Konu
:
Malazgirt Zaferi
Yalnız Mesajı Göster
Malazgirt Zaferi
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Malazgirt Zaferi
Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri arasında
26 Ağustos 1071 tarihinde
Doğu Anadolu’da Malazgirt Ovasında meydana geldi
Bu muharebe
dinî
millî
siyasî
askerî neticeleri ve Türk-İslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir
Selçuklu Türkleri
Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce
Anadolu içlerine gazâ akınları tertip ettiler
Bu akınlarda
Anadolu’nun
Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi
Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya akınları
Bizans Devletini telaşlandırdı
Akıncıların bu gazâlarında
Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi
zalimleri ortadan kaldırmaları
can
mal
ırz emniyetini sağlamaları
bölge halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı
Doğu hududundaki hadiseleri dikkatle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için tedbir almaya başladılar
Bizans’ın ancak meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadolu’da hakimiyetini koruyabilmesi
zulme varan sıkı tedbirleri
halka kötü muamelesi
yerli ahalinin Türklerin idaresini tercih etmelerini daha da kolaylaştırdı
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi
Fakat hanedan mensubu değildi
Askerlik bilgisi
tecrübe ve cesareti
dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxie’nin dikkatini çektiğinden
diğer aday ve teklifleri reddederek
1068’de Diyojen’i tercih etmesine sebep oldu
Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine asiller
iktidara karşı cephe aldılar
Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen
zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip
Bizans’ın doğu hududundaki hadiseleri de dikkatle takip ettirdi
Ani ve Kars’ı zaptederek Ani’nin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı
tahta çıkışından
1071 yılına kadar her yıl sefere çıktı
1068’de Pozantı’ya
1069’da Palu’ya kadar geldi
1070’te de Kayseri’ye ordu gönderdi
Bu seferlerle
Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp
disiplinli olması sağlandı
Selçuklu akınlarının Ege Denizine
Marmara’ya kadar uzanması ve 1071’de Şiî-Fâtımî Devletinin
İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için tehlike arz etmesi üzerine
Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı
Suriye’de bulunuyordu
Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen
doğuya hareket etti
Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: “Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir
Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız
Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum
”
Romen Diyojen
13 Mart 1071’de İstanbul’dan 200 000’den ziyade Frank
Norman
Slav
Gürcü
Abaza
Ermeni ve Rumeli’de yaşayan İslâm dînini kabul etmemiş Peçenek ve Uz Türklerinden de ücretli asker alarak Anadolu’ya geçti
Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen
Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu
Sivas’a gelen Diyojen
bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini
toptan öldürttü
Ermenilerin mallarını askerlerine yağma ettirdi
Sivas’tan hareket etmeden önce
generalleri ile harp meclisi kurdu
Bu harp meclisinde
muharebenin
alınacak karar
plan ve hedefi tayin edilecekti
Gerçi Diyojen’in plan ve hedefi kafasında çizilmişti
Bu
Türklerin Anadolu’ya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı
İran’ın içlerine ilerleyecek
Türkleri daha da doğuya sürecek
başşehirlerini zaptedecekti
İmparator
yalnız Anadolu’yu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek değil
bütün İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti
Horasan
Rey
Irak-ı Acem ve Arap
Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hattâ vaad etmişti
İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu
Harp meclisinde
generallerden
takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin
ortaya konmasını istedi
Sivas’taki harp meclisinde
yapılacak harekâtın plan ve hedefi hakkında
iki ana teklif ortaya çıktı
Birincisi; Bizans ordusunun en bilgili ve tecrübeli komutanlarından Rumeli ordusu kumandanı General Nikefor Bryennes ile iyi bir stratejist ve tecrübeli bir komutan olan Türk asıllı general Magistors Tarkhal'dan (Jozeph Tarhchaniotes) geldi
Bu iki general
hudut boylarındaki tecrübelerine dayanarak
Türklere karşı çok ihtiyatlı harekâta girişmeyi tavsiye edip
ordunun Erzurum’a kadar ilerleyerek
burada Türk ordusunu muharebeye zorlayacak ve kışkırtacak bir tertibin alınmasını
bu suretle muharebenin kendi toprakları içinde yapılarak lojistik desteğin kolaylaştırılmasını ve Türklerin istifadesine yarayacak her türlü maddî imkânların tahrip edilmesini teklif ettiler
Bu teklife karşılık
İmparator’a hoş görünmek isteyen ikinci teklif sahibi muhalif generaller ise
hedefin daha derin olmasını ve ordunun vakit kaybetmeden Erzurum’a varıp
İran’a yönelmesini ve Türk ordusu ile nerede rastlanırsa orada
daha ziyade Türk ülkeleri içinde harp edilerek yok edilmesini teklif edip
birincileri korkaklıkla itham ettiler
Bu son teklif
esasen Bizans İmparatoru’nun planına uygun düştüğünden
ordunun doğuya hareketini emretti
Bizans ordusunun doğuya hareketini haber alan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan
Mısır Seferinden vazgeçti
Suriye’den geri dönüşte
önce doğuya yönelerek
gerekli savaş hazırlıklarını yaptı
Bu arada karakulakları (casus) vasıtalarıyla da Bizanslılara
Türklerin Rey’e çekildiği haberlerini yaymakta idi
Nihayet Diyarbekir’den kuzeye yöneldi ve Bizans’ın beklemediği bir anda
Malazgirt’in doğusunda ordugâhını kurup savaş hazırlığına başladı
Alparslan
muharebe azmiyle ordugâh kurarken
önceden
düşmanla dövüşeceğini Bağdat’taki Abbasî Halifesine bildirdi
Büyük Sultan
savaş başlamadan evvel
Halife El-Kâim'in (1031-1075) gönderdiği İbnü’l-Mahleban’ı (İbn-i Mühelban)
değerli komutanlarından Sav Tigin’le birlikte Diyojen’e elçi gönderdi
Sultan Alparslan’ın heyeti
25 Ağustos 1071 sabahı
Bizans ordugâhında hafife alınıp
hakarete uğradı
Diyojen
heyet başkanına; “Kışlamak için İsfahan’ın mı
yoksa Hemedan’ın mı” daha iyi olduğunu sordu
Sulh teklifini şiddetle reddedip; “Sultânınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Rey’de yapacağım
ordumu İsfahan’da kışlatıp
Hemedan’da sulayacağım” dedi
Heyet başkanı da
Diyojen’e; “Atlarınızın Hemedan’da kışlayacaklarından ben de eminim
fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum” diyerek
gereken karşılığı verdi
Sultan Alparslan
muharebe öncesi Halife’den dua talep etti
Abbasî Halifesi
camilerde cuma hutbesinde Alparslan ve ordusunun muzaffer olması için okunacak hutbe metni gönderdi
Muharebe gecesi
Alparslan
ayırdığı bir kuvvetle Bizanslıları
atılan ok ve naralar ile bütün gece tâciz ederek yorgun bir hâle düşürdü
Selçuklular
Bizanslı safında bulunan Türk asıllı birliklerle temas kurdu
Onların
Bizans ordugâhından ayrılarak Selçuklu ordusuna katılmalarını temin etti
Malazgirt Muharebesinde Bizans ordusunun kumanda kademesi şu şekilde idi: Merkezde Bizans İmparatoru Romen Diyojen olup
yanında hassa ve seçkin birlikler vardı
Sağ kanatta
Anadolu ordusu kumandanı Mikhail Attalicpiates; sol kanatta Rumeli ordusu kumandanı Nikefor Bryennes; ihtiyatta da Andronikos Doucas vazifeliydi
Bizans ordusunun taktiği
Türkleri imha etmekti
Sultan Alparslan kumandasındaki kırk bin kişilik Selçuklu ordusu
yarım hilâl şeklinde tertibat aldı
Hafif süvâri kıtaları
kanatlara yerleştirildi
Ordu merkezi
düşman karşısında birleşmeden yavaş yavaş geri çekilecek ve onu hırpalayacak
at üstünde ok atan süvariler
düşmanın yan ve gerilerine taarruz ederek
Bizans ordusunu dağıtmaya çalışacaklardı
Taarruza katılan düşman süvarisi ezilerek geri atılacaktı
Bu şekilde ilerleyen düşman ordusu
karargâhından kâfi derecede uzaklaştıktan sonra
baskın kıtaları
düşmanın gerilerine taarruz edecek
asıl ordu da
bir ağırlık teşkil ederek
düşmanın kanatlarından birine taarruzla
onu yıktıktan sonra saldırıyı diğer kanada çevirmek suretiyle sonuca gidilecekti
Selçuklu Sultanı Alparslan
âlim ve devlet adamlarının tavsiyesiyle
muharebeyi Cuma günü yapmayı tercih etti
26 Ağustos Cuma günü askerlerini toplayan Alparslan
atından inip secdeye vardı; “Yâ Rabbî sana tevekkül ediyor
azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum
Yâ Rabbî niyetim hâlistir
Bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret!” diye dua etti
Sonra askerlerine dönerek; “Burada Allahü teâlâdan başka bir sultan yoktur
emir ve kader O’nun elindedir
Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz” dedi
Askerler coşarak hep bir ağızdan; “Asla emrinden ayrılmayacağız” karşılığını verdiler
Sonra hepsi ağlayarak helâlleştiler
Sultan
beyazlar giydi
Atının kuyruğunu bağlayıp
eline er silâhı olan gürzü alıp
şöyle hitap etti: “Askerlerim! Şehit olursam
bu beyaz elbise
kefenim olsun
O zaman rûhum göklere çıkacaktır
Benden sonra oğlum Melikşah’ı tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız
Zaferi kazanırsak
istikbal bizimdir”
Bu nutku
hitabet sanatının ve muharebe öncesi psikolojik şartların
bütün inceliklerine sâhipti
Askerler coşup
şevke geldi
Cuma namazından sonra başlayan muharebede Sultan Alparslan
fevkalade bir muharebe taktiği uyguladı
Bozkır çevirme hareketiyle
Türk ordusu hilâl şeklinde yayıldı
Muharebenin başlamasından iki saat sonra
Peçenek ve Uz Türkleri
Bizanslılardan ayrılıp
millî bir his ile
Müslüman Selçuklu Sultanına tâbi oldular
Mezhep baskısı sebebiyle Bizanslılara kırgın ve kızgın bulunan Ermeni kuvvetleri de
muharebe meydanını terk etti
Bu hadiseler
Bizanslılarda manevî bozguna yol açtı
Bizans ordusunda Türklerin ok
gürz ve kılıcından kurtulanların
akşam teslim olmaya can attıkları görüldü
Cengâverliğine rağmen hiçbir şey yapamayan mağrur Bizans İmparatoru Diyojen
yaralı halde bütün mâiyeti ile birlikte esir edildi
Malazgirt meydanındaki mücadeleden yenik çıkan İmparator
Sultan’ın huzuruna getirildiğinde
utancından başını kaldıramıyordu
Sultan Alparslan
onu nezaketle kabul edip oturttu
gönlünü aldı
Diyojen
muharebe öncesi
muazzam ordusunun Türkleri muhakkak yeneceğine inandığını itiraf etti
Sultan Alparslan; “Eğer zafer sizin olsaydı
bana ne yapardın?” diye sordu
Diyojen
öldürteceğini açıklayamadı
“Kamçılardım” cevabını verdi
Alparslan; “Benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz?” diye sordu
“Ya öldürtürsünüz
yahut İslâm memleketlerinde bir esir gibi dolaştırır
süründürürsünüz
Belki de
Fakat onu düşünmek bile istemiyorum; mümkün görmüyorum
ama
Belki de
affedersiniz!” dedi
Alparslan
yenilgiye uğramış bir insanı daha da küçük düşürmek istemedi
Bizans İmparatorunu affetti
Ağır şartlarla antlaşma imzaladı
Fakat Romen Diyojen
dönüşünde Bizanslılar tarafından
Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü
Yeni Bizans İmparatoru Yedinci Mihail
Diyojen’in Türklerle yaptığı anlaşmayı kabul etmedi
Kazanılan büyük zaferden dolayı Abbasî Halifesi
Sultan’a tebrik ve teşekkür mektupları gönderdi
Birçok İslâm şairi
Alparslan’ı öven kasideler yazdılar
Türklerin yeni yurt edinmesini sağlayan Malazgirt Zaferinden sonra
on beş yıl içinde
Anadolu ele geçirildi
Bu zaferle
Anadolu’nun tapusu
Türklerin eline geçti
Bu bakımdan
Malazgirt Zaferi
Türk ve dünya tarihinde bir dönüm noktası oldu
Anadolu’ya
burayı vatan edinen Selçuklu Türkleri ile diğer Türk boyları yerleştirildi
Bozkır kültüründen
İslâm medeniyeti dairesine bütünüyle giren Türklerin dünya görüşü daha da gelişti
Doğudan gelen göçebe Türkler
Anadolu’da yerleşik medeniyete geçirildi
Şehirler kurup geliştirerek kültür
sanat
sosyal müesseseler tesis edildi
Kıymetli mîmarî eserlerle
bu yerleşim merkezleri süslendi
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul