Konu
:
İslam Dünyasında Ve Orta Çağda Matematik...
Yalnız Mesajı Göster
İslam Dünyasında Ve Orta Çağda Matematik...
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
İslam Dünyasında Ve Orta Çağda Matematik...
611 den
Hz
Muhammed’in peygamberligini açiklamasindan yüz yil sonra
711 ‘re gelindiginde
Islam imparatorlugu
doguda Çin sinirina ve Hindistan içlerine
batida
kuzey Afrika’dan ve Cebel-Tarik’tan geçerek
Pirene daglarina dayaniyordu
Bu arada
Istanbul kusatilmis (675-677)
dogu ve güneydogu Anadolu’nun bir kismi fethedilmis
Kibris ve Sicilya alinmis
devasa bir imparatorluk olusturulmustu
Bu imparatorluk Samdan
Emevi hanedanligi tarafindan yönetilmekteydi
Emevi’lerin Arap olanla olmayanlara farkli muameleleri orta Asya’da
Ebu Müslim Horasani’nin yönettigi büyük bir isyan çikmasina neden oldu
Bu isyan Basra civarinda baslayan Abbas ogullarinin isyaniyla birleserek Emevi hanedanligina son verdi
Kiyimdan kurtulan Emevi’lerden Abdurahman Endülüs’te Emevi hanedanligini daha bir süre devam ettirecektir
Islam dünyasina bilim
750 den sonra
Abbasiler zamaninda girmeye basladi
O tarihlerde
Basra bölgesinden yayilmaya baslayan ve Islam rasyonelsizimi olarak ta bilinen Mutezile (=ayrilanlar) tarikati
bu tarikatin Vasil bin Ata gibi o zamanki önderlerinin halife Mansur’a ve Sia imamlarina yakin olmalari
bu tarikatin devlet ve halk tarafindan benimsenmesine neden oldu
Dogrularin akil ve rasyonel düsünceyle bulunacagini savunan bu akim
Islam dünyasina bilimin girmesinin düsünsel zeminini olusturmustur
Abbasiler Sam’i baskent yapmayarak
Bagdat’i kurup orasini kendilerine baskent yapmislardir
Abbasi halifeleri Mansur
Harun Resit ve El-Mamun
Bagdat’ta “Dar’ül Hikmet “ ( Aklin Evi) diye bilinen
Iskenderiye’deki Museum benzeri bir medrese kurmuslar
büyük bir çeviri faaliyetine girismislerdir
Yukarida da belirtildigi gibi
ilk çeviriler
Yunan dil ve kültürüne vakif bölgelerdeki
özellikle Cundisapur ve güneydogu Anadolu’daki Süryani ve Sabiiler ( Harranli Tabit ibni Kurra ve çocuklari gibi) tarafindan yapilmistir
Çeviriler sadece Yunanca’dan degil
Hindçe’den
Pehlevice’den
Ibranice’den… de yapilmistir
Böylelikle genis bir kütüphane olusturulacaktir
Bu çevirilerin çesitli kaynaktan yapilmis olmasindan da anlasilacagi gibi
Islam matematigi Yunan geleneginin bir devami olmaktan çok
Yunan
Mezopotamya ve Hind matematiklerinin bir sentezidir
Sayi sistemleri
aritmetik
trigonometri ve cebir
daha çok Mezopotamya ve Hind geleneklerine; geometri ise Yunan gelenegine dayanir
Zamanimiza
750-1450 yillari arasinda yasamis 50 kadar matematikçi-bilim adaminin ismi ve çalismalari gelmistir
Unutmamak gerekir ki
o tarihlerde yasamis olan bilim insanlarinin çogu
zamanin bütün bilimleriyle ugrasmis
ya da en azindan 3-4 bilim dalinda eser vermis insanlardir
Bu dönem Matematikçilerinden bir kaçini ele alalim
Muhammet ibni Musa al-Harazmi (780-850):
Isminden güney Özbekistan’da dogdugu anlasiliyor
Hayati ve nerelerde okudugu hakkinda güvenilir bir bilgi yoktur
810 dan sonra Bagdat’ta Dar’ül Hikmet’in kütüphanecisi olarak çalismaya baslamis ve 4 kitap yazmistir
Bunlardan biri cografya
biri astronomi
biri aritmetik digeri de bir cebir kitabidir
Biz bu son ikisi hakkinda biraz bilgi verecegiz
Al-Harazmi’nin en ünlü kitabi “ Al-Cebir ve Al-Mukabele” dir
Bu “indirgeme ve denkleme” manasina gelen baslik
daha sonralari “Cebir” (veya Algebra) olarak kisaltilacaktir
Bu kitapta Al-Harazmi ikinci dereceden bir polinomu katsayilarinin isaretine göre 6 sinifa ayirarak
sistematik olarak
her sinif için
köklerin nasil bulunacagini “algoritmik” bir yaklasimla göstermektedir
Örnek olarak
bizim bu gün olarak yazacagiz bir polinomu seklinde yazmaktadir ve bu polinomun köklerini bulmak için adim adim ne yapilmasi gerektigini söylemektedir
Unutmamak gerekir ki o tarihlerde henüz negatif sayilar kullanilmiyor ve sayi uzunluk olarak düsünülmektedir
Müslümanlar
burada söz konusu olan dönemde (750-1450)
bir istisna (Abu Waffa (940-998)) disinda
negatif sayilari hiç kullanmamislardir
Al-Harazmi’nin
verilen bir polinomun kökünü bulmak için
izlemis oldugu adim adim yaklasima günümüzde “algoritmik” yaklasim denmektedir; bu sözcük Al-Harazmi’nin ismi bozularak türetilmistir
Al Harazmi
daha sonra
algoritmik olarak buldugu kökü geometrik olarak da bularak yaptiklarini dogrulamaktadir
Son olarak ta Al-Harazmi kitabinda
bu yöntemin miras hesaplarina pratik uygulamalarini vermektedir
Bu kitap 1140 larda Latinciye çevrilmis ve 1600 lere kadar bati okullarinda kullanilmistir
Bu eser
hakkinda çok tartisma olan bir eserdir
Kimilerine göre
cebir’in esas babasi Diofand’dir; Al-Harazmi’nin cebiri Mezopotamya matematiginden daha ileri düzeyde degildir
Bu da büyük ölçüde dogrudur
Kimileri ise
bu eserin her sey ile orijinal oldugunu savunmakta
Açik olan bir sey varsa
o da bu eserden sonra
matematikte “cebir” diye bir ana bilim dalinin ortaya çikmasidir
Önemli olan diger bir husus da
algoritmik yaklasim dedigimiz
bu kitabin yöntemidir
Al-Harazmi’nin diger kitabi bir “Hesap” kitabidir
Bu kitabin Arapçasi günümüze ulasmamistir; var olan bir Latince çevirisidir
Bu kitapta
Al- Harazmi bugün kullandigimiz Hind-Arap rakamlari olarak bilinen ( 1
2
…
9
0) rakamlari tanitmakta; onlarla sayilarin nasil yazildigini
toplama
çarpma gibi islemlerin nasil yapildigini anlatmaktadir
Burada sifir bir “ bosluk dolduran sembol” olarak kullanilmistir
sayi olarak degil
Sayi olarak
sifir ilk kez
876 de Hindistan’da kullanilmistir
Daha önce de kullanildigi hakkinda bilgiler vardir ama herkesin hem fikir oldugu tarih bu tarihtir
Negatif sayilarin da Hindistan’da 620 lerde kullanildigi bilinmektedir ama az-çok yaygin olarak kullanilmaya baslanmalari 1600 ler den sonradir
Ömer Hayyam (1048-1131) :
Nisabur da dogan Ömer Hayyam
1073 den sonra
Isfahan’da kurulan rasathanede
Selçuk hükümdari Melik Sahin “müneccim basi” olarak çalismaya baslamis
Zamanimiza Rubailerinden baska bir cebir kitabi ve astronomiyle ilgili çalismalarindan da bazi kisimlar kalmistir
Cebir kitabinda
üçüncü dereceden polinomlarin bir siniflandirmasini yaparak
konik kesitlerini kesistirerek
bu polinomlarin köklerini geometrik olarak bulmaya çalismistir
Ömer Hayyam astronom olarak
gözlem ve ölçümlere dayali
bir takvim reformu yaparak
yeni bir takvim (Celali takvimi) hazirlamistir
Bu gayeyle
Ömer Hayyam bir günes yilinin uzunlugunu 365
24219858156 gün olarak hesaplamistir
Simdi bilinen
bir yilin 365
242190 gün oldugunu ve her 70-80 senede virgülden sonraki 6
rakamin degistigini burada belirtelim
Sarafeddin al-Tusi (1135-1213) :
Isminden
Iran’in Tus sehrinde dogdugu anlasilmaktadir
Muhtemelen Mesed yada Nisabur’da yetismistir
Sam
Halep
Musul ve Bagdat da matematik okutmustur
Önemli bir cebir kitabinin yazaridir
S
Al-Tusi de
Ömer Hayyam gibi üçüncü dereceden polinomlarin köklerini bulmak için ugrasmistir
Harazmi’nin izinden giden S
Al-Tusi
üçüncü dereceden denklemleri 25 sinifa ayirarak
cebirsel yaklasimla
onlarin köklerini bulmaya çalismistir
Bugünkü notasyonla
gibi bir denklemin belli bir aralikta çözümünün olabilmesi için
nin in maksimumu ile minimumu arasinda olmasi gerektigi anlayan S
Al-Tusi
bu ifadenin maksimumun bu ifadenin “türev” inin sifir oldugu yerde aramasi gerektigini anlamistir
Kimi yazarlara göre bu türevin kesfidir
Ne yazik ki o zaman bu kesfin degeri anlasilmamis
türevin farkina varilmamistir
Matematigin en önemli kesiflerinden olan türev
1636 de Fermat tarafindan tekrar kesfedilecek ve bu da
analitik geometri ile beraber
kalkülüsün dogumuna neden olacak ve matematikte bir devrim yaratacaktir
Nasireddin Al-Tusi (1201-1274) :
O devir Islam dünyasinin en büyük bilim adamlarindan olan N
Al-Tusi
Tus ve Nisapur’da okumustur
Mantik
Ahlak
Felsefe
Astronomi ve Matematik kitaplari yazmistir
Hayatinin önemli bir kismini
Hasan El-Sabahin örgütünün merkezlerinden biri olan
ve çok iyi bir kütüphanesi oldugu bilinen
Alamud kalesinde arastirma yaparak geçirmistir
Bu kale 1256 da Hülagü han tarafindan alindiktan sonra
Hülagü hanin müneccim basi olmus
1262 den sonrada Marageh’de ( Güney Azerbaycan’da
Tebriz civarinda ) Hülagü hanin emriyle kurulan rasathanede arastirmalarini sürdürmüs ve bir ziç
Ziç-i-Ilhani’ yi hazirlamistir
Ziçler
astronomik hesaplar için gerekli olan
sinüs cetvelleridir
N
Al-Tusi’nin astronomi ile ilgili çalismalari
Batlamyüs’den sonra Copernicus’un çalismalarina kadar
astronomi hakkinda en önemli çalismalardan biri olarak kabul edilir
Matematikle ilgili en önemli çalismasi
düzlem ve küresel trigonometri ile ilgili çalismalaridir
Bu eserden sonra trigonometri
astronomi için bir araç olmaktan çikip
matematigin bir ana dali olmustur
Bunun disinda
Yunanca’dan çeviri çok sayida matematik kitaplarina izah ve yorumlar yazmis; bir sayinin n inci kökünü bulmak için çalismalar yapmistir
Batili matematikçi ve astronomicilerin
eserlerinden en çok yararlandiklari islam dünyasi bilim adamlarinin basinda N
Al-Tusi gelir
Cemsit Al-Kasi (1380-1429) :
Kasan (Iran) da dogmustur
Kasan’da yetistigi anlasilan Al-Kasi
1420 den itibaren ölene kadar
Ulug Bey ve Kadizade ile Semarkand’ ta Ulug Bey medresesinde ve rasathanesinde çalismistir
Timurleng’in torunu olan Ulug Bey (1393-1449) iyi bir matematikçi
bilim asigi bir hükümdardi
O tarihlerde Ulug Bey’ in medresesinde 60 civarinda zamanin en iyi bilim adamlari ders vermekte ve arastirma yapmaktadir; bu metrese
pozitif bilimlerin okutuldugu ve bilimsel bir sayginligi olan Islam ülkelerindeki son metresedir
Al-Kasi
Ulug Bey’le beraber
N
Al-Tusi’nin ziçlerinden de yararlanarak
Ziç-i-Hakani olarak bilinen Ulug Bey’in ziçlerini hazirlamistir
Bu ziç’te 1 den 90 dereceye kadar olan açilarin
birer dakika arayla
sinüsleri verilmistir
Bu da 60×90=5400 giris demektir
Her açinin sinüsü
virgülden sonra 8
haneye kadar verilmistir
Bu is bugünün imkanlariyla bile
kolayca yapilacak bir is degildir
Ayrica bu ziç
günes
ay ve gezegenlerin konumu ve hareketleri hakkinda detayli bilgi ve gözlem tablolari içermektedir
Al-Kasi muhtesem bir hesap yetenegi olan matematikçidir
Yari çapi 1 olan bir daireyi 3×2^28=805
306
368 kenarli bir poligonun içine oturtarak
pi sayisinin virgülden sonra 16 hanesini ( 10 ve 60 tabanli sayi sistemlerinde) dogru olarak vermistir
Bu rekor ancak 200 yil sonra kirilabilecektir
Al-Kasi
içeriginin zenginli
ispatlarinin açikligi ile orta çagin en iyi kitaplarindan biri olarak kabul edilen “Aritmetigin Anahtari” baslikli bir kitabin da yazaridir
Ondalik kesirlerle 4 islemin nasil yapilacagini açiklayan da Al-Kasi’dir
Al-Kasi’nin ölümünden sonra Ulug Bey’e ziçlerini tamamlamasina ve gerekli izahlarin yazilmasina
Al-Kasi ve Kadizade’ nin ögrencisi olan
Ali Kusçu yardim etmistir
1449 da Ulug Bey’in
devlet isleriyle ugrasmiyor
hayirsiz bilimle ugrasiyor diye öz oglu ve akrabalari tarafindan öldürülmesinden sonra
Ulug Bey’in medrese ve rasathanesi de çökmüstür
Bu Islam dünyasindaki son önemli pozitif bilim merkezinin sönmesidir
Bu son ismi geçen kisiler Islam dünyasinin matematikçi diyebilecegimiz son bilim adamlaridir
1450 den 1930-40 lar’a kadar Islam dünyasinda orijinal bir çalisma yapmis ve matematikçi diye nitelendirebilecegimiz bir kisinin ismi bilim tarihinde geçmemektedir
Müslümanlarin matematige katkilarini
bu konuda çok çeliskili yargilarin olmasi nedeniyle
degerlendirmek çok zordur
Müslümanlarin matematige katkilari kimi yazarlar tarafindan sifirlanirken
kimi yazarlar tarafindan da göklere çikartilmaktadir
Kimi yazarlara göre Müslümanlarin matematige hiç bir katkisi olmamistir; bütün yaptiklari bir buzdolabi görevi görmekten ibarettir
Yunanlilarin pisirdiklerini
Avrupalilar onu yiyecek düzeye gelene kadar saklamislar
günü geldiginde de Avrupalilar onu alip yemislerdir
Kimilerine göre ise
Müslümanlarin matematige ve astronominin gelismesine kapsamli özgün katkilari olmustur; bu gün batili bilim adamlarinin adini tasiyan bir çok teorem veya sonuç daha önce Müslümanlar tarafindan bulunmustur
Görülen o ki Müslümanlar sulayip büyüttükleri agaçlarin meyvelerini toplayamamislar; ve Müslümanlarin bilime katkilari yeteri kadar arastirilip degerlendirilmemistir
Bu isi yapanlarin çogunlukla yine batili bilim tarihçilerin olduklarini unutmamak gerek
Müslüman matematikçilerin Küresel geometriye
cebire
sayilar teorisine
trigonometri ve astronomiye özgün katkilari olmustur ve bu katkilar hiçte küçümsenecek ölçülerde degildir
Ayrica
insanligin ortak ürünü olan bilimin önemli bir halkasi
eskiyle yeniyi baglayan halkasi
Islam bilimidir
Bu halka olmadan
bilimin bugünkü düzeye gelmesi herhalde mümkün olmayacakti
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul