Konu
:
Büyük Bir Aşkın Öyküsü :(
Yalnız Mesajı Göster
Büyük Bir Aşkın Öyküsü :(
08-26-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Büyük Bir Aşkın Öyküsü :(
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez
Biri tıpta okuyordu öbürü mimarlıkta
O ilk karşılaşmadan sonra bir kere bir kere bir kere daha karşılaşabilmek için hep aynı saatte aynı duraktan aynı otobüse bindiler
Gençtiler çok genç
Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başrdılar
İkisi de her sabah otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında
Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti otobüse kız ise ablasında
Sırf birbirilerini görebilmek için her sabah erkenden evlerinden çıkıp şehrin öbür ucundaki o durağa onların durağına geldiklerini gülerek itiraf ettiler bir süre sonra
Okullarını bitirince hemen evlendiler
Mutluydular hem de çok mutlu
Bazen işsiz bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar
Ayın sonunu zor getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep mutluydular
Zaman aşımına uğrayan alışkanlıklara yenik düşen banka hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki
Günler günleri yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü büyüdü
Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı
Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk sahibi olmayınca "bütün mutlulukların bizim olmasını beklemekbencillik olur" diyerek devam ettiler hayatlarına
Çocuk yerine sevgilerini büyüttüler
"Senin için ölürüm" derdi kadın sımsıkı sarılıp adama ve adma "Hayır ben senin için ölürüm" diye yanıt verirdi hep
Bazen eve geldiğinde aynanın üzerinde bir not görürdü kadın "Bir tanem kütüphanenin ikinci rafına bak
" Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not olurdu "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın okuya okuya koşturan kadın sonunda kimi zaman bir demet çiçek kimi zaman en sevdiği çikolatalar kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı
Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten
Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların ortalarına geldiklerinde daha az çalışmaya karar verdiler
Adam hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı
Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı
Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı
Bir gün sahilde dolaşırken harap durumda bir ev gördü kadın üzerinde "satılık" levhası asılı olan
"Ne dersin bu evi alalım mı?" dedi adama
"Bu viraneyi yıktırır harika bir ev yaparız
Projeyi kafamda çizdim bile
Kocaman terası olan martıları kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı
" "Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?" diye yanıt verdi adam
"Amerika'daki tıp kongresinden döner dönmez ararım emlakçıyı
Kaç para olursa olsun burası bizimdir artık
" Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken
Her gün her saat konuştular telefonla
Gözyaşları içinde kucaklaştılar havaalanında
Fakat birkaç gün sonra kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın
Eskisi kadar mutlu görünmüyor konuşmaktan kaçınıyordu
Onu neşelendirmek için sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevapaldı: "Canım o ev bizim bütçemizi aşıyor
Sen en iyisi o evi unut
" Mutsuzluk mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı daha da çekilmez gelir
Kadın hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri
Derdini söylemesi için yalvardı adama "Senin için ölürüm biliyorsun ne olur anlat" diye dil döktü boş yere
Yıllardır sevdiği adam duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki
Ona ulaşmaya çalıştıkça beton duvarlara çarpıyordu kadın her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği
Bir gün çocukluğunun gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken "Artık dayanamıyorum sana söylemek zorundayım" diye sözünü kesti arkadaşı
"O seni aldatıyor
İş yerimin tam karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor her öğlen
Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya geziyorlar "Sus sus çabuk duymak istemiyorum bu yalanları" diye bağırdı kadın
Onca yıllık arkadaşını kendisini kıskanmakla suçladı
Ertesi gün öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece masal olduğunu anladı
Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen
Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını gördü adamın
Akşam kocası eve gelir gelmez bazen bağırıp bazen ağlayarak bazen onasımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi
İnkar etmedi adam
Zamanla duyguların değişebildiği insanların orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden
Kapıdan çıkarken "son bir kez kucaklamak isterim seni" diyecek oldu ama kadın "defol" dedi nefretle
İlk celsede boşandılar
Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına kimse inanamadı
Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın
Adamın sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi
Bazen yalnız kaldığında onu hala sevdiğini hissedince ağlama nöbetleri geçiriyor aşkın yerini en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu
Aradan bir yıl geçti
Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile kadının derdine çare olamamıştı
Bir sabah ısrarla çalan zilin sesiyleuyandı
Kapıyı açtığında karşısında o kadını gördü
"Sen buraya ne yüzle geliyorsun" diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı
"Lütfen içeri girmeme izin ver mutlaka konuşmamız gerekiyor
" dedi genç kadın
Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: "Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında
Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü
Geçen yıl Amerika'daki kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını
Buna dayanamayacağını hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini biliyordu
Seni kendinden uzaklaştırmak için benden sevgilisi rolünü oynamamı istedi
Ailesine de haber vermedi
Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını yaydı
Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karşısında bir ev tutmuştu
Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı
Gece fenalaşmış bakıcısı beni aradı son anda yetiştim
Sana bu kutuyu vermemi istedi
" Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını biliyordu kadın
Hemen oracıkta ölmek istiyordu
Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi
İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu kutuda
İlk kağıtta "Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem" diyordu
Sırayla okudu; "Seni çok sevdim" "Seni
sevmekten hiç vazgeçmedim" "Senin için ölürüm derdin hepdoğru söylediğini bilirdim
" "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi bana söz vermeni istiyorum
" "Benim için yaşayacaksın anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın
Ve son kagitta sunlar yazılıydı:
"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım
Kocaman terasta
martılarla kahvaltı ederken ben hep seni izliyor olacağım
"
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul