Konu
:
Alman Fasizmi Hakkinda Bilgi
Yalnız Mesajı Göster
Alman Fasizmi Hakkinda Bilgi
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Alman Fasizmi Hakkinda Bilgi
1933 Almanya’da Nazi iktidarının ilk yılıydı
O yıl içinde yapılanlar bu ülkenin ve dünyanın başına nelerin geleceğini yeterince gösteriyordu
Olanlardan
kuşkusuz
en başta Alman faşizminin önderleri sorumluydu
Ama yalnız onlar değil
1914-18 Savaşı dünyayı bölüşme boğazlaşmasıydı
Savaşanlardan Osmanlı devleti ise
kendini koruma peşindeydi
Öteki büyükler içinde kazananlar topraklarını
kazançlarını
en azından etki alanlarını arttırdılar
Yeniklerin tümüne hiç de hakça olmayan antlaşmalar tasarlandı
Almanya’nın payına düşen Versay Antlaşması bu ülkenin egemenliğini adamakıllı kısıyordu
Dört yenik devlet içinde bu kıskaçtan yalnız Türkiye kurtulabilmiş ve eskisinden daha güçlü olarak uluslararası sahnede onurlu yerini almıştı
Almanya
Hitler’in deyimiyle
“Versay ayıbı”dan (Schande von Versailles) kurtulma çabası içine girdi
Ülke nereden bakılsa bir karayıkımla karşı karşıyaydı
İşsizler daha 1930’da altı milyonu aşmıştı
Art arda gelen iflâslar iş yaşamının dokusunu yiyip bitiriyordu
Yalnız Hitler ve çevresindekiler değil
iş adamları ve oy kullanacak Alman ulusu da daralan çemberden etkili ve askerî ağırlıklı bir dış tutumla kurtulabileceklerine inanıyorlardı
Halk kararlı bir önder ve ulusal bir yeniden doğuş özlemi içindeydi
Son savaşta yenilginin nedenini de “sırttan hançerlenmeğe” bağlamışlar
Yahudileri de bunun baş sorumlusu olarak görüyorlardı
Yengin devletler de bu durumdan kendi amaçları için bir pay çıkarmaktaydılar
Batı’daki tekelci sermayenin
özellikle Amerikan parasının ve teknolojisinin Hitler’e nasıl yardımcı oluğunu ve yeni Alman ekonomisinin savaşa nasıl hazırladığını İkinci Dünya Savaşını konu edinen kitabımın üçüncü bölümünde ayrıntılı olarak anlattım
Oradaki kanıtları burada yineleyecek değilim
Alman bilimcilerinin alınması için T
C
devletine resmen yazı yazan Einstein’ın kendi bile ülkemize sığınmayı düşünüyordu
ABD’de Princeton Üniversitesine gitti
ama aylığını oradaki devlet ya da üniversite vermiyor
harcamalarını Yahudi kökenli Amerikan yurttaşlarının yardımları karşılıyordu
Türkiye’de Yahudi düşmanlığı yoktu
ama o tarihlerde Amerika’da da vardı
Örneğin
birtakım Amerikan yurttaşları “Gümüş Gömlekliler” adlı bir Nazi siyasal kümesi oluşturmuşlardı
Detroit’e Kanada’dan gelmiş olan Papaz Charles Coughlin radyo vaazlarında 1929 ekonomik bunalımının suçlusu olarak Yahudileri gösteriyordu
Bu yorumundan ötürü günde kendini destekleyen 80
000 dinleyici mektubu almaktaydı
Londra’da Albay Graham Seaton-Hutchinson National Worker adlı ilk antisemitik süreli yayını çıkardı
İsveç’te “Petterson ve Bendel” başlıklı Yahudi düşmanı bir film üretildi
Norveç’te Vidkun Quisling Norveç Faşist Partisini kurdu
Gene onun silâhlı “Hirdmen” örgütü Almanya’da SA’yı örnek almıştı
Avusturyalı Papaz Linzli Gfollner tüm Katoliklerin Yahudi düşmanlığını onaylamalarının aktöresel görevleri olduğunu söylüyordu
Cumhurbaşkanı Hindenburg anayasal yetkisine dayanarak Hitler’i bir ortakyönetim hükûmetinin başına getirirken
85 yaşına gelmiş olan bu adam ve çevresindeki danışmanları Nazi önderinin toplumdaki çalkantıyı durdurabileceğini
ama bu arada kendinin de denetim altına alınabileceğini sanmışlardı
Öyle olmadı
Birkaç ay içinde
Almanya’da demokrasiden ne kalmışsa öldü gitti
Hitler iktidara geldikten yaklaşık bir-buçuk ay sonra Dachau’da ilk toplama kampı açıldı
Onu Oranienburg
Esterwegen ve Sachsenburg toplanakları izledi
1933’de açılan toplama kamplarının sayısı elliyi aşıyordu
İçlerini her türlü “muhalif” doldurmuştu
ama sillenin en kötüsünü Yahudiler yediler
Nazilere göre Yahudi kanı Alman kanından farklı
yani daha aşağıydı
Almanlar “üstün ırk”tı
Osmanlı toplumuna gelen Katolik ve Protestan din yayıcılar da Ermenilere Türklerden üstün olduklarını söylemişlerdi
Almanya’da Yahudi kökenli yurttaşlar toplam nüfusun %1’inin de altındaydı
Topu topu 565
00 olabilir
Hiçbir Yahudi kendi devleti olan Almanya’ya karşı silâha başvurmadıysa da
Nazi iktidarı ve onunla işbirliği yapanlar duvarlara şu duyurumlukları astılar: “Yahudilerle alış-veriş etmeyin; onlar bizim başımızın belâsıdır
” Kimliklerine ve pasaportlarına “Yahudi” (Jude) anl***** “J” harfini damgaladılar ve kollarına ya da göğüslerine sarı-siyah renklerde altı köşeli yıldızı taktırdılar
Aynı harf ve yıldız Yahudi evleri ve iş yerlerinin kapılarına ve camlarına da boyalarla çizildi
Dachau’un açılmasından bir-buçuk ay daha geçmişti ki
10 Mayısta başkent Berlin’de tam Humboldt Üniversitesinin karşısında Opera Alanında (Operplatz) bir gecede 20
000’den fazla kitap yakıldı
Üstelik
karşıdaki üniversiteye adını veren Alexander von Humboldt (1769-1859) zamanının önde gelen bir bilimcisi ve siyasal yönden de oldukça özgür düşünceli biriydi
Kitap yakma yalnız orada da olmadı
Kahverengi gömleklerinden ötürü bir örnek giyinmiş gibi görünen öğrenciler
yanlarına kimi öğretmenlerini de katarak
“Almanlık”la uyuşmayan yayınları kütüphanelerle kitapçılardan toplayıp ateşe attılar
İçlerinde Albert Einstein ve Sigmund Freud gibi Yahudi kökenli büyük bilimcilerin yapıtları vardı
Almanya adına 1929 Nobel Edebiyat Ödülünü almış olan Thomas Mann ve Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok adlı romanıyla ünlenen Erich Maria Remarque da
Kuşkusuz başkaları da
Örneğin: Karl Marx
Emile Zola
André Gide
Maksim Gorki
H
G
Wells
Jack London
Upton Sinclair
Marcel Proust
Friedrich Foster
Helen Keller
Ernest Hemingway
John Dos Passos ve benzerleri
Giderek
daha çok Alman olarak bilinen
ama Yahudi kökenli ozan Heinrich Heine de vardı
Bu ozan yaklaşık yüz yıl önce
geleceği sanki bilmiş gibi
şunu da söylemişti: “Kitapların yakıldığı yerde
gün gelir insanlar da yakılır
”
Naziler iktidara geldikleri gene 1933 yılında en başta Yahudilerin yaşamlarını darmadağın eden yeni ırkçı ve ayrımcı yasaları geçirmeğe başladılar
1933-34 yılları arasında bu yasaların sayısı 1
400’ü buldu
Bunların tümünün burada sözünü etmek olanaksızdır
Ancak
hangileriyle başladıklarına dokundurmak gerekir
Örneğin
7 Nisan 1933 tarihli olan ilki tüm devlet memurlarından Nazi yönetimine bağlılık bekliyordu
Hele “Aryan paragrafı” diye bilinen Madde 3 Aryan ırkından olmayanların görevi bırakmalarını gerekli kılıyordu
11 Nisan tarihli yasa kimin “Aryan olmadığını” tanımlamaktaydı
Ana ve babasından ya da dede ve ninesinden biri Yahudi olan Aryan sayılmayacaktı
Yahudi olmayanları Alman toplumundan sıyırıp atma siyaseti kesinlikle başlamıştı
Bunun sonu gaz odaları ve fırınlara varacaktı
Bu denli yasalar hemen hemen her gün çıkmaktaydı
Hem de her gün birkaç tane
21 Nisanda Yahudi geleneğine göre hayvan kesip et pişirmek yasaklandı
25 Nisanda Alman okullarına Aryan olmayanların çocuklarına çok düşük bir oran getirildi
Üniversiteler dahil
herhangi bir eğitim kurumuna alınmak için başvuracakların ancak %1
5’i Yahudi olabilirdi
Benzer uygulamalar Amerika’da da vardı; gene ABD’de kimi yerlerde bugün de var
Başka yasalar hastahaneleri ve her türlü bakımevlerini Yahudi doktorlara kapadı
Yahudilere eczane açma yasağı getirildi
Yahudi hukukçuların avukatlık hakları geçersiz sayılacak ölçüde daraltıldı
Spor örgütlerine Yahudiler alınmadı
1933 yılında 37
000 Alman Yahudisi anayurdu Almanya’yı bırakıp başka ülkelere göçtü
Genelde Türkiye Cumhuriyeti’ne gelenler bilim adamları olarak biliniyor; o da yalnız bu konuyla uğraşmış olan uzmanlarca
Gerçekte
ülkemize 1930’larda gelenler binlercedir
Hattâ
İtalya’da Mussolini faşizminden kaçıp gelenler de var
Bunların büyük çoğunluğu dünya çapında ya da Avrupa ölçüsünde ünlü kişiler değillerdi
Binlercesinin bilinmemesinin bir nedeni buydu
Yahudilerin çoğu
her şeye karşın
gene Almanya’da kaldılar
Bu rüzgârın atlatılacağını umuyorlardı
Oysa
sırada gitgide şiddetlenecek olan bir fırtına vardı
İleride olacakları ayrıntılı biçimde hiç kimse kestiremezdi
Haftalar ve aylar geçtikçe
Nazi yasalarının yaşamın her alanını kapsamakta olduğu ortaya çıktı
Üstelik
bunlar yalnız Almanya’da değil
askerin girdiği öteki ülkelerde de sonuna dek uygulanacak ve yalnız Almanya’dakiler değil; tüm Avrupa Yahudileri topun ağzındaydılar
Bu yasaklar ve sınırlar “üstün ırk”a da şöyle sorunlar çıkardı
Bu kez
onlar da “Aryan” olduklarını kesin biçimde kanıtlayacaklardı
Hitler 20 Şubatta önde gelen “Aryan kanlı” endüstri erbabıyla bir toplantı yaparak onların koşulsuz desteğini kazandı
26 Nisanda Katolikleri temsilen gelen Osnabrück Papazı Berning ve Monsignor Steinmann ile de oturduğunda
kendi yaptığının kilisenin son 1
600 yıldır Yahudilere yapmakta olduğundan farklı olmadığını söyledi
Hani üstünde dura dura yinelenen bir sav var: Sanki Hitler yaptıklarını Türklerden görüp öğrenmiş! Oysa
bir de bu Hıristiyan temsilcilerine söylediklerine bakın
Kilise Yahudileri hep tehlikeli görmüş ve onları bir tür hapishane gibi olan “ghetto”ların içine kapamıştır
Hitler’in bu kilise temsilcilerine söyledikleri buydu
Konuşmadan çıkan bu temsilciler de “toplantının içtenlikli ve konunun ruhuna inerek akıp gittiğini” söylediler
Bu değerlendirmeleri de belgelenmiştir
27 Şubatta “Reichstag” denilen Meclis yanınca
Marinus van der Lubbe adlı Hollandalı bir komünisti yakaladılar
Kimileri bu yangını Nazilerin çıkardığında ayak diretiyorlarsa da
Hitler aradığı fırsatı bulmuştu: Başta solcular olmak üzere
tüm muhalefetin üstüne çullandı
Meclisteki yüz komünist ya da solcu milletvekilinin tümü tutuklandı
Sıradan birine sokak ortasında yüz kırbaç vurdular
Şu gerekçeyle: “Ellisi Yahudi
ellisi de komünist olduğu için
”
5 Marttaki seçimlerde Naziler birinci partiydi
21 Martta siyasal muhalifleri sıgaya çekecek özel Nazi yargı evleri kuruldu
23 Martta Meclis Hitler’e buyurgan yetkiler tanıyan yasayı geçirdi
14 Nisanda parti gençlerini eğitecek özel okullar açıldı
26 Nisanda Hitler’in sağ kolu Hermann Göring “Devlet Gizli Polisi” (Geheime Statspolizei) olan Gestapo’yu kurdu
16 Haziranda işçi ileri gelenlerinden Yahudi kökenli Çaim Arlosorof öldürüldü; suçlu bulunamadı
26 Haziranda Alman hukukunun tarihi Nazi partisinin çizgisi doğrultusunda yeni baştan yazıldı
14 Temmuzda başka parti kurmak yasaklandı
Aynı gün kimi yurttaşların çocuk yapmalarına karşı bir yasa kabul edildi
Özürlüler
hastalıklılar ya da herhangi bir nedenle “yaşamı gereksiz” olanların (lebensunwertes Leben) çocuk sahibi olma hakları alındı
Bu yasayı Amerikan Soyaçekim Derneği de onayladı
20 Temmuzda Katolikliğin merkezi Vatikan bu iktidarla onu tanıyan bir antlaşma (concordat) yaptı
Bu adım kilisenin gözünde Nazizmin ve yaptıklarının meşrulaşmasıydı
Eylül 1933’de tüm toplama kamplarının Azraili olacak olan Heinrich Himmler (şimdilik Prusya dışında) polis şefi oldu
22 Eylülde Yahudilere gazetecilik
sanat
yazın
musiki
yayın ve tiyatro yasaklandı
29 Eylülde Yahudilerin bundan böyle çiftçilik yapmayacakları açıklandı
12 Kasım 1933’de Nazi Partisi Alman halkından
bu geçmişine ve eylemine karşın
oyların %93’ünü aldı
Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti bugünkü Birleşmiş Milletler’in babası sayılabilecek Milletler Cemiyeti üyelerinin oybirliğiyle üye olmağa çağrılırken
Nazi Almanyası bu uluslararası örgütten ayrıldı
Faşizmin 1933’de Berlin’de iktidara gelmesiyle daha sonra izleyeceği çizgi büyük ölçüde belli olmuştu
Prof
Dr
Türkkaya Ataöv
Türksolu
Bu resim küçültülmüştür
Orjinal halini izlemek icin BURAYA Tıklayınız
Resmin orjinal boyutları 1000x2390 piksel dir
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul