Konu
:
Cografya Ve Gelismesi
Yalnız Mesajı Göster
Cografya Ve Gelismesi
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Cografya Ve Gelismesi
Geçmişte coğrafya farklı kimselere farklı zamanlarda farklı şeyler ifade etmişti şimdi de farklı şeyler ifade etmektedir
Bazılarında uzak yerler ile ilgili imajlar uyandırıp
hiç kimsenin gitmediği yerlere giden cesur kaşifleri hatırlatırken; diğer bazıları içinde coğrafyacı
dünyanın en uzun nehirleri
en yüksek dağları
en büyük şehirleri hakkında ansiklopedik bilgidir
Coğrafya en eski inceleme alanlarından birisidir
İlk coğrafyacı da
diğer tarafta ne olduğunu görmek için bir ağaca tırmanan veya bir akarsuyu geçen insandı
Belki de o kişi hala coğrafyacıların sordukları o soruları kendi kendine sormuştur; orası neresi ve orada ne var? Coğrafya da temelde insanın kendi yapısında bulunan
kendilerininkinden başka ülkeler
yerler hakkındaki eski ve gidilemez merakın ürünüdür
Coğrafyanın ortaya çıkması insanoğlunun kendi çevresi ve başka yerleri tanıma merakının sonucunda olmuştur
Bu kişisel merakın coğrafya olarak nitelenebilecek çalışmalar haline gelmesi M
Ö
1
yüzyılda olmuştur
Bundan önceki çalışmalar dünyanın tanınması
ölçülmesi
tasvirleriyle ilgili genel çalışmalardı
İlk Yunan yazımlarında bu çalışmalar üç grup halinde görülmektedir:
· Topografik Gelenek-yeryüzünün ve üzerinde yaşayan insanların tasviri
· Matematik ve Astronomik Gelenek-yeryüzünün çeşitli kısımlarının ölçümü
· Teolojik Gelenek-insanın yeryüzünde varoluş nedeni hakkındaki soruların yanıtlarının bulunmaya çalışılması
Topografik yazımların tümü Herodot’un (yaklaşık M
Ö
485-425) Tarihler adlı yapıtında birikmişti
Değişik yerler ve insanlar hakkındaki merak coğrafi bilgilerin artmasını sağlamıştır
Topografik çalışmaların yanında yeryüzünün ölçülmesi ve astronomi de gelişmeye başlamıştır
Tales güneş sistemini incelemiş çeşitli ölçümler yapmıştır
Pisagor dünyanın bir ateş etrafında başka gök cisimleriyle birlikte dönmekte olduğunu ileri sürmüş ve gök cisimlerinin yuvarlak olma olasılıklarının daha fazla olacağı üzerinde durmuştu
Dünyanın yuvarlaklığı Plato (yaklaşık M
Ö
427-347) tarafından derinlemesine incelenerek ortaya konulmuştur
Topografik ve astronomik hesaplar teolojik gelenekle sıkı sıkıya bağlantılıydı
Dünyanın büyük güç tarafından bir yaratılış amacı ve bir düzeni olduğu; çevrenin insan üzerinde bir etkiye sahip olduğu ve insanın da çevreyi değiştirdiği inancı vardı
Helenistik Çağın sonuna doğru
Roma İmparatorluğu’nun güçlenmesiyle coğrafi bilgiler de artmaya başlamıştı
Yunanlı Strabo’nun (yaklaşık M
Ö
60-M
S
21) dünyanın tasvirlerini içeren 17 ciltlik çalışması Geographia’nın çıkmasıyla coğrafya “kendi yaşayan ifadesi”ni bulmuştur
Bundan sonra Plinius’un (M
S
23-79) Doğal Tarih adlı çalışması önemli bir çalışmadır
Burada yerküre bir astronomik konum içinde ele alınarak “dünyanın ve elemanlarının bir dökümü” yapılmıştır
Batlamyus (M
S
90-168)
Strabo ve Plinius’un çalışmalarına zıt çalışmalar yapmıştır
Çalışmasında belirli yerlerin çeşitli özelliklerinin hesaplanmasıyla ilgili matematik ölçümler (enlem
boylam vb
) ağır basmaktadır
Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden
Avrupa’da aydınlanma çağı olan 15
yy’da Rönesans çağına kadar uzun bir dönem boyunca batıda çok az coğrafi bilgi birikimi olmuştur
Bu yüzden de Batlamyus’un coğrafyayla ilgili kitabı 1406’da Latince olarak tekrar ortaya çıktığında bile hala coğrafi bilginin en yetkili tek kaynağı olarak kabul ediliyordu
Strabo ve Batlamyus’un coğrafyaları sayesinde klasik dönemin coğrafyası ortaçağda da hayatta kalabilmeyi başarmıştır
476’da Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle Avrupa’da “karanlık çağ”a girmiş
coğrafyası da bundan etkilenmiştir
Birçok çalışma yok olmuş ve de tahrip edilmiştir
Doğu Asya’da ise askeri fetih amaçlı coğrafi bilgiler artmıştı
Avrupa karanlık çağı yaşarken Çin’de geniş bir coğrafi literatür birikmişti
Haritacılık da büyük ilerleme göstermiştir
İslam dininin yayılmasıyla coğrafya biliminde bir başka büyük gelenek ortaya çıkmıştı
Yunan ve Roma eserleri Arapça’ya tercüme edilmiştir
Yapılan fetihler
doğuyla ticari ilişkiler nedeniyle Çin’den gelen kültürel ve bilimsel etkiler coğrafi bilgilerin artmasını sağlamıştır
Mekke’ye yapılacak hac ziyaretleri için çeşitli bilgilerin sağlanması gerekli olmuştu
Bu sebeple sayısız rehber hazırlanmıştır
İslam coğrafyacılarının ilk çalışmaları öncekilerden yapılan alıntılardan oluşuyordu
El Mukaddisi’nin (M
S
945-988) çalışmalarıyla yeni bir bakış açısı gelmiştir
Yazdıkları tamamen kendi deneyimlerine dayanıyordu
El İdrisi (1099-1180) Avrupa hakkında bilgi toplamış
dünyanın diğer kesimleriyle birlikte bir harita hazırlamıştır
Arap gezginleri arasında en tanınanı İbni Batuta’dır (1304-1368)
Hindistan
Anadolu
Batı Afrika ile ilgili tasvirleri hem çok ayrıntılı hem de çok önemlidir
İslam coğrafyacıları dünya hakkında topografik hesaplar ve kartografik tasvirler kadar
astronomik çalışmalar da yapmışlardır
15
yy
’ın başlangıcında Avrupa’daki Rönesans ve Keşifler Çağı olarak bilinen kültürel yeniden uyanışla birlikte Avrupa tekrar coğrafi bilginin merkezi haline geldi
Araştırma ve fetihler yoluyla bilinen dünyanın sınırları iyice genişledi ve o kadar çok yeni coğrafi bilgi Avrupa’ya taşındı ki Avrupalılar bunları kataloglama ya da organize etmek için yeni yöntemler bulmaya çalıştılar
Bu sırada esas olarak Almanya’da modern coğrafya çalışmaları ortaya çıkıyordu
1650’de Bernhard Varen’in Geographia Generalis adlı eserinin yayınlanması ile coğrafyanın şekilsel olarak sınırları belirlenmiş ve coğrafya kozmografi teriminden ayrılmıştır
18
yy
’ın ikinci yarısında Almanya’da coğrafi uygulama ve teoride ikinci bir atılım ortaya çıktı
Anton Friedrich Bösching (1724-1793) Yeni Dünya Tasviri adlı eserinde yeryüzünün korografik ve topografik en doğru tasvirini arama çabaları göstermiştir
Bu eserdeki bölgesel tasvirlere ilk kez nüfus yoğunluğuyla ilgili istatistiklerin de katılmasıyla eser ayrı bir önem kazanıyordu
Alman filozofu Immanuel Kant’ın teorik düzeydeki çalışmaları coğrafyanın gelecekteki gelişmesi üzerinde çok etkili olmuştur
Ona göre tarih olguların zamanla ilişkili olarak incelenmesi
yani kronoloji ise; coğrafya da olguların mekanla bağlantılı olarak incelenmesi yani korolojiydi
1802’de yayınlanan Fiziki Coğrafya adlı eserinde fiziksel coğrafyayı dış duyular
insanı da iç duyular içinde tutarak çözümlüyordu
Bu iki tür duyu yoluyla elde edilen algılar insanın dünyaya ilişkin tüm ampirik bilgisini sağlıyordu
Kant
coğrafyayı mekansal kalıpların –bir yerden diğerine olan benzerlik ve farklılıkların- incelenmesi olarak
yani bugünkü anlayışa yakın bir şekilde tanımladı
Kaynak:
http://www
sanalforum
biz/cografya/3
gelismesi
html
19
yy
boyunca bilimsel coğrafya olayların dağılış nedenlerini araştırarak her zamankinden çok daha canlı bir şekilde gelişme olanağı bulmuştu
Bu sırada iki Alman bilim adamı Alexander von Humboldt ve Karl Ritter çalışmaları ile modern coğrafyanın temellerini atmış ve eski tasvirci coğrafya ile modern analitik coğrafya arasında bir geçiş oluşturmuşlardır
Humboldt
geniş seyahatler yapmış
fiziki coğrafyanın yanında
insanın ekolojik sistemin bir parçası olduğu inancını da ortaya koymuştu
Coğrafyaya asıl katkısı “neden ve etki” ilişkisine dikkat çekmesiyle olmuştur
Bazı fiziksel olayların mekansal açıklamasını araştırırken coğrafyayı keşfetmiştir
Daha çok olguların düzeni ve sınıflandırılmasıyla ilgilenmiştir
Tutkulu bir bitkibilimci olarak da coğrafyaya doğa bilimlerinin sınıflandırma yöntemini getirmiştir
Ritter
beşeri coğrafyaya bir bilim ruhu kazandırmış ve insanların mekansal davranışlarının yasalarla açıklanabileceğine inanmıştı
Tarihten esinlenmiştir
“Doğa ve Tarih” sürekli birbirine bağlanan
düşüncelerinin durmaksızın gidip-geldiği iki terimdi
19 ciltlik muazzam eseri Die Erdkunde (Coğrafya) ile ün yapmıştır
Humboldt ve Ritter modern akademik coğrafyanın kurucusu
günümüz coğrafyasının “büyükbabaları” sayılmaktadır
1859’da Charles Robert Darwin’in (1809-1882) Türlerin Kökeni adlı kitabının yayınlanmasıyla Humboldt ve Ritter dönemiyle bir sonraki bağlantı sağlanmıştır
Evrim teorisi 19
yy
’ın ikinci yarısı boyunca yavaş yavaş benimsendiğinde
coğrafyacılar “insanlar ve onları çevreleyen ortamlarının yüzyıllar boyunca yerden yere ve zamana göre değiştiğini
bir evrim geçirdiğini” kabul etmişler ve Darwin’in doğal seçim üzerine olan görüşlerinden de genel bir “insan-yer ilişkisi” teorisinin çıkarılabileceğini görmüşlerdi
19
yy
sonu ve 20
yy
başlarında bazı coğrafyacılar insan faaliyetlerinin ve başarılarının fiziki çevre tarafından kontrol edildiği sonucuna varmışlardı
İnsanlar ve habitatları arasındaki çevreci determinizm olarak anılan bu yorum özellikle Amerikalı coğrafyacılar arasında 1920’ler öncesinde çok tutulmuştu
Coğrafyacı Friedrich Ratzel’in bu görüşün yayılmasında rolü büyük olmakla birlikte
çevreci determinizm en çok başka üç coğrafyacının adıyla özdeşleşmiştir:Semple
Huntington ve Demolins
Kaynak:
Coğrafyanın ortaya çıkışı ve gelişmesi - Coğrafya
Bu sırada Fransa’da çevreci determinizmden etkilenmeyen coğrafyacılar ortaya çıkmıştı
Paul Vidal de la Blache’nin önderliğindeki Fransız coğrafyacılar beşeri coğrafyada öncü çalışmalar yapmışlar ve fiziksel çevrenin insana
kendi habitatını kullanma yolunu seçebileceği çok çeşitli fırsatlar sunduğu sonucuna varmışlardı
1920’lerde ABD’de de çevreci determinizm şiddetle eleştirilmeye ve alternatif fikirler ileri sürülmeye başlanmıştı
Deterministlerin dünyaya yalnızca bir sebep ve etki şeklinde baktıkları ve insanla çevresi arasındaki ilişkiyle ilgili sorulara cevaplarının önceden belirlenmiş ve hep aynı olduğuna işaret ediliyordu
Günümüzde de beşeri coğrafyada insan-çevre ilişkisinde başlıca iki yaklaşım açık olarak gözlenmektedir
1
İnsanın çevre ile ilişkilerinin incelenmesi ve 2
insanın mekanı nasıl kullandığı ve düzenlediğinin incelenmesi
Bunlar
bütün unsurların birbiriyle ilişkili olduğu bir işlevsel bütünlük içindeki iki sistem ya da yapı olarak kabul edilebilirler
İnsanın çevre ile ilişkilerinin incelenmesinde
coğrafyacı
içinde insan ile çevrenin birbirini karşılıklı olarak etkilediği ekolojik sistemin şekil ve yapısını esas alır
İkincisinde
yani insanın mekanı kullanma ve düzenlemesinin incelenmesinde ise coğrafyacı bu kez insanın ekonomik
toplumsal ve siyasal faaliyetleri yoluyla birbiriyle karşılıklı etkilenme içinde bulunduğu mekansal sistemin şekil ve yapısını inceler
Yakın yıllarda insan bilimlerinin geleneksel temel bilimlerle yeniden yapılanmayı sağlayıcı bir mücadele içine girdiği gözlenmektedir
Bu coğrafyaya Schaefer (1953) ile giren ve çok taraftar bulan pozitivizm olarak anılan akımdır
Son yılların
coğrafyada da hissedilen
moda akımı post-modernizmde ise matematik kesinlik yoktur; geçmişteki görüşlerin büyük kısmını reddetmeyi içine alan bir akım olduğu için bazı bakımlardan bu terimin yeni ve farklı olan herşey için kullanılması moda haline gelmiştir
Soja (1989)
Harvey (1989) ve Cooke (1990) tarafından yazılmış yakın zamanlı üç coğrafya kitabı en azından bu konudaki tartışmaların ana hatlarını çizmektedir
1950’lerden sonra “toplumsal yapının ve insan unsurunun rolünün çeşitli yönlerden vurgulanması” olan yapısalcılık ve insan deneyimlerini göz önüne alan ve coğrafyayı beşeri bir bilim dalı olarak niteleyen hümanizm akımları oluşmuştur
Böylece coğrafya pozitivizm
hümanizm ve yapısalcılık olmak üzere üç parçaya ayrılmış oldu
Fakat coğrafyacıların çoğu kendilerini bu üç epistemolojiden birine ait gibi görmüyorlardı
1980’lerde coğrafyanın insanla ilgili konularla açık ya da kapalı ilişkisi üzerine yorumlar artmış
1990’larda da coğrafyacıların en tuttukları konuları doğrudan insanla ilgili olanlar oluşturmaya başlamıştı
COĞRAFYA İLE ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMASI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Tarih boyunca dünya nüfusunun çoğu hep kırsal alanlarda yaşamışlarsa da şehirlerde 5000 yıldan beri var olan ve sanayi devriminden beri var olan ve hem büyüklük hem sayıca muazzam bir gelişme içine giren yerleşmeler olmuşlardır
Bazılarına göre de şehirler daima medeniyetin ışık ve sıcaklığını karanlık ve soğuk dünyaya yayan ateşi olmuşlardır
1994 ün martında dünya şehirsel ve kırsal nüfusunun eşit hale geldiği ve şehirsel nüfusun kırsal nüfusu geçmeye başladığı uzmanlarca açıklandı
Şehirleşme hareketleri sanayi tekniğindeki yeniliklerden sonra büyük boyutlar kazanmıştır
Bu sebepten dolayı şehirler esas itibariyle 21
asrın ürünüdür
Son yıllarda coğrafyacılar gittikçe artan derecede şehir araştırmalarına ve şehirlerin meselelerine dikkatlerini çevirmişlerdir
Böylece şehirlere ait birçok araştırma yapılmaktadır
Bunların bir çoğu doğrudan doğruya birçoğu şehir coğrafyası ile ilgilidir; diğer bazıları ise şehir planlaması
şehir idaresi pazarlama gibi konuları kapsamakta ve bu meslek dallarına coğrafi görüşlerin büyük ve faydalı katkıları olmaktadır
Şehir coğrafyası
şehir sahalarındaki tüm faaliyetlerle ilgilenmektedir
Bu faaliyetler topraktan faydalanma
ticaret ve sanayi gibi çeşitli meslek gruplarını içine almaktadır
Böylece şehir coğrafyasının indirgendiği esas konu
coğrafyasının diğer bütün dallarında olduğu gibi insandır ve insan ile insan faaliyetleri ve yeryüzü arasındaki faaliyetleri incelemektir
Şehir coğrafyası
bir taraftan şehir sahaları dahilinde mevcut olan bu karşılıklı münasebetleri konu edinmekte
diğer taraftan şehir sahaları ile kırsal alanlar arasındaki iki taraflı hizmetleri araştırmaktır
Özellikle bir çok araştırmacı tabi çevre şartlarına büyük önem vermekte
şehirlerde fiziksel ve kültürel değişmelerin bu etmenlere bağlı olarak meydana geldiğini düşünmektedirler
Ancak beşerin kendisi en önemli muhit şartıdır
Günümüzün teknik gelişmesi karşısında
tabii muhit insana tahakküm etmekten çok
onun hizmetine girmiştir
Böylece artık şehirlerin bulunduğu saha dahilindeki tarihi
içtimai
iktisadi ve siyasi esaslar daha önem kazanmış bulunmakta
Dolayısıyla şehir coğrafyası
şehirlerin iktisadi yapılarını ve yeryüzünde insanın meydana getirdiği en büyük yerleşme şekli olan şehirler ile şehirlerde toplanan ve bunların hinterlandı veya iktisaden bağlı bulunduğu bölge dahilindeki hizmetler arasındaki ilişkileri incelemektedir
Şehir ve bölge planlaması
şehir coğrafyasının birçok ilkesinin yerel ölçekteki uygulamalarıdır ve geçmişi çok eskilere gider
Coğrafya ile şehir ve bölge planlaması arasındaki ilişki İngiliz Scott Raporu’nda “planlama
bilim olan coğrafyanın sanatıdır” sözüyle dile getirilmiştir
alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul