08-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Yokulugun Varya
akıllara ziyan geliyor,
tıka basa tımarhaneler
Mazhar Osman’ı arıyor
ziftlenmiş zavallı zihinler
Aşk a kilitli bütün kalpler
sevda virüsü saldırıda
salgın kenti aşmış
dünyaya yayılmakta  
Sevdalıları imha ediyor askerler
salgın bulaşıcı
aşıkların sayıları arttıkça
yok olacak evren,
satılık aşklar sahibinden devren
ama alan yok
´´ nasıl aşık olunmaz´´
dersleri veriliyor
kenar, köşe, her bir adım kalpte
Her şey şer, her şey saçma
anlamsız, mantıksız
her ne oluyorsa
vallahi senin yokluğundan oluyor
Yokluğun var ya  
dermanı dermansız yapan yokluğun,
yokluğun açlık,
yokluğun soğuk,
yalınayak yetimin gözyaşı yokluğun  
Yokluğun var ya  
öksüze atılan şamar,
yetimden esirgenen sevgi,
kelime-i şahadet için saklanmış
son nefesi çalan adi hırsız yokluğun  
bakire kalpleri dul eden virüs yokluğun
dünyamı metrekareye sığdıran
mercek yokluğun  
Yetmez! daha anlatayım mı?
Yokluğun var ya  
tat alma duyumu bozan,
dünyayı gözümde kıyamet kılan
yokluğun var ya  
yaşarken ölümle metres kalmak,
ölememek sürünmek,ziyan olmak,harcanmak yokluğun
Hiç bir zaman terk edişini
hazmedemez bu yürek
metresimle nikah kıyana dek
peşimi bırakmaz yokluğun
Yokluğun yokluk, yokluğun açlık,
kanatsız kuş yokluğun,
sinsice katlettiğin
aşkımın çığlığı yokluğun
Yokluğun var ya  
sırat köprüsünden geçmeye bir adım kala
uçurumdan düşmek yokluğun
yokluğun boşluk, huzursuzluk,
bir lokma ekmeği boğazıma dizen
zehir zıkkım,
akla zeval yokluğun  
Senin yokluğun var ya    
|
|
|