir o kadarda kısaydı vakitleri
Sığdırmalılardı kısacık vakitlerine, doğanın tüm renklerini  
Rüzgar taşıdı onları ayrılık noktasına, yağmur yağdı
Sel olup ayrıldılar, gözler aradı, yürekler buldu  
Bir kitap düştü yere, ayrıldılar  
“Sudaki karıncanın; tutunduğu dalı sevmesi gibi
Seviyorum seni”
Dedi kadın  duymadı adam  gitti
|
|
|