Konu
:
Mısır Piramitlerinin Hikayesi
Yalnız Mesajı Göster
Mısır Piramitlerinin Hikayesi
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Mısır Piramitlerinin Hikayesi
Piramit merdiven basamağı gibi sıra sıra inşa edilmişti
Bu şekilde tamamlanınca kalan taşları yerlerine kısa tahta kütüklerden yapılma makinelerle kaldırdılar
HERODOTOS
İÖ YAKLAŞIK 430
Herodotos'un yaşadığı zamanlardan bu yana Mısırlılar'ın piramitleri nasıl inşa edip dikili taşları nasıl kaldırdıkları hakkında pek çok tartışma yapılmıştır
Ne yazık ki
Mısırlılar'dan günümüze bu konuları anlatan fazla bir belge kalmadığından
ortaya atılan bütün kuramlar
ancak deneysel arkeolojiyle sınanarak inanırlık kazanabilmektedir
Taşların ham olarak taşocaklarından çıkarılması
yontulması ve yontulmuş bu taş blokların ve dikilitaşların nakliyesi konularında pek çok yanıtlanmamış soru varsa da
belki de en büyük esrar
piramitlerin ve dikilitaşların gerçekten hangi teknikle yapıldığıdır
(Solda) Piramit yapımının erken bir aşamasını gösteren kroki
Piramitin kenarlarının tabanına birbirine paralel çakılmış kazıklar ayar ve düzleme için kullanılmış olabilir
(Sağda) Ahşap bir beşik modeli
Günümüze kadar tam boyutlu örnekler kalmamışsa da
piramit bloklarının nakli için bunların kullanılmış olması mümkündür
PİRAMİTLERİ NASIL O KADAR DÜZGÜN OLARAK İNŞA EDEBİLDİLER?
Mısır'da modern arkeolojinin tartışmasız babası olan Flinders Petrie
1880-2'de hepsi de 10 üçüncü binyılın ortalarında yaşamış 4
Hanedan hükümdarlarından Keops
Kefren ve Mikerinos'un (büyük ölçüde angarya yöntemiyle inşa edilen) piramitlerinin bulunduğu el-Gize platosunda çok titiz bir araştırma başlatmıştır
Bulguları arazinin belki de bir ızgara gibi hendekler kazıp bunları suyla doldurarak ve sonra da çevredeki "taş adalar"ı istenilen düzeye indirerek düzeltildiğini akla getiriyordu
Yüz yıl sonra Amerikalı Mısırbilimci Mark Lehner
el-Gize piramitlerinin çevresindeki kaya tabakasına açılmış çeşitli delik ve hendeklerin krokisini çıkarttı ve bu hassas düzleştirme işinin arazinin tümünde değil
piramitin en alt taşlarının yerleştirileceği yerin kenarında dar şeritlerde yapıldığı kanısına vardı
Gize piramitlerinin her birinin ortasında masif bir kaya kütlesi bulunmaktadır (bunlar piramitlerin içinde birkaç yerde görülebilir)
Bu doğal kaya göbekleri
inşaatçıların tam bir dörtgen elde etmek için köşegenleri ölçmelerini de engellemiş olabilir
Günümüze kalan aletlerden anladığımıza göre Mısırlı mimarlar
kadastrocular ve inşaatçılar özellikle iki alet kullanmaktaydılar: Düz çizgileri ve dik açıları yapmak ve yapıların köşe ve kenarlarını astronomik düzenlemelere göre yerleştirmek için merkhet ve bay
İngiliz Mısırbilimci I
E
S
Edwards
gerçek kuzeyin
herhalde batıda ve doğuda belirli bir yıldızın doğuş ve batış noktasını ölçüp sonra bu iki nokta arasındaki açıyı iki eşit parçaya bölerek bulunduğunu iddia etmiştir
Daha yakın zamanlarda Kate Spencer
Büyük Piramit'in mimarlarının
kuzey kutbu çevresinde dönen iki yıldızın (Büyük Ayı ile Küçük Ayı'nın) Keops piramitinin inşa edildiği sanılan İÖ 2467 yılında bir hizada olduğunu görmüş olabileceklerini ileri süren ikna edici bir kuram geliştirmiştir
Daha önceki ve sonraki piramitlerin yönlerindeki hataların
bu hizanın gerçek kuzeyden sapma derecesiyle bağlantılı olması da bu varsayımı desteklemektedir
(Solda) Çizimde
İngiliz arkeologu Reginald Engelbach'ın tasarladığı kum çukuru yöntemi görülüyor
Dikilitaş kızak üstünde çukura çekilir
Kum boşaltılarak dikilitaş kaidesine oturtulur
Son dengeleme ve yerleştirme taşın tepesindeki iki yöne çekilen halatlarla yapılır
(Sağda) 18
Hanedan'ın üç dikilitaşından ikisi hâlâ Karnak'ta Amon Tapınağı'ndaki orijinal mekânlarındadır
PİRAMİTLER NASIL İNŞA EDİLDİ?
Sakkara'daki ve Gize'deki günümüze kalan kanıtlar (özellikle de tamamlanmamış piramitlerden) taş blokları piramitler üzerindeki nihai yerlerine kaldırmak için en az beş farklı rampa sisteminin kullanıldığını göstermektedir
En kolay ve en aşikâr yöntem doğrusal rampadır (Sakkara'da 3
Hanedan'ın Sekhemkhet piramitinde kullanılmış olabilir)
Ancak genelde bu rampalar için gereken genişlik
bunların seyrek olarak kullanılmış olduğu anlamına gelir
Piramitin bir yüzünde dar basamaklardan oluşan merdiven rampası ise diğerlerinden daha dik bir açı gerektirecektir
Bu tipin izleri Sinki
Meidum
Gize
Ebu Ghurob ve Lisht'te bulunmuştur
Belki de I
Anasatasi'nin 19
Hanedan papirüsünde anlatılan sarmal rampaya başlıca itiraz bunun neyin üzerine dayanacağı ve piramitin büyük bir kısmı sarıldığı takdirde düzeltme hesaplarının ve kontrollerin nasıl yapılacağı sorusudur
Piramitin bir yüzünde zigzaglı bir yol basamak piramitlerinin yapımında en etkili yol olacaksa da
Sakkara
Sinki ve Meidum basamaklı piramitlerinde bunun kullanıldığını gösteren bir ize rastlanılmamıştır
İç rampa izleri Ebusir'de Sahure
Niuserre ve Neferirkare'de ve Sakkara'daki Pepi H'de görülmektedir ama iç doldurulduktan sonra yine de bir tür dış rampa gerekecekti
Piramitin içinin teraslı olmasının piramitin kenarında basamak basamak daha küçük rampalar dizisinin kullanılmasını daha uygun yapacağı iddia edilmiştir
Dış kaplama yapıldığında bunların kalıntıları hiç kuşkusuz kaybolacaktı
Piramitten vadideki tapınağa uzanan geçitlerin de rıhtımdan inşaat yerine inşaatçı rampası olarak kullanılmış olması da mümkündür (rıhtım
Nil'e bir kanalla birleştirilmişti)
Kullanılan rampa tiplerinin sorunu dışında tartışmalar
taş blokların yerlerine kaldırılma yöntemleri Üzerinde de yoğunlaşmıştır
Mısırlılar vinç ya da palanga yöntemleri kullanmadıkları için
blokları yerlerine yerleştirmede ahşap ve bakır kaldıraçlar kullanıldığı kabul edilmektedir
Ebusir'de 5
Hanedan piramitleri
Arkada Gize'deki 4
Hanedan öncelleri
Eski çağlarda piramitlerin dışlarını örten ince kireçtaşı tabaka alınmışsa da
bunların ana blokları günümüze kadar kalmıştır
DİKİLİTAŞLARIN SIRLARI NEYDİ?
Eski Mısır uygarlığının en belirgin ikonlarından biri
İğneyi andıran ve incelerek yükselen
tepesinde küçük bir piramit örneği bulunan (buna pyramidion ya da benben-taşı âdı verilir) dikilitaştır
ilk dikilitaşların Eski Krallık zamanında (10 2575-2134) Heliopolis'de güneş tanrısı tapınağına yerleştirildiği anlaşılmaktadır
Yeni Krallık döneminde (10 yaklaşık 1550-1070) büyük monolitik örnekler
genelde Karnak ve Luksor'da olduğu gibi tapınakların önüne çifter çifter dikilirdi
Yeni Krallık döneminden kaldığı sanılan tamamlanmamış bir granit dikilitaş
Assuan'ın kuzey taşocaklarında hâlâ yatmaktadır
41
75 metre boyu ve tahmin edilen 1150 ton ağırlığıyla bu dikilitaş
çıkarılmasının geç aşamasında tehlikeli bir jeolojik kusuru ortaya çıkarılarak bırakılmasaydı
dünyanın bir taşocağından çıkarılan en büyük taşı olacaktı
Assuan dikilitaşını ilk inceleyen İngiliz Mısırbilimci Reginald Engelbach'ın yaptığı deneyler
bir insanın bazalt bir keski kullanarak ham dikilitaşın üzerinden
yarım metre eninde ve beş milimetre kalınlığında bir parça yontmak için bir saat çalışması gerektiğini ortaya koymuştur
Dikilitaşlar'ın çoğunun boyutları ve ağırlığı
son aşamanın -taşı dengeli
dikey duruma yerleştirmenin- en tehlikeli riskini oluşturan sorunuydu
Ama dikilen taşlar gösteriyordu ki
bütün risklere rağmen
ortaya konan da
Mısırlıların azimli ve tehlikeli teknolojik ustalıklarının başarısıydı
Mısırbilimciler'in ve mühendislerin
bunun nasıl başarıldığı hakkındaki görüşleri farklıdır
Mısır'dan kalma kesin bir bilgi yokluğunda ileri sürülen yöntemlerden birine göre
kaldıraçlarla birlikte temele doldurulan taşların çıkarılmasıyla ve son birkaç derecede iplerle çekerek dikilitaş yerine oturtulur
Ancak bu teknik
yalnızca küçük örnekler için uygulanabilir bir yöntemdir
Daha büyük dikilitaşlar için ileri sürülen bir görüş ise dikilitaşın çok dik yapay bir rampadan yukarı çekilmesiyse de
bu yöntem taşın kaidesine kayışını kontrol için
neredeyse imkânsız bir güç kullanımını gerektirir
Her kaidenin üzerinde dikilitaşın yerine yerleştirilmeden tam olarak ayar edilebilmesi için bir döndürme oyuğu yontulmuştur
Dikilen dikilitaşların tepeleri
eklenen elektrum denen altın-gümüş karışımıyla pırıl pırıl parlardı
Engelbach
dikilitaşın huni biçimli ve kum dolu bir çukura kaydırıldığı fikrini ileri sürmüştür
Kum çukurdan kontrollü bir biçimde boşaltılınca
dikilitaş dikey durumuna getirilecekti
Bu kuram yukarıda sözü edilen 19
Hanedan'dan kalma I
Anastasi Papirüsü'nden esinlenmiştir
Papirüste bu durum
bir öğrenci kâtibin çözümleyeceği bir problem olarak sorulmuştur
Bu belgede şu emir de vardır: "Kızıl Dağ'dan getirilen efendinin anıtının altındaki nehir kumuyla doldurulmuş 100 bölmeyi boşalt
"
Assuan'daki tamamlanmamış dikilitaş 18
Hanedan'dan kalmış olmalıdır
Ciddi bir doğal kusur bulunmamış olsaydı
bu taş
dikilebilmiş en büyük dikilitaş olacaktı
DİKİLİTAŞLARLA DENEYLER
1999'da arkeologlar ve mühendislerden oluşan bir ekip
25 tonluk yeni yontulmuş bir dikilitaşla iki farklı yöntem kullanarak deneyler yapmışlardır
Assuan'da yapılan birinci deneyde dikilitaşı bir rampanın ucundan aşağı sarkıtmak için karmaşık bir halat ve kereste sistemi kullanılmıştır
Eksen olarak bir kütüğün ve karşı ağırlık olarak bir granit blokunun kullanıldığı deneyde
dikilitaşın sallanımı ekseni rampanın ucuna tehlikeli bir biçimde yaklaştırdığı için deneme sonunda başarısız olmuştur
Engelbach'ın kum çukuru deneyimi Massachusets'de Boston yakınlarında yapılmış ve başarılı olmuştur
Bu yöntemde bir rampa önüne kumla doldurulan bir bölme yapılmıştı
Dikilitaş rampanın kenarından kaydırılmış
kum yavaş bir biçimde boşaltılarak dikilitaş dikey duruma getirilmiştir
Dikilitaşların nakliyesi ve dikilmesi
bunların Londra
Paris ve New York'ta başarıyla dikildikleri ve teknolojinin Mısır'dakilerin dönemleriyle karşılaştırılmayacak kadar ileri olduğu 19
ve 20
yüzyılda bile güçlükler çıkarmıştır
Günümüz dikilitaşlarının en tanınmışı
1884 yılında Washington D
C
'de inşa edilen George Washington anıtıdır
169 metre yüksekliğindeki bu dikilitaşın tepesine asansörle çıkılmakta ve oradaki seyir yerinden çevreye bakılabilmektedir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul