Konu
:
Atom Modelleri Resimli
Yalnız Mesajı Göster
Atom Modelleri Resimli
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Atom Modelleri Resimli
Atom Modelleri Resimli
Thomson atom altı parçacıklar üzerinde çalışmalar yaparken icat ettiği katot tüpü yardımıyla 1887 yılında elektronu keşfinden sonra kendi atom modelini ortaya attı
Thomson'a göre Atom dışı tamamen pozitif yüklü bir küre olup ve negatif yüklü olan elektronlar ise kek içerisindeki gömülü üzümler gibi bu küre içerisine gömülmüş hâldedir
utherford Atom Modeli:
(1911) güneş sistemine benzeyen atom modeli;
Thomson'm modeline pek inanmayan Rutherford ünlü alfa saçılması deneyi ile kimya tarihine nükleer atom kavramım sokarak yeni çığır açmıştır
İnce altın levhayı radyoaktif atomların yayınladıkları alfa ışınlarıyla bombardımana tabii tutan Lord Ernest Rutherford gözlemlerine ve deneylerinin sonuçlarına dayanarak
atomun Thomson tarafından hayâl edilmiş "fon statik topluluk olamayacağına hükmetti
Ve atomun yapısını
topta gezegenlerin Güneş'in etrafında gravitasyon kuvvetinin etkisiyle dolandıkları gibi gibi elektronlum da pozitif yüklü bir çekirdeğin etrafında elektriksel çekim kuvvetinin etkisi alanda dolanmakta olduğu dinamik bir model olarak açıkladı
Bohr Atom Modeli :
(1913) kuvantum teorisinin sahneye çıkışı;
Rutherford atom modeli üzerinde kafa yoran Danimarkalı fizikçi Niels Bohr
klasik fizik gereği çekir*değin etrafında dolanan elektronların ivmeli hareketlerinden dolayı
enerji kaybederek çekirdeğe düşmeleri gerektiğini düşündü
Ama hiç de böyle olmamakta ve atom kararlılığını muhafaza etmektedir
Bohr atomun bu karalılığını;
1
Elektron hareketlerinin ancak belirli yörüngeler (enerji seviyeleri) üzerinde mümkün olmasıyla
2
Elektronun
bir yörüngeden bir başkasına geçişini ise belirli bir miktarda (bir kuvantum miktarında) bir enerji kazanmasına (ya da kaybetmesine) bağlı olduğuna
ve
3
Bir atomda
elektronların daha da alana düşmeyecekleri bir en alt enerji düzeyinin
var olmasıyla açıklamaktadır
De Broglie'un Atom Modeli:
(1923) Broglie'un dalga modeli;
Bohr’n atom modeli elektronların yörüngeler arası geçişlerin mümkün kılan “enerji (kuvantum) sıçramaları” açıklamakta yetersiz kalmaktaydı
Bunun çözümü Fransız fizikçisi Prens Victor De Broglie tarafından teklif edildi
De Broglie bilinen bazı taneciklerin uygun koşullar altında tıpkı elektromanyetik radyasyonlar gibi
bazen de elektromanyetik radyasyonların uygun şartlarda tıpkı birer tanecik gibi davranabileceklerini düşünerek elektronlara bir "sanal dalga”nın eşlik ettiği öne sürerek bir model teklif etti
Bu modele göre farklı elektron yörüngelerini çekirdeğin etrafında kapalı dalga halkaları oluşturmaktaydılar
irsizlik ilke katlamakla beraber bir takım olasılık ve istatistiki hesap*lar neticesinde bir elektronun uzaydaki yerini yaklaşık olarak hesap etmenin mümkün olabileceğini öne sürdü
Born Schrödinger'in dalga denklemini olasılık açısından yorumlayarak dalga mekaniği ile kuvantum teorisi arasında bir bağıntı kurdu
Böylece elektronun uzayın bir noktasında bulunması ihtimalinin hesaplanabileceğini göstermiş oldu
1
1
ATOM MODELLERİ
Bugün bildiğimiz atom bilgisi
teorik ve deneysel konularda yıllardır sürekli yapılan çalışmaların bütünüdür
Çalışmalar sonucunda atomun var-im ı kesin bilgi hâlini aldıktan sonra
onları daha yakından tanımak
özelikleri ile ilgili araştırma ve incelemeler yapmak için modeller tasarlanmaya başlanmıştır
Model
bir konu ya da olayın anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla tasarlanır
ancak olayın gerçek niteliğini belirtmez
Atom modelleri; ilim adamları tarafından hayal edilmiş tablolardan ibarettir
Bunlar atomu doğrudan doğruya gözlemleyerek yapılan tasanlar Değildir
En sade atom modelinde atomlar
içi dolu esnek küre olarak kail edilir
Şimdi atom modellerini inceleyelim
1
1
1
DALTON ATOM MODELİ
Sabit oranlar kanunu ve katlı oranlar kanunu olarak gördüğümüz bileşik-i terdeki kütlesel ilişkilere bakarak 1803 yılında John Dalton
maddelerin çok çok küçük yapı taşlarının topluluğu halinde bulunduğu
fikrini ileri sürdü
Dalton atom teorisi olarak ortaya konulan temel özellikler şunlardır;
1
Maddelerin özelliklerini gösteren birim parçacıklar atomlar veya atom gruplarıdır
2
Aynı cins elementlerin atomları birbirleriyle tamamen aynıdır
3
Atomlar içi dolu kürelerdir
4
Farklı cins atomlar farklı kütlelidir
5
Maddenin en küçük yapıtaşı atomdur
Atomlar parçalanamaz
6
Atomlar belli sayılarda birleşerek molekülleri oluştururlar
Örneğin
1 atom X ile l atom Y’den XY
l atom X ile 2 atom Y den XY2 bileşiği oluşur
Oluşan bileşikler ise standart özellikteki moleküller topluluğudur
Atomla ilgili günümüzdeki bilgiler dikkate alındığında Dalton atom modelindeki eksikliklere ek olarak üç önemli yanlış hemen fark edilir
1
Atomlar
içi dolu küreler değildir
Boşluklu yapıdadırlar
2
Aynı cins elementlerin atomları tam olarak aynı değildir
Kütleleri farklı (İzotop) olanları vardır
3
Maddelerin en küçük parçasının atom olduğu ve atomların parçalanamaz olduğu doğru değildir
Radyoaktif olaylarda atomlar parçalanarak daha farklı kimyasal özellikte başka atomlara ayrışabilir; proton
nötron
elektron gibi parçacıklar saçabilirler
1
2
THOMSON ATOM MODELİ
Dalton atom modelinde (-) yüklü elektronlardan ve (+) yüklü protonlardan söz edilmemişti
Yapılan deneyler yardımıyla
katot ışınlarından elektronun
kanal ışınlarından protonun varlığı ortaya konulmuştu
Bu bilgiler ışığında Thomson'un atomla İlgili fikirlerini aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz
1
Protonlar ve nötronlar yüklü parçacıklardır
Bunlar yük bakımından eşit
işaretçe zıttırlar
Proton + 1 birim yüke; elektron ise -l birim yüke eşittir
2
Nötr bir atomda proton sayısı elektron sayısına eşit olduğundan yükler toplamı sıfırdır
3
Atom yarıçapı 10-8 cm olan bir küre şeklindedir
Söz konusu küre içerisinde proton ve elektronlar atomda rast gele yerlerde bulunurlar
Elektronun küre içindeki dağılımı üzümün kek içindeki dağılımına benzer
4
Elektronların kütlesi ihmal edilebilecek kadar küçüktür
Bu nedenle atomun ağırlığını büyük ölçüde protonlar teşkil eder
Nötron denilen parçacıklardan bahsedilmemesi Thomson Atom teorisinin eksiklerinden biridir
Proton ve elektronların atomda rastgele yerlere bulunduğu İddiası ise teorinin hatalı yönüdür
1
1
3
RUTHERFORD ATOM
Atomun yapısının açıklanması hakkında
önemli katkıda bulunanlardan birisi de Ernest Rutherford (Örnıst Radırford) olarak bilinir
Rutherford'dan önce Thomson atom modeli geçerliydi
Bu modele göre
atom küre şeklindedir
Ve küre içerisinde proton ve elektronlar bulunmaktadır
Acaba bu proton ve elektronlar atom içerisinde belirli bir düzene mi
yoksa rastgele bir dağılım içerisinde mi bulunuyorlar? Bu sorunun cevabı daha bulunamamıştı
Rutherford bu sorunun cevabı ve Thomson atom modelinin doğruluk derecesini anlamak için yaptığı alfa (a) parçacıkları deneyi sonucunda bir model geliştirmiştir
Polonyum ve radyum bir a-ışını kaynağıdır
Rutherford
bir radyoaktif kaynaktan çıkan a-taneciklerini bir demet hâlinde iğne ucu büyüklüğündeki yarıktan geçirdikten sonra
kalınlığı 10-4 cm kadar olan ve arkasında çinko sülfür (ZnS) sürülmüş bir ekran bulunan altın levha üzerine gönderdi
Altın levhayı geçip ekran üzerine düşen a - parçacıkları ekrana sürülen ZnS üzerinde ışıldama yaparlar
Böylece metal levhayı geçen a - parçacıklarını sayma imkanı elde edilir
Rutherford
yaptığı deneylerde metal levha üzerine gönderilen a- parçacıklarının % 99
99 kadarının ya hiç yollarında sapmadan ya da yollarından çok az saparak metal levhadan geçtiklerini
fakat çok az bir kısmının ise metale çarptıktan sonra büyük bîr açı yaparak geri döndüklerini gördü
Rutherford daha sonra deneyi altın levha yerine
kurşun
bakır ve platin metallerle tekrarladığında aynı sonucu gördü
Kinetik enerjisi çok yüksek olan ve çok hızlı olarak bir kaynaktan çıkan a - parçacıklarının geriye dönmesi için;
1
Metal levhada pozitif kısmın olması
2
Bu pozitif yüklü kısmın kütlesinin (daha doğrusu yoğunluğunun) çok büyük olması gerekir
Bu düşünceden hareketle Rutherford
yaptığı bu deneyden şu sonuçlan çıkardı
Eğer
a tanecikleri atom içerisindeki bir elektrona çarpsaydı
kinetik enerjileri büyük olduğu için elektronu yerinden sökerek yoluna devam edebilirlerdi
Ayrıca
a - taneciği pozitif
elektron negatif olduğundan geriye dönüş söz konusu olmaması gerekirdi
Bu düşünceyle hareket eden Rutherford
metale çarparak geriye dönen alfa parçacıklarının sayısı metal levhadan geçenlere oranla çok küçük olduğundan; atom İçerisinde pozitif yüklü ve kütlesi büyük olan bu kısmın hacmi
toplam atom hacmine oranla çok çok küçük olması gerektiğini düşünerek
bu pozitif yüklü kısma çekirdek dedi
Rutherford
atomun kütlesinin yaklaşık olarak çekirdeğin kütlesine eşit olduğunu ve elektronlarında çekirdek etrafındaki yörüngelerde döndüğünü ileri sürmüştür
Buna göre
Rutherford atomu güneş sistemine benzetmiş oluyordu
Rutherford atom modelini ortaya koyduğunda nötronların varlığı daha bilinmiyordu
Günümüzde ise «çekirdeğin proton ve nötronlar içerdiği ve bunların çekirdeğin kütlesini oluşturduklarına inanılmaktadır
Rutherford'un ortaya koyduğu atom modelinin boyutlarını da anlamak önemlidir
Bunu şu şekilde ifade edebiliriz
Eğer
bir atomun çekirdeği bir tenis topu büyüklüğünde olsaydı
bu atom büyük bir stadyum büyüklüğünde olurdu
He atomu 2 proton
2 nötron ve 2 elektrondan oluşur
Bir He atomunun 2 elektronu tamamen uzaklaştırılırsa geriye +2 yüklü helyum iyonu (He+2) kalır
Bu iyona alfa (a) parçacığı (alfa ışını) denir
Bir atomu a - taneciği ile incelemek
bir şeftaliyi uzun bir iğne ile incelemeye benzer
iğnenin şeftalinin ortasında sert bir şeye çarptığını tespit ederek şeftali çekirdeğinin varlığını ve büyüklüğünü onu hiç görmeden anlamak mümkündür
Bu arada şeftali ile çekirdeğinin büyüklüğü ve atom ile çekirdeğinin büyüklüğünün aynı oranda olamayacağı unutulmamalıdır
1
1
4
Bohr Atom Teorisi
Buraya kadar anlatılan atom modellerinde
atomun çekirdeğinde
(+) yüklü proton ve yüksüz nötronların bulunduğu
çekirdeğin etrafında dairesel yörüngelerde elektronların dolaştığı ifade edildi
Bu elektronların çekirdek etrafında nasıl bir yörüngede dolaştığı
hız ve momentumlarının ne olduğu ile ilgili bir netice ortaya konmadı
Bohr ise atom teorisinde elektronların hareketini bu noktadan inceledi
1913 yılında Neils Bohr
hidrojen atomunun spektrum çizgilerini ve Planck'ın kuvantum kuramını kullanarak Bohr kuramını ileri sürdü
Bu bilgiler ışığında Bohr postulatları şöyle özetlenebilir
1
Bir atomdaki elektronlar çekirdekten belli uzaklıkta ve kararlı hâllerde hareket ederler
Her kararlı hâlin sabit bir enerjisi vardır
2
Her hangi bir kararlı enerji seviyesinde elektron dairesel bir yörüngede (orbitalde) hareket eder
Bu yörüngelere enerji düzeyleri veya kabukları denir
3
Elektron kararlı hâllerden birinde bulunurken atom ışık (radyasyon) yayınlamaz
Ancak
yüksek enerji düzeyinden daha düşük enerji düzeyine geçtiğinde
seviyeler arasındaki enerji farkına eşit bir ışık kuantı yayınlar
Burada E = h-i) bağıntısı geçerlidir
4
Elektron hareketinin mümkün olduğu kararlı seviyeler
K
L
M
N
O gibi harflerle veya en düşük enerji düzeyi l olmak üzere
her enerji düzeyi pozitif bir tam sayı ile belirlenir ve genel olarak "n" İle gösterilir
(n: 1
2
3
¥)
Bugünkü bilgilerimize göre; Bohr kuramının
elektronların dairesel yörüngelerde hareket ettikleri
ifadesi yanlıştır
Bohr atom modeli
hidrojen atomunun davranışını çok iyi açıkladığından ve basit olduğundan önce büyük ilgi gördü
Ancak
bu model çok elektronlu atomların davranışlarını (atomların spektrumlarını
atom çekirdeğinin bir elektronunu yakalayarak başka atom çekirdeğine dönüşünü) açıklayamadığından yaklaşık 12 yıl kadar geçerli kaldı
Daha sonra yerini modern atom teorisine bıraktı
Bohr'a göre
elektronlar çekirdekten belirli uzaklıklarda dairesel yörüngeler izlerler
Çekirdeğe en yakın yörüngede bulunan (n = 1) K tabakası en düşük enerjilidir
Çekirdekten uzaklaştıkça tabakanın yarıçapı ve o kabukta bulunan elektronun enerjisi artar
Elektron çekirdekten sonsuz uzaklıkta iken (n @ ¥) elektronla çekirdek arasında
çekim kuvveti bulunmaz
Bu durumda elektronun potansiyel enerjisi sıfırdır
Elektron atomdan uzaklaşmış olur
Bu olaya iyonlaşma denir
Elektron çekirdeğe yaklaştıkça çekme kuvveti oluşacağından
elektronun bir potansiyel enerjisi olur
Elektron çekirdeğe yaklaştıkça atom kararlı hâle doğru gelir
potansiyel enerjisi azalır
Buna göre
elektronun her enerji düzeyindeki potansiyel enerjisi sıfırdan küçük olur
Yani negatif olur
Bohr hidrojen atomunda çekirdeğe en yakın enerji düzeyinde (K yörüngesi) bulunan elektronun enerjisini -313
6 kkal/mol olarak bulmuştur
1
1
5
MODERN ATOM MODELİ
Bohr
elektronu
hareket hâlinde yüklü tanecik olarak kabul edip
bir hidrojen atomundaki elektronun sadece bazı belirli enerjilere sahip olacağını varsayarak teorisini ortaya atmıştı
Bu teori
hidrojen gibi tek elektronlu He+
Li+2 iyonlara da uymasına rağmen çok elektronlu atomların
ayrıntılı spektrumlarının
kimyasal özelliklerinin açıklanmasına uymamaktadır
Yine de
modern atom modelinin gelişmesinde bir basamak teşkil etmiştir
Modern atom modeli
dalga mekaniğindeki gelişmelerin elektronun hareketine uygulanmasına dayanmaktadır
Bu modelin öncüleri Lois de Broglie
Heisenberg ve Schrödinger gibi bilim adamlarıdır
1924 yılında Louis de Broglie
ışık ve maddenin yapısını dikkate alarak
küçük tanecikler bazen dalgaya benzer özellikler gösterebilirler
şeklindeki hipotezini ortaya attı
1927 yılında de Broglie'nin hipotezi elektron demetlerinin bir kristal tarafından
X-ışınlarına benzer biçimde saptırılması ve dağıtılması deneyi İle ispatlandı
1920'li yıllarda Werner Heisenberg
atomlardan küçük taneciklerin davranışlarını belirlemek için ışığın etkisini inceledi
Bunun sonucunda Heisenberg belirsizlik ilkesi olarak anılan şu neticeyi çıkardı
"Bir taneciğin nerede olduğu kesin olarak biliniyorsa
aynı anda taneciğin nereden geldiği veya nereye gittiğini kesin olarak bilemeyiz
Benzer şekilde
taneciğin nasıl hareket ettiğini biliyorsak onun yerini kesin olarak bilemeyiz
"
Buna göre
elektronun herhangi bir andaki yeri ve hızı aynı zamanda kesin olarak bilinemez
Bir taneciğin yerini ve hızını ölçebilmek için
o taneciği görmek gerekir
Taneciğin görünmesi de taneciğe ışık dalgası göndermek ile olur
Elektron gibi küçük tanecikleri tespit etmek için düşürülen uygun dalga boyundaki ışık
elektronun yerini ve hızını değiştirir
Bu yüzden
aynı anda elektronun yeri ve hızı ölçülemez
Bu nedenle de elektronların çekirdek etrafında belirli dairesel yörüngeler izledikleri söylenemez
Yörünge yerine elektronun (ya da elektronların) çekirdek etrafında bulunma olasılığından söz etmek gerekir
Modern atom modeli
atom yapısı ve davranışlarını diğer atom modellerine göre
daha iyi açıklamaktadır
Bu model
atom çekirdeği etrafındaki elektronların bulunma olasılığını kuvantum sayılan ve orbitaller ile açıklar
kuvantum sayıları
bir atomdaki elektronların enerji düzeylerini belirten tam sayılardır
Orbitaller ise elektronun çekirdek etrafında bulunabilecekleri bölgelerdir
Elektron tanecik olarak düşünüldüğünde; orbital
atom içerisinde elektronun bulunma olasılığı en yüksek olan bölgeyi simgeler
Elektron maddesel bir dalga olarak düşünüldüğünde ise
orbital
elektron yük yoğunluğunun en yüksek olduğu bölgeyi simgeler
Yani
elektron tanecik olarak kabul edildiğinde elektronun belirli bir noktada bulunma olasılığından
dalga olarak kabul edildiğinde ise elektron yük yoğunluğundan söz edilir
Bu bilgilerden sonra artık
dört kuvantum sayısı ile dört alt kabuklan tipinden bahsederek
alt kabukları göstermek için kullanılan simgeleri anlatmaya geçebiliriz
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul