Konu
:
Coğrafyadaki Yanlışlar
Yalnız Mesajı Göster
Coğrafyadaki Yanlışlar
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Coğrafyadaki Yanlışlar
Akarsu Akım Grafiğinden Akarsuyun Taşkın Yapıp Yapmayacağı Anlaşılabilir mi?
Akarsu akım grafiği
akarsuyun aylara göre taşıdığı su miktarını ifade eder
Akarsuların kabarık devrelerinde suların yataktan taşması
çevreye yayılması "taşkın" olarak ifade edilir
Taşkın olayları çoğunlukla yatak eğiminin az olduğu düzlük alanlar ve ovalarda görülür
Akarsu akımında yağış miktarı
yağış şekli ve kar erimeleri gibi iklim özellikleri temel etkendir
Bu etkenler akım miktarının yükselmesine yol açsa bile akım grafiğinden bunu anlamak mümkün değildir
Çünkü akarsuyun taşkın yapmasında yatak eğimi ve aktığı vadinin özelliğide belirleyicidir
Bu nedenle yalnızca akım grafiğine bakılarak akarsuyun taşkın yapıp yapmıycağı anlaşılamaz
Akarsuların Hidroelektrik Potansiyeli Yerşekillerine mi
Yükseltiye mi Bağlıdır?
Türkiyede hidroelektrik potansiyeli en yüksek olan bölge Doğu Anadolu'dur
Bunda hem yükseltinin fazla olması
hem de yer şekillerinin engebeli olması etkili olmuştur
Hidroelektrik potansiyeli en düşük bölge ise Marmara'dır
Her ne kadar bazı kaynaklarda bunun nedeni olarak yer şekillerinin sade olması gösterilse de temel neden ortalama yükseltinin az olmasıdır
Çünkü
yer şekillerinin sadeliği temel etken olsaydı hidroelektrik potansiyeli en düşük olan bölgenin Güneydoğu Anadolu olması gerekirdi
Zira yer şekilleri en sade olan bölge Marmara değil
Güneydoğu Anadolu'dur
Bundan dolayıdır ki Güneydoğu Anadolu'da yer şekilleri sade olmasına karşın Atatürk
Dİcle
Kralkızı
Devegeçidi
Ilısu gibi hidroelektrik santralleri kurulmuştur
Dolayısıyla bir bölgenin hidroelektrik potansiyeli üzerinde hem yer şekilleri hem de yükselti etkilidir
Bakı Etkisinin “Yer şekillerinin Etkisi” Şeklinde İfade Edilmesi Doğru mudur?
Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler incelenirken bazı kaynaklarda güneş ışınlarının düşme açısını etkileyen faktörler arasında yer alan “bakı faktörü etkisinin” “yeryüzü şekillerinin etkisi” diye belirtilmesi yanlıştır
Bakı faktöründe dağlar ve eğimli yüzeylerin güneşe dönük yamaçları gerek güneş ışınlarını daha büyük açıyla almaları
gerekse daha uzun süre güneşlenmeleri nedeniyle daha fazla ısınır
Bu durumun ortaya çıkmasında yüzeyin dağ
vadi
sırt
tepe
plato olmasından ziyade güneşe dönük olması önemlidir
Zira aynı yer şekillerinin
örneğin dağların Kuzey Yarımküre de güneye dönük yamaçları
Güney Yarımkürede ise kuzeye dönük yamaçları genelde daha çok ısınır
Bu durumun ortaya çıkmasında; yer şekillerinin farklılığı nedeniyle yamaçların güneş ışınlarını farklı açıyla almaları değil
güneşe dönük olmaları nedeniyle güneş ışınlarını daha büyük açıyla almaları ve daha uzun süreyle güneşlenmeleri etkili olmuştur
Bu nedenle bakı etkisinin yer şekillerinin farklılığı diye belirtilmesi yanlıştır
Bir Bölgede Ormanların Geniş Yer Kaplaması Yağışı Arttır mı?
Ormanların geniş yer kaplaması terleme yoluyla atmosfere verilen su buharı miktarını arttırır
Ancak bunun bir bölgedeki yağış miktarı üzerinde çok fazla etkili olduğu söylenemez
Şayet orman varlığının zengin olması yağışı arttırsaydı
ormanların kesildiği bölgelerde yağışın azalması
ağaçlandırma yapılan bölgelerde ise yağışın artması gerekirdi
Oysa böyle bir durum söz konusu değildir
Bu nedenle bir bölgede yağışın fazla olması ormanların geniş yer kaplamasına yol açar
Ancak bir bölgede yağışın fazla olmasında orman çok önemli bir faktör olamaz
Bir Bölgedeki Toprak Türü Tarım Ürünlerinin Çeşidini Belirler mi?
Acaba toprak yapısı veya türü aynı olan yörelerde yetiştirilen tarım ürünlerinin türü aynı mıdır? Örneğin; Nil deltasında yetiştirilen tarım ürünleri ile İndus
Ganj ve Çukurova deltalarında yetiştirilen tarım ürünleri aynı mıdır? Türkiye’de Akdeniz Bölgesinde yer alan Çukurova ile Karadeniz Bölgesi kıyılarındaki Bafra ve Çarşamba delta ovalarının toprak türleri aynıdır
Zira bu ovalar akarsuların taşıyıp biriktirdikleri alüvyonlardan oluşmuştur
Ancak Çukurova’da yetiştirilen pamuk
zeytin
turunçgil
yerfıstığı
susam gibi tarım ürünleri Bafra ve Çarşamba ovalarında yetişmez
Çarşamba ve Bafra ovalarında pirinç
mısır
tütün gibi tarım ürünleri yetiştirilir
Görüldüğü gibi verilen ovaların toprak türleri benzer olmasına karşın
yetiştirilen tarım ürünleri farklıdır
Çünkü bir bölgede yetiştirilen tarım ürünlerinin türü ve dağılışlarını belirleyen “toprak türü” değil “iklim özellikleridir
”
Bir Merkezde Gece Ve Gündüz Süresinin Değişmesi İle Dört Mevsimin Belirgin Olarak Yaşanması Enleme Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Bir Sonuç mudur?
Bir merkezin enlem derecesi değişmeyeceğine göre
o merkezde ki gece-gündüz süresi değişimi ile dört mevsimin belirgin olarak yaşanması
enleme bağlı bir sonuç olamaz
Bu olguların ortaya çıkmasında dünya ekseninin 23°27¯ eğik olması temel etkendir
Dolayısıyla gece-gündüz süresi değişimi ile dört mevsimin yaşanması enleme bağlı sonuçlar olmayıp
enleme göre değişen özelliklerdir
Bir Ülkede İklim Çeşitliliğinin Fazla Olmasının Temel Nedeni
Orta Kuşakta Yer Alması mıdır?
Yeryüzünde değişik iklim tiplerinin görülmesinde en önemli etmen
enlem farkının fazla olmasıdır
Bir ülkede iklim çeşitliliğinin fazla olması
enlem farkının fazla olmasıyla doğru orantılıdır
Ya da yer şekillerinin çeşitlilik göstermesine bağlı bir sonuçtur
Çünkü
yer şekilleri çeşitlilik gösteriyorsa; sıcaklık
yağış
nem ve rüzgar gibi iklim elemanları kısa mesafelerde değişir ve iklimde çeşitlilik yaratır
Ayrıca denize göre konum da iklimi çeşitlendirebilir
Örneğin
Afganistan
İsviçre
Macaristan
Avusturya gibi ülkeler de orta kuşakta yer alır
Ancak bu ülkelerde iklim çeşitliliğinin fazla olmadığı görülür
Oysa Türkiye'de 6°'lik enlem farkına rağmen iklim çeşitliliğinin fazla olduğu görülür
Bu durumun temel nedeni daha çok özel konum koşullarıdır
Oysa dört mevsimin belirgin olarak yaşanması ;sadece yıl içinde sıcaklık ve yağış koşullarının sık değişmesine yol açabilir
bir bölgedeki iklimin çeşitlenmesine yol açmaz
Coğrafyanın Millisi Olur mu ?
Dünyanın her yerinde hava kütlesi neme doyduğunda
yağış başlar
Akarsular eğimin fazla olduğu yerlerde hızlı akarken
eğimin az olduğu yerlerde yavaş akar
Denizler karalara oranla yavaş ısınıp; yavaş soğur
İki bölge arasında basınç farkı ortaya çıkmışsa
rüzgar eser
Ardışık iki meridyen arası zaman farkı 4 dakikadır
Bir günün süresi 24 saattir
Yükseklere çıkıldıkça sıcaklık azalır
Depremlerin oluşum nedeni aynıdır
İşte; bu nedenlerden dolayı
coğrafyanın millisi olamaz ve olmamalıdır da
Çöllerde Yaşamı Zorlaştıran Temel Etken Sıcaklık mıdır
Yağış mıdır?
Çöllerde
özellikle de dönence çöllerinde günlük sıcaklık farkı çok yüksek
yıllık sıcaklık ortalaması ise yüksektir
Ayrıca çöllerde geniş yer kaplayan kumlar ve doğal bitki örtüsünün cılız olması nedeniyle gündüzleri ısı birikimi de oldukça fazladır
Dolayısıyla gündüzleri çok yüksek olan sıcaklıklar yaşamı elbette zorlaştırır
Ancak çöllerde yaşamı zorlaştıran asıl etken; yağış azlığıdır
Ve çöl denilince akla
genellikle yağış değerleri çok az
yağış dağılımı çok düzensiz olan bölgeler gelir
Şiddetli kuraklık ve yağış azlığı nedeniyle çöllerde doğal bitki örtüsü ya çok cılız ya da hiç yoktur
Su kaynakları çok kısıtlıdır
Bu nedenle bitkilerle beslenen hayvan ekosistemi ile bitki ve hayvanlarla beslenen insan ekosistemi oldukça zayıftır
Zira yağış ve su azlığı ekonomik faaliyetleri zorlaştırmıştır
Geniş alan kaplayan kumullar ile kum fırtınaları nedeniyle ulaşım da oldukça zordur
Bu nedenle çöllerde hem yağış azlığı hem de yüksek sıcaklık yaşamı zorlaştırmıştır
Ancak yağış azlığının yaşamı daha fazla zorlaştırdığı söylenebilir
Dağlar Denize mi
Yoksa Kıyıya mı Dik veya Paralel Uzanır?
Denizlerin bir uzanış yönü olamaz
Bu nedenle dağların denizlere dik veya paralel uzanması da söz konusu olamaz
Doğrusu
dağların kıyıya veya kıyı çizgisine dik ya da paralel uzanması olmalıdır
Doğu Karadeniz Kıyılarında Çayın Yetişmesinin Temel Nedeni Nedir?
Türkiye’de çayın yetişme alanı Doğu Karadeniz kıyılarıyla sınırlıdır
Bu demektir ki çay Türkiye’nin iklim koşullarına çok iyi uyum sağlamış bir tarım ürünü değildir
Bazı kaynaklarda Doğu Karadeniz Kıyılarında çayın yetişme nedeni olarak “ yörenin her mevsim yağış alması ” gösterilmektedir
Ancak unutulmamalıdır ki çayın anavatanı Asya Kıtasının “ muson iklim bölgeleri”dir
Çayın yetiştiği muson iklim bölgelerinde ise; yazlar sıcak ve bol yağışlı
kışlar ise kurak geçer
Yani yağış rejimi düzensizdir
Buna rağmen çayın en çok yetiştiği bölge Musonlar Asya’sıdır
Şayet
Doğu Karadeniz kıyılarında çay tarımı yapılabilmesinin nedeni yağış rejiminin düzenli olması olsaydı o zaman her mevsimin yağışlı geçtiği Ekvatoral bölgede çay tarımının daha yaygın olması beklenmez miydi? İşte bu nedenledir ki Doğu Karadeniz kıyılarında çay tarımının yapılabilmesinin temel nedeni yağış rejiminin düzenli olması değil
yağış miktarının bol
sıcaklık ve nem koşullarının uygun olmasıdır
Dünyanın Geoit Olması İle Küresel Olmasının Sonuçları Aynı mıdır?
Geoit dünyanın kutuplardan basık Ekvatordan şişkin şeklini ifade eder
Dünyanın Ekvatorda hızlı
kutuplarda yavaş dönmesi bu kendine özgü şeklin ortaya çıkmasını sağlamıştır
Dünyanın bu özelliğine bağlı olarak kutuplar yarıçapı ekvator yarıçapından kısadır
Kutuplardaki yerçekimi ekvatordakinden fazladır
Ancak
güneş ışınlarının düşme açısının kutuplara doğru küçülmesi ve buna bağlı olarak sıcaklığın azalması
meridyen yaylarının kutup noktalarında birleşmesi
haritaların hatalı bir şekilde düzleme aktarılması
dünyanın çizgisel dönüş hızının kutuplara doğru azalması ve iklim kuşaklarının ortaya çıkması gibi sonuçlar küreselliğe bağlıdır
Endüstri Bitkilerinin Sınıflandırılması!
Endüstri bitkilerinin sınıflandırılmasında kapsam çoğunlukla sınırlı tutuluyor
Türk dil kurumu sözlüğünde “sanayi: hammaddeleri işlemek için kullanılan yöntemlerin tümü ve araçların bütünü diye tanımlanmaktadır
” Birçok kaynakta endüstri bitkisi olarak değerlendirilen pamuk
şekerpancarı
tütün
çay
ayçiçeği
zeytin
keten
kenevir
haşhaş
anason
gül gibi tarım ürünleri genelde sanayide işlendikten sonra kullanılmaktadır
Ancak şu da bir gerçektir ki günümüzde pekçok tarım ürünü sanayinin değişik dallarında hammadde olarak kullanılmaktadır
Dolayısıyla bunlar da endüstri bitkisi olarak kabul edilemez mi? Örneğin; soya
fındık
mısır bitkisel yağ üretiminde
üzüm rakı ve şarap üretiminde
arpa ve şerbetçiotu bira üretiminde
birçok bitki ilaç
kozmetik ve şampuan üretiminde
buğday bisküvi ve makarna üretiminde
dolayısıyla da sanayideki yöntemlerle işlenerek tüketime sunulmaktadır
Bu nedenle bazı tahıl türleri
meyve ve sebzeler ile yağ bitkileri de endüstri bitkisi olarak değerlendirilemez mi?
Fiziki Haritalarda Farklı Renk Tonları Yerşekillerini mi
Yükseltiyi mi Gösterir?
Pek çok kaynakta fiziki haritalarda renklerin yer şekillerini gösterdiği belirtilmekte ve yeşil renk tonlarının ovaları
kahve renk tonlarının ise dağları gösterdiği ifade edilmektedir
Bu kesinlikle yanlış bir bilgidir
Çünkü
fiziki haritalarda renkler yükselti ve derinlik basamaklarını gösterir
Aksi takdirde
aynı yer şekli olan ovalarımızdan
Çukurova ( yeşil )
Konya ( sarı )
Erzurum ( kahve ) renk tonu ile gösterilebilir mi? Bu ovalarımızın deniz seviyesinden yükseltileri farklı olduğundan
fiziki haritalarda gösterildikleri renk tonları da farklıdır
Fiziki haritalarda yeşil renk 0-500 metre arası yükseltileri
sarı renk 500-1000 metre arası yükseltileri
kahve rengi ise 1000 metreden fazla olan yükseltileri gösterir
Mavi ve tonları ise derinlikleri gösterir
Gün ile Gündüz Eş Anlamlı mıdır?
Gün
24 saatlik zaman dilimini ifade eder ve dünyanın her yerinde bir günün süresi 24 saattir
Oysa gündüz 24 saatlik zamanın sadece bir bölümünü
yani güneşin doğuşu ile batışı arasındaki süreyi ifade eder
Bu nedenle gündüz yerine gün ifadesinin kullanılması doğru değildir
Güneşlenme Süresi Akdeniz Bölgesinde mi
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde mi Fazladır?
Bir bölgedeki güneşlenme süresi iki etkene bağlıdır; gündüz süresi uzunluğu ile yağışlı gün sayısının fazla ya da az olmasına
yani bulutlu gün sayısına bağlıdır
Türkiye’de güneşlenme süresi denince nedense çoğu kişinin aklına genelde Akdeniz Bölgesi gelir
Sanırım bu bölgenin kıyılarında kıyı turizmi sezonunun uzun olması ve yaz mevsiminde yoğun bir turist akınına sahne olması böyle bir yanılgıya yol açmaktadır
Türkiye’de güneşlenme süresinin en uzun olduğu bölge yılda yaklaşık 3200 saat ile Güneydoğu Anadolu Bölgesidir
Çünkü Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin gündüz süresi uzunlukları enlemlerine bağlı olarak aynıdır
Ancak Güneydoğu Anadolu karasallık nedeniyle daha az yağış alır ve güneşli gün sayısı daha fazla yağış alan Akdeniz Bölgesine oranla fazladır
Her Yayla Plato mudur?
Yayla terimi çoğu kez plato ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır
Ancak her iki kavram aynı şeyi ifade etmez
Plato; akarsuların derine doğru yardığı
yüksek düzlükleri ifade eden bir yer şekli terimidir
Oysa; yayla
insanların yaz mevsiminde hayvanları otlatmak üzere geçici olarak konakladıkları ot bakımından zengin
serin yüksek yerleri ifade eden
bir geçici yerleşme yeridir
Ve yaylalar da akarsular tarafından derine doğru yarılmış geniş düzlük olma özelliği olmayabilir
Bu nedenle
platolar yayla olarak değerlendirilebilir
ancak her yayla plato olarak değerlendirilemez
İngiltere’de Çay Yetişir mi?
Bilindiği gibi
İngiliz patentli çay markaları oldukça yaygındır; Lipton
Sir Winston Tea gibi
Ayrıca
İngilizlerin beş çayı ünlüdür
Ayrıca İngiltere’de Türkiye’nin Doğu Karadeniz Kıyılarındakine benzer “ Ilıman okyanus “ iklim özellikleri görüldüğünden çoğu insan İngiltere’de çay tarımı yapıldığını sanır
Oysa gerçekte İngiltere’de çay tarımı yapılmaz
Zira İngiltere’nin yer aldığı enlemlerin sıcaklık derecesi çayın yetişmesine uygun değildir
Peki
öyleyse İngiliz çayları nasıl dünyaca ünlenmiştir? Bunun cevabı; Hindistan
Seylan
Endonezya
Malezya
Singapur
Tayvan gibi çayın anavatanı olan pek çok ülkenin bir zamanlar “ güneşin batmadığı imparatorluk olarak bilinen İngiltere’nin” sömürgeleri olmasında gizlidir
İngilizler bu dönemde çayla tanışmış; yapımı ve işlenmesi konularında iyice uzmanlaşmıştır
Misafirlerini beş çayı ile ağırlamaları da bu dönemden kalma bir alışkanlıktır
İngiliz çaylarının ünü buradan gelmektedir
Günümüzde
İngilizlerin çay işleme ve yapım teknikleri bir hayli gelişmiştir
İngiltere çayı
çayın yetiştiği ülkelerde işleyip paketleyerek satar
Ancak İngiltere’de çay yetişmez
Karadeniz Bölgesinin En Gelişmiş Limanı Sinop mudur?
Denizin içeriye doğru girinti yaptığı korunaklı körfez ve koylar doğal liman olarak nitelendirilir
Zira yerşekillerinin konumu nedeniyle şiddetli rüzgar ve fırtınalar bu tür yerlerde fazla etkili olmadığından; buralar gemilerin yanaşıp yükleme ve boşaltma yapmalırına uygundur
Bu özelliğe sahip limanlar "doğal liman" olarak nitelendirilir
İşte Sinop şehri Karadeniz Bölgesinde bu özelliğe tek doğal limandır
Ancak yakın çevresinde dağlar kıyıya yakın ve parelel uzandığından; yani yerşekilleri engebeli olduğundan
iç kısımlarla kara ve demiryolu bağlantısı gelişmemiştir
Yani hinterlandı dardır
Bu nedenle Sinop
bölgedeki tek doğal liman olmasına karşın
bölgenin en gelişmiş limanı değildir
Demek ki bir limanın gelişmesinde hinterlandının geniş olması; yani iç bölgelerle kara ve demiryolu ulaşımının kolay olması daha önemli bir etkendir
Bu nedenle Karadeniz Bölgesinin en gelişmiş limanı Sinop değil Samsun'dur
Kurak Hava Olur mu?
Kuraklık
yağış azlığı ve aşırı sıcaklığa bağlı olarak toprakta meydana gelen su kaybını ifade etmektedir
Bu nedenle;kuraklık ifadesi hava için değil de
yeryüzündeki arazi için ifade edilen bir kavramdır
Dolayısıyla doğrusu kuru hava olmalıdır
Kuraklık mı Sıcaklığı Artırır
Sıcaklık mı Kuraklığı Artırır?
Kuraklık yağış azlığından çok topraktaki su kaybını ifade eden bir terimdir
Örneğin Türkiye'de en az yağış alan bölge İç Anadolu olduğu halde
en kurak bölge Güneydoğu Anadolu'dur
Güneydoğu Anadolu
İç Anadolu Bölgesinden fazla yağış aldığı halde
yaz mevsiminin daha sıcak geçmesi nedeniyle buharlaşma
yani topraktaki su kaybı daha fazladır
Bu nedenle en kurak bölgedir
Bu bölgenin yaz mevsiminde çok sıcak olması buharlaşmaya bağlı bir sonuç değildir
Aksine yaz mevsimi çok sıcak geçtiği için buharlaşma fazladır
Matematik İklim Kuşağı ile Matematik Sıcaklık Kuşağı Aynı Şey midir?
İklim denince ;sadece sıcaklık anlaşılamaz
Basınç ve rüzgar
nem ve yağış da iklim elemanları arasındadırlar
Bu nedenle iklim kuşağı denildiğinde
yeryüzünde görülen farklı iklim tipleri anlaşılır
Ancak pek çok kaynakta matematik iklim kuşağı ifadesi ile matematik sıcaklık kuşakları gösterilmektedir
Matematik sıcaklık kuşaklarının oluşumunda;dünyanın eksen eğikliği esas alınarak 0°-23°27¯ arası sıcak kuşak
23°27¯- 66°33¯enlemleri arası ılıman kuşak
66°33¯- 90° enlemleri arası soğuk kuşak olarak ifade edilmiştir
Dolayısıyla matematik sıcaklık kuşaklarının matematik iklim kuşağı olarak ifade edilmesi yanlıştır
Mevsimlere Göre Sıcaklık ifadesi!
Kış mevsiminde; sıcaklık değerlerinin 0 °C’nin altına düştüğü günler soğuk
0 °C’nin üstünde olduğu günler ise ılık kabul edilir
Yaz mevsiminde ise; sıcaklık değerlerinin 20 °C’nin üzerinde olduğu günler sıcak
20 °C’nin altında olduğu günler ise serin olarak kabul edilir
Bu nedenle yaz mevsimi için ılık ve soğuk
kış mevsimi için serin ve sıcak ifadelerinin kullanılması yanlıştır
Örneğin “Akdeniz Bölgesinde kış mevsimi sıcak geçer” ifadesi yanlştır
Aynı şekilde “Doğu Anadolu Bölgesinde yaz mevsimi soğuk geçer” ifadesi de yanlıştır
İşte bu nedenle soğuk ve ılık ifadeleri kış mevsimi sıcaklıkları için
sıcak ve serin ifadeleri ise yaz mevsimi sıcaklıkları için kullanılmalıdır
Tarih Değiştirme Çizgisi İle İlgili İfadeler!
Başlangıç meridyeni ile 180 doğu meridyeni arasında 12 saat
başlangıç meridyeni ile 180 batı meridyeni arasında da 12 saatlik zaman farkı vardır
Bu nedenle 180 meridyeninin doğusu ile batısında yer alan iki nokta arasında ( 12 saat + 12 saat ) tam 24 saatlik
yani bir günlük zaman farkı vardır
Dolayısıyla 180 meridyeninin her iki tarafında aynı anda farklı tarihler yaşanmaktadır
Bu nedenle 180 meridyeni tarih değiştirme çizgisi olarak nitelendirilir ve bu çizgi aşıldığında tarih değişikliği yapılır
İngiltere’den geçen 0 meridyeninden ( başlangıç meridyeni ) 180 doğuya doğru olan yarımküreye Doğu Yarımküre
0 meridyeninden 180 batıya doğru olan yarımküreye ise Batı Yarımküre denir
Tarih değiştirme çizgisi Batı Yarımküreden Doğu Yarımküreye ( Amerika’dan Asya’ya ) doğru aşıldığında tarih bir gün ileri alınır
Tarih değiştirme çizgisi Doğu Yarımküreden Batı Yarımküreye ( Asya’dan Amerika’ya ) doğru aşıldığında ise tarih bir gün geri alınır
Unutulmamalıdır ki Doğu ve Batı Yarımküre kavramları ile doğuya doğru
batıya doğru ifadeleri farklı şeylerdir
Bu nedenle
“tarih değiştirme çizgisi batıdan doğuya doğru aşıldığında tarih bir gün ileri
tarih değiştirme çizgisi doğudan batıya doğru aşıldığında tarih bir gün geri alınır” ifadesi yanlıştır
Türkiye’de Nüfus Dağılışının Düzensiz Olmasının Nedeni?
Birçok kaynakta Türkiye’de nüfus dağılışının nedeni olarak iç göçler olarak gösterilmektedir
Elbette Türkiye’de nüfus dağılışının düzensiz olmasında iç göçlerin etkisi vardır
Bu durum Marmara ve Ege bölgelerinde özellikle belirgindir
Zira sanayi tesislerinin buralarda yığılması iş imkânlarını artırmış; bu da buraların iç göçlerin çekim merkezi olmasını sağlamıştır
Benzeri durum sanayinin geliştiği diğer kentlerimiz için de geçerlidir; Adana
Mersin
Ankara gibi… Ancak
sanayileşmeye bağlı bu iç göçler olmasaydı; acaba Türkiye’deki nüfus dağılım düzenli olur muydu? Hayır
düzenli olmazdı
Nüfusumuz şimdikinden az olsa veya iç göçler yaşanmasa bile nüfus dağılışı gene düzensiz olurdu
Zira nüfus dağılışında yüzey şekilleri
iklim koşulları
su kaynakları
toprak verimliliği
ulaşım olanakları gibi birçok etmen belirleyicidir
Yani
iç göçler yaşanmasa veya nüfusumuz şimdikinden daha az olsa bile
iklim koşullarının elverişli olduğu kıyı kesimleri ile yüzey şekillerinin daha uygun olduğu yöreler daha yoğun olurdu
Türkiye’nin Rüzgar Gülünde
Rüzgar Esme Yönünün Gösterilmesi!
Rüzgarın esme yönü
rüzgarın estiği merkeze
ya da rüzgarın esme yönünü belirleyecek kişiye göre olmalıdır
Böyle düşünülüp çizilmeyen Türkiye’nin rüzgar gülünde yanlış algılanabilecek sonuçlar ortaya çıkmaktadır
Bu nedenle
Türkiye’nin rüzgar gülünde
rüzgar esme yönlerinin merkezden çevreye doğru verilmesi yanlıştır
Türkiye’deki rüzgarların yukarıdaki gibi isimlendirilmesi yanlıştır
Çünkü Türkiye’de rüzgarların isimlendirilmesi “esmeye başladığı yerin bulunulan yere göre konumu” göz önüne alınarak yapılır
Bu nedenle bulunulan yere kuzeybatıdan esen rüzgara karayel
güneybatıdan esen rüzgara ise lodos denir
Oysa yukarıdaki şekilde güneydoğudan esen rüzgara karayel
( doğrusu keşişleme) kuzeydoğudan esen rüzgara ise lodos ( doğrusu poyraz ) denilmiştir ki bu kesinlikle yanlıştır
Bu nedenle Türkiye’nin rüzgar gülünde
rüzgar esme yönlerinin aşağıdaki gibi gösterilmesi gerekir
Türkiye'de Kahve Yetiştirilir mi?
Türk kahvesi" deyimi dünya literatürüne geçmiştir; ancak ünlenen kahve bitkisi değil
kahvenin yapılış şeklidir
Çünkü Türkiye'de kahve bitkisi yetiştirilmez
Zira
Türkiye'nin iklim koşulları kahve üretimine uygun değildir
Peki "Türk kahvesi" deyimi nereden gelmektedir? Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğu döneminde Suudi Arabistan
Yemen
Mısır gibi kahve yetiştirilen ülkeler devletin sınırları içerisinde bulunuyordu
İşte o dönemde adı geçen yerlerden getirilen kahve çekirdeklerine bağlı olarak kahve yapımı giderek ün kazanmış ve bu literatüre "Türk Kahvesi" olarak geçmiştir
Yani kısacası ünlü olan kahve bitkisi değil
kahvenin yapılış şeklidir
Türkiye'deki İklim Çeşitliliğinin Nedeni Orta Kuşakta Yer Alması Veya Dört Mevsimin Yaşanması mıdır?
Bir ülke yada bölgede iklim çeşitliliğinin iki nedeni olabilir
Ya ülkede enlem farkı fazladır; yani ülke kuzey-güney yönünde geniş yer kaplıyordur
Buna bağlı olarak iklim çeşitliliği fazladır
Şili' deki gibi
Ya da ülkenin özel konum koşulları çeşitlilik gösteriyordur
Türkiye'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki enlem farkı ( 42° - 36° = 6° ) iklimi çeşitlendirecek kadar fazla değildir
Dolayısyla iklim çeşitliliğini tek başına açıklayamaz
Orta kuşakta yer alma
iklim çeşitliliğine yol açsaydı; Afganistan
Kazakistan
Kırgızistan
İsviçre
Macaristan
Avusturya gibi orta kuşak ülkelerinin tümünde iklim çeşitliliğinin fazla olması gerekirdi
Türkiye'de iklimi çeşitlendiren asıl etken özel konum koşullarıdır
Yani Türkiye'nin üç yandan denizlerle çevrili olması
kuzey ve güney kıyılarda sıradağların kıyıya parelel uzanması
batıdan doğuya gidildikçe yükseltinin artması ve yüzey şekillerinin kısa mesafelerde çok değişmesi iklimi çeşitlendiren temel etkendir
Elbette iklim çeşitliliğinde matematik konum da etkilidir
ancak özel konum daha belirleyicidir
Ülkelerin Uyguladıkları Nüfus Politikalarının Sınıflandırılması!
Bazı kaynaklarda ülkelerin uyguladıkları nüfus politikaları aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir
1
Nüfus artış hızını azaltmaya yönelik olarak uygulanan nüfus politikası
Çin ve Hindistan gibi ülkelerde uygulanan nüfus politikası
2
Nüfus artış hızını yükseltmek için uygulanan nüfus politikası
Son zamanlarda nüfusu hızla azalan Avrupa ülkelerinin uyguladığı nüfus politikası
3
Nüfusun nitelik ve niceliğini iyileştirmek amacıyla uygulanan nüfus politikası
Özellikle gelişmekte olan ülkelerin ( Türkiye gibi ) nüfus politikası
Burada ki bilgi bilimsel anlamda ve pratikte doğru mudur? İster gelişmemiş
ister gelişmekte
isterse gelişmiş olsun; ülkeler niye nüfus politikası uygular
Doğal ve beşeri kaynaklar ile nüfus arasındaki hassas dengenin sağlanması
dolayısıyla uzun süreçte nüfusun nitelik ve niceliklerini iyileştirmek ülkelerin tümünde temel hedef değil midir? Nüfusunun niteliklerini iyileştirmek istemeyen ülke var mıdır? Nüfusunun artış hızını düşürmeye çalışan Çin ve Hindistan
bu uygulamayı
nüfusunun niteliklerini iyileştirmek
halkına daha iyi bir yaşam standardı ve gelecek sunmak için yapmıyor mu? Hızlı nüfus artışının yarattığı; işsizlik
aşırı tüketim
konut sıkıntısı
kirlilik
yetersiz beslenme ve elverişsiz eğitim şartlarını düzeltme gibi amaçlarla yapmıyor mu bütün bu çalışmaları? Türkiyenin uyguladığı nüfus artış hızını azaltma politikasının amacı Çin ve Hindistandakinden farklı mıdır? O halde Çin
Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin ( 1
ve 3
gruptaki ülkelerin ) nüfus politikaları ve amaçları aynı olmuyor mu? Gelişmekte olan ülkeler; ekonomik kaynakları ile nüfus arasındaki dengeyi sağlamak
yaşam standartlarını yükseltmek
nüfusunun niteliklerini iyileştirmek
Gelişmiş ülkeler ( Avrupa ülkeleri gibi ); ise sahip oldukları ekonomik kaynakları iyi kullanacak
geliştirecek dinamik nüfusa sahip olmak için nüfus artış hızını yükseltme politikaları uygular
Bu nedenle; Dünyada uygulanan nüfus politikalarının; 1-
Nüfus artış hızını azaltmaya yönelik olarak uygulanan nüfus politikası; Çin
Hindistan
Türkiye v
b 2
Nüfus artış hızını yükseltmek için uygulanan nüfus politikası; Almanya
İngiltere
Fransa v
b şeklinde sınıflandırılması gerekir
Yazı Yağışlı Geçen Muson Ükelerinde Buğday ve Pamuk Nasıl Yetiştirilir!
Bilindiği gibi Hindistan
Pakistan
Bangladeş gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde muson iklimi görülür
Bu iklimde yazlar yağışlı
kışlar kurak geçer
Peki nasıl oluyor da pamuk
buğday gibi yaz sıcaklığı ve kuraklığı isteyen tarım ürünleri bu iklimde yetiştirilebilmektedir
Birincisi; Muson ikliminin görüldüğü bu ülkeler dönencelere yakın olduğundan kurak geçen kış mevsiminin sıcaklık ortalamaları yüksek olup buğday ve pamuk gibi tarım ürünlerinin yetişmesine uygundur
İkincisi; geniş alan kaplayan bu ülkelerde karasal iklimin etkili olduğu bölgeler vardır
Ve bu tarım ürünleri de karasal iklim bölgelerinde yetiştirilebilmektedir
Yerçekimi Kutuplara Gidildikçe Düzenli Olarak Artar mı?
Dünya'nın kutuplardan basık ekvatordan şişkin geoit şekli nedeniyle yer çekimi kutuplarda fazla ekvatorda azdır
Çünkü bu basıklık nedeniyle kutup bölgeleri yerin merkezine daha yakındır
Ancak bir noktanın yer çekimi sadece dünya'nın geoit şekliyle açıklanamaz
Zira yükseklere çıkıldıkça yer çekimi azalır
Yükselti ve yer şeki lleri ile kara ve deniz dağılışı ekvatordan kutuplara doğru düzenli bir dağılış göstermediğinden yer çekimininde kutuplara gidildikçe düzenli azalması söz konusu olamaz
Yüksek ve Alçak Basıncın 1013 Milibarlık ( 760 mm ) Basınç Değeri Esas Alınarak Değerlendirilmesi Doğru mudur?
45 kuzey enleminde
15 sıcaklıkta ve deniz seviyesinde 1013 milibara eşit olan basıncı normal kabul ederek;bu değerin üzerindeki basınca yüksek basınç
bu değerin altındaki basınca alçak basınç denilmesi doğru bir yaklaşım değildir
Çünkü alçak ve yüksek basınç kavramları ancak çevresindeki basınç değerleri esas alınarak doğru yorumlanabilir
Zira basınç değeri 1013 milibarın altında olduğu halde yüksek basınç merkezi konumunda olan yerler olduğu gibi
basınç değeri 1013 milibardan fazla olduğu halde alçak basınç merkezi olan yerler de vardır
Yine herhangi bir yerin basıncı da değişebilmektedir
Örneğin Anadolu Yarımadası
çevre denizlere göre kış mevsiminde yüksek basınç alanı konumunda iken;yaz mevsiminde çevre denizlere göre alçak basınç merkezi konumundadır
Bundan Anadolu Yarımadasındaki basınç değerlerinin kış mevsiminde 1013 milibardan fazla
yaz mevsiminde ise 1013 milibardan az olması anlaşılmaz
Anlaşılması gereken şey
Anadolu Yarımadasındaki basınç değerlerinin kış mevsiminde çevre denizlere göre daha fazla
yaz mevsiminde ise daha az olduğudur
Bu nedenle doğrusu şöyle olmalıdır
Basınç değeri çevresine göre fazla olan yerlere yüksek basınç alanı ( antisiklon )
basınç değeri çevresine göre az olan yerlere ise alçak basınç alanı ( siklon ) denilmelidir
Yükselti ile Yer şekilleri Aynı Şeyi mi İfade Eder?
Bir noktanın deniz seviyesinden yüksekliği “yükselti” olarak ifade edilir
Bir yerin yüksekliği o yerin yer şekilleri hakkında kesin bilgiler vermez
Zira yer şekilleri denildiğinde dağ
tepe
vadi
ova
plato
çukur
boyun v
s anlaşılır
Ve aynı yer şekilleri farklı yüksekliklerde yer aldığı gibi farklı yer şekilleri de aynı yüksekliklerde yer alabilir
Örneğin Ege Bölgesinde yer alan Büyük Menderes Ovasının yükseltisi 50 metre civarında iken
İç Anadolu Bölgesindeki Konya Ovasının yükseltisi 900 metre
Doğu Anadolu Bölgesindeki Erzurum Ovasının yükseltisi 1800 metre civarındadır
Yine Batı Anadolu’daki bazı dağların yüksekliği Doğu Anadolu’daki ovalardan daha azdır
Örneğin
hidroelektrik enerji potansiyelinin; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Marmara Bölgesindekinden yüksek olmasında yer şekillerinin farklılığı değil
yükselti ortalamalarının farklı olması neden olmuştur
Çünkü her iki bölgede yer şekilleri özellikleri benzerdir
Bu nedenle “yükselti” ile “yer şekilleri” farklı şeylerdir
Dolayısıyla yükselti ile yer şekillerinin etkileri de farklıdır
Bu bölümdeki bazı bilgiler için Prof
Dr
Cemalettin ŞAHİN'in Türkiye'de Coğrafya Öğretimi isimli kitabından yararlanılmıştır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul