Konu
:
1. Meşrutiyetin İlanı
Yalnız Mesajı Göster
1. Meşrutiyetin İlanı
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
1. Meşrutiyetin İlanı
Bütün eleştirilere rağmen Tanzimat döneminin
İmparatorluğun kurtarılması için yeni esaslar benimseyen
İslamî devlet esasları yerine
batıda demokratik mücadelelerden geçerek kurulmuş olan meşruti sistemi amaçlayan bir neslin yetişmesini hazırlaması da yadsınamaz
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurtuluşunu meşrutî sistemde gören "Genç Osmanlılar" cemiyeti 1865'de kuruldu
Amaçlan Abdülaziz'e meşrutî sistemi kabul ettirmekti
Bu tarihe kadar Padişahlardan gelen
İmparatorluğu kurtarma çabaları olan ıslâhat hareketlerinin yerine şimdi halkın içinden ve batı düşünceleriyle yetişen aydınların imparatorluğu kurtarma girişimleri alıyordu
Dolayısıyla devletten gelen ıslâhat hareketlerine karşı gerici çevrelerin tepkilerinin yerini
şimdi halktan gelenlerin isteklerine karşı devletin tepkisi aldı
Genç Osmanlıların çabalan sonucu 1876'da "Kanun-u Esası (Anayasa) ilân edilerek meşrutî sistem kuruldu
Kanun-u Esasî ulusal bir ihtilâl sonucu ilân edilmemiş olmakla beraber
tüm halkın siyasî haklan yönünden eşitliği
devlet yönetimine katılması ve denetlemesiyle parlamenter bir sisteme dayandırılmak isteniyordu
Fakat devletin monarşik ve teokratik niteliği değiştirilmiyordu
Hattâ
Saltanatın Osmanlı Hanedanına ait olduğu
Pâdişah'ın kutsal ve sorumsuz bulunduğu
Kanun-u Esasîde yer alıyordu
Kanun-u Esasî'nin 7
maddesinin Pâdişâha tanıdığı geniş yetkiler ve özellikle 113
maddeye göre
bir Osmanlı vatandaşını basit bir polis raporuna dayanarak yurt dışına sürgün edebilme yetkisi
I
Meşrûtiyet'in zayıf bir yönü idi
Mithat Paşa ile anlaşan Abdülhamid
tahta çıkınca vaat ettiği gibi Kanun-u Esasî'yi ilân etti
Fakat
Osmanlı-Rus Savaşı'ndaki yenilgiden şahsına yönelik eleştiriler gelince
Meclis-i Mebusân'ı dağıttı ve bir daha toplamadı
Kanun-u Esasfyi uygulamadı
İlk iş olarak çekindiği Mithat Paşa'yı 113
maddeye dayanarak yurtdışına sürgün etti
Kısa bir süre sonra da O'nu Abdülaziz'i öldürmekle itham edip Yıldız'da kurdurduğu mahkemede yargılattı
İdama mahkûm edilen Mithat Paşa'nın cezasını müebbet sürgüne çevirip Taife sürgün etti ve Mithat Paşa 1884' de orada öldürtüldü
Valilikleriyle ülkede büyük hizmetleri olan
Ziraat Bankası'nın kurucusu
ülkeye hürriyet yolunda hizmet veren "Hürriyet Şehidi" Mithat Paşa'nın öldürtülmesi İstibdat rejiminin bir uygulaması idi
Ülkeyi nasıl bir geleceğin beklediğini gösteriyordu
İstibdat rejimi" ile yenileşme hareketleri sona erdi ve baskı rejimi kuruldu
Batı uygarlığı doğrultusunda yanm yüzyıl süren çabalar durdu
Din-devlet ayrımı yönündeki gidiş
yeni bir din-devlet bileşimi rejimiyle sonuçlandı
Çöküntü ve toprak kaybı devam ediyordu
"Avrupa'nın Hasta Adamı" yaşayabilmek için Avrupa'nın denge politikasını sürdürdü
İngiltere
bir yönden Kafkaslar'dan İskenderun Körfezi'ne
diğer yönden Boğazlara yönelik Rus tehlikesini Osmanlı İmparatorluğu'nun durduramıyacağını görerek
1878 yılında Kıbns'ı ele geçirdi
1882'de Mısır'a yerleşti
Diğer yandan Ermeni sorununa sahip çıkarak
Doğu Anadolu'da kurulacak bir Ermeni devletini himayesi altına alarak Rus ilerlemesini durdurmayı plânladı
Bu arada Fransa'da 1881'de Tunus'u aldı
Osmanlı İmparatorluğu bir yandan toprak kaybederken
diğer yandan ekonomik çöküntü sürmekteydi
Hızla borçlanmanın sonucu Osmanlı Devleti borçlarının faizini bile ödeyemeyecek duruma geldi
1881 malî iflâsın ilânı
"Düyûn-u Umumiye" nin kurulmasına yol açtı
Kelime anlamı genel borçlar olan "Düyûn-u Umumiye"
alacaklı devletlerin alacaklarını toplamak amacıyla Osmanlı maliyesine ve kaynaklarına el koyup
toplanan vergileri alacaklara pay eden bir kuruluştu
Tuz
tütün
pul
müskirat (içki)
balık resimleri (vergileri) ve bazı illerin ipek öşürleri
daha başka vergiler Düyûn-u Umumiye'ye bırakıldı
Böylece devlet içinde devlet olan bir kuruluş haline geldi
Bu kurumda çalışan 5 binden çok personelin masrafları da bu kaynaklardan sağlanıyordu
Türkiye'ye giren yabancı sermaye de Düyûn-u Umumiye ile tam bir garantiye kavuştu
Osmanlı Devleti'nin malî tutsaklığı demek olan Düyûn-u Umumiye'nin koruyuculuğu altında yabancı sermaye
özellikle madenleri ve diğer hammadde kaynaklarını sömürmeye başladı
1838 Ticaret Antlaşması ile başlamış olan demiryolu yapımı şimdi daha da önem kazanıyordu
1856 yılında Londra'da İngiliz Bankerleri tarafından kurulan ve 1863fde Fransız bankerlerinin de katılmasıyla güçlenen Osmanlı Bankası 1862'de Osmanlı Devleti'yle yaptığı anlaşma ile 30 yıl süreli olarak: "Talep olduğunda altın karşılığı banknot çıkartabilecektir
Piyasadaki banknotun üçte biri oranında nakdî ihtiyat bulunduracaktır
Bankanın imtiyazı sürdüğü sürece devlet "evrâk-ı nakdiye" çıkarmayacaktır
Bu imtiyaz başka bir bankaya verilmeyecektir
Banka
şubesi bulunan yerlerde devlet gelirlerini toplayacak ve devlet adına ödeme yapacaktır
Devlet adına topladığı gelirlerden vadesi gelen hazine bonolarını mahsup etmeye yetkilidir
İç ve dış borç taksitlerinin ödeme işlemlerini
yüzde yarım komisyon karşılığında yürütecektir
Banka içte ve dışta devletin resmî malî ajanı olacaktır ve bir ticaret bankası gibi faaliyet gösterebilecektir"
Geniş yetkilerle devletin Merkez Bankası niteliğini kazanan Osmanlı Bankası'mn karşısına 1888'den sonra en büyük rakibi olarak Deutsche Bank çıktı
İngiltere'nin himaye politikasından uzaklaşması üzerine
denge politikasını sürdüren Osmanlı Devleti Almanya'ya yaklaştı
1890'dan sonra sömürge ve yayılma için kendine yaşam alanı arayan Almanya "Doğuya doğru" sloganı ile Osmanlı İmparatorluğu'na yöneldi
Bu yönelişin bir ürünü olan "Bağdat Demiryolu Projesi"ni kabul ettirdi
Şimdi Osmanlı Devleti Almanya'nın himayesi altına giriyordu
Fakat
çöküntü de bir yandan sürüyordu
II
Abdülhamid'in istibdadına karşı "Jön Türk" hareketi ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kuruluşu siyasî direnmeye dönüşerek
Makedonya'da başlayan askerî ayaklanmalar ve Reval'de İngiltere ve Rusya'nın Balkanlardaki Makedonya topraklarının Türkler'den alınması yolundaki anlaşmaları
Abdülhamid'e karşı direnmeyi kuvvetlendirdi
1908 yılında Kanun-u Esasî'yi yürürlüğe koydugünü ilân etmek zorunda bıraktı
Böylece "1908 İnkılâbı" veya "2
Meşrûtiyet" denen olay gerçekleşti
Osmanlı İmparatorluğu'nu kurtarmak için 19
y
y'dan beri sürdürülen çabaların başarısızlıkların sebeplerini kısaca üç ana noktada toplayabiliriz
Birincisi: Ülkede bu değişmeye karşı direnen gerici güçlerdir
Bunlar
çoğu kez üstün geldi
Bunun sebebi
ilerici güçlerin toplum içinde
orduda ve yönetimde köksüz oluşları
buna karşılık gerici güçlerin toplum derinliklerine kadar kök salmış olmaları
Yeniçeri ve ulemâya dayanması
dini ve gelenekleri bir araç olarak kullanmalarıdır
İkincisi
Avrupa'nın gelişen ekonomik yapısı sebebiyle
Avrupa Devletleri arasında başlayan üstünlük savaşlanndan uzak kalamayan ve devamlı Rus saldırılarına uğrayan ve içte de parçalanmaya yönelik ayaklanmalar ve buna bağlı dış müdahalelerle uğraşan Osmanlı İmparatorluğu
giderek Avrupa'nın ayrı sömürgesi oldu
Bu sebepten dolayı da yenileşme programlarım uygulama olanağı bulamadı
Savaşların büyük maddî sıkıntılara sebep olması ekonomiyi de çok olumsuz etkilemekteydi
Bir yandan dış
bir yandan iç çatışmalar yüzünden barış ortamı sağlanamıyordu
Üçüncü olarak
yenileşme girişimlerini doğurduğu çekişme ve savaşların yol açtığı ekonomik sıkıntı ve sefaletin halk üzerindeki etkisiydi
Olayları fanatik ve fatalist bir düşünceyle yorumlayan halk
bütün bu sıkıntıların sebebi olarak yenileşme hareketlerini ve onların uygulayıcılarını görüyordu
Bu durum
her yenilikçi harekete karşı çıkan ayaklanmanın da gerekçesi oldu
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul