Konu
:
Dinler Tarihi: Dürzilik
Yalnız Mesajı Göster
Dinler Tarihi: Dürzilik
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Dinler Tarihi: Dürzilik
Dürzilik
Fatimi halifesi Hakım Biemrillah ´i tanrı olarak kabul eden ezoterik bir inanç akımıdır
XI
Yüzyılda Suriye ´de ortaya çıkan bu akımın adını kurucularından Ebu Abdullah Muhammet bin İsmail Anustegin ed-Derezi ´ den aldığı ileri sürülmektedir
Kimi araştırmacılar Dürziliği İslam ´ın Batini akımları arasında saymalarına karşın
Sünni şeriatıyla olduğu kadar Şii-Batini anlayışla da çatışan tarafları vardır
Dürziliğin Kökeni
Dürziler ´in irk olarak kökenleri konusu tartışmalıdır ve oldukça farklı köken kuramları ileri sürülmüştür
Bir görüşe göre Dürziler ´in kökeni Hititler ´e ya da Galatlar ´a kadar geri götürülür
Bazı araştırmacılar
eski Iran kavimlerinden Persler ´in ve Medler ´in inançları olan Mazdeizm ile Dürzilik arasındaki benzerlikleri kanıt sayarak
Dürziler ´in bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri sürerler
Kimi etnograflar ise Dürziler ´in Asurlular tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunurlar
Dürziler ´in kökeni hakkında bir başka görüş
bunları Fenikeliler ile ve özellikle Eski Ahit ´te I
Krallar 5:6 ´da sözü edilen ve Süleyman Tapınağı ´nın yapımı sırasında Lübnan dağlarından kereste sağlayan Sayda´li isçilere bağlamaktadır
Uzun yıllar boyunca Lübnan ´da yasamış olan Haskett-Smith
The Druses of Syria (Suriye Dürzileri) adlı yapıtında: Dürziler
kendilerinin Süleyman Tapınağı ´nı yapanların torunları olduklarını ileri sürüyorlar; oysa Eski Ahit ve Yahudi tarihi hakkında bilgileri pek sınırlı diye belirtmektedir
Dürziler
kendilerini Arap ırkından sayarlar
Dürzilerin kökeni konusunda en çok yandaş toplamış olan görüş
Dürziler ´in Yemen ´deki Süryani kökenli Araplar oldukları biçimindedir
Bu görüşe göre Dürziler
büyük bir sel felaketinden sonra Yemen ´den ayrılarak kuzeye göç ettiler
İslam ´ın yayılması sırasında bu yeni dini benimseyerek
Lübnan ´ın dağlık yörelerini yurt edindiler
Dürziler ´in kökeni hakkında Batı ´da geliştirilmiş olan bir söylenceye göre Dürziler
Haçlı Seferleri sırasında Lübnan dağlarına yerleşmiş olan Dreux Kontu ve adamlarının soyundan gelmektedirler
Bu topluluğun torunları kendi dil ve dinlerini tümüyle yitirmişlerdir
Dürzi sözcüğünün kökeni de Dreux ´den türemiştir
Söylenceye göre
XII
Yüzyılda yörede kalıp
memleketlerine dönemeyen bu Haçlılar
Müslümanların baskısı karşısında Comte de Dreux ´nün komutası altında dağlara çekilmişler ve yerliler ile evlenerek ayrı bir topluluk oluşturmayı başarmışlardır
XVII
Yüzyılda bu söylence daha da geliştirilmiş ve Dürziler ´in başında bulunan Emir II
Fahreddin ´in Lorraine hanedanı ile kan bağı bulunduğu ve bu yolla ilk Kudüs Haçlı Kralına bağlandığı ortaya atılmıştır
Fahreddin ´in 1613-1618 yılları arasında Floransa ve Paris ´te kaldığı
hem Medici hanedanı hem de Fransa Kralı XIII
Louis ile Osmanlı ´lara karşı ittifak kurduğu bilinmektedir
Dürziliğin inançsal kökeni Mısır ´daki Fatimi devletine dayanmaktadır
Araştırmacılar Dürziliğin tarih sahnesine çıkışını
Fatimi halifesi Hakım Biemrillah ´in kendisinin Tanrı olduğunu ileri sürdüğü 1017 yılı olarak kabul ederler
Bu yıl Dürzilerce takvim başlangıcı biçimde değerlendirilir
Hakım ´in veziri olan Hamza bin Ali
Hakım ´ın Tanrılığına dayanan bu yeni inancı yaymak görevini üstlenir ve Hakım ´in imamlığını ve Tanrılığını savunan iki risale kaleme alır
Bu risalelerde Allah ´ın yedi imama hulul ederek insan biçimine büründüğünü
Hakım ´in özünde Allah ´ı bulunduran son imam olduğunu iddia eder
Hamza
Hakım ´in Tanrılığının yanısıra
kendisinin de peygamber olduğunu ortaya atar
Hamza bu yeni inançları yayması amacıyla Anustegin ed-Derezi ´yi Suriye ´ye gönderir
Anustegin
Suriye ve civarında yaptığı propagandalarda oldukça başarılı olur
diğer taraftan 1020 yılında Hamza
Kahire ´de bir camide inançlarını açıkça duyurur ve bunun üzerine Hamza karşıtı büyük bir ayaklanma baslar
Hamza
bir süre Hakım tarafından korunur ve sonra ortadan yok olur
Halife Hakım ise
giderek genişleyen ayaklanma karşısında özellikle Fustat kentine karşı müthiş bir intikam hareketine girişir
Ne var ki tam bu sırada halife Hakım de 23 Şubat 1021 gecesi esrarengiz biçimde ortadan kaybolur
Hakım ve Hamza ´nın yandaşları Mısır ´ı terk etmek ve Suriye ´de Anustegin ed-Derezi tarafından oluşturulan topluluklara katılmak zorunda kalırlar
Zamanla güçlenen Dürziler
Haçlı Seferleri sırasında İsmaililer ile birleşerek İslam ordularına karşı Hıristiyanların yanında yer alırlar
Ancak bu dönemde o yörede yasayan İsmaililer ile Dürziler arasındaki ilişkiler hakkında açık bir fikir edinmek olanaklı değildir
Bir çok araştırmacı bu iki mezhebi birbirine karıştırmıştır
Kesin olarak bilinen her iki mezhebin de Haçlı Seferlerinin sonuna kadar Hıristiyanların müttefiki olarak kaldıklarıdır
Haçlı Seferlerinden sonra yörede varlıklarını sürdüren Dürziler
Kaysiler ve Yemanilerdiye iki kola ayrıldılar
Yemaniler Mercidabık savaşında (1516) Osmanlılar ´ın yanında yeraldı
Daha sonraki yıllarda sık sık çıkardıkları ayaklanmalar ve kargaşalıklarla Osmanlı İmparatorluğundaki sorunlu topluluklardan biri olma özelliklerini sürdürdüler
Birinci Dünya Savaşı sırasında diğer Arap kabileleri gibi Osmanlı ´lara karşı harekete geçtiler ve Fransız işgali sonucu (1918) Osmanlı yönetiminden ayrıldılar
Fransızlar Dürziler ´in yasadıkları yörede özerk Cebel-i Dürz Emirliği ni kurdular (1921)
Dürzi Emirliği 1936 yılında kaldırıldı ve Dürziler ´in bir kısmı Suriye ´ye bir kısmı Lübnan ´a bağlandı
Dürziliğin İnaçları
Dürziliğin inançsal temeli Hamza bin Ali tarafından oluşturulmuştur ve dört temel ilkeye (farz) dayanır
1
Hakım´ı Allah Bilmek
Hakım
hem Allah hem de insandır (Lahut-Nasut)
Bu iki nitelik birbirinden ayrılmayacak ölçüde içiçe geçmiştir
Allah ´ın tüm isleri anlamlı ve bilgecedir
İnsan akli O ´nu ve islerini kavrayıp tanımlayamaz
Allah
bir çok kez insan biçiminde zuhur etmiştir; en son olarak Hakım biçiminde kendisini göstermiştir
Kötülükler ve bozukluklar ortadan kalktığında gizlendiği yerden bir kez daha ortaya çıkacak
Dürzileri ödüllendirip inançsızları cezalandıracaktır
2
Emri Bilmek
Kaim al-Zaman olarak da adlandırılan emir
Hamza bin Ali ´nin kendisidir
Hamza
Allah ´ın ilk yarattığı
ilk cevheridir
Evren ve tüm diğer varlıklar ondan yaratılmıştır; bu nedenle Hamza
yaratıkların en onurlusu ve Allah ´ın elçisidir
Dünya ve Ahret islerini yöneten
ceza ve ödül veren odur
Allah ´ın öz nurundan yaratıldığı için
imamların imamı olup
kıyamet gününde sevap ve ikab onun eli ile yapılacaktır
Yer
içer
el ile tutulur
Babası ve anası vardır
Karısı ve çocukları yoktur
O
nedenlerin nedeni ve tümel akildir(Akl-i Külli)
3
Hududu Bilmek
Tanrısal emirleri öğreten ve yayanlara Hudud denir
Hudud ´un başi Hamza ´ dir ve onunla birlikte sayilari beşe ulaşir
Bunlara Vezir de denilir
Hamza ´ dan sonra gelen dört hudud yaratıkların en onurlularıdır
evlenmedikleri gibi her türlü günahtan uzaktırlar
Bunlar dışında hudud sayılan üç grup daha vardır: Dai ler
Mezun lar ve Mukassir ler
Dinin önderleri diye adlandırılan hudud aslında beş Tanrısal ilkeyi temsil etmektedir
Beş Dürzi önderin de kişiliklendirilen bu beş ilkeden ilki erkek ilke olan Evrensel Akil ´dir ve Tanrı ´nın ilk yarattığı varlık olan Hamza bin Ali tarafından temsil edilir
İsmail bin Muhammed tarafından kisiliklendirilen ikincisi Evrensel Ruh ´tur (Nefs) ve dişi ilkedir
Bunlarin ikisinden
Muhammet bin Vehb ´te kişiliklenen
Söz (Logos) türemiştir
Söz ve Evrensel Rus ´tan üreyen ve Selame bin Abdullah ´da kişilik kazanan dördüncüsü ise Sag Kanat (el-Cenahu ´l-Eymen) ya da Yöntem ´dir
Sağ Kanat ´tan ayni biçimde üreyen ve Bahaeddin Muktena ´da kişiliklenen Sol Kanat (el-Cenahu ´l-Yesar) ya da İzleyen besincileridir
Bunlar
ayni on sefirotun Kabalacılardın gizem ağacını oluşturması gibi
Dürziliğin dinsel hiyerarşisini oluştururlar
Büyük olasılıkla Dürziler bu kavramları Kabalacılar ´dan almışlardır
Dürzilerin kutsal simgesi Beş köseli bir yildizdir
Bu yildizin her bir kösesi ayri renkte olup
Beş hududu ve onlarin niteliklerini temsil eder:
Yeşil: Gerçeğin anlaşılması ve kavranması için gerekli olan Akıl dir
Allah ´ın iradesini temsil eder
Kırmızı: Nefs dır ve varlığın sınırlarını belirler
Akla yardımcıdır
Sarı: Gerçeğin en yalın ifadesi olan Söz dür
İlk ikisine yardımcı olmaktadır
Mavi: as-Sabik tir
İradenin düşünsel gücünü temsil eder
Söz ´e yardımcı olmak ve onu her türlü kötülükten koruyarak
evreni uyum ve düzen içinde tutmak üzere yaratılmıştır
Beyaz: al-Tali dir
Mavi ´nin gerçekleşmesi ve gücün maddeleşmesidir
4
Vasiyetlere Uymak
Bazı ahlak kurallarından oluşan ve Hasil da denilen vasiyetlere uyulması zorunludur
Bu kurallar:
Doğru sözlü olmak (Sidk al-Lisan)
Kardeşlik
mezhep üyelerini koruma (Hifz al-İhvan)
Önceki tüm ibadetlerin ve dinsel inançların terk edilmesi
İblis ´ten ve tüm kötülerden uzak durmak
Hakım ´ın tek Tanrı olduğuna inanmak (Tevhid al-Hakım)
Hakım ´ın buyruk ve eylemlerine boyun eğmek
Hakım ´ın iradesine teslim olmak
Öğretileri su şekilde özetlenebilir: Yalnızca tek bir Tanrı vardır
O
bilinmez ve bilinemez
tahayyül edilemez
Yalnızca O ´nun varlığını
varolduğunu doğrulayabilir ya da bilebiliriz
Tanrı insan biçiminde dokuz kez görünmüştür
Bunlar
bedenlenme (incarnation) biçiminde değildir
zira Tanrı bir bedene gerek duymaz
bu belirmeler daha çok bir insanin elbise giymesi gibi Tanrı ´nın beden giymesi tarzında olmuştur
Dürziler ´ de bilgeliğe yalnızca belirli bir dinsel eğitimi tamamlamış olan seçkin kişilerce ulasılır; bunlara akıllılar anlamına gelen Ukkal denir
Bunlar başlarina beyaz sarik sararlar ve kendi aralarinda özel toplantilar düzenlerler
Dürzilikte Ukkal in uygulamakta oldugu dokuz dereceli bir hiyerarşik yapilanma bulunmaktadir
Inisiyasyonun ilk yilinda deneme süresini tamamlayan aday asil üyelige kabul edilebilir
Çiraklik devresini tamamlayan Dürzi ´nin ancak ikinci yilda inancinin simgesi olan beyaz sarik takmasina izin verilir ve mezhebin tüm gizem törenlerine katilmaya hak kazanir
Çoğunluğu oluşturan diğerleri Dürzi inançlarının yalnızca sınırlı bir bölümünü bilirler ve bunlara da cahiller anlamına gelen Cuhhal denilir
Bunlar ancak herkese açık ibadet yerlerinde buluşurlar
Böylelikle iki katlı bir inançsal yapıya sahip olan Dürzilik
kendine özgü bir ezoterik yapı ortaya koymaktadır
Bu tür iki katli inançsal yapıların özellikle Manicilik
Bogomiller
Paflikyanlar ve Bati ´da Katharlar ´da bulunduğu bilinmektedir
Dürzilerin inançsal ilkelerinin yalnızca bir tür inisiyasyondan geçmiş kendi mezhep üyelerine açıklanan gizler olması nedeniyle
inanç ve öğretileri tam olarak bilinmemekle beraber Musevilik
Hıristiyanlık ve İslamiyet karışımı bir ulaşımcı sentez gibi değerlendirilmektedir
Tapınmaları gizli olduğundan törenleri hakkında güvenilir bilgilere sahip değiliz
Yüksek ağaçlıklar arasında veya dağların tepelerinde gizlenmiş kutsal yapılarında hemen hiç süsleme yoktur
Belirli bir ritüelleri ve okudukları bir duaları da yoktur
ama törenler sırasında ilahiler söyler ve kutsal kitapları okurlar
Son olarak
sanki gizli bir örgüte benzerliklerini tamamlamak için
Dürziler ´in birbirlerini tanıyabilmek amacıyla benimsedikleri işaret ve şifreler olduğunu ve bunların karşılıklı olarak alınıp verilmemesi halinde gizemlerine dair tek sözcük etmedikleri bilinmektedir
Günümüzde Dürzilik
Dürziler bugün Lübnan
Suriye
İsrail ve Ürdün ´de dağınık topluluklar biçiminde yasamaktadırlar
En yoğun olarak yasadıkları bölge Lübnan ´ın dağlık yöreleridir
Dürziler uzun yıllardan beri Lübnan dağının güneyi ile Anti-Lübnan dağlarının batisi arasında kalan; kuzeyde Beyrut ´tan güneyde Sur ´a ve Akdeniz kıyılarından Şam ´a kadar uzanan bölgede oturmaktadırlar
Ayrıca az sayıda da olsa Avrupa
ABD ve hatta Avustralya ´da da Dürzi toplulukları bulunmaktadır
Dünya üzerinde toplam sayılarının yaklaşık 350
000 kadar olduğu sanılmaktadır
Müslümanlar
Dürzileri Müslüman olarak görmezler
Oysa Dürziler kendilerini Müslüman olarak
hatta Müslümanların en doğru inançlısı biçiminde değerlendirirler
Kendilerini Muvahhidin (Tanrı ´nın birliğine inananlar) olarak adlandırırlar
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul