Konu
:
Akilcilik...Rasyonalizm
Yalnız Mesajı Göster
Akilcilik...Rasyonalizm
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Akilcilik...Rasyonalizm
Rasyonalizm (Akılcılık)
Vikipedi
özgür ansiklopedi
Akılcılık veya rasyonalizmolarak da adlandırılan
bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil düşüncede ve zihinde temellendirilebileceğini öne süren felsefi görüş
Tanım ve Genel Tarihçe
Akılcılık
bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve düşünce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir
Buna göre
kesin ve evrensel bilgilere ancak akıl aracılığıyla ve tümdengelimli bir yöntemsel yaklaşımla ulaşılabilir
Dünya hakkındaki mühim olan bilginin sadece deney ötesi yöntemlerle elde edilebileceğini savunur
Akılcılık her bireyin eşit ve değişmez akli ve mantıki ilkelere sahip olduğunun kabulü ile
çeşitli a priori ve apaçık hakikatlerin var olduğunu kabul eder
Son zamanlarda
çeşitli dilbilimcilerin bazı dilbilim kavramları hakkındaki yazıları haricinde
a priori bilgi
nin varlığı sıklıkla reddedilmiş
kabul edilse dahi etki alanı ve konumu daraltılmıştır
Bu görüşe göre
kesin bilgi örneği matematiktir
Hakikate ve eşyanın bilgisine sadece akıl ile erişilebileceğini savunur
Bu sebeple akılcılık
deneyciliğin karşıtıdır
Akla karşı yaklaşım pek çok bağlamda dindeki vahiyle yahut etikteki duygu ve hisle karşılaştırılan bir yaklaşımdır
Bununla birlikte felsefede akıl genellikle içgörüyle (içe doğmayla değil) karşılaştırılır
Batı'da akılcı gelenek Elealılar
Pitagorasçılar ve Platon ile (aklın kendine yeterliliği teorisi Yeni-Plâtonculuğun ve idealizmin başat temasıdır) başlar (Runes
263)
Aydınlanma'dan beri akılcılık felsefenin hizmetine matematiğin yöntemlerini sunmaya çalışır
Descartes
Leibniz ve Spinoza buna örnek gösterilebilir (Bourke
263)
Akılcılık Avrupa'da genellikle
kıta felsefesi
olarak bilinir
çünkü İngiltere'de deneycilik daha baskındır
Nitekim Leibniz ve Spinoza gibi filozofların düşünceleri
İngiliz deneyci filozoflarınkilerle sık sık karşılaştırılmıştır
Fakat bu akılcılık ve deneycilik akımları ile filozofların akılcı ve deneyci fikirleri detaylıca incelendiğinde pek doğru bir eylem veya bakış açısı değildir
Geniş bir bakış açısından bir filozof hem akılcı hem de deneyci olabilir (Lacey
286–287)
Aşırı noktasında
deneycilik deneyim dışı her türlü bilgiyi reddeder ve her türlü bilginin deneyim ile edinildiğini savunur
Akılcılık ise
aşırı noktada bilginin deneyim ve algı olmaksızın saf akıl ile tamamen ve en iyi şekilde edinilebileceğini savunur
Yani deneycilik ile akılcılık arasında en temel tartışma (insan) bilgi(si)nin kaynağıdır
Bununla birlikte
bu tüm rasyonalistlerin doğa bilimlerinin deneyimsel bilgi ve algıların yardımı olmadan tam anlamıyla bilinebileceğini öne sürdükleri anlamına gelmez
Aslında çoğu rasyonalist filozof deneyime de en azından belirli oranda önem vermiştir ve belirtilen derecede aşırı bir noktada bulunan herhangi bir rasyonalist okul ortaya çıkmamıştır (Hatfield)
Felsefî bir okul olarak akılcılık ve içerdiği temel ilkeler 18
yüzyılda büyük bir eleştiriye maruz kalmıştır
Bununla birlikte bu dönemde de
sayıları az da olsa
akılcılığı savunan filozoflar olmuştur
Örneğin Alman Christian August Crusius ve yine Alman Moses Mendelssohn
18
yüzyıl'da akılcılığa en büyük eleştiri deneyci çevrelerden gelmiştir
Bununla birlikte
örneğin Alman filozof Kant da geleneksel akılcı düşünce okulunu tenkit etmiştir
Kant eleştirel bir değerlendirmeyle yeni bir rasyonalizm fikrini temellendirmeye yönelir
Rasyonalizm geleneği başlangıcından itibaren ele alındığında karşımıza pek çok farklı türlerde rasyonalizm yorumları ya da yaklaşım biçimiyle karşılaşılır
Antik Çağ Felsefesinde Rrasyonalizm
Rasyonalizm geleneği Elea Okulu ile birlikte başlatılabilir
İlk akılcı filozof Parmanides'tir denilebilir
Ona göre duyumlar değişebilen şeyler olduklarından bilginin temeli olamazlar
aksine akılın değişmeyen ilkeleri bilginin temeli olabilir
Elealı Zenon
hocası Parmanides'in akılcılığı daha ileriye götürmüştür
Duyuların güvenilmezliğini kanıtlayan paradokslarının ardında rasyonalizm düşüncesi temellendirilir
Platon ise idealar teorisiyle rasyonalizmin belli başlı bir kuram olarak şekillendiren isim olarak anılır
Platon
rasyonalizmin yöntemsel ilkesi olarak bilinen tümdengelimli yönteminde önü isimlerindendir
Ayrıca Aristotales'i de akılcılığın kurucu isimlerinden biri olarak belirtmek gerekir
Kıta Felsefesinde Akılcı Filozoflar
Genel anlamda kişinin akılcı olarak adlandırılabilmesi için iki temel noktayı onaylaması ve kabul etmesi gerekmektedir
bunlar:
"Akılcı sezgi a priori bilgimizin tamamı veya bir kısmının kaynağıdır
ve
Gerçeğin a priori bilgisi mümkündür" (Cassam
s
45)
Elealılar ile başlayan akılcı geleneğin Batı'daki en önemli isimleri Descartes
Spinoza
Malebranche ve Leibniz'dir
Descartes'in metafizik hakkındaki savları ve metafiziksel ilkelerinin sonucu olarak gördüğü dualistik yapıya sahip (akıl-vücut ayrımını barındıran) Kartezyen ruh kavramı Avrupa'daki akılcılık geleneği için çok önemli bir noktayı oluşturmaktadır
Nitekim Descartes'in metafiziğe dair akılcı görüşleri yaygın kabul görmüş ve 17
yüzyılın ikinci yarısında
fiziksel görüşleriyle birlikte bunlar da kitap olarak birçok öğretim merkezinde okutulmuştur
Descartes'in görüşleri kendisinden sonraki filozofları da büyük oranda etkilemiştir
Nitekim Descartes'in ortaya attığı insanın ontolojik dualizmi fikri modern toplumlarda dahi sıklıkla kabul edilen bir savdır
Bir diğer ünlü akılcı filozof Spinoza ise başlarda Descartes'in metafizik savlarını benimsese de
zamanla kendi düşüncelerinin olgunlaşması ve gelişmesiyle birlikte Descartes'in savlarını bırakarak daha farklı bir metafiziksel anlayış geliştirmiştir
Kartezyan akıl-vücut dualizmini reddeden Spinoza
Tanrı'nın yaratılmış dünyadan ayrı olarak mevcut olduğu fikrine de karşı çıkmıştır
Ona göre bir tek ebedî varlık vardı
Spinoza'nın bu fikri ve metafiziksel açıklamaları Batı'da panteizm açısından çok önemlidir
Metafiziğe dair savları detaylıca
Etik
isimli eserinde yer alır
Ayrıca dinin de akılcı eleştirisini yapmıştır (Hatfield)
Kartezyan ruh kavramıyla birlikte Descartes'in metafiziğe dair görüşlerini genel olarak benimseyen Malebranche ise aklî fikirlerin bireysel zihinlerden ziyade
Tanrı'da var olduğu ve Tanrı'nın gerektiğinde insanlara bu bilgileri ilâhî bir anlamda sunduğunu öne sürerek Descartes'ten ayrılmıştır
Anılan diğer filozoflar gibi Leibniz de başlarda Descartes'in fikirlerinin takipçisi olmuştur
Bununla birlikte daha sonra Descartes'in fikirlerini reddederek
kendi geliştirdiği metafiziksel fikirleri savunmuştur
Leibniz düşüncesinde Tanrı'nın yarattığı dünya bilinçli ve ayrı küçük varlıklardan oluşur
Daha sonra bu varlıklara
monad
ismini vermiştir (Monadoloji
1714)
Ayrıca Leibniz'in düşüncesinde Tanrı tüm olası dünyalardan en iyisi olarak dünyayı yaratmıştır ki burada kastedilen
en iyi
mükemmel
eksiksiz
anlamındadır
Bu fikir daha sonraları birçok filozof tarafından tenkit edilmiştir
Kantgil Rasyonalizm
Rasyonalizm konusunda en temel eleştirileri
kendisi de özgül bir rasyonalist olan Kant'tan gelir
Kant
Saf Aklın Eleştirisi
(1781) isimli eserinde bu noktadaki temel eleştirisini ortaya koymuş ve felsefi ilkelerini açıklamıştır
Hem amprizmin hem de rasyonalizmin felsefi problemleri eleştirel bir şekilde değerlendirilerek Kant felsefesinde aşılmaya çalışıldığı görülür
Bu bakımdan eleştirel felsefe olarak adlandırılan felsefe geleneğinin kurucusu Kant'tır ve o bu yolla ampirizmin ve rasyonalizmin yetersizliklerinden kurtulmaya çalışmıştır
Kant insan bilgisinin sınırlarını ve yapısını soruştururken
bir yanda aklın kuramsal statüsünün belirlenmesi ile ilgilenmiş öte yandan da her tür deneyimin kuramsal sınırlarını belirlemeye çalışmıştır
Saf Aklın Eleştirisi'nde özellikle
deneyimin zorunlu doğası
nın incelenmesine yönelik kapsamlı bir girişim vardır
A priori ve a posteriori bilginin varlığını kabul eden Kant
bunları farklı bilgi türleri olarak sınıflandırır ve önceki felsefe geleneklerinin yetersizliklerini bu kategoriler ekseninde değerlendirir
Hegelci Rasyonalizm
Rasyonalizm geleneği Parmanides'ten Hegel'e uzanan bir gelişim çizgisi gösterir
bu çizgi üzerinde birbirinden çok farklı akılcılık anlayışlarıyla karşılaşılır
Farklı rasyonalizm tanımlarına rağmen
doğruluğun ölçüsünü akıl olarak ele almasını
bu felsefe geleneğinin ortak bir öğesi olarak ele alırsak
söz konusu düşüncenin doruk noktasında Hegel ile karşılaşılır
Hegelci diyalektik yöntem rasyonalizmin kendi içinde kendini temellendirmesinin bir yöntemi olarak ortaya çıkmıştır
Hezel’in ünlü sav sözü
"
Gerçek olan her şey ussal
ussal olan her şey gerçektir
" değişi
tüm bir rasyonalizm geleneğinin en özlü ifadesi olarak görülür
Aydınlanma ve Rasyonalizm
Aydınlamacılık ile birlikte akıl ve akılcılık kavramları farklı bir anlam daha kazandı
Felsefî bir vurgudan öte
feodal ve dinî müessese ve uygulamalar ile sosyal ve politik uygulamaları akıl ışığında ve aklı baz alarak eleştiren kişilere
rasyonalist
adı verilmeye başlandı ve bu tip eleştirel yaklaşım da
rasyonalizm
olarak anılmaya başlandı
Burada
felsefi ilkelerin
aynı zamanda toplumsal düzenlemelerde yeni bir yönelimin kurucu ilkeleri haline gelmesi söz konusudur
Bu anlamda rasyonalizm aklı kurucu ilke olarak benimseyen ve dinsel toplumsal örgütlenmelere karşı akılcı toplumsal düzenlemelerini temel alan yaklaşımları ifade eder
Kant'ın "
Aydınlanma Nedir
?" sorusuna verdiği
"insanın kendi aklını kullanmasıdır" şeklindeki cevabı
aklın aydınlanmacılıkta felsefi bir ilke olduğunu gösterir
Buna göre evrensel bir dayanak noktası olan akıl
toplumsal yaşamın herkes için geçerli olabilecek akılcı bir düzenlemesini mümkün kılabilecektir
Rasyonalizm içindeki Filozof ve Düşünürler Listesi
Farabi
Parmanides
Elealı Zenon
Aristotales
Isaac Asimov
René Descartes
Benjamin Franklin
Sigmund Freud
Robert A
Heinlein
Immanuel Kant
Gottfried Leibniz
John Locke
Jim Herrick
H
P
Lovecraft
Nicolas Malebranche
Thomas Paine
Thomas Hobbes
Platon
Karl Popper
Gene Roddenberry
Bertrand Russell
Abraham Kovoor
Joseph Edamaruku
Barbara Smoker
Baruch Spinoza
Elizabeth Cady Stanton
Voltaire
Herakleitos
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul