Konu
:
Dinler Tarihi: Sabiiler
Yalnız Mesajı Göster
Dinler Tarihi: Sabiiler
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Dinler Tarihi: Sabiiler
MANDENLER ( Sabiiler )
Araplar tarafından Sâbiî (Subbi ya da Subbâ) biçiminde adlandırılan bu topluluk
kendilerine Mandenler (bilgili olanlar
arifler anlamında; İngilizcede Mandaeans) adını verir
Kendileri için kullandıkları bir diğer ad Nasuralar dır (kutsal öğretileri koruyanlar anlamında; İngilizcede Nasoraeans)
Manden adı tüm topluluk üyeleri için kullanılırken
Nasura adı yalnızca din adamları
topluluğun ileri gelenleri ve ataları için kullanılır
Mandenler
ayrı bir dil olan Mandence konuşurlar
Sâbiî sözcüğü ise Mandence de vaftiz olmak ya da suya daldırmak anlamına gelen sab fiilinden türetilmiştir ve Araplar tarafından
Mandenlerin en dikkat çeken ve sık uyguladıkları ibadetlerinden biri olan vaftiz uygulaması nedeniyle
bu topluluğa bir ad olarak verilmiştir
Sâbiîler in
Kur an da üç ayrı yerde (Bakara: 62
Maide:69 ve Hac:17) bahsi geçmektedir
Bu üç yerde de onlardan Allah a iman edenler olarak söz edilmesi
erken dönemden başlayarak Mandenler in kim oldukları ve nerede yaşadıkları konusunda İslam araştırmacıların ilgisini çekmiştir
X
Yüz yıla kadar araştırmacılar
Sâbiîler in güney Irak ta yaşadıklarını ve kendine özgü bir dinleri bulunduğunu belirtmişlerdir
Bu ilk değerlendirmeler
yüzeysel olmalarına karşın
genellikle doğruydu
Ne var ki
Halife Me mun döneminde ölüm tehditlerinden kurtulmak isteyen Harraniler (Harranlı putperestler) kendilerini Sâbiîler olarak gösterdiler ve bugüne dek gelen bir yanlışın ortaya çıkmasına neden oldular
Oysa
Asur-Babil politeizmini sürdüren ve putperest olan Harraniler in Sâbiîler ile hiç bir ilgileri yoktu
Sâbiî adını almalarından sonra bir çok Harrani
Bağdat gibi önemli merkezlerde Sâbiî adını kullanarak ünlü oldu ve Sâbiîlik adı altında kendi inançlarını yayma fırsatı buldu
Gerçek Sâbiîler ise
ezoterik ilkelerinin bir gereği olarak inançlarını açıklamamaları nedeniyle unutuldular
Daha sonraları el-Bağdadi ve Biruni gibi araştırmacılar
Sâbiîleri Harran Sâbiîleri ve VasıtSâbiîleri olarak ikiye ayırarak
güney Irak takileri gerçek Sâbiîler olarak kabul ettiler
Bu araştırmacılar
Harranlıların gerçek Sâbiî olmadıklarını ve bu adı sonradan aldıklarını da açıkladılar
Batılı araştırmacılar Mandenler ile XVI
yüz yıldan başlayarak ilişki kurdular
Başta Cizvit misyonerleri ve çeşitli batılı araştımacılar
önceleri Vaftizci Yahya Hıristiyanları diye adlandırdıkları Mandenler in kutsal metinlerini çevirmeye ve bu dinle ilgili bilgi vermeye başladılar
Son yüz yıl içinde oldukça ciddi araştırmalar gerçekleştirildi ve Manden literatürünün tümü çeşitli Batı dillerine çevrildi
Tarihçe
Mandenler
kendi dinlerinin Adem le birlikte başladığını ileri sürerler
Aslında bu din
İ
Ö
200 yıllarından başlayarak
Filistin-Ürdün yöresinde yaşayan heterodoks Yahudi akımları içersinde filizlenmiştir
Bu dönemde Kudüs teki egemen Yahudi anlayışına karşı çıkan bir çok topluluk bulunmaktaydı
Bunlar arasında en önemlileri Esseneler
Vaftizciler ve Nasuralar idi
Mandenler açısından bunların içinde en dikkat çekeni Nasuralar dır
Zira kendi kutsal metinlerinde Mandenler
Nasuralar ı Filistin deki kendi ataları olarak kabul ederler ve Nasuralar ın Yahudiler ile yaptıkları mücadeleyi dile getirirler
Ortodoks Yahudi anlayışına karşı çıkan akımların içinde Nasuralar en güçlüsüydü
Bu yüzden Yahudiler
o dönemde karşılarına çıkan her aykırı akımı Nasuralar dan olmakla suçladılar
Nitekim
İsa ve yandaşları da Yahudilerce önceleri Nasura adıyla çağrılmıştı
Mandenler tarafından IşıkPeygamberi olarak adlandırılan ve büyük önder olarak kabul edilen Vaftizci Yahya
büyük olasılıkla Nasura topluluğu ile ilişki içindeydi
İsa nın çağdaşı olan Yahya bir Yahudiydi
ancak sonradan resmi Yahudi görüşlerine karşı çıkarak kendi topluluğunu kurmuştu
İsa
Yahya tarafından vaftiz edilmişti
Yahya nın aykırı inanç ve uygulamaları nedeniyle huzursuz olan Yahudiler
bölgeye Roma adına egemen olan Herod Antipas a Yahya yı ihbar ettiler
Bunun üzerine Yahya tutuklandı ve çeşitli işkencelerden sonra başı kesilerek öldürüldü
Yahya nın yandaşları baskı ve zulum altına alındılar
bir çoğu öldürüldü
Knight & Lomas
The Hiram Key adlı kitaplarında Nasuralar ın İ
S
37 yılında katliama uğrayarak göç etmek zorunda kaldıklarını söylerler ve bu baskı uygulamasının sorumluluğunu doğrudan Aziz Pavlus a (Saint Paul) yüklerler
İncil in Habercilerin İşleri 19:1-5 bölümlerinde
Aziz Pavlus un Efes te Vaftizci Yahya nın izinden giden topluluklarla karşılaştığı
üstelik bu kişilerin İsa dan hiç haberlerinin bulunmamasına çok şaşırdığı kayıtlıdır
Kudüs ve Efes arasındaki uzaklık göz önüne alındığında
Vaftizci Yahya ya bağlı inanç topluluklarının kısa sürede ne ölçüde hızlı bir yayılmayı sağladıkları açıkça anlaşılabilir
Göç etmelerine neden olan katliama Mandenler kutsal kitaplarında ayrıntılı biçimde yer verirler
Katliamdan kurtulanlar kuzey Mezopotamya ya kaçmışlardır
Mandenler in kutsal metinleri göç edenlerin sayısını 60
000 olarak belirtir
Mandenler
bir süre sonra güney Mezopotamya ya göç ettiler
VII
Yüz yılda Irak ın Müslümanlar tarafından fethedilmesi ile Mandenler İslam egemenliği altına girdiler
Tüm bu tarihsel süreç boyunca Mandenler
çeşitli inanç ve kültürlerle ilişki içine girdiler ve farklı geleneklerden etkilendiler
Kendi özgün Yahudi kültürleri üzerine İran dinlerinden
Asur-Babil inançlarından ve Hıristiyanlıktan aldıkları çeşitli öğeleri uyarladılar
Filistin de uğradıkları katliam nedeniyle Yahudiliğe karşı bir polemik geliştirerek
zamanla Yahudilik´ten iyice uzaklaştılar
İnanç ve İbadetleri
Mandenler
dünya üzerinde günümüze kadar varlığını sürdürebilmiş en son gnostik din olarak dikkat çekmektedir
Vaftizci Yahya yı teolojilerinin en kutsal kişisi olarak kabul etmeleri nedeniyle Vaftizci Yahya Hıristiyanları (Christians of Saint John the Baptist) olarak da adlandırılırlar
Oysa İsa hakkındaki değrlendirmeleri oldukça farklıdır
Baigent
Leigh & Lincoln The Messianic Legacy adlı kitaplarında Mandenler in İsa yı bir sapkın
gizli öğretileri herkese açıklayan bir isyankar olarak gördüklerini belirtirler
a)Kutsal Metinler:
Pek zengin bir dinsel literatüre sahip olan Mandenler in kutsal metinleri iki ana grupta toplanır: Yazılı metinler ve çanak ve tabletler üzerindeki giz metinleri
Mandenler in kutsal kitapları arasında en önemli yeri üç ayrı kitap tutar: Ginza
Draşia d Yahya ve Qolasta
Ginza (Hazine)
yaklaşık 600 sayfadır ve Adem in Kitabı diye de adlandırılır
Çeşitli dualar
teoloji
mitoloji
ölüm ve ölüm sonrası gibi konuları içerir
Draşia d Yahya (Yahya nın Öğretileri)
büyük ölçüde Yahya nın yaşamını ve öğretilerini konu alan bir kitaptır
Qolasta (Övgü) ise vaftiz
ritüelik yemekler
ibadetlerle ilgili dualar ve çeşitli uygulamaları içeren bir kitaptır
Yazılı metinler arasında yalnızca din adamlarınca kullanılmasına izin verilen ezoterik metinler de vardır
Alf Trisar Şuialia (Binoniki Soru)
Alma Rişaia Rabba (Büyük İlkEvren) ve Alma Rişaia Zuta (Küçük İlk Evren) bu kitaplara örnek olarak verilebilir
Bunlar genellikle teoloji ve mitoloji anlayışlarını dile getirmektedir
Ayrıca çeşitli konularla ayrı ayrı ilgilenen divan
şerh ve tefsirler de mevcuttur
Astroloji ile ilgili yazılı metinler
daha çok kehanet
cin kovma
ebced hesabına benzer yöntemlerle kişisel olayların yorumlanması konusunda bilgiler içermektedirler
Bunların en önemlisi Sfar Malvaşia dır (Burçlar Kitabı)
Yazılı olmayan giz metinleri ise çeşitli durumlarda hastalık
büyü
afet ve benzer kötülüklere karşı çanak
çömlek üzerine ya da metal ve papirüs sayfalara yazılan kısa muskalardır
Mandenler
kutsal metinlerinin yaratılışta Tanrı tarafından Adem e verildiğine inanırlar
Mandenler in dinsel literatürü üzerine yapılan incelemeler
bu metinlerin genellikle İ
S
II III
yüz yıllarda derlendiğini ortaya koymuştur
Mandenler in kutsal metinleri Aramice nin doğu lehçelerinden biri olarak değerlendirilen Mandence ile yazılmıştır
Gündelik yaşamlarında Arapça konuşan Mandenler
bu dili anlamadan sadece ibadet dili olarak kullanırlar
Mandence yi okuyup yazabilme ayrıcalığı yalnızca din adamlarına aittir
b)Tanrı Anlayışı
Mandenler in dinsel anlayışları tümüyle gnostik düalizm temeline dayanmaktadır
Bu ikili anlayışta
bir yanda Işık Evreni
diğer yanda ise Karanlık Evreni bulunmaktadır
Işık Evreni nin yöneticisi
Yüce Yaşam
Kudretli Ruh ya da Yüceliğin Efendisi gibi niteliklerle de adlandırılan Malka d Nhura dır (Işık Kralı)
Malka d Nhura nın
en üstün niteliklere sahip olduğuna ve tüm eksikliklerden uzak bulunduğuna inanılır
Malka d Nhura nın çevresinde sayısız Işık Varlıkları vardır
Bu varlıklar Uthria (Zenginler) ya da Malkia (Krallar) diye adlandırılırlar
Bunlar da her türlü kötülükten uzak varlıklardır
Işık Evreni her türlü yokluk
kötülük
eksiklik
yanlışlık ve ölümlülükten arınmıştır
Düzen ve verimliliği simgeleyen Hiia (Yaşam) ilkesinden türeyen Işık Evreni nin kuzey de olduğuna inanılır
Düalizmin diğer yönünü oluşturan Karanlık Evreni de benzer bir yapılanmaya sahiptir
Bu evrenin başında
bir adı da Büyük Canavar olan Malka d Hşuka (Karanlık Kralı) bulunur
O
sayısız kötü varlığın yaratıcısı ve kötülüklerin yayıcısıdır; kötü niteliklerin tümüne sahiptir
Aslan başlı
ejder gövdeli
kartal kanatlı ve kaplumbağa sırtlı olarak düşünülen Malka d Hşuka
soluğu ile demiri eritir ve bakışıyla dağları sarsar
Yine de
Malka d Nhura nın karşıtı olduğu için aptal ve sersem olduğuna inanılır
Karanlık Evreni yokluk
eksiklik ve düzensizliği simgeleyen Kara Su (Kaos) ilkesi tarafından yaratılmıştır ve bu evrenin güney de bulunduğu varsayılır
Malka d Hşuka nın yanında sayısız kötü varlık
devler
canavarlar
şeytanlar ve kötü ruhlar bulunur
Bunlara ek olarak
Karanlık Evreni ne düşmüş ya da kaderin bir sonucu olarak buraya atılmış bazı Işık Varlıkları da vardır
Bunların önderi olan Ruha
özellikle evrenin ve insanın yaratılışında kötülükleri harekete geçiren dişi figür olarak Malka d Hşuka yı kışkırtan ve bu nedenle Karanlık Evrenine mahkum olan bir Işık Varlığıdır
Ayrıca Işık Evreni ile Karanlık Evreni arasında aracılık görevi gören Yuşamin
Abatur ve Ptahil gibi varlıklar da mevcuttur
Hem Malka d Nhura
hem de Malka d Hşuka ezeli ve ebedi varlıklardır
Dünyanın sonu gelince tüm kötü varlıklar yok olacaklar
ancak kaos ilkesi ile Malka d Hşuka kendi evrenlerinde tutsak olarak varlıklarını sonsuza kadar sürdüreceklerdir
c) Yaratılış Anlayışı
Mandenler´e göre
evrenin ve insanın yaratılışı iyilik ile kötülüğün arasındaki kaçınılmaz savaşın bir sonucudur
Evren yaratılmadan önce
Işık Evreni ile Karanlık Evreni birbirinden tümüyle ayrı durumdadırlar
Yapısı gereği Karanlık Evreni düzensizliği simgeleyen Kara Su dan oluşmuştur; yaşam ve verimlilik öğelerini içermediği için orada hiç bir varlık yoktur
Bu yüzden Malka d Hşuka
kimi Işık Varlıklarını tutsak etmeyi planlamaktadır
Bu durumdan haberdar olan Malka d Nhura kendi elçisi olan Manda d Hiia yı (Yaşam Elçisi) özel görevle gizlice Karanlık Evren e gönderir
Kutsal silahları sayesinde Manda d Hiia
Karanlık Kralı nın yakalar ve zincire vurur
Ancak bu sırada Işık Evreni nde yaşayan Yuşamin ve Abatur gibi kimi Işık Varlıkları meraktan iki evrenin arasındaki perdeyi aralarlar ve Kara Su ya bakarlar
İşte onların bu merakı
Işık Evreni nden düşmelerine neden olur
Işık Evreni ne geri dönmek isterler
ancak ilahi kader gereği bu artık olanaklı olmayacaktır
İkinci Yaşam ve Üçüncü Yaşam olarak da adlandırılan Yuşamin ve Abatur un düşüşleri evrenin ve insanın yaratılması açısından son derece önemlidir
Bunlar Işık ve Karanlık Evrenleri arasında sınırda kalırlar ve kendilerine ait yeni bir evren kurmaya çalışırlarsa da başarılı olamazlar
Abatur
Kara Su ya bakar ve kendi yansımasını görür
Bu yansımadan Dördüncü Yaşam olarak adlandırılan Ptahil oluşur
Kara Su yun içinde kendini kurtarmaya çabalayan Ptahil i daha önceden Karanlık Evren e atılmış olan Ruha görür
Ruha gider ve Malka d Hşuka nın zincirlerini çözer
İkisi birlikte Ptahil e dost görünerek
Ptahil i maddi dünyayı yaratması için kışkırtırlar
Amaçları sonradan Ptahil in yaratacağı bu maddi dünyaya egemen olmaktır
Bu arada Ruha ile Malka d Hşuka birleşirler ve bu birleşmeden kötü varlıklar olan yedi gezegen ve oniki burç doğar
Ptahil
Işık Kralı Malka d Nhura ya kurtulmak için yalvarır
Malka d Nhura
Ptahil e Yaşam Işığı nı verir
Böylece Ptahil dünyayı yaratır
Dünyanın maddi yönleri Kara Su dan
yaşam ve verimlilik taşıyan yönleri Yaşam Işığı ndan oluşur
Yaratılış tamamlanınca Malka d Hşuka
Yaşam Işığı nın kaçmaması için dünyanın çevresine kendi kötü çocukları olan yedi gezegen ile on iki burcu dizer; dünyayı Ptahil in elinden alır ve cinler
şeytanlar gibi kötü varlıklarla doldurur
Görüldüğü gibi Mandenler in inancında dünyanın yaratıcısı Malka d Nhura değil
düşmüş bir Işık Varlığı olan Ptahil dir ve gnostik yaklaşımda sık görülen Demiurgos rolünü üstlenmektedir
Yarattığı dünyanın kötü güçlerin eline geçtiğini gören Ptahil
en azından dünyada kendisini simgeleyecek bir varlık bulunmasını arzular ve insanı yaratmayı planlar
Ancak kötü güçler yine işe karışırlar ve onu kandırmayı başarırlar; yaratılan sadece bedendir; yaşam öğesinden yoksun olduğu için cansızdır
Ptahil
bedene can vermek için türlü yolları dener ancak başarısız olur
Bunun üzerine Malka d Nhura ya kendisine yardım etmesi için yalvarır
Bu yakarışa yanıt olarak Işık Kralı
insanın ruhunu Işık Evreni nden yeryüzüne indirir ve Manda d Hiia aracılığı ile cansız bedene yerleştirir
Bunun üzerine Adem ayağa kalkar
Mandenler e göre Adem ilk inanan kişidir
Işık Kralı insanı kötü varlıkların eline bırakmamış
ruhun bedene konuluşu ile birlikte
insanı eğitmesi için Manda d Hiia yı görevlendirmiştir
İnsanı korumak üzere Hibil
Şitil ve Anuş adlarında üç muhafız yollamıştır
Böylece yaratılan ilk insan Işık Kralı na bağlanmıştır
Ayrıca Adem in yeryüzünde yalnız kalmaması için Havva yaratılmıştır
Adem ile Havva nın evliliklerinden üç kız ve üç erkek kardeş doğmuş ve bunlar vasıtasıyla insanlık çoğalmıştır
d) İnsan ve Kurtuluş Anlayışı
Mandenler e göre insan madde ve ruhtan oluşan iki farklı öğeden meydana gelmiştir
Beden
madde olarak kötülük ve karanlığı
ruh ise iyilik ve aydınlığı simgeler
Beden
varlık olarak kötülüğe aittir
Oysa ruh
tanrısal Işık Evreni nden gelerek bedene konulmuştur
Bedene yerleştirilen ruh bu durumdan hiç hoşnut değildir ve Işık Evreni ne yeniden yükselmek istemektedir
Diğer yandan
yeryüzündeki kötü güçler ellerine düşen bu Işık Varlığı nı kaçırmamak için çepeçevre kuşatarak
çeşitli dünya nimetleri ile hırs
şehvet
kıskançlık gibi duygularla bu dünyaya bağlamaya çalışmaktadırlar
Ruh
beden içinde bir tutsak yaşamı sürdürmektedir
Manden inançlarına göre
kurtuluş yalnuzca ruh için geçerli olabilir
zira beden maddi dünyaya aittir
Ruhun kurtuluşu ise
bedenden ve dünyadan ayrılması ile olanaklıdır
Bu kurtuluş uğruna ruhun
doğru inanç ve ibadetlere bağlanması gereklidir
Ancak bu bile yetersiz kalabilir
Çünkü
Mandenler e göre tek kurtuluş
Tanrısal Bilgi ye sahip olmakla gerçekleşir
Bu bilgi
kazanılan ya da öğrenilen bir bilgi değil
ancak verilen
bahşedilen bir bilgidir
İnsanın kurtuluş için yapması gereken
bu bilgiyi alabileceği uygun ortamı hazırlamaktır
Bu da inanç ve ibadetlerle olabilir
Tanrısal Bilgi ye sahip olan ruh
maddi dünyadan temizlenerek tanrısal Işık Evreni ne
yüce Işık Kralı nın yanına yükselir
İlk kurtuluş örneği Adem in kişiliğinde gerçekleşmiştir
Yaratıldıktan sonra Adem
kötülükten uzak kalmış
Işık Kralı na itaat etmiş ve kendi kurtuluşu için yakarmıştır
Böylece Adem e Manda d Hiia aracılığı ile Tanrısal Bilgi iletilmiş
Adem in ruhu Işık Evreni ne yükselmiştir
e) Kıyamet Anlayışı
Mandenler
Adem in yaratılışından kıyamete kadar dünyanın 480
000 yıl süreceğini varsayarlar
Bu süre dörde ayrılır
Adem ile başlayan ilk dönem 216
000 yıl sürmüş ve sonunda insanlık kılıç ve hastalık tarafından yok edilmiştir
Yalnızca bir çift insan hayatta kalmıştır
İkinci dönem 156
000 yıl sürmüş ve insanlık bu kez ateş ile yok olmuş; yine bir çift insan kalmıştır
Bin yıl süren üçüncü dönem sonunda insanlık su ile yok edilmiş; sadece Nuh ve ailesi yaşamayı sürdürmüştür
İçinde bulunulan son dönem Nuh ile başlamış olup
kıyamete kadar 8
000 yıl sürecektir
Dördüncü dönemin son 2
000 yılı
Kudüs ün kurulması ile başlayan
kötülük ve savaşların giderek arttığı Ahir Zaman dır
Bu dönemde Mandenler e yönelik şiddet ve baskılar yoğunlaşır; kıtlık
kuraklık
salgınlar ve doğal afetler artar
Kıyamete dair çeşitli işaretler görülür
Bu işaretlerin başlıcaları bir yıldızın okyanusa düşmesi
yedi denizin sularının kızarması; bu sulardan içenlerin kısır olması ve son olarak da büyük bir fırtınanın çıkmasıdır
Bu işaretlerden sonra Praşai Siva (Son Savaşçı) çıkacaktır
Bir anlamda Mehdi olan Praşai Siva döneminde tüm kötülükler son bulacak
savaşlar ve tüm doğal afetler kaybolacaktır
Bu dönem bir Altın Çağ olacaktır
Mehdi nin egemenliği kıyamete kadar sürecektir
Kıyamet günü
önce havanın zehirlenmesi ile tüm canlılar ölecek
sonra gezegenler ve burçlar yok olacaktır
Kıyametten sonra tüm ruhlar için genel hesap yapılacaktır
Ölen insanların ruhları yedi gezegenden geçerek Abatur un terazisine ve oradan da Işık Evreni ne yükselir
Ölen kişi eğer iyi ve inançlı bir kişiyse ruhu
gezegenleri hızla geçer ve Işık Evreni ndeki Mşunai Kuşta adlı cennete ulaşır
Ölen kişi günahkarsa
onun ruhu gezegenlerde kalır ve işkencelere uğrar
Kıyamet günü
gezegenlerde tutulan ruhlar da Abatur un terazisinden geçerek
günahlarının son cezasını çekmek üzere bir tür cehennem olan Suf Denizine atılacaklardır
Günahlarının cezasını tamamlayan ruhlar Işık Evreni ne yükselecektir
Manden olmayanlar ise sonsuza kadar Suf Denizinde kalacaklardır
f) İbadetleri
Mandenler in yaşantısı dinsel kurallarla sıkı bir disiplin altına alınmıştır
Ruhun kurtuluşu için ibadet şarttır
Manden ibadetleri arasında en önemlisi vaftizdir
Masbuta
Tamaşa ve Rişama biçimlerinde üç çeşit vaftiz vardır
Tam vaftiz olan Masbuta bir din adamı gözetiminde akarsuya tümüyle dalıp çıkma biçiminde uygulanır ve haftada bir kez pazar günleri yapılması zorunludur
Tamaşa ise bir din adamı yardımı olmadan kişinin kendi başına akarsuya üç kez dalıp çıkması işlemidir ve ancak kavga
küfür etmek
yalan söylemek gibi dinsel bakımdan kirli sayılan eylemler sonrasında uygulanır
Rişama ise İslam daki abdeste benzer biçimde uygulanan bir vaftiz türüdür
Vaftizin kesinlikle bir akarsuda yapılması gerekir
Mandenler
akarsuları Işık Evreni ile ilişkili görürler ve onları Yaşam Suyu diye adlandırırlar
Haftada en az bir kere uygulanan vaftizin dışında dinsel bayramlarda
evlilik
doğum
ölüm
yolculuk gibi durumlarda da vaftiz uygulamaktadırlar
İbadetler arasında çeşitli nedenlerle düzenlenen törenler ve yemekler de önemli bir yer tutar
Ölüm sonrasında yapılan Masiqta adlı tören
ölen kişinin ruhunun Işık Evreni ne hızla ulaşması için uygulanır
Bu törende din adamları tarafından hazırlanan özel yemekler
belirli ritüeller vasıtasıyla yenilir
Ölüm dışında
rahipliğe giriş töreni (inisiyasyon) ve tapınağın temizlenmesi gibi nedenlerle de ritüelik yemekler düzenlenir
Bu tür ayin yemeklerinden önce din adamları tarafından güvercin ve koç kurban edilmesi de sık görülen uygulamalardandır
Üç kez gündüz ve iki kez gece olmak üzere günün belirli saatlerinde Işık Kralına dua ederler
Bu dualar yüzler kuzeye dönülerek gerçekleştirilir
Yılın belirli günlerini uğursuz kabul ederler ve böyle günlerde iş yapmamaya
dışarı çıkmamaya özen gösterirler
Yılın belirli günlerinde de bayram yaparlar
En önemli bayramları
bir tür bahar bayramı olan
beş gün boyunca kutlanan Panja ya da Parvania bayramıdır
Diğer gnostik geleneklerin aksine
Mandenler de dünyadan elini eteğini çekerek bir inziva yaşamı sürmek biçiminde uygulamalara yer yoktur
Her ne kadar dünyanın kötü güçler tarafından yaratıldığına inansalar da evlilik
çocuk sahibi olma ya da iş kurma gibi olaylara çok önem verirler
Mandenler tapınaklarına Mandi adını verirler
Tapınaklar
genellikle bir akarsu yakınında
kuzeye bakan
güney tarafında küçük bir kapısı olan
penceresiz
basık bir kulübeden ibarettir
Bu yapının akarsuya bağlanan küçük bir vaftiz havuzu vardır
Tapınak içinde herhangi bir döşeme ya da süsleme bulunmaz
burada ibadet de yapılmaz
Mandi aslında Işık Evreni nin küçük bir modeli
bir simgesi olarak düşünülür
Mandilere yalnızca din adamları girebilir
Onlar da sadece belirli zamanlarda girerler
Bu bakımdan Mandinin bir tapınak olduğunu söylemek bile zordur; zira tapınaktan çok bir kült kulübesi niteliğindedir
Toplumsal Yapı
Mandenler de birbirinden kesin çizgilerle ayrılmış toplumsal kastlar mevcut değildir
Bununla birlikte topluluk içinde dini törenleri yöneten bir din adamları grubu bulunur
Kuramsal olarak bedence sağlam
soyunda bir sapkınlık ya da dinden dönme olmayan herkes din adamı olabilir
Ancak uygulamada din adamlığı babadan oğula geçen bir meslek gibidir
Din adamı olacak kişiler uzun bir süre bir başka din adamı gözetiminde adaylık ve öğrencilik dönemi geçirirler
Daha sonra düzenlenen bir inisiyasyon töreni ile din adamı olurlar
Din adamlığı dört dereceden oluşan bir hiyerarşik yapıya sahiptir
Yardımcı din adamlarına Aşganda adı verilir
Normal din adamlarına Tarmida denir
Ganzibra derecesi ise yöresel baş rahiplik düzeyidir
En üst dereceye RişAma adı verilir ve Manden topluluğunun önderi anlamına gelir
Topluluğun tüm üyeleri kutsal elbise olan Rasta yı sürekli giymek zorundadır
Rasta
uzun beyaz bir elbisedir
Rasta sız ölmek
ölüm sonrasında büyük cezalar getirecektir
Bu nedenle Mandenler
dış elbiselerinin altına daima Rasta larını giyerler
Din adamları
Rasta ya ek olarak
bazı özel eşyalar da kullanırlar
Bunlar arasında en önemlisi sağ el küçük parmağında taşınan altın bir yüzüktür
Ayrıca zeytin dalından yapılmış bir asa
ağzı ve burnu kapatacak biçimde başa sarılan beyaz bir sarık ve saçları bağlamak için başa sarılan bir kurdele vardır
Yalnızca din adamlarının giyebildikleri bu nesneler
din adamının ölümünde kendisi ile birlikte gömülürler
Topluluk üyeleri için bir dine kabul töreni yoktur
Manden bir aileden doğan herkes topluluğun doğal üyesi olarak kabul edilir
Manden anne ya da babadan doğmamış bir kimsenin topluluğa kabulu olanaksızdır
Her topluluk üyesinin bir dünyalık adı
bir de gizli adı olmak üzere iki adı vardır
Gizli ad
doğumda din adamları tarafından yapılan astrolojik hesaplar sonucunda verilir
Bu gizli ad yalnızca topluluk üyeleri arasında ve dinsel törenlerde kullanılır
Her üyenin topluluğun gizlilik ilkesine uyması en önemli görevidir
Manden dininin herhangi bir kuralı ya da öğretisini
Manden olmayanlara aktarmak en büyük günah olarak değerlendirilir
Günümüzde Sabiiler
Günümüzde Sabiiler Dicle ve Fırat kıyıları
Irak ın güneyindeki eski Kuzistan ın Karun Nehri Boylarında yaşamalarına rağmen büyük bir bölümü Bağdat ve Basra da yaşamaktadırlar
Sabiiler kendileri dışında kimseyle evlenmeyen kapalı toplum olup Altın ve Gümüş işçiliğinde oldukça ilerlemişlerdir
Irak´ın dışında İsveç
Avustralya
ABD gibi ülkelerdede yaşayan Mandaistlern Günümüzde Dünya da sayısı 30
000 kadardır
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul