Konu
:
Efes Yöresindeki Mağaralar
Yalnız Mesajı Göster
Efes Yöresindeki Mağaralar
08-25-2012
#
1
Prof. Dr. Sinsi
Efes Yöresindeki Mağaralar
1970 yılında keşfedilen Kuşini Mağarası
Selçuk’tan İzmir’e giden asfalt yolun 7
kilometresinden sağ tarafta çok uzaklardan görülebilmektedir
Ephesoslular tarafından Romalılar zamanında mermer ocağı olarak kullanılmış Kuşini Mağarası’nın önünde
mermer artıkları üç ayrı yığın oluşturmaktadır
Mağara
içerisinden tonlarca mermerin alınması sonucunda insan emeği ile meydana getirilmiştir
Girişte bulunan görkemli bloklar
mağara önünü kısmen kapatmaktadır
Mağaranın içinin genişliği 100 m
derinliği 40 m
yüksekliği girişte 40 m
kadardır
Tavanın çökmemesi için
mağara girişinde sütun görevi yapan çok büyük bloklar oluşturulmuştur
Kuşini Mağarası’nın tarihlemesi
yarı kesilmiş bloklara
tahta çivilerin çakılması için açılan yarıklara
duvarlardaki çalışma izlerine dayanılarak yapılmaktadır
Büyük bir olasılıkla Romalılar zamanında
Ephesos kentinin en yüksek düzeye eriştiği M
S
2
yüzyılda buradan mermer alındığı anlaşılmaktadır
Kuşini Mağarası ile Selçuk Kenti arasındaki bölgede yer alan Kurudağ’ın güney yamacında doğal bir oluşum gösteren Damlataş Mağarası bulunmaktadır
Mağaranın girişi oldukça küçük olduğu için içerisi karanlıktır
Uzun yıllardan beri damlayan su taneciklerinin oluşturduğu sarkıt ve dikitler çoktur
Mağaranın genişliği 60 m
derinliği 40 m
kadardır
Tabanda yapılan yüzey araştırmasında bol sayıda keramik ile Hellenistik ve Roma yağ kandilleri ele geçmiştir
Kurudağ Damlataş Mağarası
elde edilen buluntulardan anlaşıldığına göre Grek ve Romalılar zamanında M
Ö
400 yıllarından M
S
400 yıllarına kadar kült yeri olarak kullanılmıştır
1977 yılında yapılan bir yüzey araştırmasında ise
Selçuk- Şirince Köy yolu kenarında bir mağaranın varlığı anlaşılmıştır
Sütini veya Sütkaya adıyla tanınan bu mağara Selçuk merkezinden itibaren Şirince Köyü yolunda 2 km
kadar ilerleyince yolun sol tarafındaki Ahmet Ak’a ait bağ evinin arkasındaki tepenin üzerinde yer almaktadır
Evden mağara ağzına kadar olan uzaklık yaklaşık olarak 700 m
kadar olup
kayalık olan bu bölge uzaklardan görülebilmektedir
Sütini’nin girişi yanyana iki delikten meydana gelmektedir
Mağaranın içine bilimsel anlamda araştırma yapabilmek için 1982 yılında girilmiştir
Mağara girişinin hemen 5 m
üzerinde bir kaya mezarlığının olduğu tespit edilmiştir
Mezar daha önceden soyulmuş olup
2 m
yüksekliğinde 1
9 m
genişliğinde ve 3
3 m
uzunluğundadır
Sütini Mağarası’na girebilmek için girişte gittikçe daralan bir deliğe doğru 2 - 3 m
ilerledikten sonra birkaç metre sürünmek
daha sonrada büyük taş bloklara tırmanmak gerekmektedir
Bu engeller aşıldıktan sonra birden genişleyen bir bölme ile karşılaşılmaktadır
Bu holün duvarlarında kayalar üzerine yazılmış yazıtlar bulunmaktadır
Arkaya doğru bir set şeklinde yükselen bu holün sonunda bulunan dar bir delikten 15 - 20 m
aşağıya doğru inildiğinde küçük bir bölmeye ve buradan daha aşağıya doğru inildiğinde de tekrar yine genişleyen bir hol ile karşılaşılmaktadır
Burada da yine yazıtlar bulunmaktadır
Bu holün devamında yine kısmen genişleyen yazıtları bulunan diğer bir bölme daha bulunmaktadır
Bu bölmeden itibaren mağara derinlere doğru devam etmektedir
Mağaranın girişinde renkli fresk kalıntıları bulunmaktadır
Tahrip olmuş figürlerin başlarına ait kalıntılardan anlaşıldığına göre
bunlar Hıristiyanlık Dini ile ilgili olup azizleri temsil ettikleri düşünülmektedir
İlk belirlemelere göre Bizans yazıtlarının çoğu graffiti biçimindedir
Ayrıca
haç işaretleri ve monogramlar görülmektedir
Yazıtlar
alt alta yazılmış adlar (Sotirikhos
Nikolaos
Mikhael Sergios
Theodosios gibi) ve tanrıya yakarış olarak belirlenmiştir
Bir yazıtta “Tanrının kölesi Sotirikhos” okunmaktadır
Bir başka yazıtta ise
“Ey İsa! yardım et” ifadesi kullanılmıştır
Bir yerde de “amen” kelimesi yazılmıştır
Alıntı
Prof. Dr. Sinsi
Kullanıcının Profilini Göster
Prof. Dr. Sinsi Kullanıcısının Web Sitesi
Prof. Dr. Sinsi tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul