Konu
:
Ramazanoğulları (Ramazanoğlu) Beyliği Hakkında
Yalnız Mesajı Göster
Ramazanoğulları (Ramazanoğlu) Beyliği Hakkında
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Ramazanoğulları (Ramazanoğlu) Beyliği Hakkında
Ramazanoğulları (Ramazanoğlu) Beyliği Hakkında
Adana bölgesinde
1352 yılından 1608 yılına kadar hüküm süren bir Türk beyliği
Oğuzlar’ın Yüreğir boyuna mensup olan Ramazan Beyin kurduğu beylik; 1383 yılına kadar Elbistan’ı
oranın Dulkadiroğulları’na geçmesi ile de Adana’yı merkez yapmıştır
Ramazanoğulları Beyliği
1352’den 1608’e kadar 256 yıl devam etmekle beraber
son 92 yılı tam bir Osmanlı tâbiiyeti hâlinde geçmiş
hanedanın üyeleri
Osmanlı sancakbeyi olarak vazife yapmışlardır
Ramazanoğullarının mensup oldukları Üç Oklu Türkmenleri
Moğol istilâsı sebebiyle
13
yüzyılda Anadolu’ya kalabalık sayıda gelen Türkmen kütleleri arasında bulunuyorlardı
Bu Türkmenler
daimî bir şekilde
Moğollarla mücadele hâlinde idiler
Onlara itaat etmediklerinden dolayı
Anadolu’da da kesin bir iskân sahası bulamadılar
Bundan dolayı Suriye’ye inen bu Türkmenleri
Memlûk Sultânı Baybars
Antakya’dan Gazze’ye kadar uzanan bölgeye yerleştirdi ve kendilerine dirlikler verdi
Böylece bu Türkmenler
Memlûk Devleti’nin en mühim yardımcı askerî kuvvetini teşkil ettiler
Bu sayededir ki
Sultan Baybars
Haçlılar ve Moğollar ile yapı> savaşlarda parlak zaferler kazandığı gibi
Kilikya’daki Ermeni Krallığına da ağır darbeler indirdi
Neticede
Anadolu’da Moğol nüfuzunun yayılmaya başlamasından ve bilhassa Ebû Saîd Bahadır Hanın ölümünden sonra Üçok Türkmenleri
Kilikya üzerine akınlarını yoğunlaştırıp
elde edilen topraklara yerleşmeye başladılar
Bu sırada Ramazanoğullarının başında
Ramazan Bey bulunmaktaydı
1344 yılından itibaren
batıya doğru gelişen fetih hareketi
Silifke’ye kadar uzadı ve 1360 yılında Memlûkluların da yardımı ile Adana ve Tarsus da ele geçirildi
Böylece Ermenilerin elinde
merkezleri Sis olmak üzere birkaç kale kalmış oluyordu
Ramazan Beyin ölümünden sonra yerine geçen oğlu İbrahim Bey
Çukurova’da Memlûk hâkimiyetini kırmak ve istiklâlini ilan etmek üzere Karamanoğlu Alâeddin Beyle ittifak ederek
başkaldırdı
Bunun üzerine büyük bir Memlûk ordusu
Türkmenlerin arazisine girerek yağmalamaya başladı
Ancak
Belen Boğazında meydana gelen çarpışmada İbrahim Bey idaresindeki Türkmen ordusu
Memlûkları ağır bir yenilgiye uğrattı
Bizzat kumandan Temür Bayın da esir edildiği muharebede
Memlûklardan çok az kimse kurtuldu
Bu durum üzerine
Memlûkların Halep valisi Yılboğa
Türkmenler üzerine yürüdü
Misis Kalesini ele geçirdi
İbrahim Bey
Sis’e çekilmek zorunda kaldı ise de
Sis valisi kendisini yakalayıp Memlûklara teslim etti
Yılboğa
başta İbrahim Bey olmak üzere
kardeşi Kara Mehmed’i
annesi ve diğer esirleri derhal öldürttü
Emîrlerinin öldürülmesinden
büyük üzüntü duyan Yüreğirliler
Misis’e dönmekte olan Yılboğa’ya
Saruca-Ş> Geçidinde büyük bir baskın düzenlediler
Yılboğa’nın gözünden yaralanıp ortadan kaybolması ile paniğe kapı> Memlûklar
kaçmaya başladı
Bu durum Türkmenlerin işini kolaylaştırdı ve elverişli bölgelerde Memlûklara
üst üste baskın düzenlediler
Memlûklar
Halep’e ulaştıklarında
ancak birkaç yüz kişi kalmışlardı
İbrahim Beyin yerine
kardeşi Ahmed Bey geçti
Ahmed Bey
yerini sağlamlaştırıncaya kadar Memlûklarla iyi geçinmeye gayret etti
Daha sonra Memlûklu Sultanı Berkuk’un ölümü ile bu ülkede ortaya çıkan karışıklıklar esnasında
durumunu kuvvetlendirdi
Bu sırada Halep’i kuşatan meşhur Arap kumandanı Nuayr’a karşı Memlûkların yardımına koşan Ahmed Bey
Sultan Ferec’in iltifatına kavuştu
> da Sultan Ferec’le evlendirerek
Memlûklarla akraba oldu
1410 yılında
Mısır’ı ziyaret etti
Böylece
daha rahat hareket edebilme imkânına kavuşan Ahmed Bey
1415 yılında
yedi ay süren bir kuşatma sonucunda
Tarsus’u Karamanoğulları’ndan aldı
Ahmed Bey’in 1416 yılında ölmesi üzerine yerine oğlu İbrahim Bey geçti
Ahmed Bey kaynaklarda cesur
heybetli
dirayetli bir emir olarak vasıflandırılmaktadır
Âlimlere hürmetli
fakirleri koruyan
iyiliksever bir beydi
Onun ölümünden sonra
Üçokların siyasî ehemmiyeti gittikçe azaldı
İkinci İbrahim Bey
Karamanoğlu Mehmed Bey’in damadı olmaktaydı
1415-1417 yılları arasında Tarsus ve Adana havalisinde tam bir hâkimiyet tesis etmişse de
Memlûklarla arasının açılması yüzünden
Tarsus’u kardeşi Hamza Beye bırakmak zorunda kaldı
Ancak Hamza Bey
Memlûk kuvvetlerinin yardımıyla
Adana’yı da ele geçirdi
İbrahim Bey
1427 yılında Kahire’de öldürüldü
Hamza Beyin beyliğinin ne kadar sürdüğü ve nerede öldüğü bilinmemektedir
Ancak
onun da kardeşinin ölümünden sonra
Memlûklarca öldürtüldüğü tahmin olunmaktadır
1427 yılında beyliğin başına Mehmed Bey getirildi
Fakat bu tarihte
bölgede tam bir Memlûk hâkimiyeti kurulmuş olup
Sis
Adana ve Tarsus gibi önemli merkezler Memlûk valilerince idare edilmeye başlandı
Bu dönemde Ramazanoğulları beylerinden sırasıyla Eylûk Bey
Dündar Bey ve Ömer Bey sembolik olarak beyliğin başında bulundu
Ömer Beyden sonra beyliğin başına
1480 senesinde Halep’te öldürülen Davud Beyin oğlu Gıyâseddin Halil Bey geçti ve otuz sene gibi uzun bir zaman hüküm sürdü
Hattâ
Osmanlıların Çukurova bölgesinde hâkimiyetlerini kabul ettikten sonra
bu devletle iyi geçinmeyi
beyliğinin geleceği bakımından daha faydalı gördü
Osmanlılarla olan bu dostluğu
Ramazanoğulları Beyliğinin
Memlûk Devletiyle bağlantılarını iyice zayıflattı
Uzun süren saltanatı sırasında
bölgede barışın sağlanması için büyük dikkat sarfeden Halil Bey; âlimlere hürmet eden
cömert
fákìr-fûkáráÿı koruyup gözeten bir beydi
Tebaası tarafından çok sevildiği için
hizmetleri sebebiyle kendisine
dine yardım eden manâsına gelen “Gıyâseddîn” lakabı verildi
Ramazanlı ülkesi en çok bu bey zamanında imar görmüş
camiler
medreseler
saraylar
hanlar ve çeşmelerle ülkenin dört bir yanı tezyin edilmişti
Halil Bey
mezar kitabesinden anlaşıldığına göre
1511 senesinde vefat etmiştir
Halil Beyin vefatından sonra
yerine kardeşi Mahmud Bey geçti
Mahmud Bey de
Osmanlı Devleti’ne yaklaşmak ve Memlûklarla olan yakınlığını azaltmak suretiyle
ağabeyi Halil Beyin siyasetini devam ettirdi
Ancak Memlûklar
Mahmud Beyi beylikten azlederek
yerine kardeşinin oğlu Selim Beyi tâyin ettiler
Bu durum üzerine Mahmud Bey
İstanbul’a gelerek Yavuz Sultan Selim Hana tâbiiyetini arz etti
Mahmud Beye büyük itibar gösteren Osmanlı sultanı Yavuz Sultan Selim Han
iki yüz bin akçelik bir dirlik verdi
Ayrıca
seferde kendisine refakat etmek imtiyazını da bahşetti
Böylece Mahmud Bey
sultandan başka kimseye tâbi olmayacaktı
1516 senesinde Osmanlı ordusu
Mısır Seferine çıktığı zaman
Mahmud Bey de padişahın yanında bulunuyordu
Ordu Halep’e geldiği zaman
Mahmud Beye bağlı Ramazanlı kuvvetleri
Osmanlı sultânının ordusuna katıldılar
Ridâniye Savaşı sırasında
Memlûk Sultanı Tomanbay ve üç yüz seçme silahşorun
padişahı öldürmek için otağ-ı hümâyûna baskında bulundukları sırada
Sadrazam Sinan Paşa’nın yanı sıra
Ramazanoğlu Mahmud Bey de öldürüldü
Mahmud Beyin nâşını Halep’e gönderen Yavuz Sultan Selim Han
Ramazanoğulları Beyliğinin başına Halil Beyin oğlu Kubad Beyi tayin etti (1517)
Ancak
bu tarihten itibaren Ramazanoğulları beyleri
bir Osmanlı sancakbeyi olarak hüküm sürdüler
Bundan sonra hanedandan
mühim Osmanlı devlet adamları yetişti
Ramazanoğulları Beyliğinin teşkilâtı hakkında kesin delillere dayalı bir bilgi yoktur
Ancak
Dulkadırlılarda olduğu gibi Oğuz geleneklerine
yani töre esasına dayanmış oldukları görülmektedir
Kendilerine ait olarak para bastırmamışlardır
Halil Beyden önceki Ramazan Beylerine ait cami
medrese ve hamam gibi eserlere rastlanmamıştır
Halil Bey ve bilhassa Osmanlı sancakbeyi olan
hattâ daha sonra paşalık rütbesine yükseltilerek Halep ve Ş> beylerbeyliklerinde bulunan oğlu Pîrî Paşa’nın Adana’da cami
medrese
han ve hamam olmak üzere birçok hayır eserleri mevcuttur
Ramazanoğulları zamanında Çukurova
hac yolunun geçtiği mühim bir bölge hâline gelmişti
Osmanlı Devletinin yükselişiyle birlikte bu yolun önemi daha da artmıştır
Bu durumun
bölgenin iktisadî hayatına önemli ölçüde tesir ettiği anlaşılmaktadır
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul