Konu
:
Mırı: Hatşepsut (Hatçepsut, Hatshepsut, Maatkare, Maat-Ka-Ra)
Yalnız Mesajı Göster
Mırı: Hatşepsut (Hatçepsut, Hatshepsut, Maatkare, Maat-Ka-Ra)
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Mırı: Hatşepsut (Hatçepsut, Hatshepsut, Maatkare, Maat-Ka-Ra)
Hatshepsut
Maatkare
Maat-ka-Ra)
Hatşepsut veya Hatçepsut; Eski Mısır'da 18
Hanedan döneminde hüküm sürmüş kadın firavun
Annesi
Ahmose (Ahmos/Yahmos)
babası I
Tutmosis'tir (Tutmos/Akheperkhare)
[1][2] Hatşepsut'un iktidarda bulunduğu zaman dilimi konusunda çeşitli görüşler vardır
Bunlara göre: En erken M
Ö
1503 yılında iktidara gelmiş ve en geç M
Ö
1445 iktidarı son ermiştir
[2][3] Prenses Hatşepsut
Mısır tarihinin ilk kadın firavunudur
İlk kadın firavun olmanın dışında daha büyük özellikleri bulunan Hatşepsut
o dönemdeki en büyük ticaret yolunun girişimcisidir ve kendisi ölümünden yüzlerce yıl sonra kadın olarak açıklanan bir firavundur
[4]
Tebliler
Hiksoslar
'ı ülkeden çıkardıktan sonra
XVIII
Sülale ile
Eski Mısır
'ın en saygın dönemi olan Yeni İmparatarluğu (M
Ö
1580-1080) başlatır
Tutmasis ve Amenafis adlı firavunların mensup olduğu bu ilk sülale
kralların birbirini izleme sırasına göre beklenmedik üç tehlike yaşar
Bunlardan birincisi
ileride III
Tutmasis adıyla firavun alacak olan yeğeninin çocukluğunda naiplik görevini yürüten Hatşepsut adlı bir kraliçenin hükümdarlığıdır
(Yaklaşık M
Ö
1490-M
Ö 1470); Hatşepsut kendini firavun ilan eder ve yirmi yıl kadar ülkeyi yönetir
Ölümünden sonra
III
Tutmasis
dikilitaşları yıktırarak ve anıtlarını tahrip ederek onun hükümdarlık döneminin bütün izlerini yok etmeye çalışır; işi
Hatşepsut'un Deyr-ü'l Bahri'de inşa ettirdiği
bütün Mısır tarihinin en güzel tapınaklarından birini yıktırmaya kadar vardırır
[5]
Tarih
M
Ö 1500'lü yılları gösterirken
o günün krallığı olan 18
Hanedan döneminde
Teb
bölgesinde Krallar Vadisi'nin karşısında yaşayan
Kraliçe Ahmose (Ahmos/Yahmos)
deliler gibi tutkun olduğu kocası Firavun I
Tutmosis'e (Tutmos/Akheperkhare) bir erkek vâris verme umudunu günden güne yitirmeye başlamış ve bütün çabalarına rağmen hamile kalmasına sevinse de iki kızı olur ve sadece biri hayatta kalır
Adı da Hatşepsut'tur
[6]
Kral I
Tutmosis'in
Ahmose
ile evliliği
aslında onun 2
evliliğidir
İlk eşi Mutnofnet'ten olan erkek çocukları var; fakat nedense
Ahmosis
'ten erkek çocuk olmasını istiyor
Tutmosis'in ilk eşi
oğullarından birini tahta geçirtmenin planlarını yapmak istemesine rağmen; Tutmosis
bunu nedense istememektedir
Kraliçe Ahmose
'nin kızı Hatşepsut'un güçlü bir kişiliği vardır
Bu güçlü kişilik
kendini ilerleyen yıllarda hanedan içinde de hissettirmeye başlar
Genç yaşına ve hanedanlığına karşı düzenlenen komplolara rağmen
kendini yavaş yavaş kabul ettirmeye de başlar
İleriki yıllarda da üvey erkek kardeşleri
onun iktidarı ele geçirmesine izin vermeyecekler
muhtelif komplolar tertip edeceklerdir
Ama Haşnepsut'un zekası ve güçlü kişiliği
ayrıca hanedan içinde de kabul görmüşlüğü bu komploların üstesinden gelmesini sağlar
Bu
belki de tarihin bir oyunudur
Zira
bu güçlü kişilik emin adımlarla ülke yönetiminde söz sahibi olacaktır
Hatşepsut
üvey kardeşi olan
babasının Mutnofret'ten olan oğlu II
Tutmosis ile evlendirilmiştir
Bu evliliklerinden tıpkı annesi
Kraliçe Ahmose
gibi 2 kız çocuğu doğurmuş olan Hatşepsut
kızlarının kendisinin aksine çok narin kızlar olmasından pek de hoşlanmamıştır
Evli oldukları dönemde kocası II
Tutmosis
belki de erkek varis isteği ve hevesi ile
tıpkı babası I
Tutmosis gibi
bir dansöz olan Aset'i 2
eş olarak almıştır
İkinci eş Aset ile aynı zamanda hamile kalan Hatshepsut
2
kız çocuğunu; Aset ise ilk oğlan çocuğunu doğurmuştur
Kızların narin kızlar olmasından mıdır
yoksa erkek çocuk sevgisi ve beklentisinden midir bilinmez; ama Hatşepsut
bu erkek çocuğunu kendi çocuğu gibi sevmiş ve bağrına basmıştır
Belki de gelecekte
bu erkek çocuğunu hükümdarlığa hazırlayacaktır
eşi II
Tutmosis
ölür ve hanedanlık geleneğine ve hukukuna göre yerine geçmesi gereken III
Tutmosis'in yaşının
ülke yönetimi için çok küçük olmasından dolayı
Hatşepsut naip ilan edilir
Naip kelimesi
Arapça kökenli bir kelime (na:ip)
anlamı; Tahtta hükümdar olmadığı zaman veya hükümdarın çocukluğu sırasında devleti yöneten kimse demektir
Gerçekten de Hatşepsut
genç bir kadın olarak
erken yaşlarda tahta geçmiş ve güçlü kişiliği sayesinde ve erkek hegemonyasına karşı tam 22 yıl tahta kalmış ilk kadın firavundur
Örnek itibari ile Mısır tarihinde başka kadın firavun var mıdır bilmiyoruz; ama yaşamı ve yaşadıkları itibari ile Hatşepsut ilk kadın firavun olarak tarihteki yerini almıştır
Hatşepsut
aynı zamanda Antik Mısır tarihinde ilk naip ilan edilen kadındır
[6]
Kraliçe Hatşepsut
M
Ö
15
yüzyılda 18
Hanedan'ın önemli liderlerinden biriydi
İktidarı
üvey oğlu 3
Tutmosis'in elinden zorla ele geçirmişti
Erkek gibi giyinmesiyle ve takma sakalıyla tanınıyordu
Kendisinden önceki ve daha ünlü
Nefertiti
ve
Kleopatra
gibi kadın hükümdarlardan çok daha güçlü bir liderdi
[7]
Hatşepsut'un 22 yıl süren iktidarından sonra yerine III
Tutmosis'in geçtiği bilgisi yer alıyor
[8]
Üvey kardeşi
babasının Mutnofret'ten olan oğlu II
Tutmosis ile evlenmiştir
II
Tutmosis'in ölümünden sonra hatçepsut kız evlat doğuramamanın vermiş olduğu başarısızlık hissi ile tahtı üvey oğlu III
Tutmosis'e kaptırmamak için dönemin baş rahibi ile bir anlaşma yapar ve kendini firavun seçtirir
[3] Hatşepsut'un iktidarda bulunduğu zaman dilimi konusunda farklı görüşler bulunmakta
Bunlara göre: En erken M
Ö
1503 yılında iktidara gelmiş ve en geç M
Ö
1445 iktidarı son ermiştir
Farklı görüşlerin en ortak noktası ise Hatşepsut'un bir kadın olarak oldukça uzun sayılabilecek bir dönem hanedan'ı yönetmesidir
[6]
Hüküm sürdüğü yıllarda halkı tarafından sevilmiştir
güçlü bir kadındır
Üvey oğlu 3
Tutmosis'in tahta geçmemesinin sebebi ise ordunun başında savaşmayı tercih etmesidir
Aralarında taht kavgası olmamasına rağmen
Hatşepsut öldükten sonra yerine gecen 3
Tutmosis
20 yıl hükümdarlığının sonunda yazıtlardaki Hatşepsut figürlerini sildirmiştir
Sebep olarak da bir kadının firavun olmasının geleneklere uymaması ve bunun tarihe geçmesini engellemek olduğu düşünülmektedir
Ama Hatşepsut yaptırdığı yazıtlarda kendisinin bu yazıtları yaptırarak gösterişe meraklı olduğunun sanılmamasını
babasının kızı olduğunu tarihe yazdırmıştır
Soylu aileden olmayan ve iyi bir mimar olan Senmut'la olan aşkı da göze batıyordu
[9]
Mısır tarihi
hanedanlık hikâyeleri ve bu hikâyelerin içinde kirli oyunlar
entrikalar
komplolar
iki yüzlülükler
arkadan vurmalar
kudret
güç
isyanlar
aşklar
tutkular ve intikamlarla doludur
Bunlara Hatşepsut döneminde de rastlanıyor
Çünkü iktidarda olması gereken
fakat yaşı itibari ile hükümdar olamayan III
Tutmosis çeşitli entrikalara başvurmuş ve oldukça ciddi sayılabilecek bir taraftar topluluğu ile bazı isyanların çıkmasında rol oynamış
İyi eğitim almış
güçlü
zeki ve duygusal bir yönetici ve hükümdar olarak tanınmış olan Hatşepsut
hanedanlığı boyunca akılcı ve barışçı bir yönetim sergilemesine rağmen
sırf bu isyanları bastırmak için ordusunun başında seferlere çıkmış
Somali ve Cibuti seferlerinde büyük başarı elde etmiş
[6]
Uzun süren hakimiyet yılları boyunca barışçı bir politika izleyen Hatşepsut
yalnızca isyan bastırmak için sefere çıkmıştır
Aset'in oğlu Tutmose III ün vezirini ve arkadaşlarını öldürmesi üzerine zehir içerek intihar ettiği iddia edilse de bu konuda herhangi bir delil yoktur
Pek çok kaynak Hatşepsut'un kemik kanserinden vefat ettiğini savunur
[2][3]
ilk kadın naip ve ilk kadın firavundur
ve türlü entrikalara rağmen 22 yıl tahtta kalabilmiştir
Mısırlı tarihçiler tarafından hep erkek olarak belirtilen prenses
DNA testiyle sonradan kadın olarak tarihe geçmiştir
Sakallı heykelleri bulunmasının sebebi
o dönemdeki firavunların takma sakal takma geleneğidir
Genç yaşında üvey kardeşi II
Tutmosis ile evlenen prenses
diğer üvey kardeşlerinin komplolarına rağmen inanılmaz derecede güçlü kişiliğiyle hanedanlığı yönetmiştir
Ölümü için bile kardeşleri tarafından zehirlendiği rivayet edilse de
açıklanan ölüm şekli kemik kanseridir
[4]
Mısır tarihinde bir kadının firavun olmasına katlanamayan Mısırlı tarihçiler tarafından kendisinden hep erkek olarak söz edildi
Ne yazık ki
kadın olduğu
yüzlerce yıl sonra DNA testi ile ortaya çıkarabildi
Kendi adına inşa ettirdiği muhteşem tapınağı ve gücünü simgelemek için yaptırdığı ‘sakallı heykeli'yle ünlü
Hayatı boyunca ‘erkek dünyası'yla mücadele etmek zorunda kaldığı ve bu çekişmenin ‘ruh'unu kirletmesini istememesi ve sürekli entrikalar çeviren III
Tutmosis'in veziri ve arkadaşlarını öldürmesi üzerine zehir içerek intihar ettiği söyleniyor
Bu konuda kesin bir bulgu yok
Belki de üvey kardeşinin gazabına uğramıştır
Hatşepsut'un ölümünden sonra hanedanlık tahtına III
Tutmosis oturuyor
[6]
Hatşepsut'un
yaklaşık 22 yıl süren iktidarı sonrasında yerine III
Tutmosis geçmiştir
[10][3] Hatşepsut'un hayatı çok enteresandır
Savaşlarla
şöhretle ve aşkla geçen büyüleyici bir yaşam ve entrikalarla örülü olağanüstü bir kaderdir
Erkek bir firavun kadar Mısır'da hüküm sürecek kadın
diğer firavunlar gibi krallar vadisinde mumyalanarak ebedî hayata gönderilmiştir
[6]
Tutankamun'un mezarının bulunmasından beri yapılan en büyük arkeolojik keşif olarak belirtilen
prenses Hatşepsut mumyası
uzun yıllar teşhis edilemeden bekletilmiş ve mumyada eksik olan bir dişin bulunması ve dişin mumyaya uyması ve takma sakalının olması sonucu
Zahi Havas tarafından kurulan özel DNA Laboratuarı'nda çalışan bilim adamlarınca teşhis edildi
106 yıl aradan sonra teşhis edilen Hatşepsut
kendisinden sonra gelenlerin kendisini tarih sahnesinden silme girişime rağmen
hak ettiği şekilde yerini almıştır
Mısır tarihinde çok önemli bir yere sahip olmasına rağmen
sırf bu yüzden adından fazlaca söz edilememiştir
Tarihe mal olmuş her kişiye yapıldığı gibi Hatşepsut içinde anlatılmış pek çok efsane vardır
bunlardan biri prensesin Servan isimli vezir bir sevgilisi olduğu ve Krallar Vadisinde bulunan prensesin mezarının çok derin olma sebebinin
Servan'ın mezarına daha yakın olma isteği olduğudur
prensesin aşkı olarak anlatılan diğer kişi de mimar olan Senmut'tur
Ölümü içinde pek çok ayrı anlatılar bulunan prenses kimilerine göre üvey kardeşleri tarafından zehirlenmiştir
ölüm sebebi için en kuvvetli ihtimal kemik kanseri olmasına rağmen
Hatşepsut'un şeker hastası olduğu ve karaciğer kanserinden öldüğü de rivayet edilir
[3]
Hatşepsut
tarihte adı kayıtlara geçen ilk kadındır
Mısır'ın güneyinde bulunan Punt topraklarının keşfedilmesi için on emir vermiştir
Kraliçe olduktan sonra bir kral gibi giyinmiş ve takma sakal kullanmıştır
Çünkü çeşitli törenlerde takma sakal kullanmak firavunların geleneğidir
Hatşepsut
her firavun gibi beş ayrı isme sahiptir
Bu beş farklı isim doğum adı
taht adı
Horus adı
Nebty adı ve Altın Horus adı altında toplanır
Doğum adı: Khnumt-Amun Hatshepsut: Khnumt-Amun: Amun'a bağlı olan
Hatshepsut: Asil kadınların önde geleni Taht adı: Maat-ka-ra: Ra'nın ruhunun adaleti/doğruluğu Horus adı: Wesretkau: Ruhların(Ra'nın ruhlarının) gücü Nebty adı: Wadjrenput: Yılların gelişimi Altın Horus adı: Netjeretkhau: Görünüşün ilahiliği
Hatşepsut'un Dair-El-Bahri'deki tapınak-mezarı Atatürk'ün Anıtkabirine mimari yönden ilham kaynağı olmuştur
[3]
Prenses Hatşepsut'un 22 yıl süren hükümdarlığına rağmen neden kadın olduğu açıklanmadı
nasıl öldü
sürekli takma sakalla mı yaşıyordu
öldükten sonra yerine geçen üvey oğlu 3
Tutmosis
neden yazıtlardaki Hatşepsut figürlerini sildirdi? Bunu öğrenir miyiz bilmiyoruz
Ama bildiğimiz tek şey; Mısır tarihi
insanları gizemiyle uzun zaman şaşırtmaya devam edecek
[?]
Kraliçe Hatşepsut'un Punt Resimleri
Kraliçe Hatşepsut'un Deyr el-Bahri'deki tapmağındaki çok iyi işlenmiş bir dizi sahne
belki de uzun bir hareketsizlik döneminden sonra Puntlarla ticaret anlaşmasının yeniden başlamasını kutlamak için yapılmıştır
Resimlerde gayet belirgin olarak
Puntların direkler üzerinde duran konik biçimli ve merdivenle girilen saz kulübeleri görülmektedir
Deyr el-Bahri'de tasvir edilen bitkiler arasında palmiyeler ve mür ağaçları da vardır ve bu sonuncular mürrüsafi çıkarılması için parçalanmaya başlamışlardır
Punt hükümdarı (Mısırlılardan uzun sakalı ve garip giysileriyle ayrılmaktadır) Mısırlı ticaret heyetini karşılamaya çıkmıştır
Hükümdarın adı Parahu olarak verilmekte ve Puntluların tek lideri olduğu ima edilmektedir
Ancak pek çok başka yazıtta da
Mısırlıların Punt'ta her biri kendi liderlerine sahip farklı gruplarla karşılaştıkları belirtilmektedir
Aşağı ve yukarı Nübye halkları da aynı şekilde
farklı adlar taşıyan kabileler arasında bölünmüştür
Parahu'nun bir reislikler konfederasyonun başı ya da Mısırlılar ile Punt'un daha iç bölgeleri arasında aracılık yapan bir kıyı kabilesinin temsilcisi olması mümkündür
Sudan'da günümüzde bir Dinka köyü
Direkler üstündeki evler Kraliçe Hatşepsut'un Deyr el-Bahri'deki tapınağındaki röliyeflerdeki Punt evlerinin tıpkısıdır
Hatşepsut'un tapınağındaki röliyeflerden bir sahnede direkler üzerindeki evler görülüyor
Balıklar
Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nda bulunan balıklardır
Kraliçe Hatşepsut'un askerleri Punt'tan mür ağaçları getirmişlerdir ve bunlar
bulunan ağaç çukurlarına bakılırsa Deyr el-Bahri'de ekilmiştir
[11]
Kraliçe Hatşepsut'un Mumyası Teşhis Edildi
Uzmanlar
Mısır'ın en ünlü kraliçesi Hatşepsut'a ait 3000 yıllık bir mumyanın teşhis edildiğini açıkladılar
Eski Mısır uygarlıkları uzmanı Zahi Havas
Kahire'de düzenlediği yoğun katılımlı basın toplantısında
yapılan teşhis hakkında ayrıntılı bilgiler verdi
Kraliçe Hatşepsut'un mumyasının teşhisi
Mısır'da 1922 yılında Tutankamun'un mezarının keşfinden bu yana en büyük arkeolojik buluş olarak niteleniyor
Arkeologlar
on yıllardır teşhis edilemeden bekletilen mumyanın
şimdi
Kraliçe Hatşepsut'un ölümü ve daha sonra cesedinin ortadan kaybolmasıyla ilgili esrar perdesine aralayabileceği kaydediliyor
[7]
Mısır'ın baş arkeologu Zahi Havas
104 yıl önce bulunan ve üst soylu sınıftan şişman bir kadına ait mumyanın dişinden alınan DNA örneğiyle diğer bilimsel testler sayesinde
kimliğinin belirlendiğini açıkladı
Zahi Havas
mumyayı gazetecilere tanıttığı basın toplantısında
"Bundan yüzde yüz eminiz
Mumya
3500 yıl önce ülkeyi yöneten Kraliçe Hatşepsut'a ait"
dedi
Firavunlar Vadisi'nde Tutankamun'un da gömülü olduğu mezarda 1903 yılında bulunan mumya üzerinde yapılan incelemelerde
kadının kemik kanserinden öldüğü belirlenmişti
Havas
Kahire Müzesi'ne kaldırılan bu mumyanın
mezarın sahibi olan Hatşepsut'un
"Sitre In"
adlı nedimesine ait olduğunu sanıyordu
Ancak yıllar sonra sürpriz bir gelişmeyle mumyanın Hatşepsut'a ait olduğunu ortaya çıkardı
Firavunların vücut parçaları
ayrı kutulara konularak başka bir yerde muhafaza ediliyordu
Üzerinde Kraliçe Hatşepsut'un adının yazılı olduğu kutunun içinde bulunan azı dişi incelenince
mumyanınkine tıpatıp uyduğu görüldü
Havas
"Dişler tıpkı parmak izleri gibidir
1
80 cm genişliğindeki bu dişi
bir dişçi ölçtü ve yüzde yüz mumyanınkine uyduğunu gördü"
dedi
[12]
Zahi Havas'ın müze yakınında kurduğu DNA Laboratuarı'nda çalışan uluslararası bilim adamları grubu
Kraliçe Hatşepsut'un teşhis edilmesine yardımcı oldu
Bu konudaki çalışmaların finansmanı
Amerikan televizyon kanalı Discovery tarafından karşılandı
Hazırlanan belgesel Temmuz ayında yayınlanacak
Kraliçe Hatşepsut'un teşhisinde en önemli ipucu
mumyanın bir dişinin eksik olmasıydı
Bu dişin boşluğu
3000 yıl öncesinden bugüne ulaşmış bulunan ve üzerinde Hatşepsut ismi yazılmış olan bir dişe tıpa tıp uyuyordu
[7]
Krallar Vadisi'ndeki
teşhis edilememiş iki kadın mumyasının bulunduğu bir mezarda ortaya çıkarılmıştı
İlk olarak 1903 yılında Howard Carter tarafından keşfedilen mezar
daha sonra soyguncuların hedefi olmuş ve mezar yeniden kapatılmıştı
Mezar
1906 yılında yeniden açıldı ve mumyalardan biri çıkarıldı
Bu mumyanın
Hatşepsut'un özel hükümdarlık hemşiresi Sit-ra olduğu belirlendi
Mezarda bırakılan ve şimdi Kraliçe Hatşepsut'a ait olduğu teşhis edilen mumya ise
1990'a kadar gün ışığına çıkarılmadı
Mumyanın Hatşepsut'a ait olabileceği tahminleri
sol kolunun
Kraliyet cenazelerinde geleneksel olan şekilde kıvrılmış olmasından ve takma sakal olabileceği tahmin edilen tahta bir yüz aksesuarı taşımasından kaynaklanıyordu
[7]
1903'te
ünlü arkeolog Howard Carter
Krallar Vadisi'nde keşfedilen yirminci mezar olan KV20'de Hatşepsut'un lahdini bulmuştu
Bu lahit
Hatşepsut tarafından yaptırılan üç lahitten biri idi -ve boştu
Araştırmacılar ne Hatşepsut'un mumyasının nerede olduğu
ne de mumyanın Hatşepsut'un ortak-kralı olan ve onun ölümünün ardından tahta çıkan III
Tutmosis'in iktidarı sırasında yürütülen -Hatşepsut dönemine ait tüm kayıtların yok edilmesini amaçlayan- seferberlikten kurtulup kurtulmadığı konusunda bilgi sahibi idi
Bu dönemde
Hatşepsut'u kral olarak gösteren tasvirlerin hemen hepsi sistematik bir şekilde tapınaklar
anıtlar ve dikilitaşlardan kazınmıştı
Hatşepsut'un gizemini en sonunda tamamen aydınlatırmış gibi görünen araştırma
Mısır Mumya Projesi Başkanı ve Eski Eserler Yüksek Kurulu Genel Sekreteri Zahi Hawass tarafından 2005'te başlatılan çalışma olmuştu
Hawass ve bilim insanlarından oluşan bir ekip
yüzyılı aşkın bir süre önce bulunmuş ancak Krallar Vadisi'ndeki küçük bir mezarın tabanından çıkarılmasını gerektirecek kadar önemli olduğu düşünülmemiş olan -KV60a adını verdikleri- bir mumyaya odaklandı
KV60a öte dünyadaki yaşamını
bırakın ölümden sonraki yaşamında da kendisine eşlik edecek hizmetkârlara sahip olmayı
bir tabutun korumasından dahi yoksun bir halde geçirmekteydi
Üzerine giyecek herhangi bir şeyi de yoktu -ne bir başlık
ne mücevherler
ne altın sandaletler
ne de altından yapılmış el ve ayak parmağı kaplamalarına; yani
Hatşepsut ile kıyaslandığında önemsiz bir kral sayılabilecek firavun Tutankamun'a sunulan hazinelerden hiçbirine sahip değildi ve Mısır'ın en ünlü kayıp arama davalarından birini çözmek için kullanılan tüm o yüksek teknoloji yöntemlere rağmen
eğer şans eseri keşfedilen bir diş olmasa
KV60a olasılıkla bugün hâlâ karanlıkta yatıyor olacaktı
Günümüzde
Mısır Müzesi'ndeki iki Kraliyet Mumya Odası'ndan birinde
en sonunda Yeni Krallık firavunu soyunun uzak fertleri ile bir araya gelmiş olarak -kendisinin Hatşepsut
Kadın Kral
olduğunu duyuran tabelalarla birlikte- yeniden kutsanıyor
Havaya baştan çıkarıcı mür reçinesi parfümünün kokusu değil de
görünüşe göre
Hatşepsut'un bir kireçtaşı mağarada geçirdiği yüzyıllar içinde oluşmuş ekşimsi
keskin bir koku hakimdi
Perişan haldeki bu şeyi
çok uzun bir süre önce yaşamış ve adına
"Ona bakmak diğer her şeyden daha güzeldi" cümlesi tarihe kazınmış büyük yönetici ile bağdaştırmak hiç de kolay değildi
Bir insana benzeyen tek yeri
tırnaksız parmak uçlarının kemiksi parlaklığıydı
Mumyalanmış etler çekilmişti
parmak uçlarındaki kemikler manikür yapılmış tırnak yanılsaması yaratıyor ve yalnızca gösteriş merakımızın çok eskiye dayandığını değil
aynı zamanda dünya üzerindeki canlılarla aramızdaki kırılgan bağı ve yaşadığımız dünyaya aslında ne kadar kısa ve geçici bir süre dokunabildiğimizi de düşündürüyordu
Parmak uçlarında insanı tuhaf bir şekilde etkileyen dokunaklı bir şeyler vardı
Bedeninde güzellikten yana başka hiçbir şey kalmamıştı
Boynuna dolanmış keten
sadece moda olsun diye takılmış ve amacına ulaşamamış çirkin bir aksesuar gibiydi
Üst dudağın alt dudağın üzerine kapandığı ağzı ürkütücü bir kıvrım oluşturuyordu
(Hatşepsut
üstçene dişlerinin önde oluşuyla ünlü bir soydan geliyordu
) Göz çukurları siyah reçine ile kaplanmış
burun delikleri kumaş ruloları ile doldurulmuştu
Sol kulağı
kafatasının yanındaki etin içine gömülmüştü ve kafasında neredeyse hiç saç yoktu
[13]
Teşhis tekniği kuşkulu mu?
Kimi arkeologlar ise Kraliçe'nin teşhisinde DNA teknolojisi kullanılmasını kuşkuyla karşılıyorlar
Amerikalı moleküler biyolog Scott Woodward
"Bir mumyadan DNA çıkarmak son derece güç bir işlem
Aynı kaynaktan başka DNA örnekleri de alınıp karşılaştırılması gerekir
"
dedi
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul